Kayıtlar

güçlü etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kimseyi Geçmişiyle Yargılama!

Resim
Birisinin geçmişini yargılamadan önce kendi geçmişini gözden geçirmek gerekiyor. Kendi geçmişini gözden geçiren birisi her şeye vardır eğer ki, bir yerde yokum diyorsa kendi geçmişinde kaldıramayacağı şeyler olduğu içindir. İnsanların içindeki yangınları, savaşları, acıları, ölümleri bilemezsiniz. Anlamaya çalışın, dinleyin ama yargılamayın. O insanın geçtiği yolları bilmeden onun yolunu kınamayın. Ya yanında olun, ya yardımcı olun yada uzak durun. İnsan olmak bunları gerektirir, toz olan hayatları bir de duman etmeyin. Ne sen zamana karşı avukatlık yapabilirsin, ne de öteki takvimlere hükmedebilir. Her şey içinde bulunduğu zaman dilimiyle yok olup gider. Doğru değildir geçmişiyle yargılamak bir insanı, çünkü geçmiş zamanın hakimlerinin ve sanıklarının dosyaları eskir ve rafa kaldırılır. Ancak küçük bir göz atmak için belki referans olurlar ama bundan dolayı şimdiki zamanı eskiten ise kocaman bir aptaldır. Evet geçmişini sorgulayamayan geleceğini doğru algılama yetisine kavuş

Sevgi Derindir...

Resim
Verdiklerini görme hayatın ve sadece suçla. Sen kendini sevmez, hor bakarsan hayat sana yaptıklarınla uyumlu davranır. İşte o farkında olmamak kötü olan. Birçok şey gibi sevdiklerini de sonsuz zamana götürmesi ve hayatların yarım kalması. Hiçbir şey hatasız olmaz, seveceksen olduğu gibi sev, dost, arkadaş kal ve ol. Seven de gidebilir her giden menfaatleri için gitmez, her kalanda sevdiği için kalmaz. İki şık arasına sıkıştırılacak kadar basit değildir sevmek, gitmek, kalmak. Sevgide bencillik vardır, menfaat vardır, çünkü sevgide aynı zamanda mutluluk vardır. Mutluğun olduğu yerde huzur vardır, huzurun ve mutluluğun olduğu yerde kaybetme ve acı riski vardır. Aslında her şeyde menfaat vardır. Seven sevdiğinin menfaatini düşünüyorsa ayrı, kendi menfaatini düşünüyorsa ayrı. İnsanın kendi menfaatini düşünmesi çıkardır, çıkarı için kalabilir de, gidebilir de ama gerçekten sevenin çıkarı ve menfaati olmaz. Çünkü o sevgi hiçbir şey beklemez sadece seversin. Sevip gidenler sevdiğini

Yükünü Tek Başına Omuzlamış İnsan...

Resim
Dalgalarla nasıl boğuştuğunun bir önemi yok, sadece sonuca bakanlardan oluşan bir milletiz. Malın değeri birinci, insanın emeği hiçtir ülkemizde. Bu, şu olmadan önce birey olabilmek önemli gerisi arkadan zaten gelir. Hayat sürekli bir tırmanıştır. Kimsenin emeğine, yüreğine basmadan tırmanmak ise insanca olandır. Güçlü biri olmayı istemedim marifet olduğunu da düşünmüyorum, güçlü olmak zorunda olmamayı daha çok isterdim. İstediğim şeyi ifade etmeme gerek kalmadan anlayabilen birileri olmasını, hayır demek zorunda bırakılmamayı, pes etmenin yapmak istediğim şeylere engel olmamasını ve vazgeçmemin gerekmemesini isterdim. Kimseleri kırmadan, incitmeden yaşamak incelik ister. Hayat her şeyi öğretir ezilmeyi, kalkmayı, sabrı, şükrü her şeyi iyisini de, kötüsünü de öğretir, içinden iyiyi, kötüyü seçmek de bizlere düşer. Yükünü tek başına omuzlamış insan kendi gücünün farkındadır diğer insanlarla boş yere muhattap olma gereği duymaz. Her şeyin kontrolü altında olduğundan emin ol

Allah Niyetine Göre Versin

Resim
'Allah niyetine göre versin' iyi insan için dua, kötü insan için bedduadır. Kötü deyince aklımıza kavram değil insan gelmesi çok trajik. İyilik ticaret değildir, Allah için yapılır ve unutulur. İyiliğin limitini ayarlamak vicdanlı insanın işi değildir. Gerektiği ve ihtiyaç olduğu her yerde iyilik yapabilmeli bilen bilir, bilmeyende kendi bilir. İyi insan her zaman iyidir yaptığı iyiliklere karşılık beklemez, karşısındaki kişide nankör değilse iyilik karşılığında insanca davranır. Günümüzde insanlar para için, menfaatleri için her şeyi yapıyorlar bu dünyanın adının etme bulma dünyası olduğunu ve ilahi adaleti unutarak. İyi insanların kaybetmesini sağlayan insanlar aslında neyi kaybettiklerini bilmiyorlar. Halbuki iyiler ne bu dünyada kaybederler, ne de öbür dünyada. Güçlü kişilikler iyi olmayı başaranlardır. Kendini iyi yetiştirmek olumsuz yönlerini değiştirmeye çalışmakla başlar. Erdemli bireyin en önemli özelliğidir hatanın hata doğurmasını önlemek. Gerçeği acı tecrü

Yaşa gitsin hayatı kimseye kalmadı yönetmek!

Resim
İnsanlar dünyayı bir çıkar platformuna çevirdiler. Günübirlik amaçları kazanım olarak algılayıp savaşıyorlar. Menfaatleri icabı kör olup, görmek istemiyorlar. Dünyada eşitlik ve adalet yok, sadece güçlü olanların hukuku geçerli. Güçlü olanlar kendi ideolojilerine yakın kuralları koyarlar, bu kurallarda topluluklara uyar, uymayanlar da baskıyla sindirilir, bu geçmişte de böyledir, bugün de  böyledir. Denizin içinde balığız ama haberimiz yok denizin varlığından. İnsanı en çok sevdikleri ve inandıkları ile kandırırlar. Kandırmak ve aldatmak isteyen hep Allah der. Farklı düşünemeyen ve bir şeyleri sorgulamayan hep başkalarının peşinden gitmeye muhtaç kalacaktır. Kendisini değerli bulan emeğini de değerli bulur, emeğiyle edindiklerini de. İnsan insan olduğunu unutmadıkça doğru yolu da bulur. Aklın yolu birdir. Ülkesinin çıkarlarını düşünen kendi geleceğini de düşünmüş olur. Etrafımızda yaşanan olayların, durumların süreç ve şahıslara takılmadan sonuçlarını objektif değerlendirmek bi

AFERİN

Resim
Padişahın biri vezirleriyle köyleri dolaşırken bir ihtiyarın fidan diktiğini görür, yanına giderek sorar: Behey amca iki büklüm olmuşsun, bu diktiğin fidanın meyvesinden yiyebilecek misin? İhtiyar parmağıyla bahçedeki diğer yetişkin ağaçları göstererek, "kudretli padişahım, şu gördüğünüz ağaçların meyvesini çok yedim ama onları ben dikmedim." Bu söz üzerine Padişah ihtiyara "Aferin" demek zorunda kalır. O dönem de padişah kime aferin derse bir kese altın vermek zorundaymış. Vezir padişahın işareti üzerine çıkarır ihtiyara bir kese altın uzatır. Altın kesesini alan ihtiyar sevinçli bir edayla, "Gördünüz mü Padişahım benim fidan şimdiden meyve verdi" der ve ikinci kez padişahtan "Aferin" ve bir kese altın daha alır. Bir şey yaratamayanların yaptıkları oradan buradan kopyadır. Yaratanları kıskanır, şiddete başvurur, yakar yıkar, imha ederler. Allahtan akıl hep üretir, hep yeni şeyler bulur ve yoluna devam eder. En azından bazılarımız da mevcut

ENGELLİLERİ FARK EDEMİYORSAK GERÇEK ENGELLİLER BİZLERİZ...

Resim
SEVGİ Kromozom saymaz... En büyük engel SAYGISIZLIKTIR... 3 Aralık Dünya ENGELLİLER GÜNÜ Tüm engellerin kaldırılması dileğimle kutlu olsun... Daha okula yeni başladığım yıllarda, hareketleri kısıtlı ama gözlerinin içi gülen bir kız görmüştüm. Neden bu şekilde davrandığını sorduğumda özürlü olduğunu söylediler. O yıllarda, ENGELLİ değil ÖZÜRLÜ kelimesi kullanılıyordu. Hayatımda gördüğüm en sevimli ve gülen yüze sahip bir kızdı. Yıllar sonra benimde iki kızım oldu. Şükürler olsun ki Allah'ıma, sağlıkları yerinde. Ama çok üzüldüğüm şeylerde yaşadım ve hep o engelli kız çocuğu geldi gözlerimin önüne. Hep yaşadıklarımı yazmak istedim. Kaç kere yazdım yazdım sildim kim bilir... Devamı hiç gelmiyordu, hiç gelmeyecek de. Hep eksik kalacak çünkü, tamamını ya ben yazamayacağım, ya da yazmak istemeyeceğim... Çünkü yazarken yazdığım her kelimeyi yaşıyorum ve ağlıyorum... Şimdi olduğu gibi... Yaşanmışlıkları yazmak hiç kolay değil, kolay kolay kağıda dökülemiyor... Kalpten g

Her sorun içinde bir armağan saklar...

Resim
Serçe günlerdir dalında hiç hareket etmeden, ötmeden öylece duruyormuş. Melekler Tanrıya sormuşlar; Tanrım bu serçe her sabah uzun uzun öterdi son günlerde sus pus oldu ötmüyor, uçmuyor, ne oldu? Tanrı meleklere sabırlı olun o bana gelecek demiş. Melekler birkaç zaman sonra tekrar sorunca, Tanrı serçeye derdin nedir, neden sustun, ne oldu? Serçe; "Yüce Tanrım ben bir garip seçeyim, şu dalın üstüne bir yuva yaptım barınıyordum bir fırtına çıkardın yuvamı yıktın" demiş. Tanrı; ben yuvana seni sokmak üzere gelen yılandan korumak için o rüzgarı çıkardım, sen yuvadan oldun ama, hayatta kaldın deyince serçenin gözlerinden iki damla yaş gelmiş. Yaşamımızdaki her sorun içinde bir armağan saklar, sadece kendisi yaşıyor zanneder insan bu yaşadıklarını, acılarını, kederlerini, zamanın ona yaşattıklarını görmez. Her zorluğun arkasında bir kolaylık vardır ve bu yaşananlar bize tecrübe olarak kalır hayatımız devam ederken. Hayatın tümünü anlamak için küçük bölümlerinde bıraktığın

BEN VE İKİ KIZIMA SÖYLEDİĞİM ANNECELERİM :)

Resim
Benim dünya üzerinde inandığım tek sevgi, bir annenin çocuğuna duyduğu sevgidir. (Karl Lagerfeld) Anne elinden tüm dünyaya tutunur insan. Sonsuz sevgileri ve hep yönümüzü bulmamızı sağlayan annelerimiz elbet bir gün kıymetimizi bilecekler. Ama ölünce, ama gidince, ama bitince. Canlar sağ olsun yeter. Anne bir başkadır. Her an yanında, her an sana yardıma koşan en başta. Anne devlet gibidir çocuğu için. Çocuk annenin savcısıdır ve onu hep savunur. Anneler yüreğine evlat yazar.  Anne demek karşılıksız vermektir/sevmektedir. Derdini anlatamadığında ANNE OLUNCA ANLARSIN diyerek empati kurmayı öğrenmemizi sağlayan annelerimiz bizim en değerli varlıklarımız. Zaman eskitir her şeyi. Her gün çalan kapıyı açarsın ama açtığını gören olmaz, pişirdiğin yenir de eline sağlık diyen olmaz. İnsan kıymetini bilenin yanında güzeldir. En çok seven, fedakarlık yapan, verici olan annenin kıymetini kaybedince anlıyoruz. Kaybedince değerlendiriyoruz. Sağlıkta horlanır, kıymeti bilinmez kaybedinc