İnsan Yorulur İnsan Olmaktan!


Emile Durkheim SUICIDE kitabıyla sosyoloji biliminin kurucusu sayılır. Emile Durkheim sadece istatistiksel veriler toplayarak sosyoloji de yeni bir dönem başlamıştır. Böylece sosyoloji de alan taramaları başlamış, neden / sonuç çözümünü darbeleyen, sosyolojiyi toplum sorunlarını çözmeden uzaklaştıran bir devir başlamıştır. 

Amerika kıtasının kuzeydoğusunda bulunan Grönlan'ın insanları ilkel şartlarda balıkçılık ile geçiniyorlardı. Danimarka bu insanlara içinde yaşayacakları ev verdi, intihar oranları nüfusa göre artmaya başladı. Bulunduğumuz zamandan bir örnek; BBC ilkel şartlarda yaşayan bir insan topluluğuna çağın bütün teknolojilerini veriyor, daha sonra bu insanlar hakkında gözlem yapıyor. Bu insanlar gün geçtikçe büyük şehirlerde yaşayan insanların halini sergiliyor ve depresyon gibi, stres gibi hastalıklara yakalanıyorlar. İçinde bulunduğumuz zaman yani tüketim çağı, bir insana gereğinden fazla şey yüklersen acı çeker, sığınacak yer bulamaz ve çöker diyor. Buna şöyle de diyebiliriz; insan yorulur insan olmaktan.

Hayattan zevk almamız, mutluluğumuz bizim özgürlük alanımızın genişliğiyle de alakalı biraz. Özgürlük dışımızdaki doğanının kavranmasıdır. Toplumsal ilişkinlik içinde kolektif mücadele ile bireysel mücadele harmanlanıp daha geniş özgürlük imkanları sağlanabilir, bilim ve teknolojideki gelişmeler gibi. Önce doyma ve korunma sorununu çözen insan, sonra bunlara ilişkin gustolar edinir. Üretimin teknik olanakları kendine daha geniş doldurabileceği boş zamanlar sunar. 

Gün içerisinde beynimiz ve bilincimiz hiçbir çatışmaya tahammül etmeksizin milyarlarca kararlar alır. Bunu vücudumuzun çalışmaları, duyularımızın algıları ve davranışlarımızın başlangıcı olmak üzere üçe ayırabiliriz. Davranışlarımız söz konusu ise de; bilinçli ve içgüdüsel olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Her durumda da psikolojik yapımız baş roldedir. Mantık ise korkularımızdan kaynaklanan başka bir psikolojinin esiridir. Bunca sorun içerisinde insan kolay olanı seçer yani çevresine uyum sağlar. Sosyal davranışların beraberinde getirdiği huzurda cabası tabii. Ancak karar karardır ve mutlak sonuçları vardır. Eğer bu sonuçlar korkularımızı tetikleyecek düzeyde olursalar sosyal değil, bireysel davranırız.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Hayat Kişiye Özeldir

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta