Kayıtlar

halk etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Fikri Olan Linçe Kalkışmaz

Resim
Fikirleri şiddet yoluyla susturmaya çalışmak ilkelliktir. Uygar insan ikna etmeye ve ikna edilmeye açık insandır. Linç kültürünü onaylayan kimse insani, vicdani, manevi hiçbir değeri olmayan kimsedir. Linç etmeyi kendinde hak görenler zavallılığının üzerine cila çekmiş kimselerdir. Gelişmişlik düzeyinin en geri ve vahşi biçimi olan linç girişimini şu veya bu biçimde meşrulaştırmak, mağduru sorumlu tutmak linçten daha kötü bir yaklaşım biçimidir. Suçlular suçlarıyla yüzleştirilmezlerse daha büyük suçlara hazır olunmalı. Altmışlı, yetmişli yıllarda pek çok zorluk ve yokluğa rağmen daha gelişmiş, eğitimli, öğrenmeye meraklı bir toplummuşuz. Şu andaki ilkel dili kullananlar o neslin devamı ve yetiştirdikleri. Ne oldu, nerede ip koptu, kırılma noktası neresiydi? Bu şuna benziyor; serbest piyasada her şey çürür ve pazar satılacak malı pazarlar. Şiddetsiz dil ve iletişim kendini bilmekle başlar. Biz kendimizi bilmeden başkalarını yargılamakla meşgulüz. Ne yazık ki bizi yönetenleri

Efendilik Kazandı

Resim
Halk ne istediğinin mesajını çok açık dile getirdi. Asık surat, çatık kaş yerine güler yüz, kin ve düşmanlık yerine sevgi ve barış, karanlık yerine aydınlık, kapı arkası ahbap çavuş ilişkileri yerine şeffaflık, netlik, korku yerine cesaret, gösteriş yerine sadelik, kabalık yerine incelik, zarafet. Sevgi ve saygının olduğu her yere bahar gelir. Üslup bile fark ediyor. Saygıyı, hoşgörüyü en önemlisi mütevaziliği özlemişiz siyasette. Kendini yenilemeyenler yerlerini yenilere bırakıyorlar sonra biz nerede hata yaptık diye sorgulamaya başlıyorlar. Anlayışlarda reform başlama zamanı geldi de geçiyor. Bir kesimin çıkarlarına çalışmak sadece o kesimi mutlu edebilir, toplumun genelinin huzur ve mutluluğu için genel çıkarlar ön planda olmalıdır. İyilikte yarış kazandı kazansın. Üslup da, dilde, duruşta ruhların doyduğu pozitif enerjinin çoğalarak arttığı günlere, kardeşçe beraberliklerin gücü yenilmezliklerin, dürüstlüğün, sevginin başarının gerçekliği herkese, hepimize olsun. Medeni

Fransa Devrimi

Resim
Bir kesim insan lüks içindeyken geri kalan kesimin cüzdanına pranga vurulmuşsa o topluluğun bir patlama yaşaması da kaçınılmazdır. Yakarak yıkarak hak aranmaz diyorlar, ülkeleri yönetenler zenginden yana olup yoksulun hayatını yakıp yıkmasınlar öyleyse. Üretenin ürünü para etmiyor ama aldığı malzemeler, mazot, gübre, ilaç vs. sürekli artıyor. Her şeyin fiyatı artarken maaşlara üç beş kuruş zam yapılıyor. Üstüne birde adalet sistemi güçlüden yana olursa o toplumun gün gelip ayaklanması da normaldir. Fransız devriminden bu yana insanlık ne kadar az yol almış, değişen bir şey yok. Köleleşmiş yığınların gazını alan politikacılar sermayenin efendilerine hizmet ediyor. Fransız devriminde otoriteye isyanın amacı hür ve eşit haklara sahip olmaktı. Teorik olarak nesillerden nesillere aktarılan bu eşitlik kültürü, pratikte tam tersine devam etmiştir. Milyonlarca varlığı olanlardan vergi alınmaması insanoğlunun adalet sistemindeki dengesizliğinin bir ispatıdır. Halkın akıllı ve farkındalı

Aklın Durduğu Yıllarda Yaşıyoruz

Resim
Sosyal hukuk devleti olan ülkelerde hangi işi yapıyor olursanız olun insanca yaşam hakkınız vardır. Ödediğiniz vergiler fahiş değildir ve sadece dolaylı olarak değil, direkt olarak da size döner. Bunlar çok uzun yıllar içerisinde halkın talepleri doğrultusunda ve yine halk için şekillenmiş sistemlerdir. Yani devlet halk için vardır, halk devlet için değil. Millet dünya dışında yaşam formülü arar, her gün kendini geliştirirken biz hala bize hiçbir faydası olmayacak şeyleri tartışıyoruz. Normal bir ülke olmaktan uzaklaştığımız gün gibi ortaya çıkıyor. Var olan ve kanıtlı hiçbir şeye inanmayan, büyüklerinin ağzından çıkanı kayıtsız şartsız doğru kabul eden bir ülke olduk. Muhafazakar cehaletin alkışlandığı, Orta doğu avamlığının tahammülsüzlüğünün moda olduğu günümüzde dini inanç acıtasyonu yapmak artık toplumun her kesiminde görülmeye başlandı. İçinde rakı sözcüğü geçen türkü dinlemek İslam'a göre haram ise, aynı rakının şişesinden %72 vergi alıp, o parayla imamların maaş

Devlet mi millet için, millet mi devlet içindir?

Resim
Devlet millet, millet devlet için yani her ikiside birbiri için vardır, birbirlerinden bağımsız değillerdir. Devleti ayakta tutan milletidir yine bir milletin yok olmaması, parçalanmaması, dağılmaması, düzeninin olması ve bu düzenin devam edebilmesi için devlet gereklidir. Devlet milletinin huzur ve güvenliği için vardır, millet de bunu sağlaması için devlet kurmuştur. Toplum olmadan devlet olmaz. Toplum varsa devlet topluma hizmet etmek için vardır. İdareciler yönetecek insan aramaz bilinçli toplumlarda toplum kendini idare edecek kişiyi kendi arar ve seçer. Devlet olmadan da insan varlığını sürdürebilir ama insan olmadan devlet var olamaz. Devlet bina millet kolondur, devleti millet kurar millet yıkar, milletsiz devlet olmaz devletsiz de millet olmaz, bu ikisi bir bütündür devlet sadece bir terimdir asıl olan milletin devlet anlayışı içinde olmasıdır. Devletin yönetim şekli ise milleti için olmadır. Devlet her şeyden üstün değildir, üstün olması gereken noktalarda da yine mil

Şeker Fabrikaları Neden Önemli?

Resim
Her gün ayrı bir gündem, her gün ayrı bir kahramanlık ülkede yıllardır hiç mi değişmez bu zihniyet. Devlet ticarethane değildir. Özellikle zorunlu gıda üretimi, haberleşme, enerji vs. gibi alanlarda halk için hizmet verir. Devleti oluşturan ise millettir. Piyasa alak bulak, kimin kime gücü yeterse durumlarındayız, haksızlıklar almış başını gidiyor. Konuşmaya bile korktuğumuz günümüzde her şeyi olduğu gibi kırmadan, dökmeden söyleyen, sorgulayan, uygulayan insanlarımız olmalı. Tarım bir ülkenin en önemli temel taşıdır. Şeker Fabrikalarının ne derece önemli olduğunu, AB ülkeleri ile diğer gelişmiş ülkelerin kendi şeker fabrikaları üzerindeki hasasiyetlerinden de anlayabiliriz. Söz konusu fabrikaların özelleştirme sonrasındaki kontrol ve denetiminden millet olarak endişe duyuyoruz. Endişemiz geçmişte diğer özelleştirilen kurumlar gibi olma ihtimali yüzündendir. Ülke insanı olarak endişelerimizin giderilebilmesi için; İhalelerin şeffaf olması, yabancılara satilmaması, satın ala

Atatürk Olmakta Zor!

Resim
Nasıl bir deha, nasıl bir zeka, nasıl bir karakter, nasıl bir insan devamlı şaşırtmaya, hayranlık duymaya mecbur bırakıyor. Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamak idrak meselesidir, kıt akıllara sığmaz. Devrimlerinin mahiyetini anlamak için ne ömür yeter, ne de içinde bulunduğumuz yaşantının rahatlığı anlamamızı sağlar. Atatürk bir aydınlanışın vücuda getirilmiş halidir, yeniden dirilişin yaratıcısıdır ve ebedi bir ışığın asla yitmeyecek olan kaynağıdır. Dünyada nereye giderseniz gidin Atatürk'ü modern Türkiye'nin kurucusu olarak tanırlar, yüz yılın lideri ve bizim karakterimizdir. Yabancıların bilim adamları, liderleri, beyni çalışan insanları büyük liderlere değer verip saygıda bulunurlar. Bizde daha iki kitap okumamış kişiler dünya lideri sıfatlarıyla dünya literatürlerine girmiş bir insanı kendince eleştirme hakkı bulur. 57 yıllık yaşama 11 savaş, 24 madalya, 7 nişan, 13 kitap, 1 ülke sığdır ve kendi ülkende eleştiril Atatürk olmakta zor. Osmanlı'da padişah, hane

Öğrenilmiş Çaresizlik Öğrenilmiş İyimserliği Döver

Resim
İnsanlar tırnaklarıyla çabalayarak gelmedikleri yerleri hor kullanıp her şey olabileceklerini sanırlar ama sadece amaca malzeme olurlar. Ülkemizde kararları büyükler alır fatura hep emekçiye çıkar. Şıkları da yoktur akıl almak ve hesap ödemek dışında, çünkü akıl hep dümeni tutandadır. Bu yüzden de acıya verecek bir şeyleri kalmamıştır mutluluktan alacakları dışında. Yani hem seçmiyorsun, hem bedelini ödeyensin. Halkın cahilleştirildiği bir ortamda ortaçağ karanlığını dayatan faliyetlere karşı ayık olmak gerekiyor. Çünkü son yıllarda Allah ile insan arasında aracılığa soyunan bir sürü kişi, din taciri, düzenbaz vs. oluştu. Millet çocuğa, sakata, yaşlıya, zihinsel engelliye tecavüz ediyor hiç ses yok ama bir amaç uğruna bir şey yap ortalık ayağa kalkar. Eylem yapana saldır, parkta el ele tutuşana saldır, şort giyene saldır, dondurma yiyene saldır. Biri dönüp eleştirince de yapmadığını bırakma. Ne çok hain ve parazit toplanmış ülkemizde, hakikaten çok büyük ve güçlüymüş ki hala

Bacasız Sanayi (!)

Resim
Bir zamanlar turizm için 'Bacasız Sanayi' derlerdi. Nedeni bir sanayi sektörü gibi para kazandırması ama baca emisyonu gibi olumsuz çevre etkilerinin olmamasıydı. Ama zamanla turizmin tanımı değişti ve değişen tanımla beraber alanı da genişledi. Özellikle doksanlı yılların başında başlatılan yatak sayısı atağı ve icat edilen 'Her şey Dahil' konsepti Avrupa ve Dünya ölçeğinde turistin yani misafirin gelir ve gider seviyesi ile beklentilerini değiştirdi. Avrupa ve Kuzey Afrika destinasyonları Türk Turizm Sektörü ile rekabet edebilmek için ya benzer konseptleri uygulamaya koydular yada fiyat indirimi uygulamaya başladılar. Otel ve kruvaziyer yatırımları iki binli yıllardan itibaren Avrupa çapında katlamalı olarak arttı. Borçlanarak yapılan bu yatırımlar arasındaki rekabet fiyat kırımlarını da beraberinde getirdi. Sonuç artan finansman ve girdi maliyetleri nedeniyle boş kalmaması gereken tesisler oldu. Ancak bu tesislerin kendi altyapı sorunları ortaya çıktı. Kar el

Kaliteli birey, kaliteli toplum demektir!

Resim
Erdemli insan olmak kendi sorumluluğumuzdur. Başkalarından önce kendimize bakmak zorundayız. Kaliteli birey kaliteli toplum demektir. Devletler halkın içinden çıkar, vicdan insanın kendisini toplumdan ayrıştırarak olan bir şey değildir. Toplum vicdanının oluşumu devletleri de biçimlendirir ve aydınlık, ahlaklı bir toplum oluşturur. Gerçekler doğruları görmemizi sağlayan ışıklardır. Beğensekte, beğenmesekte gerçeklik mutlak oluşumdur ve insanı kabule zorlar. Devlet sorumluluklarını toplumun yararına tam olarak yerine getirerek gelişmenin yolunu açık bırakıp, kişilere özgür nitelikli ve eşit adaletle muamele gösterir. Huzur ve barış için ön koşulun işlevsel olması, devletin gelişmesinde ve büyümesinde toplumun katılımı ile mümkündür. Bireysel iradeler devletler için potansiyel büyümeyi beraberinde getirir. Devlet ve birey ilişkisinde bireyi korurken, gelişimini kısıtlamaz. Yüksek hedeflere ulaşan bireyler devletin her bölümünde fayda sağlayacağından, zincirleme bir ilerleme ve

İki büyük lider...

Resim
Dünyaya iki büyük lider gelmiştir. Birincisi Allah tarafından alemlere rahmet olarak gönderilen dinimizin peygamberi; Hz. Muhammed Mustafa, diğeri Allah tarafından ülkemize nasip edilen, silah arkadaşları ile birlikte ezanımızın dinlenmesini, bayrağımızın inmemesini sağlayan Mustafa Kemal Atatürk'tür. HZ. MUHAMMED (SAV), cahiliye döneminde sahte dinler üreten, sahte Tanrılar piyasaya süren, zengin ve para babalarına karşı direnip, halkını İslamla buluşturmuş, köleliği kaldırmıştır. Kız çocuklarının diri diri öldürüldüğü bir zaman da kızını omzuna alıp gezdirmiş, 'ilim Çin'de de olsa gidiniz' diyerek halkına cehaleti değil, aydınlığı göstermiştir. Bugün ise onun ismini kullanarak kendilerini şeyh, şıh ilan edenler ve onların kandırdığı halk ellerinde Kur'an, kalplerinde kinle dolaşıyorlar. Halk okumak yerine dinletilerek uyutuluyor ve dinletenler de kendi uydurdukları şeyleri dinletiyorlar. İsrail Amerika'ya Müslümanları öldürtüyor, Müslüman da Müslümanı

İhanetin nedeni değil bedeli olur

Resim
Düşüncelerini, gözlemlerini ve bilgilerini paylaşmak bir insanın yapabileceği ve yapması gereken en doğal şey. Bundan rahatsız olmak için kendi bildiği şeyin doğrultusunda olan her şeye karşı çıkan bir düşünce sistemi gerekir ki bu da diktatörlüktür. Aydın ve bilgili kişi okur, düşünür ve yorumlar sonuçta etkilenip etkilenmeyeceği kişinin kendi tercihidir. Neden yazarlar ve basın mensupları devamlı tutuklanıp susturulmaya çalışılırken hiçbir siyasetçi tutuklanmaz. Çünkü düşünen ve sorgulayan beyni kimse uyutamaz. Bazen de işte böyle Allah şaşırtıyor, birbirlerinin açıklarını ele verdirtiyor. 15 Temmuzdan önce şeriat, 15 Temmuzdan sonra Atatürk ve Cumhuriyet, yanına da Egemenlik Milletindir. Her şey fazla hızlı gelişiyor. Ayakkabımın altı delik, ben ayakkabısının altı delik vatandaşım diyerek çıkılan yolda gemilerle ilerliyoruz. 2016 yılında sekiz ayda 16 patlama yapılmış.Caniler oynamak istedikleri oyunu rahatlıkla oynamaya devam ediyorlar. Teröre verilecek en etkili cevap Türk B

Biz Çılgın Türkleriz

Resim
Bir Türk'ün hayatını almak hiç bir şeydir ama vatanını, toprağını almak her şeydir. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. Cumhurbaşkanımızın Turgut Özal olduğu dönemde Türkiye'ye Japon eğitim uzmanları gelmiş ve ülkemizin eğitim sistemini incelemişler. Şunu söylemişler; Siz de Milli Ruh yok demişler. Bunun üzerine; Turgut Özal'ın  nasıl yok? sorusuna şu yanıtı vermişlerdir; Biz ülkemiz de okula yeni başlayacak olan çocuklarımıza Milli Ruh şoklaması yaparız. Önce onları toplu halde hızlı trenlerimize bindirir, dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi yani ülkemizin gücünü gösteririz. Sonra da Hiroşima ve Nagasaki'ye götürür, orada atom bombası atılan ve yıllardır ot bile bitmeyen alanları gösterir ve deriz ki; Eğer siz çalışmaz, bilinçlenmez ve buradan önce gördüğünüz teknolojiye sahip çıkmak için çalışmazsanız sonunuz böyle olur. Bizim bürokratlarımızdan birisi atılarak; ama bizim Hiroşima'mız yok ki der. Japon uzmanda

Ev sahibi kiracı, kiracı ev sahibi

Resim
Halkı birbirine karşı öfkelendirirsek, karınlarının açlığını unuturlar. (Charlie Chaplin) Tezatlar ülkesi oldu Türkiye. Kimin, neyi, ne için yaptığı belli değil. Ülke içinde bu ülkeye en büyük kötülüğü yapıp adeta bir küçük Suriye yarattılar. Ev sahibi kiracı, kiracı ev sahibi oldu ülke de. Sığınmacı olarak bizlerden fazla imkana sahipler. Bir de vatandaşlık mı verilecek? Bombacısı, tacizcisi, hırsızlık, yolsuzluk, tembellik, barbarlık her şey var. Sonra biz mağduruz, masumuz edebiyatı. Bize de ikinci sınıf insan muamelesi. 1300 Lira maaş (işi olana) çalış, didin yetmesin. Bizim evlatlarımız okuyabilmek için zor ve yıpratıcı sınavlardan geçsin, iş bulamasın bunlara devlet her türlü yardımı yapsın. BU ADALET Mİ? Herkes geçim derdine, can derdine düşmüş durum da. Devlet illa ki birilerine yardım yapmak istiyorsa emekli, yetim, şehit ailelerine dönüp bir baksın, işsiz insanlarımıza çareler üretsin. Kendi ülke vatandaşının derdine derman olsun önce, refah düzeyini artırsın, mutlu, huz

HEDEF HER YER

Resim
HEDEF HER YER İŞİD’in havalimanlarına ilişkin bilgi ve belge topladığı belirlendi. Türkiye’nin sınır kontrollerini sıkılaştırılması üzerine örgütün SAVAŞ İLANI kararı aldığı ve bu kapsamda saldırılacak askeri ve sivil birimler konusunda çalışmalar yaptığı iddianamede söylendi. Yani bu da demek oluyor ki, sınırlarımızı kullanarak Avrupa'ya girip çıkıyorlar ve onlardan destek alıyorlar. Biz de sınırları kapatınca saldırılara başladılar. İddianamelere bile giren, havaalanlarının hedef seçilmesi dolayısıyla, Atatürk hava limanında ilave tedbir alınmamış olması çok ağır bir ihmal ve GÜVENLİK AÇIĞI. Nedense İŞİD'den tek etkilenmeyen ülke İsrail. Yapan, yaptıran, destekleyen, dalga geçen, görmezden gelen, her türlü terör ve örgütler ve bu duruma göbek atıp mutlu olanlar hepinizi Allah görüyor. Biz de geri dönüşümünüzü görür kendinizi yok edişinize şahit oluruz umarım. Biz TÜRKLER ENTERESAN bir MİLLETİZ. Biz vatanımızı, toprağımızı canımız uğruna korur, savaştan kaçmayız. Kimse

ZORUNLU MANEVRA

Resim
Son dönemler de hemen her gün Türkiye'den Rusya, Rusya'dan da Türkiye’yle ilgili bir açıklama geliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in "bir pilotun yapmış olduğu hata nedeniyle koskoca Türkiye’yi feda etmesinin düşündürücü olduğunu" söyledi, ilişkileri yeniden geliştirmek için çaba sarf edilmesi gerektiğini belirtti. (Alıntı) Halkın gündemi geçinememek! Turizm de bu yıl iş yok. Emekli bitik, çiftçi bitik, küçük esnaf bitik, terör ayrı bir dert, bizim halk olarak gündemimiz ise önce geçim. Sabah okula giderken çocuğumuza harçlık verebilmek, evimizin ihtiyaçlarını karşılayabilmek. Amerika'nın oyunuyla düşürülen bir Rus uçağı ve komşu Rusya'yla gelinen atışmalar ne kadar doğru. Ege'de hava sahamızı defalarca ihlal eden Yunan uçaklarını neden düşürmedik / düşürmüyoruz. Uçak düşürülünce Genelkurmay kimliği belirsiz bir uçak düşürüldü dedi. Rusya yerden açılan ateşle bir uçağımız düştü dedi. Sayın Cumh

SOMA! Çizmeyi çıkarayım mı, sedye kirlenmesin

Resim
Türkiye'de insan hayatı dışında her şey pahalı. Vicdanın ve merhametin kalmadığı ve işlenen her suçun başkalarına atıldığı günümüz de kime inanacağız. Ben unutmadım, biz unutmadık ama Soma halkı çoktan unuttu. Eğer unutmasaydı oylarını yükseltemezlerdi. Soma ve Ermenek bunlar acının sembolü olan madenler. Buralar da yüzlerce can gitti. Somalı madenci yakını dayak yedi, gaz yedi, tazyikli su sıkıldı. Bunlar olurken seçim zamanı geldi oylar sayıldı ve her iki yerde de parti açık ara önde çıktı. Bir tek şikayet olmadı. Bir tek tepki yok. İnsanın kendine ettiğini kimse kimseye etmezmiş. Nasıl olsa herkes hayatından memnun. Herkes mutlu, herkes rahat. Olan hep masum insanlara oluyor ve olacak. Birinin söylediği gibi maden de çalışanlar ölmeye mahkum. Belediye başkanının Passata mı bineceğim ben diye ağladığı, Şehitlerimizin artık TV'de gösterilmediği, gündemi ahlaksızlıklarla dolu olan ama her şey yolunda gösterilen ve halkın suçlu olduğu bir ülkedeyiz. Hiç birimizin sinek

Her şey nabız yoklama ile başlar.!

Resim
TC Devletinin Anayasasının ilk 3 maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez. Laiklik kavramı bu 3 maddenin içindedir. Her şey nabız yoklama ile başlar. Sanırım Meclis Başkanı SuudiArabistanın kralından etkilenmiş. Laik olmayan din merkezli anayasa istiyor yani dinsel bir anayasa. Sonuç; Molla idarecileri, hoşçakal Cumhuriyet. Dinin siyasetle bir gösterilmesi doğru mu? İbadet yeri ayrı, siyaset yeri ayrıdır. Biz laiklik demekle dinsiz mi oluyoruz. Bir bakalım mı laiklik ülkemizi nasıl koruyor! Laik olmayan tüm ORTADOĞU bize sığındı ve devam ediyorlar gelmeye. Bu kadar kötü de neden öncesinde Arabistan'a, İran'a vs. gidip şeriatın içinde  yaşamıyorlar da Türkiye'ye geliyorlar. Bir silkeleninde ne kadar güzel bir ülke de yaşadığımızın farkına varın. Ya da gidin. Biz laik bir toplum olarak yaşamaya devam edelim. Düşmanları dışarı da değil içeride aramak gerekir. İnsanlar artık siyaset de yapamaz hale geldi. Önce ekonomik krizle insanların belleri

Önlem! Kilisliler Saklanın. Ama nereye?

Resim
Kime sordunuz da yanlışlıkla oldu dedi? Mermi evin çatısından içeri giriyor ve evdekileri öldürüyor. Eve saklanın, sokağa çıkmayın diyorlar. Savaş durumlarında canavar düdükleri çalar. Evler boşaltılır, millet sığınaklara gönderilir, gerekirse kent boşaltılır, olağanüstü önlemler alınır. Bizim hükumet o kadar rahat ki daha yeni masaya yatıracaklar. Avrupa da, Amerika da bırakın bomba atılmasını, böyle bir savaş durumunu duysalar, birisi savaş çıktı dese dükkanlar yağmalanır, hisse senetleri satılır, borsa çöker, bankalardan paralar çekilir. Bankalar iflas eder, sigorta şirketleri batar, millet şehri bırak, ülkeyi terk eder kaçar. Kırk yılda bir terör saldırısı olduğu anda şehir ablukaya alınıp anında teröristler etkisiz hale getirilip yakalanıyor. Olağanüstü önlemler alınıyor, 40 gün yas ilan ediliyor, terörü protesto yürüyüşleri, toplantıları yapılıyor. Bizim hükumet terörist avlamak için şehir yıkıyor, savaş durumunda önlem için daha düşünüp masaya yatıracak. Millet hükumet önl

Bir Acıdır Ergenekon Aslında...

Resim
Titaniğe binenler de bu gemiyi hiçbir şey batıramaz demişlerdi. Firavun da ölümsüzlük diyordu. Bir sivrisinek öldürdü onu. Ölüm her zaman baş ucunda. NİSA SÜRESİ 112. AYET: Kim bir HATA veya BİR GÜNAH kazanır da bunu suçsuz birinin üzerine atarsa şüphesiz bir İFTİRA ve AÇIK bir VEBAL daha yüklenmiş olur. Acıdır Ergenekon aslında. Haksız ölümler,  özgür olmadan parmaklıklar arkasında geçen zamanlar, suçlanarak geçen yıllar. Yıkılan ve dağılan yuvalar. Kaybolan kocaman bir ömür. Maalesef tüm bu kaybedişlerin arkasından gelen, suçlamaları yapanların ve aslında cümle alemin bildiği suçsuzluklarının kanıtı. İşte bunlara bile sevinir olduk. Hiç değilse gün ışığına çıktı suçlu olmadıkları diye. Oysa ki onca olumsuzluk kumpaslar, arkadan iş çevirmeler, en önemli günlerimizi unutturmaya çalışan bir yönetim anlayışı, ötekileştirilme, yalnızlaştırılma ve yanlış bir dış politika. Ama bizim umudumuz var. Hala küçük şeyleri birleştirip büyütmek yarınlara umutla bakmak amacımız. Biliyoruz