Turbo kapitalizm!

Bergman’a sormuşlar: "Gidişat kötü dünya nasıl kurtulacak?" "Utanç" demiş, "Dünyayı bir tek utanç kurtarabilir."

Sus konuşma dünya çok geç. Aslında ölen bizleriz, insanlığımız, hislerimiz, çürüyen ruhlarımız. Derdimi dinledi, derdime imrendi. Derdini dinledim, derdimden iğrendim. Öyle bir hal... Elimizden dua etmekten başka bir şey gelmiyor. İnsanlığımız çoktan gitmiş, sağır, vurdum duymaz, üç maymunu oynuyoruz her gün.

Kağıt üzerinde dünyada barışı sağlamak için BM'ler kuruldu. Realiteye bakalım ve madalyonun diğer yüzünü çevirelim. Dünyanın en çok silah satan devletleri BM'lerin daimi beş devleti. Dünyada iki sektör var ki, bu sektörler insanlar üzerinden kazanırlar ve insan kanı emen vampirlerdir, kan buldukça yaşarlar. Bulamazlarsa fabrikalarına kilit vurmak zorunda kalırlar. O nedenle dünyanın en tehlikeli iki sektöründen biri SİLAH sektörü, diğeri de İLAÇ sektörüdür.

90'larda Afrika'da bir milyona yakın insan katledildi. 20 sene geçtikten sonra Fransa'nın işi olduğu ortaya çıktı. Aynı zamanlarda da Paris aşıkların şehri diye millete yutturuyorlardı. Ülkedeki bazı akıllılar da Avrupa medeniyeti diye kendilerini parçalarlar. Bunların hepsini hala yiyoruz ya, işte büyük saflık bizimkisi. Ne görüşten olursak olalım demokratik bir yolla çözümleme yeteneğini bir türlü kazanamadık.

ABD, İsrail ve İngiltere kendilerini Türkiye ve Ortadoğu'dan çekerlerse bizde de, dünyada da hiçbir terör tehdidi kalmaz. Ama Ortadoğu'yu yönetmek isteyen insanların hepsi entrikacı ve saplantılı. Petrole güçlü bir alternatifin olması lazım ve İsrailin gelecek yüzyıl planlarından, hedeflerinden vazgeçmesi lazım ancak o zaman. Kafaları ticari çalışıyor bu da saplantılılığı getiriyor. Karşılarında güçsüz bir Ortadoğu var ve Ortadoğuyu ezmeden Çin ve Rusya'ya gözdağı veremezler. Ne İsrail, ne İngiltere, ne de ABD. Önce Ortadoğu'yu parçalamaları gerekiyor amaçlarına ulaşabilmek için.

Gaflet çağındayız, ölümün ve ölenin umursanmadığı, her hastalığın çaresi de, ilacı da var ama arayıp bulmak lazım. Mazlumların dünyasında kıyametler koparken, zalimlerin dünyasında nasıl bir rahatlıktır olan. Öyle acayip bir şey ki insanı aptallaştırıyor. Yeryüzünde aynı dünya görüşünü benimseyen insanlar ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar birbirlerine karşı sevgi sempati duyarlar ama nedense dünyadaki bütün ırkçılar birbirlerinden nefret ederler. Yeryüzünde ırkçılıktan ve menfaatçilikten daha kötü hastalık yoktur. Sistemsel realiteden almış başını gitmiş kapitalist düzen ve egolar yüksek. İstekler bitmiyor, doyumsuz sabit düşünce sistem ne diyorsa yapan, sıradanlaşmış monotonluğa baş kaldırıp gitmiş belki ölüm belki diriliş olarak. Giden yeri doldurulamaz diye düşünüyor ama aslında robot gibi adımlar ve sıra bile şaşmıyor. Bir gün biri çıkıp ey insanlar diyecek ve kimse üstüne alınmayacak.

HÜLYA ÇAKICI 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Hayat Kişiye Özeldir

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta