Kayıtlar

kasaba etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Döviz Kurlarındaki İniş Çıkışlar

Resim
80 milyon nüfus, yüzde sekseni şehir ve kasabalarda yaşıyor. Saman bile ithal edilirse, çiftçilik ve hayvancılık bittiyse ilk önce gıda enflasyonu başlar. Tüketmeye devam ederek karşılanamayan ürünlerin ithalat hacminin artışı ile kurun artmasına katkıda bulunulur. Betona yatırım yapmaktan kurtulamayan ülke ekonomisinde dış pazara yönelik üretim yapamıyorsan ve ihracatta sınıfta kalıyorsan kurun artmasına daha da katkıda bulunursun. Böylece AR-GE araştırmalarından habersiz ülke ekonomisi de sınıfta kalır. Ekonomisi dışa bağımlı olan, her ihtiyacını dışarıdan alan bir ülkeyle güç sahibi ülkeler istedikleri zaman oynarlar. Önce üretmeyi bileceksiniz ki paranız güçlü olsun. Üretime yönelik yatırım yok, doların piyasalarda bol olduğu zamanlarda aklımız, fikrimiz inşaat, rant, arabaydı, üretmeden bol keseden tüketimin sonuçları bunlar. ABD, dolarını piyasalardan yeni fed başkanıyla geri çekecek keşke parayı zamanında lüks yerine üretime yönelik yatırımlara harcamayı düşünebilseydik.

HANGİ DİL VE NİÇİN?

Resim
Bir Cezayirliye sorsanız muhtemelen size dünya dilinin Fransızca olduğunu söyleyecektir. Eski sovyet ülkelerinde de dünya dilinin Rusça olduğunu iddia edebilirler. Yabancı dil bilmek elbette gerekir bunda hemfikiriz. Ama hangi yabancı dilin sizin işinize yarayacağı da sizin mesleğinizle ilgilidir. Avukat, ingilizce öğrenmenin gerekli olduğunu savunur ama bu durum bir elektronik mühendisi için, nükleer enerji mühendisi için yada makine mühendisi için aynı değildir. Edebiyatçı veya tarihçi için de olmazsa olmaz yabancı dilin İngilizce olduğunu sanmıyorum. İngilizce bir dünya dili. Amerikan emparyalizmi olarak yaftalamak kolaylık. Örnek vermek gerekirse tüm dünya da uluslararası sözleşmeler ingilizce olarak düzenleniyor, dolayısıyla hukuki ingilizceye hakim olmayan bir avukatın uluslararası düzeye gelmesi imkansız. Tercih bir kasaba da kalıp tarla sınır ihalelerine dava dilekçesi yazmaksa bu da bir ihtiyaçtır ama toplumun genelinin rüyasındaki iş değildir. Bu ülke de yıllardır ins

Geçmiş bugünle, üzüntü neşeyle barışsın

Resim
Hz. Ömer iftar da bir yere davetlidir. Ev sahibi şerbete benzer bir içeceği Halifeye ikram eder. Hz. Ömer ilk yudum alır ve kaseyi bırakır. Ev sahibi, için Sayın Halife Hazretleri ballı sudur şifalıdır. Hz. Ömer, olmaz halkım çamurlu su içiyorken bunun hesabını kıyamette nasıl veririm. Ve içmez. Bu aralar en az rastladığımız şey merhamet, vicdan, dürüstlük. Merhamet ve vicdan gibi duyguları taşıyabiliyorsan ve insani değerlerini kaybetmediysen güzel ve iyi bir yüreğin var demektir. İnsanın hep ben değerliyim, ben güçlüyüm demesinin de bir anlamı yok. Eğer çevresindekiler ve sevdikleri bunu ona hissettirmiyor ve tam tersine değersizmiş gibi davranıyorlarsa kendi kendine telkini onu ya daha çok yalnızlaştırır, ya daha çok bencilleştirir. Sonuçta iyiyi iyi yapan, kötüler karşısında onun iyiliğini görebilenlerin varlığı ve onayıdır. Kimileri vardır iki betonu bir araya getiremez. Kimileri vardır iki kıtayı denizin altından birleştirir, üstünden birleştirir. Ne kadar değişirsen değiş,