KENDİ YAŞAM HİKAYENİZİ YAZARKEN KALEM SİZDE OLSUN...


Mutluluk bir yoldur, bir seyahattir.
Ona durak koymamak, mutlaka eklememek ve bu duyguyu hissederek yaşamak hayatın kendisidir...

Başkaları için ve başka hayatları yaşamaktan vazgeç.
Önce kendin için yaşa, hayat senin hayatın. Kendin için sevdiklerin için mutlu ol.
Etrafına mutluluğu aramak için bakarsan tam orada bir yerlerde seni beklediğini görür,
belki kaçırmadan yakalayabilirsin.
Mutsuzluğu aramak için bakarsan her yerde bulabilirsin.
Derdim çok, başımda bela büyük diyerek yürürsen, omuzlar o derdin belanın yükünden dik duramaz.
Kalırsın sevgili derdin, belaların ile baş başa, kardeş kardeş yaşarsınız.
Uçar gider mutluluk, sevgi, güzel olan her şey  yaşamından sen fark etmezsin bile.
Çünkü sen (veya ben kavramlara takılmayın) negatiflerle kardeş oldun, yaşıyorsun beraber.
Onlar da etrafına bakmana izin vermiyorlar. Kolay mı senin (benim) gibi bir enayi yakalamışlar bırakmazlar tabii ki.
Ekmek elden su gölden yaşıyorlar, besleniyorlar senin etinle kemiğinle.
Gün gelir bilincine varınca yasını tutarsın geçmişin.
İşte mutsuzluğu iş edinmiş insanlar için bir kaynak daha...
Vah vah tanrım ben ne yaptım, derken onun için vah, derken bunun için vah, diğeri, öbürü, beri ki.............
Bir bakmışsın ömrün sonu ve yapayalnızsın (yapayalnızız).
Haydi buyur buradan yak, bir dert daha neden ben arabeske bağla...
Bunu fark edecek kadar dürüst olabilir ve değişmeyi seçersen eğer.
Geçmişe olmasa bile, geleceğe olumlu yön verebilirsin (verebiliriz).
Hop cesaretinden dolayı bir bakmışsın ki önünde hep yolunu tıkayan taş duvarlar tuzla buz olmuş...
Kendini (kendimizi) tebrik edebiliriz artık. Ölüme çeyrek kala nihayet güzel yaşamayı öğrenebileceğiz.

Mutluluk sevmekten, sevilmekten geçer.
Hissedip hissettirebilirse insan bunu mutluluğun ortasına oturur.
Işıldayan, parlayan bir hayatı geleceğine getirir.
Önce kendini (kendimi)  sev ki, sevgini verip hayatının akışını değiştire bilesin.

Kararlı olun. Kararsızlık insanı huzursuz ve mutsuz eder.
Bir karar alıp uygulayın.
Alınan karar hatalıysa öğrenmiş olur, denemiş olursunuz.
Böylece kayıplarınıza (kayıplarımıza) çok üzülmezsiniz.
Ama denemeden bilemeyiz, bilemezsiniz...
Mutluluğumuzu engelleyen görünmez zincirler olan korkularımız, isteklerimiz, kötü huylarımız, düşünce ve inançlarımızdır.
Beynimize farkında olmadan duvarı bizler örüyoruz, öreriz.
Bırak aksın gitsin dertler, tasalar. Yıka hayatını.
Hiç değilse geleceğini dolu dolu, mutlulukla ve sevgiyle yaşa...
Sevgine kural koyma, bundan sonra, şundan sonra vs. bunlar onu yok eder.

Mutlu olmak için olağanüstü şeyler bekleme.
Küçük mutlulukların değerini bil. Yağmurdan sonra çıkan gökkuşağını gör.
Kışın ortasında ışıldayan güneşten mutlu ol.
Özlediğin bir insanı ara konuş vs.
Halka halka, yavaş yavaş hayatının hayatımızın seyrini değiştirebiliriz...
Huzuru, mutluluğu, sevgiyi çekebiliriz. Geleceğimizi yazabiliriz...

Çoğumuz kaybetme korkusu yüzünden bazı şeyleri tekrar denemiyoruz.
Ama denememenin de bir maliyeti olduğunu unutuyoruz.
İlkinde yanlış olan sonrakinde doğru olabilir.
Elimizden kaçtı gitti, kaydı gitti parmaklarımızdan.
İşte maliyeti hayatımıza. Denenmeyen belki de senin, benim, bizim,
hepimizin içindeki gizli istekti, dilekti belki geleceğimizdi.
Önyargıları (önyargılarımızı) bırak.
Zaten yedi ömrünün üçte birini keneler, ez onları artık beslenemesinler senden.
Sevdiğin, hayalini kurduğun, istediğin şeylerin peşinden koş ve yakala.
SEV, SEVİL, MUTLU OL...

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir