Aldatıyor mu?



Kimi umduğunu bulamaz, kimi ise çok bulduğu için, kimine sevgi fazla gelir kaldıramaz, böyle bir kısır döngüdür işte bu hayat. Bilinçsizlik, maddi yetersizlik, ilgisizlik, saygı, anlama ve anlaşılma eksikliği vs. her ne olursa olsun insan aldatmamalı, gerekirse ayrılmalı.

Mevlana demiş ki; Seni seveni zehir olsa da yut, seni sevmeyeni bal olsa da unut!

Keşke seni daha önce tanısaydım dediğimiz insanların bile gidişine şahit olduk. Gitmemiz için aldatarak çaba harcayan bir insan için kalmak gereksiz. Yaşadıklarımızdan, yaşattıklarımızdan öğreniyoruz hayatı. Bu süreçte bazı insanlar armağan, bazıları da ders oluyor. Yine siz çare arıyorken bahane aranıyorsa, kurtaracak bir şey kalmamıştır, bırakın gitsin... Önce üzülüyor insan, sonra düşünme zamanı oluşuyor. Düşündükçe daha sağlıklı hatırlıyorsun yaşadıklarını, yaşattıklarını ne kadar basit insanlarla vakit kaybettiğini o zaman anlıyorsun işte. Yanılabiliriz hepimiz. Kimin, ne zaman, nerede, ne yaşayacağı belli olmaz. Yıllarca can ciğer arkadaşın bir bakıyorsun düşmanın, yıllarca bir yastığa baş koyduğun hayat arkadaşın sana ihanet eden bir pislik olmuş, yani kimse kimseyi yeterince tanıyamaz.

Hiçbirimiz elimizdekinin kıymetini bilmiyoruz. Ne uzaksa, ne imkansızsa ona değer verir, kıymet veririz. Kaybetme korkusu yoktur, nasıl olsa avucumun içinde diye yanı başındakini. Bazı şeyleri elde ederken düşünmeyiz, “acaba neleri kaybederim?” diye sonradan fark ederiz ama geç olur. Peki aldatmaktan büyük bir ihanet var mı? Hangi neden aldatma sebebini mazur gösterebilir? Sıkıntısı olan durumu düzeltmek için çabalar düzeltemezse de ayrılır. Alçalmaya gerek var mı? İyi düşünmek ve mutlu olmak için zorlamak gerekir. Ama önce "-mış gibi mi yapıyorum?" ve “ne istiyorum?” diye sorgulamak lazım. Hepimiz zaman zaman yardıma ihtiyaç duyuyoruz. Ama sonuç olarak kendimiziz çözüm bulan da, uygulayan da. Kimseyi değiştirmeye kalkmamak, kimse içinde değişmemek gerekir. Bırakalım hayatımız da olmak isteyen bizimle gelsin. Yeter ki iyi ve dürüst olmalım. Aile, çocuklar, eş, arkadaş vs. ile olan diyaloglar da maddi paylaşımlardan çok manevi değerler öne çıkmalı ama maalesef günümüz de kimseyi mutlu etmek kolay değil bu yüzden fazla fedakarlığa gerek yok.

Aldatmak partnerin eksikliğinden ziyade aldatan partnerin doyumsuz ve bitmez arzularından oluşuyor. Oysaki gerçek anlamda aşk, sevgi olursa insan kendisinden de ödün verir ve karşısındaki insanı üzmez, kırmaz, aldatmaz. Ama alışılmış yersiz konuları söz konusu edip, haklı çıkma yoluna giderek aldatmayı tercih eder zavallı olan taraf. Oysaki sebebi ne olursa olsun sevdiğini, uğruna dünyaları feda edebileceğini söylediği insanı aldatarak kendi sevgisini, düşüncelerini, hayallerini, geleceğini aldatmış oluyor ve sadece kendi egosunu tatmin etmeyi seçiyor.

Kararsızlık insanı en çok yıpratan şeydir. Bir an önce karar verip yol almalı. Doğru kararsa ne mutlu, yanlış kararsa da olsun sonuçta özgür olursun. Yaşamak hatanın kendisidir, ders almak ise tekrar yaşayabilmek içindir.


Hülya Çakıcı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Hayat Kişiye Özeldir

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta