Kayıtlar

Türkçe etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Türkçe

Resim
Bizler doğru ve güzel Türkçe ile büyüdük, çevremizin şiveli konuşmasını bile almadık. Özel kanallarda yayınlanan diziler sokak ağzını yaygınlaştırdı, insanların algısındaki televizyon iyi olanı çıkarır düşüncesi ne yazık ki, insanları basit konuşmaya yönlendirdi. Dil de yozlaşma toplumsal yozlaşma ile birlikte dilini kaybetmektir. Dili kaybetmek kültürünü ve benliğini kaybetmektir. Şiirsel olan dilimizi tekrar hakkıyla kullanmak dileğim. Dil bozulunca insan ilişkilerindeki nezaket, zarafet, sevgi ve saygı da erozyona uğruyor. Bu durumun en büyük öncüsü siyasi iklim mi acaba? Yoksa toplum son yıllarda sanattan uzaklaştı bununda bir etkisi var mı? 'Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir' diyen Atatürk'ün bahsettiği damarlardan biri de dilde yozlaşma mıdır? Sanatta incelik, zarafet, güzellik gibi hoş duygular yok mu? Okullardaki felsefe, psikoloji gibi derslerin azaltılması da bu bozulmada etkili mi? TV'den insanlara hakaret edenleri alk

Atatürk analitik düşünmeyi öğretiyor.

Resim
Arkamda büyük bir kara tahta vardı. Atatürk “Kalk bakalım genç profesör tahtaya” dedi. Tahta başına vardığımda bana üç kelime yazdırdı. “Su, tuz, deniz”. Şimdi bu üç kelimeden Türkçe’de, Fransızca’da, Almanca’da kaç cümle yapılabiliyordu? Böyle bir soru ile hiç karşılaşmamıştım. Şaşkınlığım geçince aklıma gelen cümleleri sıralamaya başladım. 1) Denizin suyu tuzludur. 2) Suyu denizin tuzludur. 3) Tuzludur denizin suyu. 4) Suyu tuzludur denizin. 5) Denizin tuzludur suyu. Şimdi bu üç kelimeden Fransızca’da ve Almanca’da ancak ikişer cümle çıkarılabiliyordu. Atatürk sordu. Bu durum Türkçenin lehine mi, aleyhine mi? Hafif bir irkintiden sonra dedim ki “Efendim, bir bakıma bu bir söyleyiş zenginliğidir.” Çünkü kurduğumuz beş cümle arasında küçük farklar vardır; bu bir çeşit nüans zenginliğidir.” Atatürk “evet ama” dedi “Bunun büyük bir sakıncası var.” Sonra ilave etti. “Milletler arası antlaşmalar niçin Fransızca yazılır?” Doğrusu bu soruya da hazır değildim. Fransa'nın büyük

Kur'anı ağır ağır, düşüne düşüne oku!

Resim
Kur'an, kelime olarak, "toplamak, okumak, bir araya getirmek" anlamlarına gelir. Ayet ve Sureleri bir araya getirdiği; İslam'ın itikat, ibadet, ahlak, hukuk, v.s esaslarını toplayıp ihtiva ettiği; dünyada en çok okunan ve okunacak olan kitap olduğu için bu ismi aldığı ifade edilir.” (Alıntı/Hadimul Müslimin) Düşüne düşüne oku. Elimize Kur'anın mealini yani Türkçe açıklamasını alıp okumalıyız. O zaman gerekli olanı Kur'an bize öğretir. Oku, anla, anlat, öğren, öğret. Okumuyorsan, anlamıyorsan, öğrenmemişsen, öğretmemişsen her şeye inanırsın. Nisa suresi 43. Ayeti anlayarak okursak; Yaradan sarhoş misali namaz kılmamızı değil, anlayarak, idrak ederek namazınızı dosdoğru kılın diyor. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp. Öğrenmenin yaşı ve vakti yoktur. Ayetleri birleştirince anlamlar ortaya çıkıyor; Dileyen düşünür onu öğüt alır. (74/55). Kur'anı ağır ağır, düşüne düşüne oku. (73/4). Kur'anın anlaşılabilesi için herhangi bir konudaki ayetler küme

İNSANLAR ÖLÜYOR, İNSANLIK ÖLÜYOR

Resim
Bir asır önce Atatürk anlamadan inanılan dinin bu noktaya geleceğini bildiği için, Kuran'ı Türkçeye tercüme ettirdi. Bir asır sonra ki eğitim düzeyi ise hem halkı dininden soğuttu, hem de kulaktan duyma bir takım hurafelere inanan bir kitle yarattı. Bir Suriyeli, Ülkemizde sürekli ve bir yerlerde bombalar patlıyordu umursamıyorduk, ta ki evlerimize bombalar yağana kadar diyor. Başımıza gelmemesini dilerim canı gönülden. Keskin eleştiriler yaptık hepimiz. Başına vermeden almam canını der Allah, bunu vermez umarım. Artık bu saldırıları durdurmanın bir yolu olmalı, onca emek verip özel kuvvetler yetiştirmek yetmiyor işte. Mevcut kanunların işe yaramadığı da ortada. Adamlar uçakla Atatürk hava limanına geliyor etrafı tarıyorlar iki tane canlı bomba patlatıyorlar ve bunun önlemi alınamıyor. Unutulacak tabii ki, tekrarlar ki öyle görünüyor hangimiz nefes alıyorsak artık çünkü kimin başına geleceğini bilemeyiz. Bize olmaz deme lüksümüz yok, tekrar yazıp çizeceğiz, konuşacağız şimdi s