Herkesin kendi doğrusu var!


Tartışmalarda savunmaya geçip karşımızdakini suçlamak kolaydır. Herkesin kendi doğrusu var. Çünkü genel gerçekliği insan göreceli olarak algılar ve değerlendirir.

Çatışma anında veya sonrasında samimi bir şekilde duyguları anlatmak bazen işe yarar. Hissettirdikleri ve etkisi, doğru söylemenin gücü ile birleşebilir. Kızmaya devam etmek tartışan tarafların hepsine zarar verir ve zihnin tartışmanın ötesinde olan düşünceler üretmesine neden olur. Etkisini paylaş, uzlaşı yolu için sorumluluk al ama yürümeyen bir konu ise sınırlarını belirle, kızmadan, sessizce yol al uzaklaş.

Sorunlarımızı anlaşılır ve kendimizi ifade edebilir şekilde ele alıp karşı tarafa hassas bir tutumla dile getirdiğimizde halde her hangi bir çözüm yolu bulamıyorsak yada karşı tarafın çözüm bulmak gibi bir derdi yoksa, bunu istemiyorsa nasıl bir yaklaşım tarzını benimseyebilir, eğriyi doğruyu anlatabiliriz? Anlatamayız. Herkesin bir açığı var ve çevremiz bu yaklaşımları sergileyenlerle çevrili, ben bu durumlar da açıklamamı yapar bırakırım, artık böyle oldum. Çünkü kendi doğruları ağır basıyor bazı insanların, açık değiller yada korkuyorlar, kaybetmekten korkuyorlar, iş, çevre, arkadaş, para, dost, aşk vs. bu yüzdende hep ben doğrucuyum yaklaşımı sergiliyorlar. Ve iyi olmayı seçtiği halde karşısına hep tersi çıkan insanlardır bizim gibiler. Kendilerine dayatılanlara o kadar bağlılar ki, başkalarının dayatılanları sorgulamasına ve eleştirmesine bile tahammül edemiyorlar. Okuyan, düşünen, gören insan mutsuz oluyor. Aslında biraz cahil olmak lazım dünya derdini çekebilmek için.

Başarı ve değişim istiyorsak hayat enerjimizi yükseltmek durumundayız. Eşit olmayan koşullar başarı ve başarısızlığı beraberinde getiriyor. Baktığımızda başarısız kabul edilen insanların kişisel noksanlıklarından çok, adil şartlar ve uygun ortam yaratılmadığı için kendilerini gösteremediğini, bu şartlar sağlananların ise bir adım önde olduğunu görüyoruz.

İnsan sahiplenmeye çalıştığı her şeyi kendisine yük olarak alır. Sorumluluklarını taşıyıp durur, kaybetmemek içinde sürekli çabalar, bu yüzden de mutsuz, yorgun ve korkak yaşar. Güvensizlik, gelecek kaygısı, çıkar savaşları, azla mutlu olmama vs. dolayısıyla samimiyet ve dürüstlük rafa kaldırdı, maskeler takıldı.

HÜLYA ÇAKICI

http://hthayat.haberturk.com/blog/haber/1055121-herkesin-kendi-dogrusu-var

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Hayat Kişiye Özeldir

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta