Kayıtlar

millet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Fikri Olan Linçe Kalkışmaz

Resim
Fikirleri şiddet yoluyla susturmaya çalışmak ilkelliktir. Uygar insan ikna etmeye ve ikna edilmeye açık insandır. Linç kültürünü onaylayan kimse insani, vicdani, manevi hiçbir değeri olmayan kimsedir. Linç etmeyi kendinde hak görenler zavallılığının üzerine cila çekmiş kimselerdir. Gelişmişlik düzeyinin en geri ve vahşi biçimi olan linç girişimini şu veya bu biçimde meşrulaştırmak, mağduru sorumlu tutmak linçten daha kötü bir yaklaşım biçimidir. Suçlular suçlarıyla yüzleştirilmezlerse daha büyük suçlara hazır olunmalı. Altmışlı, yetmişli yıllarda pek çok zorluk ve yokluğa rağmen daha gelişmiş, eğitimli, öğrenmeye meraklı bir toplummuşuz. Şu andaki ilkel dili kullananlar o neslin devamı ve yetiştirdikleri. Ne oldu, nerede ip koptu, kırılma noktası neresiydi? Bu şuna benziyor; serbest piyasada her şey çürür ve pazar satılacak malı pazarlar. Şiddetsiz dil ve iletişim kendini bilmekle başlar. Biz kendimizi bilmeden başkalarını yargılamakla meşgulüz. Ne yazık ki bizi yönetenleri

Aklın Durduğu Yıllarda Yaşıyoruz

Resim
Sosyal hukuk devleti olan ülkelerde hangi işi yapıyor olursanız olun insanca yaşam hakkınız vardır. Ödediğiniz vergiler fahiş değildir ve sadece dolaylı olarak değil, direkt olarak da size döner. Bunlar çok uzun yıllar içerisinde halkın talepleri doğrultusunda ve yine halk için şekillenmiş sistemlerdir. Yani devlet halk için vardır, halk devlet için değil. Millet dünya dışında yaşam formülü arar, her gün kendini geliştirirken biz hala bize hiçbir faydası olmayacak şeyleri tartışıyoruz. Normal bir ülke olmaktan uzaklaştığımız gün gibi ortaya çıkıyor. Var olan ve kanıtlı hiçbir şeye inanmayan, büyüklerinin ağzından çıkanı kayıtsız şartsız doğru kabul eden bir ülke olduk. Muhafazakar cehaletin alkışlandığı, Orta doğu avamlığının tahammülsüzlüğünün moda olduğu günümüzde dini inanç acıtasyonu yapmak artık toplumun her kesiminde görülmeye başlandı. İçinde rakı sözcüğü geçen türkü dinlemek İslam'a göre haram ise, aynı rakının şişesinden %72 vergi alıp, o parayla imamların maaş

Gücün Haklı Olduğu Yerde Adalet Olmaz

Resim
Einstein, 'Üçüncü dünya savaşı nasıl olacak bilmem ama dördüncüsü taş ve sopalarla olacak.' demiş. ABD, İsrail önderliğindeki emperyalist ülkeler sayesinde planlı bir şekilde üçüncü dünya savaşına ve Einstein'ın teorisine göre de medeniyetten uzaklaşmaya emin adımlarla gidiyoruz. Bir söylemi sürekli tekrarlarsanız halk o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser. Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur. İnsanlar büyük yalanlara küçük yalanlara göre daha çabuk inanır. Hatalı olduğunuzu yada yanlış yaptığınızı kabul etmeyip, kendinizi savunmak yerine karşınızdakileri sürekli savunmada bırakın() Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak kolaydır. Tevazu bilmediğini bilmek, cehalet bilmediğini bilmemektir. Bir kaç söz ve bir kaç kitap okumakla kendisini bilgili zannedenler çok günümüzde. Olan biten değil, sadece algılayabildiğin kadarsın. Fikrimce alim olmanıza gerek yok ama cahil olarak da kalmak zorunda

Mantık İsyan Eder

Resim
Düzelmeyecek seviyedeki cehalete bir şey anlatmaya çalışmak sizi sadece onların cehaletine daha fazla maruz bırakır. Lafı anlayabilecek olana söyleyin diğerleri için ise üzülmekten başka yapılacak bir şey yok. "Biz cahil derken, mektep görmemişleri kast etmiyoruz; kast ettiğimiz ilim hakikat bilmektir, yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıkabileceği gibi hiç okumak bilmeyenden de hakikati bilen gerçek alimler çıkabilir..." MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Sabit fikirli insanlara koyun denmesinin nedeni; koyunlar içgüdüsel olarak biat ederler. Önündeki öncü nereye giderse sorgulamadan takip ederler, öncüleri uçurumdan atlasa bile tereddüt etmez peşinden atlarlar. Koyun sürülerinin bazen böyle telef olmaları normal bir durumdur. Koyunlar düşünmezler benim yerime düşünen biri var içgüdüsü ile öncüsünü izlerler. Bu tip insanlara mevcut sistemden beslenen siyasetçilerin saf ve temiz kalamayacağını, partilerinin bir süre sonra sisteme hizmet eder hale geleceğini, sorunun part

Sayın Vali Recep Yazıcıoğlu

Resim
Aydın Valiliği'ne atandığında, henüz üç dört günlük vali iken Nazilli SSK Hastanesi ile ilgili bir şikayet kulağına çalınır. Hiç vakit kaybetmeden hastaneye gider. Tebdil-i kıyafet gelir. Acil bölümünden girer. Oradaki görevli bir hemşireye; "Başhekimin odası nerede?"diye sorar. Hemşire şöyle bir bakar Yazıcıoğlu'na tanıyamaz tabi. Küçümseyici bir ses tonuyla " Üst kata çık, koridorun sonundan sağa dön, sondaki oda" der. Yazıcıoğlu üst kata çıkar. Başhekimin odasını bulur. Kapısı açıktır ama başhekim odasında yoktur. İçeri girer. Tam o sırada başhekim gelir. "Buyrun ne istiyorsunuz ?" diye sorar. Yazıcıoğlu rahatsız olduğunu, tedavi olmak istediğini ama parası olmadığını söyler. Başhekim kendisine "Burası hayır kurumu değil, paran yoksa tedavi olamazsın" der. Yazıcıoğlu, "Devletin görevi vatandaşına bakmak değil mi doktor bey?" der. Başhekim sinirlenir ve Yazıcıoğlu'nu odasından kovar. Sessizce aşağı iner, hastanenin i

Öğrenilmiş Çaresizlik Öğrenilmiş İyimserliği Döver

Resim
İnsanlar tırnaklarıyla çabalayarak gelmedikleri yerleri hor kullanıp her şey olabileceklerini sanırlar ama sadece amaca malzeme olurlar. Ülkemizde kararları büyükler alır fatura hep emekçiye çıkar. Şıkları da yoktur akıl almak ve hesap ödemek dışında, çünkü akıl hep dümeni tutandadır. Bu yüzden de acıya verecek bir şeyleri kalmamıştır mutluluktan alacakları dışında. Yani hem seçmiyorsun, hem bedelini ödeyensin. Halkın cahilleştirildiği bir ortamda ortaçağ karanlığını dayatan faliyetlere karşı ayık olmak gerekiyor. Çünkü son yıllarda Allah ile insan arasında aracılığa soyunan bir sürü kişi, din taciri, düzenbaz vs. oluştu. Millet çocuğa, sakata, yaşlıya, zihinsel engelliye tecavüz ediyor hiç ses yok ama bir amaç uğruna bir şey yap ortalık ayağa kalkar. Eylem yapana saldır, parkta el ele tutuşana saldır, şort giyene saldır, dondurma yiyene saldır. Biri dönüp eleştirince de yapmadığını bırakma. Ne çok hain ve parazit toplanmış ülkemizde, hakikaten çok büyük ve güçlüymüş ki hala

Kanunlar Detaylarla İlgilenir!

Resim
Temeli yıkarsan inşaa olmaz. Tesadüf denen bir kavram yoktur. Toplumu topyekun imha etmek illa top ve tüfekle olmaz, zihnine ve algılarına sahip olduğunuz her birey artık kölenizdir. Cehalet yıkılamaz, çünkü ahlakı sahiplenip ahlaksızca saldıran insanlar cahildir. Öyle bir toplum haline geldik ki kendinden olmayana hemen bir yafta yapıştırıyoruz. Kanunlar detaylarla ilgilenmezse gerçekler nasıl ortaya çıkar? Hukuk devletlerinde yargıçlar tarafsız ve adildir o yüzden sabit kalırlar zemine göre oraya buraya oynamazlar. Bir ülkede bağımsız, tek taraflı yargı varsa her şey değişken olabilir. Geniş milletiz mangal gibi yüreğimiz var. Acaba başka bir Türkiye daha yedekte varda bizlerin mi haberi yok. Buna gerçeklerden uzaklaşma deniliyor, kendimizi bir hayalin içinde kaybetmiş ne istediğimizi, nereye gideceğimizi şaşırmış durumdayız. Anlatabilme kapasitesi yada karşı tarafın anlayabilme kapasitesi yetersizdir bazen. Çünkü inanç konusu algıda niyete dayalıdır. Niyetin neyse ona gö

Verginin Vergisi...

Resim
Güçlüsün ama hükmetmiyorsun asıl gücün budur. Gözü toklar açları doyurur. Bizde gözü açlar kendilerini bile doyuramaz. Ortalık arabadan geçilmiyor. Kim fakir çözemedim. Ben, sen, o, biz, siz = fakir, onlar = zengin. O zaman ülkedeki bütün arabaları protesto edelim :) ÖTV'nin KDV'si, ödediği verginin vergisini ödeyen başka bir millet var mı acaba? Vergiyi verene araba hediye kampanyası gibi. Kendine bir araba alıyorsun devlete iki. Adaletin olmadığı yerlerde her yanlış kabul görür. Öderiz sıkıntı yok, itiraz eden yok, dünyanın en yüksek ve çok vergisini de öderiz, dünyanın en pahalı petrolünü de tüketiriz, mecburi yapılan hizmetlerin parasını da öderiz, yol, köprü, tünel parasını da öderiz, bu yolları kullanırken parasını da öderiz. Bir güç bizim tepki veren duyularımızı almış, yıllardır hiçbir şeye tepki vermeyen bir millet olmuşuz. Araba fabrikası kurup başını ağrıtmaya ne gerek var, aynı para zaten kazanılıyor. Üretenden fazla kazanılıyor. Ve bu fiyatlara satılm

Ahlaksızlıkta sınır yok...

Resim
Bu millet neden böyle? İyice psikopatlar ülkesi olduk. Biz böyle miydik? Cehaletten kaçın. İnsanın okurken bile dengesi bozuluyor. Nasıl bir yokluktur bu insanın aklı almıyor. Toplumun geldiği nokta. Başını bağlayıp saçının telini göstermiyor günah diye. Aman başını iyi ört, saçın görünmesin günah ama öz evladını yasak ilişkini gördü diye öldür. Cehalet, bencillik, ahlaksızlık, iğrençlik bir olmuş genç kızı katletmiş. İşte idam bu tür mahlukatlar için uygulanmalı. Kapalı toplumların kanseridir gizli ilişkiler, cinayetler. Ahlak örtüsü olmayanı başörtüsü namuslu yapmaz. Bu kadının eşini aldattığını kim düşünebilir? Hiç kimse ama evladına kıyacak kadar cani ve ahlaksız işte. Memleket Dallas'a döndü iyice, kimin eli kimin cebinde belli değil, bu yaşta kızını öldürtecek kadar mı azdın. Sapıklık almış başını gidiyor. Yaşına, başına bakmıyor kadını, erkeği. Zina yapacaksan masum kızından ne istedin. Küfrün de bir değeri var, bunlar küfrü bile hak etmiyor. Kadının kocasının h

UFACIK BİR ÜLKE DÜNYAYI SALLIYOR

Resim
İsrail'in NATO üyeliğinin önündeki engeli kaldırdık. Şimdi her hangi bir Müslüman devlet, İsrail ile çatışmaya girerse NATO müdahale edecek. İsrailliler, çocuk yaşlarından itibaren silahlarla haşır neşir olup, ömür boyunca kadın, erkek askerlik yapan bir millet. Bizim savaşçı ruhumuz elimizden alındı. Her şeyi ekonomiyle elde etmedi İsrail, bilek gücüyle de savaşlardan galip çıktı. Askerlik nedir, savaşmak nedir bilmeyen Araplardan toprak aldı. Bir ülkenin ve milletin dünya ile rekabet edebilmesi için öncelikle eğitime önem vermesi gerekiyor. Din ile insanlar sadece ruh temizliği ve düzgün yaşam eğitimi vs. alabilir. Teknik eğitim ise ekonomi ve akademik eğitimle ancak baş edilebilir. Yani şunu demek istiyorum; Çalıştır kafanı, beynini, ilmini, gücünü senin de tankın, silahın, füzen vs. olsun. Dua ile kanser ilacını bulamazsın. Dua senin için kansere karşı ruhunu güçlendirmen için gerekli, huzurun için gerekli. Hristiyan dünyası Müslümanlardan bilim, kültür, siyaset ve sos

Kindar neslin son sürümü!

Resim
Ön sıralar ayaktaysa arkadakiler sanırım yer çekimine meydan okuyorlar. Onbeş yıl önce bizim elimizde de bir adet Cumhuriyet vardı bakalım gözümüz açıldığında ne kalmış olacak. Avrupa bin yıl önce haçlı seferleriyle öğrendi dinle bir yere varılamayacağını. Sonra bunlar dünya lideri oldu, dindar ülkeler de bunların maşaları. Artık umutları da tüketiyoruz sevgiyi, kardeşliği tükettiğimiz gibi. Acaba diyorum bazen, ilk kelime 'Oku' değil de 'Okuma' olsaydı senaryo yine böyle mi olurdu? Biçtiğini beğenmeyen ektiğini gözden geçirmeli. Bir konu hakkında 'gerizekalı' yerine konulmak istemiyorsan o konu hakkında ne medya da gördüğüne inanacaksın, ne de siyasetçilerden duyduğuna. Ülkede hiç sorun yokmuş gibi davranmak hiçbir sorunu çözmez. Dini imanı para olanlar vatan, millet çıkarı nedir bilmezler. Bu güzel topraklar da böylesi kalbi, beyni kirli insanlar nasıl oluştu. Hiçbir görüşleri yok, herhangi bir konuda bilgileri yok, sevdikleri hiçbir şey yada canlı yo

İnsan olmak eğitimle başlar...

Resim
Böcekler olmasaydı 50 yıl içinde yaşam sona ererdi. İnsan olmasaydı yaşam ve dünya kendini yenilerdi. Yaşıtlarından farklı gelişim gösteren çocuklar dışlanmaya çalışılıyor her fırsatta ve bu velilerle sınırlı değil maalesef. Halbuki bu çocuklar diğer çocuklara o kadar güzel değerler katıyor ki. Çocuklar dışlamıyor, yetişkinler yapıyor bu dışlamayı. Empati, farklılığa saygı, anlayış gibi değerleri önce yetişkinlere kazandırmaya çalışıyor çocuklar. İnsan olmak eğitimden başlar. Yardım severliğimizi, insanlığımızı, güvenilirliğimizi yani iyi olan her şeyimizi kaybettik. Bir kasvet ve bir karanlık var. Doğuştan sağlıklı olabilir çocuklarımız ancak Allah göstermesin ateşli bir hastalık, trafik kazası herhangi bir şeyden dolayı da daha sonra engelli olabilirler. Gerçekten garip bir millet olduk. Tamam çocuğum sağlıklı diye mutlu olabilirim ama hayat bu insanın başına her şey gelebilir.  Herkes haysiyette ve onurda eşittir. Aynı dışlanma bir yetişkine yapılmış olsa ne hisseder.

BİR SORUNUN MU VAR?

Resim
Umut, hiç bitmeyen bahar mevsimidir. İçine kar da yağar, fırtına da kopar ama çiçekler hep açar. Benim zamana bıraktığım hiçbir konu ve insandan beklentim yok. Olsaydı zaten bırakmazdım... Mutsuzluk o kadar çok enerji çekiyor ve tüketiyor ki başka bir şey yapmaya hali kalmıyor insanın. Eğer mutsuzsanız çözüm bulmaya çalışın yoksa vücutta ciddi rahatsızlıklar oluşuyor. Başkalarını mutlu etmek için kendi mutluluğumuzdan vazgeçmeyelim. Sonuçta mükemmel ve kusursuz insan yok. BİR  SORUNUN MU VAR? Önce mücadele et, gerektiğinde yardım al, bir bilene danış, ara ara dinlen ve yeniden düşün, yeni bilgiler öğren, sonuçları değerlendir, kabullenmeyi öğren. Her sorunun bir çözümü vardır. İster beğen, ister beğenme.  Küçük insanlar diğer insanlarla uğraşır. Çünkü suçlamak anlamaktan daha kolaydır ve anlarsa değişmesi gerekir. Bu durum da mücadeleye devam. Eğer gerçekten güçlü olmak istiyorsan tek başına savaşmayı öğrenmelisin. Bunun yolu da erdemli insan olmaktan geçe

Fırıldak olmuş bu insanlar!

Resim
Ah be dünya sen dönüyorsun onu anladık ama bazı insanlar senden daha hızlı dönüyor ve bunu ortada hiçbir yörünge yokken başarabiliyorlar. Bazı insanlarla uğraşamazsınız dolama olmuşlardır, nereye döndükleri belli değildir salıverin gitsinler. Bir şeylerin eksikliğini yaşayanların gözü kara oluyor. İstedikleri her neyse ulaşmak için şereflerini, namuslarını düşünmeyip insan olduklarını unutuyorlar. Herkes değer peşinde alkış peşinde, oysa insanın alması gereken en önemli alkış kendi iç alkışıdır. Hiçbir zaman bir başkasına tüm benliğimizle güvenmemek gerekiyor, çünkü kimse kimseye tüm benliğiyle görünmez. İnsan hatalarla dolu, duygularına çok çabuk esir olandır. Alışmışız! herkesin bizim gibi olmasını, bizim gibi hissetmesini, bizim gibi davranmasını istiyoruz. Ama herkes farklı herkesin ailesi, yetiştiği yer, kapasitesi, kişiliği farklı, böyle olduğu için hiç kimsenin birbirini ötelemeye, dışlamaya hakkı yok. Farklılıklar hayatımıza anlam katar, empati yeteneğimizi geliştirir, bizi

Zenginin doları, züğürdün çenesini yorar

Resim
TL, 2016'da Dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimi. Sadece gelişmekte olan ülkeler değil, son altı ayda Suriye Poundu karşısında da değer kaybetti. Üretmeyen vergiye dayalı ülke, üreten ülkelere kafa tutuyor. Sonra dolar neden yükseliyor? Siyasilerin tavırları sayesinde yükseliyor ve Türk Lirası değer kaybetmeye devam ediyor. İhracatımızın 64 milyar doları Avrupaya. Rusya'nın ambargosunda perişan olduk, birde Avupa ambargo uygularsa ülke ne hale gelir düşünün. Tehditler sadece iç piyasada etkili olur. Hayatın gerçekleri, realitesi var sıfır sorun politikalarından geldiğimiz haller, çevremizde bir tane dostumuz yok. Avrupa'nın gümrük birliğini de devre dışı bırakacağını düşündünüz mü? Gerçekleri yok sayamayız şalter onların elinde. Hani Türkiye İMF'ye borç verebilecek durumdaydı? Hani ekonomimiz adeta uçuyordu? Ne oldu, kanadı mı kırıldı? Türkiye battı, köprüler, hava alanları yabancılardan borç alınarak yapıldı. Hiçbirinde olmayan özkaynak zaten kullan

TARLADAN SAHNEYE

Resim
Tarladan kazandığı para ve içindeki sanat aşkı ile Mersin'de bir tiyatro kuran hem de yazıp yöneten Ümmiye Koçak "Yün Bebek" Filmini çekerek New York'ta "En iyi Avrasyalı Kadın Sanatçı" ödülünü aldı. (ALINTI) Toplumun biçimlendirdiği ben ve genetik aktarımları alt etmek ve yeniden doğmak bu hayatın en büyük savaşıdır ve çok zordur. İnsan bazen geri de gidebilir, sağa sola da sapabilir. Yükselebilir de ancak kesin kerametin yüksekler de olduğunu kimse söyleyemez, bilemez. Kişi evrimsel sürecini devrimle alt edebilirse sürekli yükselir, yoksa geri veya sabit bir pozisiyonda kalır. Hayat kendisini alt edenindir! Hayat hep kendini alt edendir! Bu iki cümle birbirinden çok farklı ve ben birinciyi tercih ediyorum. Kişi savrulabilir bu kişinin yarım olduğundan mı, yoksa kişilik dinamiklerinin gücünden mi bu bayan çok güzel örneklemiş bunu. Bizim güzel kadınlarımıza yeter ki fırsat tanınsın, engellenmesinler yapamayacakları hiç bir şey yoktur. Anadolu kadını

ALGIYA YERLEŞTİR SONRA YAP

Resim
Bir idda der ki, İmralı adasında daha rahat imkanları olan ev hapsine alınması için girişimler başlatıldı. Dahiliğin de mutlak bir sınırı vardır ama aptallığın asla. (Einstein) Neden suçu kesinleşmiş birini muhatap alıyoruz? Acaba Ülke de infial yaratılıp, iç karışıklık mı hedefleniyor? Kimbilir? Ben sadece şunu söylerim iyi veya kötü gelen hükumetlerin hepsi eleştirilir bu çok normaldir. Demokrasi demek çok seslilik, fikir özgürlüğü demektir. Sonuçta hangi partiden olursa olsun başa geçenler her türlü iyi veya kötü mutlaka eleştirilir. Sekiz milyara yakın bir toplumdan hiç kimse aynı fikir ve tezleri savunmasını zaten bekleyemez. Burada önemli olan ve benim kendi adıma da uyguladığım ama karşıdaki kişilerin kapasitesi sınırlarında, anlama yetilerinin olduğu bir durum vardır. Doğruyu varsayımlar ile değil gerçekler ve belgeler ve şahitler ve ve ve sunmak. Ben öncelikle şunu söylemek isterim; Devletimiz adına görev yapmakta olanlar, ŞEHİTLERİMİZİ ve GERİ DE BIRAKTIKLARINI asla un

Müslümanlıktaki hoşgörünün dibine vurduk

Resim
Mayanda yoksa edep eskiden de olsa yüz yıl sonra da olsa fark etmez edeb kişinin kendisidir. Ramazan da içki içiliyor diye Kore'li bir adamın dükkanına saldırmışlar. Asabilik ve nefret imanın önüne geçmiş. Hiç bir din de zorlama yoktur ve bizim dinimizin temeli de hoşgörüdür. Kendilerine ait kapalı bir mekanda, kimseyi rahatsız etmeyen bu insanlara saldırarak Müslümanlığı kurtardınız bravo sizlere artık bir madalyayı hak ettiniz. İçki içene gösterdiğiniz tepkinin milyon da birini askerimize çuval geçirene, teröriste gösterseydiniz ülke refah içinde olur, insanların kazandığı para size batmaz, dinin arkasına da saklanmak zorunda kalmazdınız. Yabancıların müslümanlardan neden nefret ettiğini çok iyi anlıyorum. Biz hiç bir zaman onların yerine kendimizi koymazken, neden onlar koyup anlamaya çalışsınlar, yapılan o kadar hatadan hangi birine empati yapsınlar. Avrupa ya da gelişmiş ülkeler sınırlarını açsa, bu dincilerden, milliyetçilerden, vatanseverlerden kaçı burada kalır? Si

KARANLIĞIN ŞAFAĞI AYDINLIKTIR

Resim
Siyaseti nerede yapacağımızı unuttuk, değerlerimizi unuttuk, empati yapmayı unuttuk. Aklına geleni söyleyen ve yapan, kararlarında stratejik derinlik bulunmayan siyasetçiler yüzünden ülkemiz zarar görüyor ve alkışlayan halk da bu yanlışa ortak oluyor. Ülkenin yarısı düşünme yetisi olmayan ve bir kişinin ağzından çıkan sözlere göre davranış sergiliyor. Millet artık şaşırdı ve uyanmak istemiyor. Ülke öyle güllük gülüstanlık ki çağ atlayan bir ülke de yaşıyorlar ama farkında bile değiller, iş alanın da, ekonomi de, sağlıkta, eğitim de çok yol aldık. Üniversitelerimizin sayısını arttırdık. Mezunları çaycı, şoför, temizlik elemanı olarak iş buldular. Daha ne istiyorlar boş gezenler de var. Artık uçağımızı, tankımızı, uydumuzu, arabamızı, köprümüzü, otoyollarımızı, fabrikalarımızı, barajlarımızı, nükleer santrallerimizi kendimiz yapıyoruz. İMF'ye borç bile verebilecek bir ülke durumundayız. Avrupa birliği de, Araplar da yanımızda. Şimdi ramazan da geldi tam uykudayız. Bir ay boyunca

Her şey nabız yoklama ile başlar.!

Resim
TC Devletinin Anayasasının ilk 3 maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez. Laiklik kavramı bu 3 maddenin içindedir. Her şey nabız yoklama ile başlar. Sanırım Meclis Başkanı SuudiArabistanın kralından etkilenmiş. Laik olmayan din merkezli anayasa istiyor yani dinsel bir anayasa. Sonuç; Molla idarecileri, hoşçakal Cumhuriyet. Dinin siyasetle bir gösterilmesi doğru mu? İbadet yeri ayrı, siyaset yeri ayrıdır. Biz laiklik demekle dinsiz mi oluyoruz. Bir bakalım mı laiklik ülkemizi nasıl koruyor! Laik olmayan tüm ORTADOĞU bize sığındı ve devam ediyorlar gelmeye. Bu kadar kötü de neden öncesinde Arabistan'a, İran'a vs. gidip şeriatın içinde  yaşamıyorlar da Türkiye'ye geliyorlar. Bir silkeleninde ne kadar güzel bir ülke de yaşadığımızın farkına varın. Ya da gidin. Biz laik bir toplum olarak yaşamaya devam edelim. Düşmanları dışarı da değil içeride aramak gerekir. İnsanlar artık siyaset de yapamaz hale geldi. Önce ekonomik krizle insanların belleri