Kayıtlar

SEVGİ etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ENGELLİLERİ FARK EDEMİYORSAK GERÇEK ENGELLİLER BİZLERİZ...

Resim
SEVGİ Kromozom saymaz... En büyük engel SAYGISIZLIKTIR... 3 Aralık Dünya ENGELLİLER GÜNÜ Tüm engellerin kaldırılması dileğimle kutlu olsun... Daha okula yeni başladığım yıllarda, hareketleri kısıtlı ama gözlerinin içi gülen bir kız görmüştüm. Neden bu şekilde davrandığını sorduğumda özürlü olduğunu söylediler. O yıllarda, ENGELLİ değil ÖZÜRLÜ kelimesi kullanılıyordu. Hayatımda gördüğüm en sevimli ve gülen yüze sahip bir kızdı. Yıllar sonra benimde iki kızım oldu. Şükürler olsun ki Allah'ıma, sağlıkları yerinde. Ama çok üzüldüğüm şeylerde yaşadım ve hep o engelli kız çocuğu geldi gözlerimin önüne. Hep yaşadıklarımı yazmak istedim. Kaç kere yazdım yazdım sildim kim bilir... Devamı hiç gelmiyordu, hiç gelmeyecek de. Hep eksik kalacak çünkü, tamamını ya ben yazamayacağım, ya da yazmak istemeyeceğim... Çünkü yazarken yazdığım her kelimeyi yaşıyorum ve ağlıyorum... Şimdi olduğu gibi... Yaşanmışlıkları yazmak hiç kolay değil, kolay kolay kağıda dökülemiyor... Kalpten g

MEVLANA SU FELSEFESİ

Resim
Bir an için sen su olduğunu düşün. Su denli özel, su denli yararlı ve su denli çok tükenmez. İnanıyorum ki gerçekten de öylesin. Ama ister çeşmelerden dökül, ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak, dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın. Yani seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsın. Unutma daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin, gürültünün parçası olursun yalnızca. Suyun yanında olanlar suyu en az içenlerdir. Çünkü Su nasılsa burada, gerek yok ki suyu kana kana içmeye diye düşünürler. Tıpkı sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi. Ormandaki hiçbir hayvan, ırmağın gürültüler koparan yerinden su içmeye çalışmadı şimdiye dek. Hepsi hep sabahın en sakin anını bekledi suyun durgun yerlerini bulabilmek için. Gittiler ve sakin sakin gereksinimlerini giderdiler. Onlar için en uygun olan kendi istedikleri zamandı. Sen hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi vazgeçilmez. Ve su gibi yaşam kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi yaşatıcı ol. Su gibi yıkıcı, sürükle

Paranı cebinde taşı. Kalbin de değil.!

Resim
Çok zengin ama cimri bir adam, bir bilgenin yanına gidip nasihat almak istedi.  Bilge onu pencerenin yanına götürüp sordu, Pencereye baktığında ne görüyorsun? Yoldan gelip geçen insanlar görüyorum. Bir de yolun kenarında oturmuş dilenen fakir bir adam var. Bilge, başka bir odaya gidip elinde büyük bir aynayla döndü. Peki bu aynaya baktığında ne görüyorsun? Kendimi. Yani artık başkalarını görmüyorsun! Farkında mısın, pencere camı da aynı da maddeden, yani camdan yapılmıştır. Ama aynanın camının üstüne incecik bir gümüş tabakası kaplandığı için, ona baktığında kendinden başkasını göremiyorsun. İşte, insan kalbi de cam gibi aslında şeffaftır, başkalarını görmemize engel değil vesile olur. Onlara merhamet besleriz o zaman. Ama ne zaman ki altın gümüş gibi dünya süsleriyle kalbimizi kaplarsak o zaman sadece kendimizi görürüz. Kalbimizden de merhamet çekilip atılır. Yapman gereken şey kalbini temizlemek. Altınları ve gümüşleri cebinde taşı, kalbinde değil. O zaman bencillikten kurtu