Kayıtlar

inanç etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnsan Alışırken Değişir

Resim
Bir insana bin insan haksızlık yapsada binbirinci insandan ümidini kesmez. Sorgulamayı bilmeyen bir toplum çocuğuna verecek cevabı bulamaz. Yaşamın her alanında eğitimli yada eğitimsiz sürekli insanları memnun etmeye çalışmak toplumsal bir davranış kısıtlanmasıdır. Bu bir nevi özgürlüğümüzü, yaşam şeklimizi bencilce zorlaştırarak bedenimizde ve ruhumuzda yaralar açar. Bencil insan ilişkileri zorlayıcı baskıcı istekler çoğu insanı bunaltarak hastalandırır. Günümüzde bedensel ve ruhsal hastalıkların altında yatan nedenler olumsuzluklar ve sınırların ihlalidir. Haksız ve bencil insanların dayattıkları hal ve isteklerin tamamıdır. Ne evliliği, ne mesleki seçimi, ne yaşam tarzı kendine uygun değildir. Bu tüm toplumun kadın ve erkeklerinin yaşadığı drama, yaşamak istemediği olguların bütünüdür. Olumsuz inançlar, kişinin yetiştiği aile ortamı, çevreye, travmatik yaşantılara, olumsuz anılara bağlı olarak gelişir. Yapamayacağına inanan kişi çocukluğunda çok eleştirilmiş, takdir edilmemi

İnsan Olmak, Zor...

Resim
Kıyılan insanlıksa, kimdir kıyan? Giderek zorlaşıyor nefes almak. Başka başka hayatlar, adaletsiz dünya. Bize kaybettiğimiz insanlığımız lazım. Hayat gerçeğin çıplaklığı. Elimizle ittiklerimiz başka yerlerdeki insanların var olma savaşı verdikleri şeyler. Mutlu olmak, yardım sever olmak eğilip bükülmek yada nefsin isteği kalıba girmek değildir. İnançlar farklı, hayatı sevmek farklı, insanları sevmek farklı farklıdır. Vicdanlı olmak gereklidir, ahlaklı olmak gereklidir, insanın kendisiyle barışık olması gereklidir. Hiçbir sırtlan kendi yavrusunu yemez ama başka hayvanların yavrusunu yer. İnsanlarla hayvanları ayıran özelliklerde akıl ve eşrefi mahluk oluşudur, yapılan hiçbir zulüm karşılıksız kalmaz. Dünyayı kaosa çevirenlerde bir gün aynı cehennem azabını tadacaklardır. İyiliklerin karşılığının cennet, kötülüklerin karşılığının cehennem olacağını düşünen insanoğlu zülm yapmaz, karıncayı bile incitmez. Bu dünya her türlü inanç ve fikir ayrılığına rağmen yaşamaya ve paylaşmaya

Teoloji Mi Felsefeyi Kapsar? Felsefe Mi Teolojiyi?

Resim
Felsefe bir bilim değildir, bütün bilim dallarına su taşıyan devasa bir nehirdir. Teoloji'ye din bilimi veya ilahiyat diyebiliriz. Basit bir denklem ile felsefe ve teolojiyi sorgulayanlar ile sorgulamadan inananlar olarak özetleyebiliriz. Dinde kalıplaşmış şartlar vardır, felsefe sorgular ve kalıpların dışına çıkar. İnancı zedelememek adına dinin felsefeyi engellemeye çalışmasıda normal. Herkes felsefeyi uygulayamaz. Birçok görünen, bilinenin, üstüne görünmeyen, bilinmeyenlerin de hesabını yapmaktır felsefe, oku öğren der dini temsil etmeye çalışanlar da bu yüzden felsefeyi engeller. Felsefe bilim dalı değildir. Din felsefesi de bilim dalı değildir. Teoloji diye bir şey sonradan uydurulan bir kavramdır. Eğer din bilim olsaydı amacından sapardı. Kanıt inancı öldürür, inanç gönülden bağlılık ile olur. Bilim ise somut olgular ile çalışır. Teoloji felsefenin konusudur ama sadece konuştuğu ve soru sorduğu bir alandır. Aslında din felsefesiyi de kapsayan geniş bir yelpazedi

Denedim Diyebilmek...

Resim
Kendini bilen dünyayı bilir, dünyayı bilen evreni. Denemek ve kendine yenilmek de güzeldir. Hayat kısa, kuşlar mutlu ve uçuyorlar. Bazen yenildik sanırız yoksa bu bize başka bir kapının açılması için fırsat mıdır? Konuya nasıl baktığımız önemli olan. Sonsuz kapı olduğunu fark ettiğimizde yenilgi başarı olur. Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyilikler. Yapabileceklerini sonuna kadar yapan, yenilecekse de daha iyi yenilen, en çokta yolun sonunda denedim diyebilenler, kaybettiklerinde bile kazananlardır. İnanç, sorgulamaya ve şüpheye engel olduğunda sonuç felaket olur. İnancın gerçek karşısında devrilmesine de ızdırapdan çok aydınlanma diyebiliriz. Doğuştan kör olan zenci bebeği beyaz bir aile evlat ediniyor, hiçkimse çocuğa zenci olduğunu söylemiyor. Çocuk beyaz olduğuna inanarak büyüyor, yetişkinliğinde oldukça ırkçı birine dönüşüyor ve tüm zencilerden nefret ediyor. En sonunda yapılan ameliyatlardan biri sonuç veri

Gerçeğin analizi...

Resim
Düşünüp sorgulamak zor geldiğinden doğru bildiklerimize sarılıp savunuyoruz, çünkü inanmak düşünmekten daha kolay geliyor. Çocukluktan itibaren empoze edilmiş düşüncelerin terk edilmesi oldukça zorlu ve irade gerektiren bir işlemdir. Bireyin yaşamındaki ilk otorite ailesidir. Ailelerde genellikle fikir, düşünce ve inançlarını tek doğru olarak bireye aktarırlar. Düşünme ve sorgulama noktasından uzak olan birey ise şüpheden uzaktır. Düşüncelerinin ve inandığı değerlerinin tek doğru olduğuna inandırılan, hayatı boyunca tek sözde gerçeklerle yaşayan birey, karşısındaki gerçek doğru olsa bile kendi düşüncelerini ölümüne savunur. Ona öğretilen, dayatılan cehalettir aslında ve değiştirmesi çok zordur. Bir insanın kendi düşüncelerinden şüphe edebilmesi için düşünebilme ve şüphe edebilme noktasında olması gerekir, bunlar ise ona öğretilmemiş olgulardır. Savunduğu görüşler kendi bedeninden bir parçaymış gibi gelir. Güvendiği insan olmayan veya insanlar ile iletişime geçemeyen kişi savund

Işık saçan insanlar!

Resim
İyiler asla yıkılmazlar sadece bazen sallanırlar. Ama herkesin o köprüyü görmesini bekleyemeyiz. Öncelikle fikri güzel, eylemi güzel olabilmeli, kendi hayatında figüranlığa soyunanların doğruyu, yanlışı ayırt etmesi biraz zordur. Bazı insanlar vardır ki onlar gerçek birer ışıktırlar ve o ışığı kimse görmek istemez. Görmek istemeyenlerin çoğuda negatif insanlardır, öyle suretleri vardır ki gülümseme içinde, sevimli görünürler. Işık olanın ışığını sünger gibi emerler, asla istemezler ışık saçmasını ve böylece gerçek ışık kapanır, kapattırılır. Gerçek ışık açığa çıkmak, parlamak ister tekrar yine izin vermezler. Işık ister izin verin ışığımı yansıtayım, bakar olmuyor hiç olmayı seçer, hiçlik mertebesi boyutuna erişir, yaşar. Hiç sanılır hiç kimse, öyle görürler, görmek isterler. Bilmezler, bilemezler, bilmek istemezler, bilmemeyi seçerler, o hiç olan bir ışıktır. İnsanın içindeki potansiyeli açığa çıkarması elinde olmuyor bazen ve kendisini insanlara teslim etmek zorunda kalıyor

Başarı nedir ki?

Resim
İnatla zorlukların üzerine gitmek ve pes etmemek işte başarmanın gücü. Mücadeleye devam etmek, kenara çekilmemek gerekir ki hepimizin yașaması gereken bir sahrası var. Hedef olmalı ve hedefe kararlılıkla, inatla gitmeli. Konumumuz ne olursa olsun hedefimiz ve inancımız varsa istediğimiz her şeyi başarabiliriz ama istemekten vazgeçmediğimiz sürece. Çünkü bizler kaçtıkça meydan onlara kalıyor yani mücadele etmeliyiz. Aslında insan fıtratı gereği her zaman bir hedef peşindedir. Ama yönünü bilmeyen bir gemi gibi de olmamak gerekir. Çünkü geminin sadece su üzerinde durması o gemiye hiçbir anlam katmaz, su üzerinde yüzmeli ve nereye neyi bırakması gerekiyorsa bunu yapmalıdır. İşte o zaman gemi bir iş yaptı ve anlam kazandı denilebilir. İnsan için en büyük tehlike ümitsizlik, karamsarlık, ruhsal çöküntüdür. BAŞARI; Sık sık gülmek ve çok sevmektir. Akıllı insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmaktır. Dürüst eleştirmenlerin onayını almaktır. Sahte dostların arkadan vurmala

Dinin ticarete dönüştürüldüğü yer...

Resim
"Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar." (Yasin Suresi 21. Ayet) Belki en fazla para karşılığı okunan suredir Yasin Suresi. Bu ayeti en çok okuyanlarda defalarca umreye giden Müslümanlardır. Allah dedi ki; benden başkasına tapmayın. Allah'ın sınava tabi tuttuğu başkasından dilek dilenir mi, hepsi Allah'ın kulu ne dileyebilirsiniz ki? Allah'tan başka kimseden bir şey istenmez, şirktir.  Din ahlaklı olmaya yönlendirir ve güzel ahlakı tamamlar. İlerde bekleyen değişimler mutlaka olacaktır ve inandığımız bir çok şeye inanmaz hale gelebiliriz. Bilinç ve sorguyla ilerleyerek akılla kalbin dengesini kurabiliriz. Hiçbir şeyi sonsuz düşünmek olası değil, sonsuzluk kendini açığa vurmak için biçim almak zorunda, düşünce nasıl sözde bütünlüğe ererse sonsuzlukta ancak biçiminde gerçekleşir. Anlama çabaları ve bu çabaların hangisinin daha kuvvetli olup olmadığının aksine önemli olan insanın yaşantısıdır. Din insanın alg

Din kişinin ahireti içindir.!

Resim
Dinle Devlet işlerini bir türlü ayıramadık maalesef. Din inanç sahibinden güzel ahlak ister. Yaratıcı ile kulun bağlantısını sağlar. İlk ayet olduğu söylenen fatiha suresin de sıra-tel müstakim yani doğru yol istenir. Kişi adam olamadıktan sonra hangi dinin mensubu olursa olsun ne fark eder. Din kişinin ahireti içindir. Devlet politikaları dinle karıştırılmamalı.  Tarihini okuyup iyi anlayan bir kişi ile hastasına doğru teşhiş koymuş bir hekim arasın da fark yoktur. Osmanlının son yılarına baktığımız da Arapların batılılardan bir farkı olmadığını görüyoruz. İngilizlerle iş birliği yapmaları vs. Osmanlının orta doğuda yaşadığı trajedi Avrupa'yı tatar ağası gibi yaya bırakır. Kişi önce ırkıyla doğar. Sonra seçtiği din ile maneviyat kazanır. Her müslüman Ülkenin Türkiye ile dost olacağına inanan kişi varsa aklını  kaçırmış demektir. Herkesin dini kendine. Bu tarihin bütün dönemlerin de böyledir. Peygamberin amcaoğlu evlatlığı, damadı olan Ali"yi öldüren kimdi? Ya torunl