Ne Çok Ayrılıklar Yaşadık...


Önce ilk okulda başladı ayrılıklar.
En sevdiğimiz arkadaşlarımızdan ayrıldık.
Sonra biraz serpildik ve hayatımız boyunca özlemini yaşayacağımız çocukluğumuzdan ayrıldık.
Ne sevdalardan ayrıldık kimisini hala hiç kimseye söyleyemediğimiz.
Anne baba evinden ayrıldık, onca anıyı, huzuru hayatımızda birdaha asla bulamayacağımız ve yaşayamayacağımız tadının damağımızda kaldığı günlerimizden ayrıldık.
Uykularımızdan bile ayrıldık biz aslında, başımızı yastığa koyar koymaz uyuduğumuz uykularımızdan.
Gençliğimizden ayrıldık, kıymetini bilemediğimiz gençliğimizden.
Hayat öyle zor sınavlardan geçirdiki bizi, sevdiklerimizden ayrıldık hemde birdaha hiç görmemek üzere göçüp gittiler bu dünyadan bizi bırakıp.
Bazende hastalıkta ve sağlıkta bir ömür beraber olacağız diye yemin ettiğimiz insanlardan ayrıldık.
Ne çok ayrılıklar yaşadık ağzı, dili, sözü olmayan.
Ama biz yaşadıkça yakamızı bırakmayan...

HÜLYA ÇAKICI


Nasıl Bir Kadın Mı...

Akıllı kadın değil deli bir kadın tercih etmeli..
Çünkü; içi dışı birdir, yalanla dolanla işi olmaz. Her şeyi apaçık söyler.
Gizlemesini de iyi bilir.
Mesela, acısını hiç belli etmez, kimseye kendisini acındırmaz, adam gibi güçlüdür, adam gibi sevmesini bilir deli kadın.
Akşam bir yere mi gidecek baktı ruju mu bitmiş hiç aldırış etmez, ben böyle de güzelim der, kendini beğenme değildir bu kendine güvenmedir.
Deli kadın böyledir işte, kendini düşündüğü kadar da karşısındakini düşünür. Asla kin tutmaz, sadece sevdiğinin elinden tutar. Hiç bırakmamacasına.
Öyle büyük sever ki, öyle değer verir ki, bu cesaretinden dolayı arkadaş çevresi ;”ne yapıyorsun sen böyle, deli misin ?” derler.
Yeri gelir adam gibi adam olurlar, sevgileriyle erkeğin aklını alırlar, işte böyledirler.
Arkasına bakmaz, geçmişiyle pişman olmazlar.
İleride pişman olacağı şeyi de asla yapmazlar.
Yeri gelir bir gece vakti yolda yalnız başına yürürler, namus bekçilerine asla gerek duymazlar, kendisini korumasını bilirler.
Aşk’ı arkadaşlığı ayırt edebilirler.
Asla duygularından emin olmadan kimseye umut vermez, “umut” verdiği insana da “unut” demez onlar.
Yeri gelir öyle bir topuklu ayakkabı giyer ki yürümek mucizedir.
Ama mucizenin adıdır, onlar.
Bir erkeği ayakkabı gibi severler.
Her ne kadar da ayağını arkadan vursa, kendisine acı verse, hoşuna gitti mi, sevdi mi o ayakkabıyı tüm acıyı kenara atarlar.
Yalansız, cesur ve biraz da mert.
Asla tahammülleri yoktur.
İçi dışı bir oldukları için bazen yanlış anlaşılsalar da, hiç takmazlar.
Çünkü zamanla kaybetmekten aldıkları cesaretle cesur olmuşlardır öyle kadınlar.

HÜLYA ÇAKICI


Bazı insanlar...

Bazı insanlar gelince, bazı insanlar gidince güzel.
Kimse hayatınızdan gitmesin diye uğraşmayın.
Çünkü, nasıl gitmek isteyen bir bahane buluyorsa.
Yanınızda olmak isteyen de bunun bir yolunu mutlaka bulacaktır.
Sandım ki,
Ben iyiysem herkes iyi, ben üzmezsem kimse üzmez.
Ama, öyle değilmiş...
İnsan kıymet bilenin yanında kıymetli,
İyilikten anlayanın yanında iyiymiş.
Kırıla kırıla öğrendi kalbim.
Şimdi kimseye güvenim yok.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Hayat Kişiye Özeldir

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta