Hayatı yaşarken ona anlam katmak…


İstediğimiz şey her neyse tamamen artık umudu kestiğimiz anda ve hatta hiç istemediğimiz anda oluyor. Yani çok istemek bazı şeyleri değiştirmiyor, olmaz olmaz da hiç olmayacak anda oluverir. İnsanın biyolojik ve ruhsal sınırlarını zorlayarak farklı bir bilinç düzeyine geçiş süreci aslında vazgeçiş dediğimiz şey. Özüne doğru yaptığı bir yolculuk. Kişi neye odaklanıyorsa yönelmesi de ona doğru oluyor. Kimi yer çekimini buluyor bu süreçte, kimi kendini. Ama en son çekirdeğe ulaşmadan egosunu terk edeni görmek de mümkün değil.

Hayat başarıda gizlidir; elinden geleni yap, olmadı mı? O zaman şimdi rahat bırakma vakti geldi. Akışına bırakmak bir anlam da teslim olmak ya da başka bir değimle teslimiyet tasavvufla da ilgili dinsel olarak istemek ve geri kalanı yaradana bırakmak. Zaten o enerji dönüp dolaşıp kısmet de varsa bizi bulacak. Elinden geleni yaptıktan sonra Allaha teslim olmak. Dua edip hayırlısı olsun demek, akışına bırakmak, hiç olduğunu kabul etmek. Hayatı olduğu gibi kabullenmek, endişe duymamak gerekiyor, sonuçta olacak olan nasipte varsa oluyor. Bu dünyanın tekrarı yok. Hayatı yaşamak değil yaşarken anlam katmak önemli olan. Hiçbir şey için kendimizi üzmeye değmez. Çünkü mutluluklar değil ama acılar tek kişiliktir.

Bir şey olmamış gibi gülümseyerek yolumuza devam edersek bakmak ile görebilmek arasındaki farkı da bilebiliriz. Arşimet buluşunu hamamda kendini serbest bırakarak bulmuş ve sokağa çırılçıplak koşmuştur. Bugün Newton ve Arşimet vs. gibi pek çok insana borçluyuz. Pastör binlerce denemesinde kendini sıktığından kuduz aşısını bulamamıştı. Bir gece kendini özgürce karısıyla dinlenmeye bıraktığı anda, gecenin bir vakti kafasında yapamadığı eksik lokasyonu hatırlayıp, müthiş bir heyecanla karısını uyandırıp kuduz aşısını bulduğunu söylemiş ve icat etmiştir. Önemli olan istemek, istemeyi bilmek.

Mevlana en güzel şeyler vazgeçtiğinde gelir der. Dünya hırsına kapılmayın demek istemiştir. Önce uğraşırsın, elinden geleni yapıp gerisini Allah'tan dilersin, akışına bırakırsın sıkmadan, ısrarcı olmadan. İstenen şeyler genel de hiç ummadığın, artık üstüne düşmediğin zamanlar da olur. Senden vazgeçmeyen biri senin de vazgeçmene izin vermez. Hayatta herkes yorucudur ama hiç kimse vazgeçilmez değildir, yeri geliyor insan kendisinden bile vazgeçiyor. Yorulduysan, yorgunsan, bıktıysan daha fazla zorlama herkesi yarına götüremezsin, bazıları dünde kalmalı. Her ayrılık ve vazgeçiş yeni bir kavuşmanın başlangıcıdır. Geride bıraktıklarına odaklanırsan seni bekleyenleri göremezsin.

Hülya Çakıcı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir