Kayıtlar

Avrupa etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Atatürk Havaalanı Kapatılıyor

Resim
Atatürk Havaalanı kapatıldığı için TAV 4500 kişiyi işten çıkarıyor. Şirket 2021’e kadar sözleşmesi olduğu için devletten zararını fazlasıyla çıkaracak. Devlet de bunu halktan. Olan ise işten çıkarılanlara ve plansız hesapsız yatırımları finanse eden topluma olacak. Dünya'daki 195 ülkenin içinden en iyi 5. havalimanı seçilmiş Atatürk havalimanı. Bütün sistemleri oturmuş, modern, içine kadar metro gidiyor. Ve kapatılıp millet bahçesi yapılacağı söyleniyor (bahçe değil tarlalar olur o kadar büyük bir arazi). Ardından sözleşmesi 2021 tarihinde bitecek olan TAV'a zarar tazminatı ödenip,4.500 çalışan da kapıya konuluyor. Bir an için bir holdingin böyle yönetildiğini düşünün, düşünmesi bile çok zor değil mi? Sözleşme ve ödemeler devam ediyorsa 2021'e kadar uçuşlar da devam etmeliydi. 2021'e kadar 3. Havalimanının inşaatı ve metrosu da yeterli sürede tamamlanmış olurdu. Atatürk havalimanı taşındıysa neden 4500 çalışanı da oraya taşınmıyor? Şirket satın aldığı alt yapı

Bilgi Yeni Keşifler İle Gelir

Resim
Bilgiyi alan gelişir geliştirir, bu gelişim kültürel yörüngeyi değişitirip bizleri de etkiler. Bilim sevilmeyen bir öğretmen gibi, her şey onda gizli ama sadece onu görebilenler parmak kaldırıyor. Cehaletin kötü bir şey olduğunu Rönesans öncesi Avrupa'ya bakıp anlayabiliriz. Bilginin, ilmin, irfanın ne kadar değerli olduğunu anlamak içinde İslam'da beytul hikmetin kurulup ve İslam alimlerinin bilimde açtıkları çığırlara bakabiliriz. Geçmişte bilginin doğudan batıya gitmesi ve günümüzdeki doğu inanılır gibi değil. Peki doğudan batan güneş tekrar doğudan doğabilir mi? Zor. Doğunun kitapları batı dillerine çevrilip batılı okullarda okutulur batılılar aydınlanırken, doğu karanlıkta kayboluyor. Umarım bu karanlığın bir parçası olup bizler de kaybolmayız. Değerlendirmesini bilsek Türkiye doğu ve batı kültürünü birleştirebilecek kültürel birikime sahip bir coğrafyadadır. Rönesans İstanbul'un fethinden önce başlamış ve Michelangelo defalarca İstanbul'a davet edilmişti

Kapatın Kapıları Evde Yokuz...

Resim
Ortadoğu'nun derdini Türkiye üstlenmek zorunda mı? Bizim problemlerimiz yok mu? Suriye'nin nüfusu ne kadar? Hepsi zaten Suriye'yi terk etmedi mi? Peki geride kalanlar kim? Şimdi gelecek olanlar kim? Terörist gruplar. Suriye'den ülkemize 4 milyon mülteci girdi, 45 milyar dolar para harcadık, 2 milyon mülteci de yolda. Kendi insanımıza bakacak kadar aciz ama dışarıdan gelenlere kucak açıp, bağrımıza basacak kadar şevkatli bir ülkeyiz. Gün gelecek kendi ülkemizde sığınmacı konumuna düşecez. Memleket iyice çığırından çıkacak o zaman bizi kim kabul edecek. Sınırı kapatıp önlem alın, İran'a, Katar'a, Arabistan'a, Kuveyt'e vs. gitsinler. Neden biz? Neden Avrupa? Sınır yol geçen hanı değil, alırsınız gereken önlemleri geldikleri gibi de dönerler. Sokaklar Suriyeli, Afgan, Gürcü, Bulgar, Azeri, Nepal, Kenya, Özbek, Kazak, Kırgız vs. dolu hiç kimse de demiyor ki bunlar burada ne yapıyor? Peki biz bu ülkenin çalışıp vergi veren vatandaşları olarak azınl

Devlet mi millet için, millet mi devlet içindir?

Resim
Devlet millet, millet devlet için yani her ikiside birbiri için vardır, birbirlerinden bağımsız değillerdir. Devleti ayakta tutan milletidir yine bir milletin yok olmaması, parçalanmaması, dağılmaması, düzeninin olması ve bu düzenin devam edebilmesi için devlet gereklidir. Devlet milletinin huzur ve güvenliği için vardır, millet de bunu sağlaması için devlet kurmuştur. Toplum olmadan devlet olmaz. Toplum varsa devlet topluma hizmet etmek için vardır. İdareciler yönetecek insan aramaz bilinçli toplumlarda toplum kendini idare edecek kişiyi kendi arar ve seçer. Devlet olmadan da insan varlığını sürdürebilir ama insan olmadan devlet var olamaz. Devlet bina millet kolondur, devleti millet kurar millet yıkar, milletsiz devlet olmaz devletsiz de millet olmaz, bu ikisi bir bütündür devlet sadece bir terimdir asıl olan milletin devlet anlayışı içinde olmasıdır. Devletin yönetim şekli ise milleti için olmadır. Devlet her şeyden üstün değildir, üstün olması gereken noktalarda da yine mil

Betonlaşma Artınca Geliştik mi?

Resim
Üretmeyen, üretemeyen, gelişmekte olan ülkelerin olayı inşaat sektöründen ibarettir, bu da uzun vadede ekonomik krize zemin hazırlar. Son yıllarda Türkiye Avrupa için iyi bir pazar konumunda, üreten ülkeden tüketen ülke durumuna döndük çünkü. Önce uzun aylar vade, sonra senetle satış, tutmazsa fiyatlarda indirim. Talep olursa fiyat artar, kar etmek için reklam yaparlar. Satılamayan mal ve ürünün reklamı en çok yayınlanan reklamdır, satışları iyi giden ürün için hiçbir aklı başında tüccar reklam verip durmaz, zaten satışlardan memnundur buna gerek duymaz.  Kentsel dönüşümle ortaya çıkan yeni orta sınıfın yakaladığı rant fırsatını sürdürecek iktisadi yetiye sahip olmadığı öngörüsüne sahip olmayan firmalar yüzünden konut fazlası oluşuyor. Diğer taraftan Arap televizyonlarına verilen reklamlara bakmak gerekiyor ki, konut şatışı onlara yönelik yapılıyor uzun zamandır. Sürekli betonlaşmaya yatırım yapılıyor çünkü para oradan geliyor. Nakit sorunu ve risk faktörleri yüzünden

Bacasız Sanayi (!)

Resim
Bir zamanlar turizm için 'Bacasız Sanayi' derlerdi. Nedeni bir sanayi sektörü gibi para kazandırması ama baca emisyonu gibi olumsuz çevre etkilerinin olmamasıydı. Ama zamanla turizmin tanımı değişti ve değişen tanımla beraber alanı da genişledi. Özellikle doksanlı yılların başında başlatılan yatak sayısı atağı ve icat edilen 'Her şey Dahil' konsepti Avrupa ve Dünya ölçeğinde turistin yani misafirin gelir ve gider seviyesi ile beklentilerini değiştirdi. Avrupa ve Kuzey Afrika destinasyonları Türk Turizm Sektörü ile rekabet edebilmek için ya benzer konseptleri uygulamaya koydular yada fiyat indirimi uygulamaya başladılar. Otel ve kruvaziyer yatırımları iki binli yıllardan itibaren Avrupa çapında katlamalı olarak arttı. Borçlanarak yapılan bu yatırımlar arasındaki rekabet fiyat kırımlarını da beraberinde getirdi. Sonuç artan finansman ve girdi maliyetleri nedeniyle boş kalmaması gereken tesisler oldu. Ancak bu tesislerin kendi altyapı sorunları ortaya çıktı. Kar el

Adalet rüzgar gibidir!

Resim
Ahlak kavramını din ile ilişkilendiren bir toplum her türlü ahlaksızlığa kılıf uydurur. Akıl, bilim, vicdan gibi kavramlarla bağı kopmuş basit kurnazlıklar üzerine hayatlar yaşar böyle toplum insanları. Adalet rüzgar gibidir küçükleri yıkar, ezer geçer, büyükleri ise deviremez itaat eder. Kendisinde olduğunu söylediği namus ve dürüstlükle övünen kişilerin belki de telaşla örtmeye çalıştığı günahları ve dolapları vardır. Avrupalı Türkler aslen cahil ve geri kalmış Türklerdir. Yaşadıkları yerlerdeki kurallara uyup Türkiye'ye girdikleri andan itibaren özlerine dönerler. Her türlü kural dışı davranış, trafik kurallarına uymama, sağa sola çöp atma vs. hemen uygulamaya geçerler. İnsanın mayasında varsa ne yapsa, nereye gitse, ne okusa da değişmiyor bir şey. Avrupa ülkelerinde kanunlar oldukça katı uygulanır, kim olursanız olun kaçarınız yoktur. Çünkü devletler insanını terbiye ediyor, etmeli de. İnsan haklarını savunan sözde Müslümanların para için yapamayacakları artistlik, üç

Dünya siyaseti, Suriye ve Katar...

Resim
İki Arap ülkesi kavga ediyorsa oradan bir Amerikalı geçmiştir. Kafirler ile ahmakların buluşması sonucu, uyanık Amerikalı ahmak Araplar olmuştur. Amerika'nın başına kim gelmişse bir Müslüman ülkede katliam yapıyor. Suudi Arabistan'la anlaşan Trump'ta Katara gözlerini dikmiş. Neden Katar? Katar dünyadaki en büyük doğal gaz rezervlerinden birine sahip. Kırım'ı dünyanın gözü önünde iç eden Rusya'ya Avrupa hiçbir şey diyemedi. Çünkü Rusya tribünlerde bakım var diye gazı iki hafta kesince batılıların eli ayağına dolaştı. Rusya'ya mahkum olmamak için alternatif yollar aradılar ve Katarı buldular. Planlarına göre; Katar doğal gazı boru hattıyla Suriye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınacak, Rusya ve İran'a bağımlılık ortadan kalacaktı. Türkiye o dönemde Esad'ı razı etmek için çok uğraştı ama Esad Rusyayı satmadı. Esad'ı razı edemeyince hali hazırda Suriye'de örgütlü olan ve o sırada Mısır'da iktidarda olan Müslüman kardeşler silahlandır

Yurt dışı Türkleri...

Resim
Türkiyeyi çok seviyorlar ve Türk halkının refah içinde olmasını istiyorlar Avrupa'da yaşayan Türkler (). O zaman tüm mal varlıklarını buraya getirsinler. Almanya'da, Hollanda'da vs. kalmasınlar. Türkiye'ye izine gelirler 'abow ne pahalı ülke ya nasıl geçiniyorlar burada, bin euro bozdurdum az önce düşürdüm sandım ataş pahası bura gavurun gözünü seviyim anam' derler. Yıllardır Avrupa'da ama yaşadığı ülkenin dilini bile tam bilmez, kendi gettolarında yaşarlar, parasını yediği adama gavur der, kafir der, kurtlar vadisini izler milliyetçi duygusu kabarır, muhteşem yüzyılı izler ben Osmanlı torunuyum der, der de der ama Türkiye de yaşamaya yanaşmazlar. Yurt dışında yaşayan Türkleri inceleyelim; Avrupa'daki Türk vatandaşları Avrupalının yapmadıkları pis işleri yaptılar. Eğitimleri düşüktü, dolayısıyla Avrupalı onlara biraz tepeden baktı. Çoğunluk oranın kültürüyle bütünleşemediler, içine kapandılar ve kendi gettolarına, camilerine, kahvehanelerine çekild

Boş işler...

Resim
Nereye gideceğini bilmeyen boşa kürek çeken adam yolu kime sormalı, küreği mi? Yoksa denize mi? Eskiden Türkiye'nin en büyük sorunu cari açık sanıyordum. Ama beyin açığı ve yokluğu muazzam seviyede. İnsanımızın algısı vitrindeki cansız mankenden farklı değil. Türkiye'nin durumu ciddi. Yat sektörü de çok ağır şekilde etkilenmiş durumda. Yabancı bayraklı teknelerin çoğu Yunanistan'a gittiler. Bizimkiler zamanında müdahale edemeyince ve Yunanistan'daki marinalar bağlama fiyatlarını indirince ve Türkiye'nin geo-politik sorunları dışarıya negatif olarak yansıyınca, Yabancılar teknelerini Yunanistan'daki marinalara bağladılar. Bu durumdan Türkiye'deki Yat sektörü çok ağır şekilde etkilenmiştir. Çözüm bulmaya çabalayan birileri var mı? Bir Doları Dövizci de bozdurup ülke ekonomisini kalkındırmaya çalışan beyin işlevini yitirmiş insanlardan çok şey bekliyoruz. Turizm bitti, bağlı sektörler can çekişiyor. Acenteler, oteller, tedarikçi firmalar arka arkaya kapan

İnsan olmak eğitimle başlar...

Resim
Böcekler olmasaydı 50 yıl içinde yaşam sona ererdi. İnsan olmasaydı yaşam ve dünya kendini yenilerdi. Yaşıtlarından farklı gelişim gösteren çocuklar dışlanmaya çalışılıyor her fırsatta ve bu velilerle sınırlı değil maalesef. Halbuki bu çocuklar diğer çocuklara o kadar güzel değerler katıyor ki. Çocuklar dışlamıyor, yetişkinler yapıyor bu dışlamayı. Empati, farklılığa saygı, anlayış gibi değerleri önce yetişkinlere kazandırmaya çalışıyor çocuklar. İnsan olmak eğitimden başlar. Yardım severliğimizi, insanlığımızı, güvenilirliğimizi yani iyi olan her şeyimizi kaybettik. Bir kasvet ve bir karanlık var. Doğuştan sağlıklı olabilir çocuklarımız ancak Allah göstermesin ateşli bir hastalık, trafik kazası herhangi bir şeyden dolayı da daha sonra engelli olabilirler. Gerçekten garip bir millet olduk. Tamam çocuğum sağlıklı diye mutlu olabilirim ama hayat bu insanın başına her şey gelebilir.  Herkes haysiyette ve onurda eşittir. Aynı dışlanma bir yetişkine yapılmış olsa ne hisseder.

Zenginin doları, züğürdün çenesini yorar

Resim
TL, 2016'da Dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimi. Sadece gelişmekte olan ülkeler değil, son altı ayda Suriye Poundu karşısında da değer kaybetti. Üretmeyen vergiye dayalı ülke, üreten ülkelere kafa tutuyor. Sonra dolar neden yükseliyor? Siyasilerin tavırları sayesinde yükseliyor ve Türk Lirası değer kaybetmeye devam ediyor. İhracatımızın 64 milyar doları Avrupaya. Rusya'nın ambargosunda perişan olduk, birde Avupa ambargo uygularsa ülke ne hale gelir düşünün. Tehditler sadece iç piyasada etkili olur. Hayatın gerçekleri, realitesi var sıfır sorun politikalarından geldiğimiz haller, çevremizde bir tane dostumuz yok. Avrupa'nın gümrük birliğini de devre dışı bırakacağını düşündünüz mü? Gerçekleri yok sayamayız şalter onların elinde. Hani Türkiye İMF'ye borç verebilecek durumdaydı? Hani ekonomimiz adeta uçuyordu? Ne oldu, kanadı mı kırıldı? Türkiye battı, köprüler, hava alanları yabancılardan borç alınarak yapıldı. Hiçbirinde olmayan özkaynak zaten kullan

Turbo kapitalizm!

Resim
Bergman’a sormuşlar: "Gidişat kötü dünya nasıl kurtulacak?" "Utanç" demiş, "Dünyayı bir tek utanç kurtarabilir." Sus konuşma dünya çok geç. Aslında ölen bizleriz, insanlığımız, hislerimiz, çürüyen ruhlarımız. Derdimi dinledi, derdime imrendi. Derdini dinledim, derdimden iğrendim. Öyle bir hal... Elimizden dua etmekten başka bir şey gelmiyor. İnsanlığımız çoktan gitmiş, sağır, vurdum duymaz, üç maymunu oynuyoruz her gün. Kağıt üzerinde dünyada barışı sağlamak için BM'ler kuruldu. Realiteye bakalım ve madalyonun diğer yüzünü çevirelim. Dünyanın en çok silah satan devletleri BM'lerin daimi beş devleti. Dünyada iki sektör var ki, bu sektörler insanlar üzerinden kazanırlar ve insan kanı emen vampirlerdir, kan buldukça yaşarlar. Bulamazlarsa fabrikalarına kilit vurmak zorunda kalırlar. O nedenle dünyanın en tehlikeli iki sektöründen biri SİLAH sektörü, diğeri de İLAÇ sektörüdür. 90'larda Afrika'da bir milyona yakın insan katledildi. 20 s

KARANLIKLARA IŞIK TUT!

Resim
Işığa kavuşmak için karanlığa meydan okumak gerekir. (Eflatun) Yada yeni bir ışık yakmak gerekir. Işık içimizde her zaman mevcuttur, her varlık yolunu aydınlatacak ışığa sahiptir kullanabilirse. Kendi içimizdeki karanlığa çare bulabiliriz de ya milyonlar karanlıkta ve aydınlık istemiyorsa karanlıkta mutluysalar ama onların karanlığı çevreye de yansıyorsa. Burada aklıma Peygamber Efendimizin lafı geldi. Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil onların zamanına göre büyütün, onlar sizin öğrencileriniz değil siz onların öğrencisi olun. İyi öğretmen nereye bakacağınızı gösterir, ne göreceğinizi size bırakır. Öğrencilerinin fikirlerinin harika olduğunu düşünen öğretmenler, işledikleri konunun harika olduğunu düşünen öğretmenlerden daha iyidir. Gerçek eğitim sistemi öğrencinin önündeki engelleri ortadan kaldırandır. Taki öğrenci kendi hür iradesini ortaya koyana kadar. Öğretmenler insanın hayallerine bile şekil verir. Çocukların hayalini ve geleceğini kendi istediği ölçüde şek

Fakir bir ülke de parayla hava atmak!

Resim
Fakir bir ülke de parayla hava atmak ancak utanç vericidir. Bu kişilerin bir çok kişi sefalet içinde yaşarken söyledikleri ve yaptıkları içlerine siniyorsa ne diyebiliriz? Ama kişilere takılmamak gerek, olayların özüne inmeden hiçbir şey düzelmez. Maalesef fakir sömürülmek için, zengin sömürmek için doğmuş. Çocukların okullarını bahane edip kaçan kaçana. Sanırsınız ki bir tek onların çocukları var. Bu ülkenin kıt kaynakları ile rüyanızda görmediğiniz kadar zengin oldunuz. Sanatçı duruşu artık tamamen laçkalaşmış, elinizden bayrağı, dilinizden de Atatürk'ü bırakın sözde sanatçı ve milliyetçi geçinenler. Söze gelince Vatan sevdalısı olanlar, vatan zora girince ülkeyi en başta terk ederler. Gemi batarken önce fareler terk edermiş, son zamanlar da sanatçıların çoğu ülkeyi terk ediyor. Şaşalı günler geride kalınca hepsi kaçacak delik arıyor. Nereye giderseniz gidin siz Türksünüz ve vatanınız da burası. Türkiye'yi beğenmeyen insanlar burada meşhur olup, burada halkı uyutarak

Bir gün hedef SURİYE olursa bilin ki hedef TÜRKİYE'dir

Resim
Bir gün hedef SURİYE olursa bilin ki hedef TÜRKİYE'dir. (NECMETTİN ERBAKAN) İnsanlığın ölçüsünü petrol ve toprak kapmak isteyenlerin belirliyor olması enteresan. Macarlar göçmenler tel örgülere zarar veriyor diye hapis cezası verdi, Danimarka göçmen paralarına el koydu, Avrupa aman bize bulaşmasınlar diye para ile bize yollamaya çalıştı. Bunların tarzı böyle. Üstüne de mülteci filmi çekerler trajedisi bol vicdan rahatlatırlar. Bizi eleştiren bu ülkeler lütfedip dört milyon mülteciyi alsalar ne güzel olur. Ahkam kesmekle olmuyor. Kendi çıkarın için savaş çıkar, bu kadar insanı mağdur et, o da olmadı bir o kadarını canice katlettir, kaçırt. Zaten zor durumda olan, kendi işsiz ordusuna sahip çıkamayan bir ülkeye (Türkiye) bunları yama. Şimdi de yaşam şartlarını beğenme, buyursunlar kendileri alsın baksınlar biz de alkışlayalım. Türkiye kendine baktı Suriyelileri kaldı. İnsanlara yardımcı olmak insanlığımızın gereğidir. Ama bu işte bir terslik var. Arap sığınmacıları dünyanın e

Sosyal Körlük, Sosyal Rüşvet

Resim
Meselenin özü, Avrupa Birliği ile imzalanan anlaşmalar gereği Türkiye'ye iade edilen göçmenler tekrar Avrupa'ya gidebilmek için biz Türkiye'de baskı görüyoruz, bahanesiyle ayaklanıp olay çıkartacaklar. Biz de bunların böyle bir bahanesi olmasın diye vatandaşlık verelim dedik. Bu ne tür bir yasa ile kanun maddesi yapılacak anlamak mümkün değil. Bu sefer Türkiye'ye gelen herkese vatandaşlık vermek zorunda kalınacak. Vatan kavramı sadece Türkler'de vardır, var olduğu günden bugüne kadar. Roma İmparatorluğunun yıkılma sebebi; Roma'yı Romalıların yönetmemesidir. Suriye'nin zenginleri Avrupa ve Amerika'ya kaçtı, vatansever olan azınlığı kalıp savaşmayı tercih etti, aciz ve işe yaramazları ise Türkiye'de. Onları adam etmek için bir ömür yetmez. İstediğin kadar vatandaşlık ver, yer ver, yurt ver. Sonuçta Araplığını yapacaklar. Kan, soy, eğitim, sağduyu meselesi. 2 yıl sonra Suriyeliler: Anadilimiz de eğitim istiyoruz. 3 yıl sonra: Özel haklar. 5 yıl

Suriyeliden Türk olur mu?

Resim
Kim ne derse desin halkın kararına saygı duyulmuyor ülke de. Haberler de Sayın Başbakana Suriyelilerin vatandaşlığı ile ilgili bir soru soruldu. Verdiği cevap: Zaten uzun zamandır çalışmaları varmış bu konuyla ilgili. Suriyeliler vatandaşımız olup olmama kararını kendileri vereceklermiş. Biz kimiz ki? Biz bu vatan için çok canlar verenleriz, hala da veriyoruz. Kaçmadık, pes etmedik. Ülkesini terk eden, kaçan insanlara neden vatandaşlık verilsin. Ülkeye geldiler her gün şehit haberleri alır olduk ve şehitler vermeye devam ediyoruz. Ama onlar ülkemiz de yaşamakla yetinmeyip canlı bomba yapmaya, hırsızlık, yolsuzluk, arsızlık, taciz, tecavüz vs. yapmaya bakıyorlar. Suriyelileri vatandaşlığımıza almak için elimiz de ne gibi bir sebep var? Hiç bir sebep yok? Düşman olana vatandaşlık veriyoruz. Hem Türkiye'de yaşıyor, hem de Türkiye'yi ve Türkü beğenmiyorlar. Yarın öbür gün askerlik yapacaklar, orada direk terör örgütü tarafına geçer bize karşı çarpışırlar. Bizim içimizde bizi

Körler ülkesinde görmek hastalıktır

Resim
Güvende olamadıkça yaşama sevincimizin yerini endişeler alıyor. Hayatımız da pozitif yaşam eksikliği var, herşey negatif enerjiyle yüklü. Atatürk çarşafı neden kaldırdı, işte bu nedenlerden dolayı. Artık herkes çarşaf, cübbe giymeye başladı. Okullar da, bankalar da, resmi yerlerde de kot pantolon giymeye nedir bu? Önce yaptığı işe saygısı olacak, çevresine saygısı olacak, ortamına göre giyinecek. Avrupa çarşafa yasak getirdi, İsviçrede de tutuklamalar başlamış çarşaf giyenlere karşı. Neden yazdım bunu? Güya müslüman olup Avrupa adı geçince sorgusuz, sualsiz antenlerini dikip her yaptıklarını doğru kabul edenlere ki, giymesin ve giydirmesinler diye. Çünkü sahte din alet, edevatları gerçek inanç dışında her işe yarıyor. Örneğin, hava sıcak mont dikkat çekiyor yerine çarşafı kullanıyorlar. Amacı dışında ve bir erkek tarafından. Kendi ülkemiz de emanet gibi yaşıyoruz. Bu günde ölmedik diye şükür ediyoruz. Her sabah işe, okula giderken ev halkı ile helalleşip çıkıyoruz çünkü dakika so

Amatörler Profesyonel iş yapamaz

Resim
Fatih Terim'in milli takımdaki başarısını bir kefeye, aldığı maaş ve primleri de bir kefeye koyalım, geçmişteki Milli Takım hocalarımıza haksızlık olmuyor mu? Ama imPARAtor hala HESAP SORMA peşinde. İngiliz Antrenör gibi dönüş uçağından iner inmez istifasını verip gitmesi gerekirken üstelik. Başarı karşılığında para beklentisi yok para zaten cepte, uğraşmak yerine uğraşıyormuş gibi şov yapması yetiyor İmPARAtora. Profesyonellikte prim başarıya bağlı ve başarıyla doğru orantılı olur. Başka ülkelerdeki onurlu oyuncular ve onurlu antrenörler, başarısız oldukları zaman istifa ederlerken bizimkiler hala para peşindeler. Milli takımlar düzeyinde bizim kadar prim alan başka ülke yok. Şampiyon olsak bile bu kadar prim fazla. Avrupa da çeyrek final oynamadan, dünya kupasın da gruptan çıkmadan geçilen aşamalar da prim verilmemesi gerekiyor fikrimce. Başarı yok, mücadele yok herkese prim dağıttılar. Dağıtılan ve onların hak etmediği paralar halkın cebinden çıkıyor. Rahat rahat tatil yapıp