Kayıtlar

ÖLÜM etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sistemlerin Temel Felsefesi...

Resim
Yaşama öyle bağlanacaksın ki, ölüm tehlikesi olsa bile korkmadan mücadele edecek, direnecek ve yaşamını kazanacaksın. Köle olarak yaşamı yok edilen insanlar yaşamlarını ancak her şeye rağmen yaşam için mücadele ettiklerinde, direndiklerinde kazanabilirler. Beynimizdeki, duygularımızdaki zincirlerden kurtulmak yaşamımızı yaşamanın tek çıkış yoludur. Bugün çoğumuz yaşama sıkı sıkı bağlanmak adına inanılmaz mücadeleler ve çabalar içinde debelenip duruyoruz. Karşılığında ise bir kısır döngü içinde bir ömrü tüketiyor ve bunu başkaları için yaptığımızı çok geç anlıyoruz. İnsanoğlu olan bizler öğrenilmiş acizlik denen ve bilinçaltımıza kadar işleyen yaşamın cehennemine boyun eğmek zorunda olduğumuz, çıkılamaz diye hissettiğimiz, düşündüğümüz bir sistemde yaşıyoruz. Zincirlerinin farkına varsa insan zincirlerden kurtulmanın yollarını bulacak, bunun için mücadele verecek, direnecek ve yaşamını kazanacaktır. Köle yapan insanlık dünya nüfusunun tamamını özelikle Afrika, Asya, Latin Amer

İnsan ne için yaşar?

Resim
İnsan dünyaya geldiği için istese de, istemese de yaşamla ölüm arasındaki zamanı tamamlamak zorundadır. Yaşamışken de mutlu olmak için yaşamaya çalışır, sonrasında ne için yaşadığını unutup para için yaşar. Bir insanın en büyük amacı kendini bilmektir. Herkesin bu amacın peşinde olduğunu sanmıyorum ama herkesin her şey için yaşayabileceğini biliyorum. İnsanların bir çoğu öncelikle kendi idealleri, hayalleri için yaşar. İyi bir iş, iyi bir kariyer ve iyi bir kazanç, iyi bir statü ve iyi bir eş. Hep iyi şeylere sahip olmak dürtüsüyle yaşar insanoğlu. Bir çok insanda yaşamak zorunda olduğu için yaşar, ölümden korktuğu için yaşar, amacı olduğu için yaşar, savaşmak için yaşar, devrim için yaşar, tarih yazmak için yaşar, sevmek için yaşar, aramak ve bulmak için yaşar, hayalleri için yaşar, hep güzel olacağına inandığı şeyler için yaşar. Ama bazısı onlara ya zorlu yollardan geçerek kavuşur yada kavuşamaz. Bazı insanlarda kötülere iyiliğin var olduğunu göstermek için yaşar, doğrunun

Algı operasyonu yapmayın...

Resim
Fani dünyada değişmeyen tek şey ölüm! Keşke, hayatta hiç keşke demek zorunda kalmasaydık... Bazen ağlar, bazen güler, bazen yaşadıklarımıza, bazen de yaşıyamadıklarımıza üzülür, hüzünleniriz. Keşkelere yükleriz yükü. Aslında yaşadıklarımızı da, yaşayamadıklarımızı da kendimiz belirleriz. Hayat kocaman bir hiç ve en son ölüm gelir ona da erken deriz. İnsan ne ederse kendine eder, sorsan suçlu ya hayattır yada kader. Her şeyi iki kişilik düşünüp, önce karşımdaki mutlu olsun diyenler, sonrasında yaşanan acılar ve yalnızlık tek kişiliktir bunu unutmayın. Ve hayatınızı yokluğunuzu bile fark etmeyenlerle değil, varlığınızdan mutlu olup, iyi ki varsın diyenlerle doldurun... Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha zordur. (Küçük Prens) İnsan her zaman hatırlayarak kendisini cezalandırır, unutarak da karşısındakileri. Hayatını düzene sokan insan düşünme yeteneği olan insandır ve düşüncelerini erdemli bir şekilde eğitmek ancak yetenekli insanların işidir. Buna yetisi olmayan

BİLİN İSTEDİM

Resim
Küçücük kuzenine tecavüz edip öldürüyor. Baldızını öldürüyor. Kız kardeşine tecavüz edip hamile bırakıyor. 23 yıl öğretmen olduğu köyde köyün çocuklarına tecavüz ediyor, tecavüz ettiklerinin çocuklarına da tecavüz ediyor. Sığınmacı kampında çocuklara tecavüz ediyorlar. Kuran kursunda tecavüz. Bebeğe tecavüz edip öldürüyorlar. Hayvanlara, damacanaya, kaldırıma tecavüz ediyorlar. Vakıflarda tecavüz ediliyor. Ufacık çocukları okul müdürü ve öğretmeni canı istedi diye 2.5 kiloluk meşrubat şişesine oturtup ölmelerine sebep oluyorlar. Annesinden, öz kızından  tahrik oluyorlar. Köyün yaşlıları sığınmacı erkek çocukları köy evine kapatıp tecavüz ediyor, gülerek anlatıyorlar. Anneler sevgililerine çocuklarını sunuyor. Koltuk sahibi bayanlar sürekli cinsellik ve seks konuşuyor. Ben yazarken bile utanıyorum. Milyarların önünde televizyonlarda. Büyük, küçük, genç, yaşlı, çocuk, kadın, erkek vs. önünde hiç rahatsızlık duymadan günlük bir olay gibi açık seçik konuşuluyor. İnsanları özellikle tah

NEREM DOĞRU Kİ!

Resim
Ne ekerseniz onu biçersiniz. Savaş ekerseniz savaş biçersiniz, barış ekersiniz barış biçersiniz ve sonunda savaşa dur demek için çırpınmazsanız savaş gelip kapınıza dayanmış olur. Terör eylemi nasıl bu kadar rahat yapılabiliyor? Yönetenlerin öncelikli görevi can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Ülkeyi kabus evine çevirenlere göz yumulamaz. İstihbarat bağışıklık sistemi gibidir. Çöktüğü ve çalışmadığı zaman beden hasta adama dönüşür. Terör ile mücadele askere bırakılmadığı sürece daha çok polis ölür. Polisin işi terör ile mücadele etmek değildir. Terörü kullanan, onu himaye eden ve destek verenler hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklardır. Türkiye'nin toprak bütünlüğünü, birlik ve beraberliğini bozmak adına yapılan hain saldırılar asla amacına ulaşamayacaktır. En değerli varlıklarını bu ülke için feda eden ailelerimizin acısını yürekten paylaşıyor, şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yedisi şehit polis onbir vatandaş. Kadın ile uğraşırken anneler evlatsız kalıyor.

Aort damarı neden yırtılır

Resim
Oya Aydoğan'a Allah'tan rahmet diliyorum. Kalp ve damar cerrahı Prof. Dr. Ahmet Akgül aort damarı neden yırtılır, aort damarı yırtılmasının belirtileri nelerdir şu şekilde açıklıyor; Öncelikle yemek yerken soluk borusu veya yemek borusuna takılan yiyecekler çıkarılması esnasında sağlıklı bir bireyin damarlarında yırtılma olmaz. Vücudun damar sistemi sağlıklı ise refleks hareketlerinden yani öksürme, hapşırma, ıkınma gibi göğüs içindeki basınç artışlarından etkilenmez. Fakat kalpten çıkan ana damar olan aort damarında daha önce oluşan yıpranma, balonlaşma, duvarlarında harabiyet varsa bu tip refleks hareketlerinde bile yırtılma riski olabilir. Aort damarını bu tip riske hazırlayan en büyük etken kontrol altına alınamamış tansiyon yüksekliğidir. Hipertansiyon zamanla aort damarının duvarını yıpratır ve balonlaşmaya, kireçlenmeye veya diseksiyon denen içten yırtılmaya yol açar. İşte bu durumda basit bir öksürme bile damardaki hasarı artırıp yırtılmaya yol açabilir.  (Alınt

Beyin ölümü gerçekleşmiş insanlar tekrar hayata dönebilir mi?

Resim
ABD'li bilimciler, ölen insanları tekrar yaşama döndürmeye çalışacak. Beyin ölümü gerçekleşmesine rağmen hala yaşam destek ünitesine bağlı olan 20 insan üzerinde yapılacak olan deneylerde, insanların beyinlerine farklı tedavi şekilleri uygulanacak. Örneğin ölümü gerçekleşmiş beyne kök hücrelerinden ve peptitlerden oluşan bir karışımın enjekte edilmesi planlanıyor. Bu sayede beyindeki sinir sisteminin uyarılması, en azından belli bir kısmının tekrar canlandırılması amaçlanıyor. Şirketin yapacağı testler bununla da sınırlı değil. İnsanları komadan çıkarmak için yapılan çeşitli lazer ve sinir stimülatörü teknikleri de bu testler içerisinde yer alacak. HİNDİSTAN’DA DENENECEK Yapılan bu işlemler ışığında yaşamını kaybedenler, bu zamana kadar yaşadığı her şeyi UNUTUP beyin hücrelerinin yenilenmesiyle hayatta kalabilecek. İnsanlığın ölümle savaşında atılmış en büyük adım olan The ReaAnima Project, ilk olarak Hindistan’daki insanlar üzerinde denenecek. Sonuçlarının ise en geç Nisan

DAHA 9 YAŞINDAYIM

Resim
Adım Alper; Daha 9 yaşındayım. İlk okul 3. sınıfa başladım. Paramız olmadığı için kalem defter alamadım. Bu yüzden bu hafta sonu mahallemizin simit fırınından 100 simit alıp satınca parasını ödüyecek ve kalem defterlerimi alacaktım. Heyecanlıydım. İlk kez bu kadar çok simit satma ihtimalim vardı. Sabah 5 de uyandım. Fırına koştum. Fırıncı Salih dayı gözlerime baktı 10 simitte benden evlat dedi. Çok sevinçliydim. Hemen ilk otobüse binip Sıhhiye ye gitmek istiyordum. Otobüse zorla yükledim simitleri. Otobüs Sıhhiye ye geldi heyecanla indim. Yeni yeni insanlar gelmeye başlamıştı meydana, bende aralarına sessizce daldım ve kısık bir sesle ''Sıcak Simit' seslenmeye başladım. Bir çırpıda tezgahtaki simitler yarıya inmişti. Umutlarım hayallerim daha da güçlendi. Ben bu okulu bitircem dedim ve Avukat olucam dedim içimden kimselere söyleyemeden. Saatler ilerledikçe simitlerim azalıyordu ama satış ta yapamayacağım korkusu kaplıyordu. Son 10 simit kalınca saat 10'a geliyordu

Hayat ne zaman başlar?

Resim
Hayat, anne karnından dışarıya çıktığın andan itibaren başlar. Artık dünya'ya gözlerini açmışsındır. Hayat, insan kendi bilincinin farkında olunca başlar. Hayat, mücadele etmeye başladığın da başlar. Dünyanın kaç bucak olduğunu öğrenirsin. Hayat, herşeyin boş olduğunu anladığın da başlar. Hayat, hayatı hafife aldığın an, satıldığın an, kırıldığın an başlar. Başkalarının dayattığı hayattan kurtulup, kendi yaşamımızı kurduğumuz an başlar. Herkes elbet bir gün kendi kalbinin ekmeğini yer. Kişi kaderini kendi çizer. Allah yolları verir. O yollardan birini seçmek kişinin kendi nefsi ile ilgilidir. Dünya imtihan yeri. Kazanmakta, kaybetmekte kişiye bağlı. Herkesin bir çizgisi vardır hayatıyla ilgili. Doğru ya da yalnış. Ben yolumda ilerliyorum. İhanete gelince sırtım doludur hançerlerle, en sevdiklerimin hançerleriyle. Yani ben doğruysam herkes doğru olmuyor ve ben yaşanılan bir olay karşısında kendimi yerden yere atsam da o olay akibetini değiştirmiyor, acıyı azaltmıyor. Ölümd

Çocukları çocuk, gençleri genç olarak görmek istiyoruz.!

