Entertainment industry = eğlence endüstrisi.

Bu suçlama değil, haklı bir eleştiri. Twitter'da paylaşmış. Gazetelerde de ilk haberlerden birisiydi.
Değerli, saygın bir insan. Konu ne acaba merak ettim. Daha önce hiç gazetelere konu olduğunu görmedim çünkü.
Bununda kendi iradesi dışı konu yapıldığını düşünüyorum. 


Cem Adrian'dan O Ses Türkiye jürisine suçlama...
Cem Adrian, bu akşam yapılacak olan büyük final ile şampiyonun belirleneceği 'O Ses Türkiye' yarışmasını topa tuttu. 'Yaptığınızın hesabını ödemenizi diliyorum' diyen Adrian, tepkisini Twitter'da dile getirdi.
"Müziğe aşık ruhlara umut ve ışık sunuyorsunuz. Sonra o güzel insanlar ışığa uçan kelebekler gibi sizden medet umuyorlar. Siz onları sadece "yarıştırıp, karşı karşıya getirip, kırıp, döküp, tüm sevdikleri önünde kaybettirip, incitip bununla para kazanıyorsunuz. Hiçbirinin hayalleri, umutları, geçmişleri ve gelecekleri umrunuzda değil. O koltuklarda utanmazca oturup bunu yapıyorsunuz. Şu fani dünyada insanların umutlarını sömürüp, gözyaşlarıyla beslediğiniz reytinglerden kazandığınız her maddi şeyin hesabını ödemenizi diliyorum. 
CEM ADRIAN

Bu suçlama değil, haklı bir eleştiri. 
İsyan etmiş Cem Adrian sonunda. Açıkçası ben de aynı fikirdeyim. Beyin yıkamaya yönelik programlar hepside.
Ben izletmiyorum. 
Anne ama okulda da, arkadaşlarım da hep bunlardan konuşuyorlar. 
İyi bir konuda cahil kal, sıkıntı yok. İzlemesin embesil embesil bu saçmalıkları.

ABD'nin ve Avrupa ülkelerinin kanallarında başlayıp, tüm dünyaya yayılan bu yarışmalar kapitalist eğlence endüstrisinin bir kolu. 
Sanat falan değil. Entertainment industry = eğlence endüstrisi. 
Yarışmacıların umutlarını, çabalarını, hayal kırıklıklarını bu jüriler ve yapımcılar milyonluk maaş olarak alıp sömürüyorlar.
Program başı aldıkları paraları da araştırdım. Astronomik rakamlar.
Bir jüri üyesinin sadece bir bölümden aldığı para eşittir orta halli bir daire. Düşünün.
Dünyada kazanan yarışmacıları değil de, jüriyi parlatan tek o ses bizim ki. 
Avrupa da, Amerika da kazananlar, milyonlarca albüm satan starlar olmuşlar.
Bizde sadece jüriye yarıyor. Yapımcıya yarıyor. 
Program parayı kırıyor. Millet şaklabanlık yapıp duruyor. Acınacak haline gülüyor.
Reyting uğruna inanılmaz iyi sesleri eledikleri, saçma sapan sesleri acı dolu hikayeleri yüzünden üst turlara kadar getirdikleri olmuş. 
Jüri ve benzeri şahıslar milleti kalitesiz müziğe, mahkum etmişlerdir.
Yarışmaya onlardan daha iyi sesler çıkıyor.
Program jürileri fiziksel özellikleriyle, giyimleriyle, duygu sömürürüleriyle ön plana çıkıyorlar.
Onlara verilen değere bir bakın, bir de Fazıl Say'a, Cem Adrian'a, İdil- Biret kardeşlere vs.
Bu jüriden kim bir şeyler üretiyor? Hiçbiri...
İrem Derici. Hiç birinin dönmediği yarışmacı. 
YouTube da hepsinden çok tıklanan şarkıcı oldu.
Pop star vb. yarışmalarından çıkıp müzik piyasasında tutunabilen kimse yok. 
Jüri tarafından seçilen kişiler, program sonunda halk oylaması ile derece alıyor. 
Yani müzik bilgisi olmayan kişiler tarafından atılan smslerle kazanıyor veya kaybediyorlar.
Hayatı evi, işi arasında mekik dokuyarak geçen, asgari ücret alıp, eve gelince de saçma sapan dizi ve şarkı yarışmaları izleyen, 
bu saçmalıklardan kafasını kaldırıp kadın erkek fark etmez. 
Çocuğuna, eşine bakmayan, ülkesi ne haldedir bilmeyen şahıslar.
Dünya küçük bir pencereden göründüğünden çok daha büyük... 

Cem Adrian doğru söylüyor.
Yarışmacıların kaç tanesi hayallerine kavuştu? 
Jüri eski yarışmacılar için, "hee hatırlıyorum galiba" diyebiliyor.

Cem Adrian'ı tanımayanlara tanıtalım.
Kendisi 4,5 oktavlık ses aralığına sahip muhteşem bir müzisyen.
TV başındakilere değil, gerçek müzikseverlere müzik ziyafeti veren bir insan. 
Şaklabanlıklarla uğraşmayan, sadece müziği ile bilinen gerçek bir hümanist.
(Hümanist, insanlara değer veren, seven, sayan, dış görünüşlerine önem vermeden onları oldukları gibi kabul edip seven kişi)
Reklamla, onunla, bununla işi asla olmayan, her şarkısı ayrı bir hikaye barındıran gerçek bir sanatçı.
Cem Adrian bu ülkenin en değerli seslerinden birisidir.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Hayat Kişiye Özeldir

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta