Kayıtlar

Çözüm etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ego Oyunu Gizli Oynar

Resim
Oyunu kurallarına uygun oynayınca sıradanlaşıyoz, egom sıradan olmak istemiyor, oyunu kazanıp kendini ispatlamak istiyor, bu yüzden de oyunu önceden oynamış kazanmış kişileri bulup oyunun kurnazlıklarını yada hilelerini öğrenme derdine düşmüş, bende egomun peşinde sürüklenirken oyunu eğlence halinden çıkartıp kazanmaya uğraşırken ömrümü tüketiyorum. Ego kutsallık oyununu çok gizli oynar, buna dikkat etmek gerekir. Yansımanın içindeki tüm semboller egonun bizi yansımanın gerçekliğine inandırmak için stratejisidir. Oyunda olduğunu unuttuğunda egonun yarattığı tüm dışa inanabiliyor ve anında tepkiselliğimiz ortaya çıkabilir. Dikkat etmek gerekiyor çünkü bizi kutsallık oyunuyla da kandırabilir. Ruhsallık egonun oynadığı en sinsi oyundur, eğer çok keskin ve kendine acımasız bir öz farkındalık yoksa. İnsanlar ilk anda görünenin cazibesine kapılmasalar kendilerini daha az kandıracaklar. Kendinize ve dışa karşı ne kadar gerçek olabilirseniz o kadar özgür olma şansınız olabilir ama o ce

Tartmak, Kıyaslamak Ve Düşünmek İçin Oku!

Resim
Yalanlamak ve reddetmek için okuma! İnanmak ve her şeyi kabullenmek için de okuma! Konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma! Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku!" Francis Bacon Okumak bizim toplumumuza uzak bir durum. Bizim milletimiz okumak yerine okuyanların kendilerine aktardığı kadarı ile yetinen ve buna razı olan bir yapıya sahip. Dolayısı ile güdülmeyi baştan kabul etmiş olan bir topluma oku demenin pek bir anlam ifade etmeyeceğini de okuyan kesimin artık kabul etmesi gerekiyor. Geleneklerimizdeki okuma aslında karşılıklı yapılan bir eylemdir. Şarkı, türkü okumak, canın okumak, meydan okumak gibi eylemler de bile genel kabul gören YAZILMIŞ OLAN bir şeyi kendi KENDİNE OKUMAK algısının aksine hep karşıda biri var ve münazara içeriyor. Türkiye 65 ülke arasında, 44. Olabildi. Fen, matematik ve OKUDUĞUNU ANLAYABİLME açısından. Sanırım bu istatistik her şeyi anlatıyor. Başka söze gerek var mı?  Bu biraz da, insanların okumaya ve hayal kurmaya üşenmesinden. Kolay

Modern İnsanın Problemi

Resim
Modern insanın en büyük problemi yaşama amacını kaybetmiş olmasıdır. Bir çok kez kendisini ben ne yapıyorum diye sorgularken bulur ve sürekli bir koşuşturma, sürekli bir yaşam mücadelesi neye yetişmeye çalışıyorum olayım ne der kendi kendine. Günümüzde her şeyin hızlı ve tüketime yönelik olması, fazla toplumsallığın bireyselliği yok etmesi, çağımızın yükselen değerleri bireyciliği öne çıkararak bireyi yok etmiştir. Dolayısıyla bireylerden oluşan bir toplum yok, kalabalıklar var. Yalnız kalabalıklar. Kendi topluluklarını yaratıp kendilerini X marka ürünü tüketenler diye tanımlıyor ve bunlara göre dostluk ve düşmanlıklar icat ediyorlar. Artık hayat felsefesi tüketmek için tükenmek oldu. Gelişen teknoloji insanın bireysel özgürlüklerini yok ediyor, sürekli çevrim içi olma çabası çevrim içi olmazsak veya çevrim içi olup ta cevap vermediğinde lince uğrama durumları vs. gibi yani bireysel özgürlüklerimizi yalnız kalmamak ve toplumsallık için yok ettik. Şikayetler, tespitler aynı ama

Hayatın içinde var, hayatın dışında yok!

Resim
İnsan gerçeklerle yüzleşse bile onu aşacak erdeme henüz sahip değil, çünkü zayıf canlılarız. Çözüm öneremiyorsanız problemin bir parçası olmayın, kendinize saygılı olun yeter. Dönemsel değişen olgular insanı bir yere vardırmıyor, ayrıca sizi anlayabilen bir kitlenin olması gerekiyor. Yarışa aynı pozisyonda başlamış olmanız aynı şartlarda yarışacağınız anlamına gelmez. Bu durumu tam anlamıyla kavramak sürekli algısı değişen bir bilince sahip olduğumuz içinde zordur. Teknik olarak sadece bulunduğumuz an içinde bunu tam olarak anlayabiliriz. Çünkü ben anladım sende anla ihtiyacı insan tarafımızın dışa vurumudur. Algı değiştikçe hayattan algıladığımız her şeyde farklılaşacağı için hayatı da tam anlayamayabiliriz. Yani tam anlamıyla anlamanın ölçüsü yok, hayatın içinde var hayatın dışında yok. İnsanlar farklı kişilik ve görüştedir. Birisi herkesi sevecek, onun kişilik özelliklerine değer verecek diye bir durum yok ki, olması da normal değil zaten. Hepimiz aynı özelliğe farklı değe