TURİZMCİ GÖZÜYLE TÜRK TURİST


Dünya da da, ülkemiz de de insanlar artık kendilerini zor geçindiriyorlar. Ayrıca Ülkemiz de güven ortamı yok, her komşuya düşman olduk. Dünya üzerinde istenilmeyen ülke konumundayız. Hangi ülkeyle iyi ilişkilerimiz var bir düşünün sonra bekleyelim işler iyi gitsin. Herkes işletme sahiplerine yükleniyor. İyi de bu sektör de çalışan dolaylı, dolaysız bir sürü insan, çoluğu çocuğu, anası babası ile bundan birinci derece de etkileniyor. İşletme sahipleri de siyasetçiler kadar suçlu çünkü bu durumu işletmeciler engelleyebilir/çözüm arayabilir. Oralarda çalışan garibanlar değil. Ama en büyük zararı yine turizm emekçileri görüyor.

Antalya şehir merkezinde son bir kaç aydır dükkanlar bir bir kapanıyor. Kimse esnafla ilgilenmiyor. Turizmden geçinen Antalya'da bu sıkıntılı durum neredeyse şehirin tamamını etkiliyor. Antalya'ya yazık, insanlara yazık oluyor. Durumun ne kadar vahim olduğu ortada. Ne yazık ki insanlar astronomik fiyatlarla gündeme oturan bir kaç işletme yüzünden herkesi suçlu görmeye çalışıyorlar. Buradaki kriz tüm Türkiye'yi etkiler/etkiliyor, belki ilk turizmi etkiledi ama tüm yurdu sarar/sarmaya başladı. Bir çok sektör turizme endeksli yaşar. Tarım, tekstil, ulaştırma, gıda vs. birisinde olan patlama diğerlerine de mutlaka sıçrar öyle veya böyle. Ortak amaç zarar değil, kazanç olmalı diye düşünüyorum.

Bir de turizmci gözüyle TÜRK TURİST'e bakalım, hep onlar Turizm sektörünü kötülüyor veya kızıyor. Peki bu davranış şeklini durup dururken mi icat etti turizm camiası? Bir düşünmek lazım. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz misali. Tarafsız bir gözle Türk turiste bakalım mı? Kendilerine karşıya oturup onlar da bir baksınlar, nasıl görünüyorlar. Turizmci kendisine baktı ve hatalarını gördü, düzelecek/mutlaka düzeltecekler.

Bakalım Türk turist hatalarını görebilecek mi? Sürekli yerliyi kazıklıyorlar deniliyor. Şartları bilen yok, 25-30 bin Euro dükkan kirası verip hiç bir vergi indiriminden yararlanmayan ve 6-8 ay arası çalışabilen yada kazanabilen bir esnaf var. Turizmi turizmciler bitirdi diyenler, sekiz saat çalışıp maaş alıyorlar. Esnaf kazık atıyor diyenler, İstanbul'daki fiyatları isteyenler, altı-sekiz ay dükkan açıp sabah sekizden gece onikiye-bire kadar kırk-kırkbeş derece de çalışılıyor. Bir mal/ürün İstanbul'dan gelene kadar üç el değiştiriyor. Bu da fiyata, etikete yansıyor. Normal değil mi? Bir yabancı turist piyasaya en az 1000 Euro bırakırken, Türk turist 100 TL bırakmıyor. Ayrıca kısa yapılan tatillerin de garsona bağırmalar, yemek sırasında kavga çıkarmalar, hiç bir şeyden memnun olmamalar, satın alınan yarım saatlik hizmeti iki saat olarak talep etmeler, oteli almış havasına bürünmeler de yerli turistlere özgü bir duruş şeklidir.

Özeleştiri yapmak gerek. İstisna her zaman ve her yer de olur. Ama genel durum budur. İnanın bu en basitleştirilmiş halidir. Ayrıca yenilen yemek vs. örneklemeleri veriliyor genel de halkımız tarafından. Çok uzun yıllardır herşey dahil satılan bir turizmi/otelciliği benimsedik. İyi veya kötü tartışılır. Yani otele girdiğiniz an ekstralar dışında ki, mutlaka bir matbu verilir misafire bu konuyla ilgili cüzdanınızı kasanıza kitleyip, dilediğiniz kadar yiyip içebiliyorsunuz ve bu da ödenen oda fiyatının içerisine dahildir. Bunun dışında olan yerler zaten pansiyon veya şehir içi oteller ki, onların fiyatları da çok uçuk değil. Böyle yerleri de genel de iş amaçlı, alışveriş amaçlı, ören yerleri gezip görmek amaçlı vs. kullanıyor insanlar. Yani bir lahmacun 65 TL gibi bir rakam ben bunca yıllık turizmciyim ve turizm beldesinde yaşıyorum en lüks, absürd olan vs. yerde bile ne gördüm, ne de duydum. Bu görünen gerçeklerdir. Bir çok kişi yine bana gelen sorular ve fikir almalar içerisinde şunu soruyor. Biz oradaydık resepsiyon sadece gece yatıp sabah gidecek kişiye, sırf Türk olduğu için ve boş odaları olduğu halde 300/400 TL rakam verdi ve inmedi? Bazen bazı şeyler göründüğü veya duyulduğu gibi değildir. Bir sistem vardır ve bu sistem kurallaşmıştır. Ayrıca resepsiyona gelene kadar güvenlik var. Amaç nedir. Bunu sadece Alıcı ve satıcı bilebilir. Gören ve duyan bilemez. Belki o kişinin kullanım amacı farklıdır vs. Bunların Türk veya yabancı turist olmakla ilgisi yoktur. Kısacası turizm camiası Türk turiste bir art niyet beslemiyor. Hiç kimse oturduğu dalı kesmez mantığıyla yola çıkarsak daha tarafsız gözle bakabiliriz diye düşünüyorum.

HÜLYA ÇAKICI 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Hayat Kişiye Özeldir

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta