Kayıtlar

Amerika etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Avrupa Çöker Mi?

Resim
Akıl ve duygu toplumları arasındaki fark biri yaşamın hazzını bilgi ve üretim temeli üzerinde ararken diğeri bu hazzı onların çökebileceği düşüncesinde arıyor. Neye göre karar veriliyor? Avrupa, Amerika bilime ve teknolojiye yatırım yapıyor, bizlerse Osmanlıyı savunup, üniversite mezunları bize oy vermiyor diyebiliyoruz. Avrupa'nın kendi içinde uyguladığı bir sistemi var. İnsan hakları, çevre kanunları vs. hepsi önemli konular. Örneğin, Norveç'de yolda geçirilen süre mesai saatinden sayılsın mı? Sayılmasın mı? Bu tartışılıyor. İslam dünyasının, Çinin, Hindistan'ın durumu ortada. Dünyada Avrupa kökenli toplumlar ve Batılılaşmayı becerebilen Japonya, Güney Kore gibi ülkeler refah içindeler. Gerisi çoğunlukla yolsuzluk, ahlaksızlık vs. içinde yaşıyorlar. Avrupa'da adalet var ve en önemlisi insanlar kurallara uymamayı marifet zannetmiyor. Medeniyet dediğimiz şey ise tamda bu hukuka uyabilmektir. Avrupa ve Amerika akıllı cihazlar sayesinde ellerinde dünyayı yüzyıllar

Ülkedeki Ekonomik Büyüme Tüketim Kaynaklı

Resim
Bütün hatalar düşünme organımızı kullanmamaktan kaynaklanıyor. Beynin çalışabilmesi için enerji gerekir, enerji de fiziğin konusudur, düşünce de beyinde oluşur. Ülkedeki büyüme tüketimden kaynaklı yüksek görünüyor yoksa hane halkı gelirinde her hangi bir artış yok. Halkın borçlanma oranı yükseliyor, geçim sıkıntısı hayatı zorlaştırıyor, büyüdükçe her şeyin fiyatı artıyor. Batı kıskanıyor, ABD şaşkın, İsrail biat ediyor, Çin ortaklaşa dükkan açalım diyor. Vergiler tavana vurmuş, benzin almış başını gidiyor millet ekonomi çok iyi diye coşuyor. Ekonomisi iyi olan ülkede vergiler artmaz, halkın refahı artar. Dolar dört lira sınırına dayanmış Türk lirası değer kaybetmiş. Ekonomisi iyi olan ülke dış ticaret açığı vermez yada var olan açığı büyütmez. İthal olmayan tek şey kalmadı, ne üretiyoruz ne de satabiliyoruz. Para icat oldu insanlar da kölesi. Sistem efendi, köle düzeninde yürüyor ve bu sayede kimse kafasını kaldırıp benim gerçeğim bu değil bilincini geliştiremiyor, çünkü yaşa

Einstein Mutlu Bir İnsan Mıydı?

Resim
Einstein büyük bir bilim adamıydı ve yaptığı bilimsel çalışmalarla yeni bir çığır açtı. Bunlar inkar edilemez bunun yanında savaş karşıtlığı, toplumsal sorunlara duyarsız kalmaması da takdire şayandır. Mutluluk formülleri yazan Einstein mutlu bir insan mıydı diye düşünmekten kendini alamıyor insan. Rivayete göre Einstein'da aile erdemi yoktur. Bilim tarihçileri Einstein'ın kendi çocuklarına hiç sahip çıkmadığını söylerler. Einstein'ın ilk evliliği kuzeniyle olmuştur ve eşini defalarca aldattığı bilinir. Amerika'ya göç ettikten sonrada karısını ve çocuklarını arayıp sormamış, sahip çıkmamıştır. Amerika'da tekrar evlenir, bu evliliğinden çocuğu olmaz. Yeni eşini de sürekli aldattığı bilinir. Eşi bu duruma isyan ettiğinde ise yaptığı tek şey eşini umursamamak olmuştur. Bu olaylar Einstein'ın yakın arkadaşları ve çevresi tarafından anlatılan, belgelenen olaylardır. Sonuç Einstein büyük bir bilim adamı ve düşünürdü ama kusursuz değildi, aynı bizler gibi. Ei

Kaynak Sınırlı İse Kavga Sınırsızdır

Resim
Paranın satın alamayacağı tevazuyu, diğer yaşamlara karşı hoşgörüyü, yaşam umudunun varlığını nereye koymalıyız. Hastalık haline gelmiş tüketim çılgınlığında mutluluk, huzur yakalanır zanneden, kendisine bilge diyen cahil insanlarız. Görüyoruz, duyuyoruz, anlıyoruz bazen yanlış yolda olduğumuzu ama eski alışkanlıklarımızdan vazgeçip daha yalın ve beklentisiz bir yaşamı önümüze koyamıyoruz. Korkağız, değişmekten yana baştan mağlubuz, mutsuzluklarımızla debelenmeye sürgünüz. Uygarlık, bilim, çağdaşlık adına insanlığı ve dünyayı bitirme, dünyaya hakim olma çabası ile önce Kızılderililer ve Afrikalılar sonra Müslümanlar. Dünyada kaos yaratmanın baş mimarları doyumsuz, acımasız adamlar. Güzel insan aramak ile insandaki güzelliği aramak arasında büyük fark vardır. Bazı insanlar hayatta kalmak için kindar duygulara ihtiyaç duyar ve her oluşumun doğasında olduğu gibi politik hareket ederler. Batı ekonomisi medeniyeti çökmez. Sömürür, savaş çıkarır ama yine de çökmez. Paraya, bankalar

Irksal insan çöplüğü...

Resim
Her imparatorluğun temelini biraz da olsa katliamlar oluşturuyor. Hepimiz aynı Allah'ın çocuklarıyız. Tüm dünya bunu bilse de dini silah olarak kullanmaktan vazgeçmiyor. Emek sömürüsü insanın etini yemek onu parçalamaktır. Bireyleri yeteri kadar milliyetçi ve din ahlakıyla saldırganlaştırır ve bu kavramlarla uyutursanız tapınacak hale getirirsiniz kolayca. İnsan evrenin kanseri, yarası ve sızısıdır. Kapitalizmi yok etmek öyle güç ki, insan egoizmiyle beslenen bir canavarı asla yok edemeyiz. Amerika ırksal olarak insan çöplüğüdür. Bu nedenle ırklar ve onların oluşturduğu devletleri tehdit olarak görürler. Amerika gerçek sahiplerinin yaşadığı bir ülke olsaydı (Kızılderililer) dünyanın en saygın ülkesi olurdu. İngilizler, Fransızlar, İspanyollar vs. bilge ve soylu bir uygarlığı vahşice yok ettiler. ABD'nin uygulama sistemi; önce böleceği ülkeye özgürlük ve para gönderir sonra bir şekilde özgürlüğünü geri ister. Ama özgürlük para gibi elle tutulur bir şey değildir, o yüzd

Ekonomik adaletsizlik!

Resim
İnsanlar moral ve korku ile güdülenir. Dünyada üretenlerin üretmeden kazananlardan daha az kazanan insanlar olduğunu düşünürsek bu dünya için pek iyi bir kazanım değil. Paylaşılmış, gasp edilmiş dünyada haklı kazanımlara da saygı göstermek gerekir, esas olan sorun oradan kaynaklı değil çünkü. Eğer dünyadaki mülkiyet haksızlığını bitirirsek işte o zaman herkes adil bir ortam ve koşulda kendini öldürmeden, köleleşmeden çalışıp üretecek ve kazanacak, oyunun kurallarını güçlüler değil, halklar belirleyecek. Olay kapitalist sistemin egemenliği üstüne kurulmuş. Sömürüyü ortadan kaldırmayı düşünen insanı ötekileştiriyorlar. Kapitalist sistemin açgözlülüğü ve hırsı sınıflar arasındaki mesafeyi daha çok açarak dünya üzerindeki eşitsizliklerin ve problemlerin temel kaynağı olmuştur. Eski emperyalist ülke sömürme düzeninin yerini, yeni ve hepimizin kabul ettiği ticaret ve teknolojiye dayalı sömürü düzeni almıştır. Baş rolde Amerika'nın olduğu bu düzende hak değil hep güç karar verir

Fevkalade cahillik...

Resim
Başarının kriterleri bellidir; içinde emek vardır, alınteri vardır, fedakarlık vardır, öz güven vardır, var olmak vardır, dürüstlük vardır, hedef vardır, amaç vardır, dik duruş vardır, mücadele vardır ve en önemlisi karakter vardır. Bir gün Allah bir kişiye ne istersen vereceğim ama istediğin şeyden sana bir tane, komşuna iki tane vereceğim ona göre iste demiş. Adam düşünmüş ev istesem komşumun iki evi olacak, araba istesem benim bir arabam olacak, komşumun iki arabası olacak ve Allahım sen benim bir gözümü kör et, böylece komşumun da iki gözü kör olur. İşte bazı kişilerin hasetlik, çekememezlik ve cahillik seviyesi bu düzeyde... Çıkarcı gücün egemen olduğu toplumlar da adalet saklambaç oynar. Hitler Alman halkının tüm desteğini almıştı, düşmanları ise Alman Yahudileri idi. Çünkü Alman Yahudileri çok zengindiler, Alman halkı da çok fakir. Bizim düşmanımız ise Cumhuriyet, çünkü özgürlük vadediyor. Özgürlük olmazsa insanlar köle olacak ve üç maymunu oynayacaklar. Her iki durumda

İki büyük lider...

Resim
Dünyaya iki büyük lider gelmiştir. Birincisi Allah tarafından alemlere rahmet olarak gönderilen dinimizin peygamberi; Hz. Muhammed Mustafa, diğeri Allah tarafından ülkemize nasip edilen, silah arkadaşları ile birlikte ezanımızın dinlenmesini, bayrağımızın inmemesini sağlayan Mustafa Kemal Atatürk'tür. HZ. MUHAMMED (SAV), cahiliye döneminde sahte dinler üreten, sahte Tanrılar piyasaya süren, zengin ve para babalarına karşı direnip, halkını İslamla buluşturmuş, köleliği kaldırmıştır. Kız çocuklarının diri diri öldürüldüğü bir zaman da kızını omzuna alıp gezdirmiş, 'ilim Çin'de de olsa gidiniz' diyerek halkına cehaleti değil, aydınlığı göstermiştir. Bugün ise onun ismini kullanarak kendilerini şeyh, şıh ilan edenler ve onların kandırdığı halk ellerinde Kur'an, kalplerinde kinle dolaşıyorlar. Halk okumak yerine dinletilerek uyutuluyor ve dinletenler de kendi uydurdukları şeyleri dinletiyorlar. İsrail Amerika'ya Müslümanları öldürtüyor, Müslüman da Müslümanı

Yurt dışı Türkleri...

Resim
Türkiyeyi çok seviyorlar ve Türk halkının refah içinde olmasını istiyorlar Avrupa'da yaşayan Türkler (). O zaman tüm mal varlıklarını buraya getirsinler. Almanya'da, Hollanda'da vs. kalmasınlar. Türkiye'ye izine gelirler 'abow ne pahalı ülke ya nasıl geçiniyorlar burada, bin euro bozdurdum az önce düşürdüm sandım ataş pahası bura gavurun gözünü seviyim anam' derler. Yıllardır Avrupa'da ama yaşadığı ülkenin dilini bile tam bilmez, kendi gettolarında yaşarlar, parasını yediği adama gavur der, kafir der, kurtlar vadisini izler milliyetçi duygusu kabarır, muhteşem yüzyılı izler ben Osmanlı torunuyum der, der de der ama Türkiye de yaşamaya yanaşmazlar. Yurt dışında yaşayan Türkleri inceleyelim; Avrupa'daki Türk vatandaşları Avrupalının yapmadıkları pis işleri yaptılar. Eğitimleri düşüktü, dolayısıyla Avrupalı onlara biraz tepeden baktı. Çoğunluk oranın kültürüyle bütünleşemediler, içine kapandılar ve kendi gettolarına, camilerine, kahvehanelerine çekild

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Resim
Kadınların isyanı; Amerika'nın Newyork Eyaletinde 8 mart 1857'de 40 bin dokuma işçisi kadın daha iyi çalışma koşulları talebiyle grev yapmıştı. Polis sert müdahale de bulunduğu kadınların bir kısmını bir fabrikaya kilitlemişti. Bu sırada fabrika da çıkan yangın da 129 kadın ölmüştü. 1910'da Danimarka'da düzenlenen uluslararası sosyalist kadınlar konferasında Almanya Sosyalist Demokrat Partisi önderliğin de, 1857'deki yangın da ölen kadınlar anısına 8 MARTIN DÜNYA KADINLAR GÜNÜ olarak anılmasını önerdi. Bu öneri oy birliği ile kabul edildi. Bugünün anlamı erkekler üzerin de ne kadar etkili ona bakmak lazım. Bir Profesör kadına şiddet konulu bir konuşma yaparken, diğer taraftan eve gidip eşini dövüyorsa! Bugünün ne kadar anlamı kalır tartışılır. Kadınlar gününe nasıl baktığımıza bağlı. Bir kadını önce insan olarak göremeyen erkeğe neyi anlatıyoruz demek istiyorum. Kadın devrimi kadınlar tarafından yapılır. O da çocuklarını doğru yetiştirerek. Bir güne sığdırı

İnanma, ikna ol!

Resim
Toplam İslam nüfusuna mensup olanların bir çoğu bilinçli olarak inandıkları için değil, kültürlerinin bir devamı olduğu için içindeler. Bu nüfusların aynı coğrafyalar da yaşayıp, aynı adetlere sahip oluşları bu kültür aktarımının devamıdır. Yani bu nüfusun köylü ve cahil kesim olmasının nedeni İslam dinine mensup olmaları değil, eğitimlerinden dolayıdır. Ölümler, açlık, kıtlık, yoksulluk neden hep Müslüman ülkeler de? İnsanların sayısıyla dinin büyüklüğü değil, yığınların büyüklüğü ölçülür. Zihniyet gelişip büyümedikten sonra, geri kaldıktan sonra ne olacak ki? Din ancak insanları mezara götürebilir. Cehaletin doğurganlık üzerindeki en belirgin özelliği, yaşam standartları yükseldikçe doğurganlık azalır. Bunun ilk göstergesi de kadının bilinçlenmesidir. Mültecilere bakın, ülkelerinde savaş var, bir çoğu çadırda yaşıyorlar ama şehirlerine, ülkelerine bombalar yağarken durmadan çiftleşiyorlar. Doğacak bebeğinin geleceğini düşünmeyen bu zihniyet ülkesini, insanları, dünyayı ne kadar

EVET yada HAYIR

Resim
Herkesin fikrine saygılı olmalıyız. EVET yada HAYIR. Önemli olan sonradan pişman olmamak ve çocuklarımızın yüzüne bakabilmek. İnsan olarak mutlu bir yaşam sürmek istiyorsan hayır demesini bilecek ve öğreneceksin ki insanlar seni artık üzmesinler ve kandıramasınlar. Keşke canlı yayında hangi kanal olursa olsun hukukçu ve parti sorumlusu açık oturum yapsalar, başkanlık sistemi ve anayasa hakkında birbirlerine sorular sorsalar ve cevaplasalar halk olarak anlasak hiç kimse açıklamıyor bizlere çünkü. Türkiye'nin geleceği ile ilgili bir proje neden tartışılmıyor? İnsanlar neden bilgilendirilmiyor? Toplumu gerdikçe geriyorlar. Küçüklüğünde düşünce yetisi elinden alınmış insanların ileri yaşlarda olayları yorumlayabilmesi de beklenemez. Referandum sonrası hepimiz yine beraber yaşayacağız. Yine aynı sevinçleri, aynı kaygıları birlikte duyacağız. Irak devrilip parçalandığında başında Saddam vardı, Libya aynı şekilde parçalandığında başında Kaddafi vardı. Suriye'nin başında Esat r

Neden daha fazla para basmıyoruz?

Resim
Ekonomiye ilgi duyan herkesin hayatında en az bir kez kendisine yada çevresine sorduğu bir soru vardır; Madem ki borcumuz var, o halde neden daha fazla para basıp bu borçları ödemiyoruz?  Öncelikle para arzının enflasyona neden olması için para arzı artış oranının toplam çıktı artış oranından fazla olması gerekir. Eğer hızları aynı ise enflasyon olmaz, çıktı artış hızı fazla ise de deflasyona neden olur. Paranın miktar teorisine göre para arzı artışı fiyat sevyesini arttırır. Klasikler paranın dolaşım hızını sabit kabul etmişlerdir ama gerçek hayatta paranın dolaşım hızı sabit değildir. Yani para arzı artışının enflasyona neden olacağını söyleyebilmek için öncelikle para dolaşım hızının hesaplanması gerekir. Amerika ekonomik kriz geçirdiği 2008 yılında fazla para basmamıştır. 2008'den itibaren paralara bakarsak tasarruf ve kısa dönem vadeli mevduatların nakit paradan çok daha fazla arttığını görüyoruz. Neden? Çünkü bir ülkenin borcu olmasından çok kime borcu old

Ezilmişliğin sitemini kim tercih eder?

Resim
Akıl hastanelerindeki hastalar kendi aralarında bir düzen kuruyorlar ve deli olduklarını bilmiyorlar. Umarım biz de öyle değilizdir. Kapitalist düzenin baş ülkeleri insanlığa zulümden ve karanlık bir hayattan başka şey sunmadılar. Dünya da ne kadar kötü, korkunç olay yaşanıyorsa ülkemizde dahil, biliyoruz ki (dünya insanları) altından Amerika, İsrail, İngiltere, Almanya çıkıyor. Ülkeler de önce iç savaş çıkartıp sonra barış elçileri gönderiyorlar. Ezilmişliğin sitemini kim tercih eder, bir huzur adasında yaşamak varken hastalar adasında yaşamaya.  Kurum ve kuruluşların içerisinde mutlaka farklı düşünceler ve maksadını aşan zihniyet sahipleri olabilir, siyaset içerisinde kirli ilişkiler yumağı olacaktır ama eminim herkes üzerine düşeni yapacaktır. Kurum ve kuruluşlar başta devlet mekanizması bağırsaklarını temizlerken ummadığımız isimleri görebiliriz. Bundan sonraki dönemler de devlet kademesi ve kuruluşlar da arınmış, temizlenmiş ve şeffaf olacaktır. Ama umarım gerçek suçlula

Fazla Değer Aptalı Kral Yapar!

Resim
Sultan II. Abdülhamid'in kendi ordusundan korkması, ordunun çok sayıda alayının aynı zaman da bir araya gelmesini gerektiren büyük çaplı manevraları gerçekleştirmesine izin verilmemesi anlamına da gelmekteydi. Sultanın korkuları onun modern teknolojiye bakışını da etkilemekteydi. Başlangıçta, Puccini'den petrole kadar, Avrupa'dan gelen her yeniliğe ilgi duymaktaydı. Fotoğrafçılığı özellikle sever, onu bir silah olarak kullanırdı. Devlet erkanına ait fotoğrafların olduğu dosyalar tutar ve bir kimseyi huzura kabul etmeden önce o kişinin fotoğrafını incelerdi. İmparatorluğun her tarafına fotoğrafçılar yollayarak oraların durumlarını görüntülemiş ve içlerinde okulların ve diğer ilerici konuların fotoğrafları olan büyük, varaklı yeşil albümleri, Osmanlı İmparatorluğundaki modernleşme hareketini göstermek için İngiliz, Fransız, Alman ve Amerikan devletlerine göndermişti. Öte yandan, elektrik Abdülhamid'in içine bir korku düşürmüştü. Belki de "dinamo" ile &qu

İhanetin nedeni değil bedeli olur

Resim
Düşüncelerini, gözlemlerini ve bilgilerini paylaşmak bir insanın yapabileceği ve yapması gereken en doğal şey. Bundan rahatsız olmak için kendi bildiği şeyin doğrultusunda olan her şeye karşı çıkan bir düşünce sistemi gerekir ki bu da diktatörlüktür. Aydın ve bilgili kişi okur, düşünür ve yorumlar sonuçta etkilenip etkilenmeyeceği kişinin kendi tercihidir. Neden yazarlar ve basın mensupları devamlı tutuklanıp susturulmaya çalışılırken hiçbir siyasetçi tutuklanmaz. Çünkü düşünen ve sorgulayan beyni kimse uyutamaz. Bazen de işte böyle Allah şaşırtıyor, birbirlerinin açıklarını ele verdirtiyor. 15 Temmuzdan önce şeriat, 15 Temmuzdan sonra Atatürk ve Cumhuriyet, yanına da Egemenlik Milletindir. Her şey fazla hızlı gelişiyor. Ayakkabımın altı delik, ben ayakkabısının altı delik vatandaşım diyerek çıkılan yolda gemilerle ilerliyoruz. 2016 yılında sekiz ayda 16 patlama yapılmış.Caniler oynamak istedikleri oyunu rahatlıkla oynamaya devam ediyorlar. Teröre verilecek en etkili cevap Türk B

Ezilmişliğin sistemini kim tercih eder?

Resim
Akıl hastanelerindeki hastalar kendi aralarında bir düzen kuruyorlar ve deli olduklarını bilmiyorlar. Umarım biz de öyle değilizdir. Kapitalist düzenin baş ülkeleri insanlığa zulümden ve karanlık bir hayattan başka şey sunmadılar. Dünya da ne kadar kötü, korkunç olay yaşanıyorsa ülkemizde dahil, biliyoruz ki (dünya insanları) altından Amerika, İsrail, İngiltere, Almanya çıkıyor. Ülkeler de önce iç savaş çıkartıp sonra barış elçileri gönderiyorlar. Ezilmişliğin sistemini kim tercih eder, bir huzur adasında yaşamak varken hastalar adasında yaşamaya. Kurum ve kuruluşların içerisinde mutlaka farklı düşünceler ve maksadını aşan zihniyet sahipleri olabilir, siyaset içerisinde kirli ilişkiler yumağı olacaktır ama eminim herkes üzerine düşeni yapacaktır. Kurum ve kuruluşlar başta devlet mekanizması bağırsaklarını temizlerken ummadığımız isimleri görebiliriz. Bundan sonraki dönemler de devlet kademesi ve kuruluşlar da arınmış, temizlenmiş ve şeffaf olacaktır. Ama umarım gerçek suçluların

Sosyal Körlük, Sosyal Rüşvet

Resim
Meselenin özü, Avrupa Birliği ile imzalanan anlaşmalar gereği Türkiye'ye iade edilen göçmenler tekrar Avrupa'ya gidebilmek için biz Türkiye'de baskı görüyoruz, bahanesiyle ayaklanıp olay çıkartacaklar. Biz de bunların böyle bir bahanesi olmasın diye vatandaşlık verelim dedik. Bu ne tür bir yasa ile kanun maddesi yapılacak anlamak mümkün değil. Bu sefer Türkiye'ye gelen herkese vatandaşlık vermek zorunda kalınacak. Vatan kavramı sadece Türkler'de vardır, var olduğu günden bugüne kadar. Roma İmparatorluğunun yıkılma sebebi; Roma'yı Romalıların yönetmemesidir. Suriye'nin zenginleri Avrupa ve Amerika'ya kaçtı, vatansever olan azınlığı kalıp savaşmayı tercih etti, aciz ve işe yaramazları ise Türkiye'de. Onları adam etmek için bir ömür yetmez. İstediğin kadar vatandaşlık ver, yer ver, yurt ver. Sonuçta Araplığını yapacaklar. Kan, soy, eğitim, sağduyu meselesi. 2 yıl sonra Suriyeliler: Anadilimiz de eğitim istiyoruz. 3 yıl sonra: Özel haklar. 5 yıl

ÖLÜM KOKUYOR ÜLKEMİZ

Resim
Atatürk Hava limanı Dış Hatlar terminalinde patlama. Bakalım hangi onurlu ve gururlu terörist grup üstlenecek? İktidar ve muhalefet birbirinden kötüyse, halkta hala Survivor izliyorsa, ülke olarak kılalım cenaze namazımızı olsun bitsin. O kadar aramayı ne için yapıyorlar spreyler ile uçağa binmeyelim diye mi? Ülke bu kadar karışıkken bu neyin ihmali? Ülkeyi 15 yıldır kim yönetiyor? Bu güvenlik zaafının herhangi bir siyasi sorumlusu olmayacak mı? Üzerimizde ufacık bir düğme bile dıtdıt öterken defalarca aranıyoruz bunlar nasıl elini kolunu sallayarak giriyorlar. Kemer ile giremediğimiz hava limanına canlı bomba, silahlar ve el bombaları ile girilmiş ve katliam yapılmış. Mit'in haberi yok, emniyet çaresiz, hükumet mağdur. İstikrar sürüyor. Yurt dışından gelmişler orada planlamış inişte patlama olmuş. Yurt dışından gelenler orada kontrol olduklari için direk bavul almaya gidiyorlar. Yani Amerikanın uyarısı boşa değilmiş? Yurt dışından görmüşler (tartışmaya açık nasıl uçağa bindi

Putin, Türkiye ile ilişkilerin düzelmesini istiyoruz

Resim
Geçen Kasım ayında Türkiye hava sahasını ihlal etmesinin ardından Türk jetleri tarafından düşürülen Rus SU-24 savaş uçağıyla ilgili bir soru üzerine Rusya Devlet Başkanı Putin, şu açıklamalarda bulundu: Biz özür duymadık. Ayrıca hasarın tazmin edilmesiyle ilgili bir hazırlık da görmedik. İlişkilerin yeniden düzeltilmesi arzusunu duyduk. Biz de ilişkilerin düzelmesini istiyoruz. Onları bozan biz değiliz. Biz, Türkiye-Rusya arasındaki partnerlik ve dostluk ilişkilerini görülmemiş düzeye getirmek için her şeyi yaptık. Türk-Rus halkları arasında dostluk çok yüksek seviyelere ulaşmıştır. Biz buna çok değer verdik. Neden bu yapıldı, hala aklım almıyor. Rus uçağının düşürülmesi bana göre bir hatadır. Evet doğru TSK elinde bir emir vardır. Yalnız eğer istenilseydi o 10 dakika içinde hem Putin'e hem de Rusya savunma bakanlığına ulaşılabilir. Durum ivedilikle açıklanabilir kısaca politika yapılabilirdi. Burada zor olan kısım zaten politika yapmak ve bunu işletebilmek. Kolay olan ta