Resim
Herodot, 2500 yıl önce Barışta oğullar babalarını gömer, savaşta ise babalar oğullarını gömer! demiş. Asker devlet demek, hükumet demek, millet demektir. Eğer Askerin ülken de şehit ediliyorsa ve senin askerini şehit edenler şehirler de elini kolunu sallayarak dolaşıyor ise ellerini kafan da birleştirip bir düşünmenin zamanı gelmiş de geçiyor demektir! Bir ananın oğlunu, bir kadının eşini, çocukların babalarını kim geri verecek. Benim askerim, polisim orada savaşırken, oradaki halk ne yaptı peki? O hendekler kazılırken neden o hainlere karşı çıkmadı, neden savaşmadı? Neden toprağını bırakıp kaçtı? Bunun hesabını  sormak gerekir.  Kaçanla savaşan ayrımı ne zamana kaldı? Kuyular, tüneller kazılırken devlet görmüyor desek, peki oradaki halk ne yapıyordu? 22 yaşındaki bir gencin terörist öldürme tecrübesi ne olabilir ki? Yazık bu çocuklara.  Kendi torunu tabutta, dedesi tabutun önünde duran askerin gözyaşlarını siliyor.  Şehitlerimizi yalnız bırakanlar utansın! Çocukl

GÖZYAŞI HEP AYNI RENKTİR!

Resim
Yoksulun adı yok! Yavrum kader utansın nur içinde uyu! Gariba'nın nerede adı ve yeri var ki zaten... Bir garip ölmüş diyeler. Soğuk su ile yuğalar. Üç gün sonra duyalar. Söyle garip bencileyin! O kim ki? O bir evlat. Onun da anası, babası öperken yavrumun yanağı incinmesin diye çok hafif öperdi :( Herkesin eşit olduğu aleme gitti. Senin kanına girenler kendi kanların da boğulsun. Bu toplumun geçmişten bugüne yapısı bu. Demokrasi yoksa eğer bir ülke de bütün cenazeler bizim sokaktan kalkar. Zenginin hasta olduğu duyulur. Ama fakirin öldüğü bile duyulmaz. Seni insan yerine koymadılar demek ki söz de insan, gerçek de ZAVALLILAR? Koysaydılar senin de ismin geçerdi kuzum! Seni böyle yapanlar utansın! Gerçi utanacak yüz yok ya? Toprağın bol olsun... Hiç bir masum can diğerinden daha az veya daha fazla kıymetli olamaz! Terör bizleri katlederken ayrım yapıyor mu? Ölen kim olursa olsun CANDIR... Sizleri koruyamadık be gençler. Affedin bizi... Ailenin başı sağolsun. Dede Korkut

EĞİTİLEMEMİŞ BİR BEYİNDEN TECAVÜZ!

Resim
KAYSERİ’de pazartesi günü matematik öğretmeni Bayram Ö.’nün cinsel istismarına uğrayan 18 yaşındaki Cansel K., 2 gün sonra hayatına son verdi. Melikgazi’de lisede okuyan 12’nci sınıf öğrencisi Cansel, öğretmeni Bayram Ö.’nün cinsel istismarına uğrayınca durumu önce arkadaşlarıyla ardından öğretmenleriyle paylaştı. İddiaya göre okul yönetimi olayın üzerini kapatmak istedi. Şikayetlerinden sonuç alamayan Cansel, çarşamba günü evinde babasının tabancasıyla kendisini başından vurdu. Ağır yaralanan Cansel, hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Cansel Kırşehir’de toprağa verildi. Cansel’in ailesi olayla ilgili şöyle konuştu: “Okul yönetimine şikayet etmiş fakat olayın üstü kapatılmak istenmiş. Olaydan bütün arkadaşlarının haberi var. Matematik öğretmeni Kayseri Kapalı Cezaevi’nde. Mahkemede suçunu itiraf etmiş. Öğretmen, okul yönetimi ve hatta Milli Eğitim Bakanlığı hakkında tazminat davası açacağız. Sorumluların ceza alması için elimizden gelen ne varsa yapacağız.” Alıntı