Kayıtlar

politikacılar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Fransa Devrimi

Resim
Bir kesim insan lüks içindeyken geri kalan kesimin cüzdanına pranga vurulmuşsa o topluluğun bir patlama yaşaması da kaçınılmazdır. Yakarak yıkarak hak aranmaz diyorlar, ülkeleri yönetenler zenginden yana olup yoksulun hayatını yakıp yıkmasınlar öyleyse. Üretenin ürünü para etmiyor ama aldığı malzemeler, mazot, gübre, ilaç vs. sürekli artıyor. Her şeyin fiyatı artarken maaşlara üç beş kuruş zam yapılıyor. Üstüne birde adalet sistemi güçlüden yana olursa o toplumun gün gelip ayaklanması da normaldir. Fransız devriminden bu yana insanlık ne kadar az yol almış, değişen bir şey yok. Köleleşmiş yığınların gazını alan politikacılar sermayenin efendilerine hizmet ediyor. Fransız devriminde otoriteye isyanın amacı hür ve eşit haklara sahip olmaktı. Teorik olarak nesillerden nesillere aktarılan bu eşitlik kültürü, pratikte tam tersine devam etmiştir. Milyonlarca varlığı olanlardan vergi alınmaması insanoğlunun adalet sistemindeki dengesizliğinin bir ispatıdır. Halkın akıllı ve farkındalı

Hayat bencil insanların lüksüdür!

Resim
Düşünselliğin ve soruşturmanın toplumsal hale bürünmesinin önünde bir çok engel var. Büyük patronlar, siyasiler, politikacılar, din adamları, liderler vs. Bu engeller sorgulamanın ve derin düşünmenin topluma yayılmasına izin vermezler. Çünkü pragmatik düşünceleri, hükümdarlıkları tehlike altına girer. Azınlık gruplar ise patronlar için tehlike değildir, düşünemeyen toplumun algılarını yöneterek bir takım tanımlamalar ve sınıflandırmalar ile bu azınlık grupları hedef haline getirerek onlar üzerinde kötü bir bakış açısı yaratırlar. Böylelikle çoğunluk daima düşünceden yoksun ve vasat kalır, azınlık ise bir şey yapamaz. Bu koşullar içinde yapacak bir şey kalmaz insanların eli kolu bağlanır, zamanlarının çoğunu telefon, televizyon ve boş şeylerle geçirmeye başlarlar. Böylece toplum kitap okumak, düşünmek, araştırmak ve sorgulamak yerine kolaylığa kaçar. Bir kitabın okunması, araştırılması veya üzerinde düşünülmesi hem beyin jimnastiği olur hemde kişinin düşünme yetisini geliştirir

Yaşa gitsin hayatı kimseye kalmadı yönetmek!

Resim
İnsanlar dünyayı bir çıkar platformuna çevirdiler. Günübirlik amaçları kazanım olarak algılayıp savaşıyorlar. Menfaatleri icabı kör olup, görmek istemiyorlar. Dünyada eşitlik ve adalet yok, sadece güçlü olanların hukuku geçerli. Güçlü olanlar kendi ideolojilerine yakın kuralları koyarlar, bu kurallarda topluluklara uyar, uymayanlar da baskıyla sindirilir, bu geçmişte de böyledir, bugün de  böyledir. Denizin içinde balığız ama haberimiz yok denizin varlığından. İnsanı en çok sevdikleri ve inandıkları ile kandırırlar. Kandırmak ve aldatmak isteyen hep Allah der. Farklı düşünemeyen ve bir şeyleri sorgulamayan hep başkalarının peşinden gitmeye muhtaç kalacaktır. Kendisini değerli bulan emeğini de değerli bulur, emeğiyle edindiklerini de. İnsan insan olduğunu unutmadıkça doğru yolu da bulur. Aklın yolu birdir. Ülkesinin çıkarlarını düşünen kendi geleceğini de düşünmüş olur. Etrafımızda yaşanan olayların, durumların süreç ve şahıslara takılmadan sonuçlarını objektif değerlendirmek bi

Sürü...

Resim
Dünyayı sadece gördüğümüz gibi düşünüyoruz. Düşüncelerin esiri olarak hayata ve insanlara bakmaya başlayınca kendi doğrularımızın dayatması sonucu ötekiler kavramı oluşuyor. Zihniyeti fakir, dünya görüşü gelişmemiş bir toplumun yargılamak, kesin hüküm vermek daha kolayına gider. Umut etmeyi seven bir toplum görüşüne sahibiz, bu da beklenti getirdiği için ve karşılık bulamayınca hemen ötekileştirme moduna geçiyoruz. Bizim kültürümüz hep yarınlara yatırım yapmaya zorladı. Yarınlar için bu günleri harcıyoruz, yarınlar tutmazsa bu günlere uzaktan iç çekiyoruz. Sürü denilince ilk aklımıza gelen koyun sürüsü. Ama bizim aklımıza gelen koyun sürüsünün doğal ortamından koparıldığını unutuyoruz. Koyun sürüsünün başında bir çoban vardır. Hem sürünün dışından birisi, hem de amacı sürüyü sağmak ve kesmek olan birisi. Mussolini, Hitler vs. bu türden çobandılar. Hatta günümüz politikacılarının da bunu açıkça söylediğini görüyoruz. Oysa doğal ortamının içindeki sürülerin özenilecek pek çok özell