Çocuklarımızın geri iadesi yok!


Çocuklarımızın geri iadesi yok. Yani çok yaramaz, çok tembel yada istemediğin bir huyumu var? Yapılacak tek şey sürekli gözetecek, uyaracak, yardım edeceksin. Bu konu da öğretmenlere çok şey düşüyor. Tabii gerçek öğretmenlere.

Eski yıllarda eğitim psikolojisini, eğitim sosyolojisini okutuyorlardı.19-20 yaşında da öğretmen diye tayin ediyorlardı. Dolayısıyla öğretmenlerin çoğu hayatı çalışırken öğrenirdi. Köy öğretmeni, master ve doktorayı dağ köylerin de yapıyordu. Hayata bakış açıları da gelişiyordu uygulayabilirlerse. Hatalarla, anılarla, acılarla insan olmayı öğreniyoruz maalesef.

Öğretmenlik zor bir meslek. Attığınız bir tokatı yıllar sonra yüzünüze vuracak kadar etkileniyorlar yani bazıları hiç unutamayacak kadar etkileniyor. Yıllarca matematik zekası olmayan öğrencilere aptal denilip, işe yaramaz öğrenciler olarak görüldüler. Öğrencileri kendi becerilerine göre eğitmeyi o zaman da, halen de öğrenemedilerse de bunun farkındalığına varanlarımız oldu.
İlkokuldan aptal, işe yaramaz diye gönderilen bir çocuğun aslında hiç de aptal olmadığını, hatta matematik zekasının da iyi olduğunu fark etmiştim ama çok eksiği vardı sonuçta çocuk okumayı sevdi. İnsanları anlamak zor ama anlamaya çalışmak daha zor.

Okul hayatında çocukların önünü tıkayan, küçük beyinlerini yok eden bir sistem var. 98 aldım diye korkudan ağlayan çocuklar, dershane veya ek ders alamayıp, fakir oldukları için okul hayatı biten çocuklar ve zorunlu okumak diye bir sistem daha var. Zengin dünya da zengin zaten. Bu olumsuzluklara rağmen fakir de olsalar deha çıkabiliyor bizde de. Ama sahip çıkılmadıkları için heba oluyorlar. Okuyup işsiz kalanlar da cabası. Kendimize soralım mı? Okusan da bu ülke de zaten sahip çıkılmıyorsun. Genel de öğrenciler öğrendiğini sanmak ile öğrenmek arasındaki farkı sınav sonrasında anlıyorlar.

Dönemimiz de öğretmenler daha iyi eğitim vermenin peşinde değil de, milletvekili kadar maaş almanın peşin de koşuyor. Gerçekten eğitimci olan öğretmenlere sözüm yok ama sadece maaşını düşünen öğretmenler çoğunlukta.

Bunu önlemek için ne yapmalı;
Öncelikle eğitim fakültelerinin kalitesi artırılmalı, bu mesleğe gönül verenler bu işi yapmalı, öğretmene yönelik alt yapısı oluşturulmuş mesleki gelişimi sağlayacak eğitimler verilmeli. Sorgulayan sorgulatan öğretmenler yetiştirilmeli.
Bir çok öğretmen çocuklara yeteri kadar önem göstermiyor ve sürekli raporlular. Doğru dürüst eğitim vermeden üstüne de sınav yapıyorlar.
Her öğretmenin psikolojik bir eğitim görmesi gerekiyor. Ondan sonra öğretmen olup olamayacağına karar verilmeli.
Şimdiki öğretmenler eğitim vermiyor, ticari olmuş meslekleri de hayatları da. Özel derse gelince var ama sınıfta öğretmen yok. Sorarsan ders aldır yani para ver öğretsin. Doyumsuz ve gözleri aç. Kendileri eğitim özürlü çocukları nasıl eğitecekler. İstisnalar mevcut. Zeki iki çocuk annesiyim. Ben yaşadım ve çocuklarım başarılı oldukları halde yaşadım, tabi ki de taviz vermedim. Benim çocuklarımı benden daha iyi kimse tanıyamaz.

Öğretmen baş tacı ama biri şunu açıklasın bana dershaneye gitmeden neden Üniversite kazanılmıyor bu ülke de. Bu öğrenciden bir şey olmaz diyen öğretmen, aynı velinin çocuğuna dershaneye gittikten sonra üniversite kazandırıyor.
Herkes hakkettiği kadar alır. Bu ülke de öğretmenden çok para az diyen başka meslek yok, Allah gözlerini doyursun. Yeni başlayan öğretmen maaşı uzun yıllardır asgari ücretin 2.5 katı. En manevi meslek öğretmenlik diyen de en çok kendileri. Aylarca ve hafta sonları tatil. Yarım gün mesai. Asabi ve cehalet diz boyu sonra da maneviyat. Eski öğretmenlerimiz için sözüm yok. Onlar baş tacı ama son yılların öğretmenleri kocaman bir sıfır. Verilen aylığa yazık. Çocuklarımıza yazık.

Öğretmenlik yapabilecek duruma gelebilmek için alınacak eğitim öğretim çalışmalarının en yüksek seviyede ve kaliteli olması gerekir. Eğitim, öğretim çalışmaları tüm mesleklerin temelidir. Eğitim Fakültesini bitirip atanamayan  yüz binlerce öğretmen varken 2 yıllık İlahiyat Ön lisans okuyanlar bile formasyonla öğretmen yapıldılar. Ne beklenebilinir bu öğretmenlerden.

HÜLYA ÇAKICI

http://www.hthayat.com/blog/haber/1045839-cocuklarimizin-iadesi-yok

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Hayat Kişiye Özeldir

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta