Ekonomimiz Büyüyormuş!


Ülkem insanı on numara oyuncudur, her şeyi de bilir. Sokaktaki vatandaşa sorun ekonomistten daha çok ekonomi bilir, siyasetçiden daha çok siyaset. Hadi okumamışlar cahil cesareti diye hoş görülebilir, ya okumuş her şeyi bilenler. İşte bu her şeyi bilircilerden bize bir şey bilmek kalmıyor.

Ülke ekonomisi büyüyormuş gururlandım, göğsüm kabardı ama sana, bana büyümüyor ve cebimizdeki para hiç kabarmıyor. Yirmi milyonu işsiz olan bir ülke büyümez, eksi büyüme rakamları çıkar. Büyüyorsa nerede bu paralar bende yok, sende yok, kimde var peki? İhracat yapanlara yarayan, zengini katlayan bir büyüme sıradan insana, işçiye, memura, esnafa etkisi sıfır olan bir büyüme bu.

Hem kör, hem sağırız birbirimizi ağırlarız. Yüzde ellilik () blok karşısında üç beş parçaya bölünmüş yüzde ellilik blok içinden birleşim sağlanamamış ama hariçten gazel okumakta uzmanız. Her ülkenin borcu var ama Türkiye'nin borcunun karşılığı yok çünkü üretim yok.

Para hareketlerinin hızlanması kar demek değildir gelen ve giden büyüdükçe karınız azalıp risk artar. Riskin ne kadar olduğunu bizim için yapılacak kredi derecelendirmesinden anlayabiliriz. İthalat, ihracat, dış ticaret açığı, işsizlik oranı, pahalılık, vergiler büyüyen gerçekten Türkiye'nin ekonomisi mi, belirli bir kesimin ekonomisi mi.

Dış dinamik, iç dinamik diye yorum yapacak halimiz de, gücümüz de yok çünkü elimizde bir şey yok. Amerikan ekonomisi batsa Türkiye ekonomisi diye bir şey kalmaz karı onlara zararı bize olur, en alttan yukarıya doğru ama yine de kendisine elit diyen kesime bir şey olmaz.

Türkiye her yıl yüzde dört büyüyor ama bu vatandaşa yansımıyor. İktisatta buna köksüz büyüme, köksüz devlet denilir. Büyümeyen ülke var mıdır? Önemli olan büyümenin kimin için ve nasıl gerçekleştiğidir.

Dünyadaki bazı stratejistler 2018 ve 2019 yıllarında Türkiye için hem ekonomik, hem de sosyal sıkıntıların artacağını öngörüyorlar. 2020 ve sonrası için iç savaş olasılığının çok yüksek olduğu söyleniyor.

Motorlu taşıtlar vergisi katlanarak artıyor, tütün yüzde yüz vergilendiriliyor, iletişim vergisi yüzde elli artıyor, ÖTV ise yalnız ekmek ve sudan alınmaz duruma geliyor, lojmanlar satılıyor, meralar sanayiye açılıp tarım ve hayvancılık iyice bitecek duruma doğru ilerliyor ve iletişim şirketlerine af geliyor. Belediyeler borç içinde. Yap, işlet, devret metodu ile çalıştıkları halde almaları gereken milyarlarca liralık vergi borçları siliniyor. Üretim destekleneceğine tütün üreticileri cezalandırılıyor. Milyarlarca firmanın vergi borcu silinirken öğrencilerin borcu vergi dairelerine yönlendirilip yaptırım uygulanıyor.

Artık ne olursa olsun iyi birşey olsun bizim için.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir