Kayıtlar

sağlık etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnsan Değişmeye Alışıyor

Resim
Eskiden kimse beni anlamıyor diye düşünürdüm, yaş ilerledikçe kendimi anlamam yeterli diye düşünmeye başladım ve benim için devrim o anda başladı. Gerçekten hayat anladığın yerden sormuyormuş, bildiği yerden ilerliyormuş, yaş değilmiş insanı insan yapan ancak yaşadıklarının payıymış. İnsanoğlu bazı şeylere alışırken, bazı durumlar karşısında da değişebilir. Yaşadığı hayat gereği alışmak zorundadır zorda olsa bunu bir şekilde yapabilir. Alışır ama unutur mu derseniz orası kişiden kişiye değişir. Belki eskisi kadar canı yanmaz, üzülmez ama ona yapılanı da unutmaz. Alışır gibi yapar ve oynar, iyiyi, güzeli, mutluyu oynar. İnsan yaşadığı sorunları çözmeyip aynı kısır döngüde inatla devam ediyorsa kendini tüketip, ruhsal sağlığını bozar. Bu da bir değişimdir ama olumsuz yönde. Sorumluluk alıp sorunları çözerek, ders çıkartıp bir şeyler öğrenerek yoluna devam ediyorsa bu da olumlu yönde bir değişimdir. Dönüşüm sağlıklı olunca özümüzle bağımız devam ediyor, değilse kendimizden uzakl

Harcadığımız Tek Şey Zamandır!

Resim
Acımasız dediğimiz zamanın halimize acıdığı zamandayız. Zaman kadar dürüst olabilsek keşke. Geldiği belli, gittiği belli, bittiği belli. İnsanın neyi belli? Hayır demeyi bilirsek belki insanları da tanıyabiliriz. İpleri ele almalı, kontrol etmeli, yaşamımızı yönlendirmeli, önceliği kendimize vermeliyiz. Hayatın gerçekleri hep ölüme yaklaşınca anlaşılıyor. Yaşam sadece nefes alıp vermek, yemek içmek değildir, ölümde yaşamın bir evresidir. Doğada canlı olan her şey ölür, dirilir ve yenilenir. Hepimiz sonbaharda yaşlanacak, kışın toprağa düşecek ve ilk baharda yenileneceğiz. Evrendeki en önemli şey olan zaman her şeyin başlangıcının ve sonununda belirleyicisidir. Zamanı ilerletemez, durduramazsınız, tek gerçek zamandır ve her şeyden kıymetlidir. Hayatımız yaşanılan yılların uzunluğundan çok dolu yaşanan anların toplamıdır. Yaşamı yaşadıkça öğrenip tecrübe sahibi oluyoruz. Geçmişteki yaşanmışlardan alınan ders ve güzellikler geleceğin hazırlayıcısı olarak düşünülürse bize kattı

Değişim, Dönüşüm, Devinim

Resim
Psikolojik harp, karmaşa algısı üreterek insanların moralini bozmak ve mücadele azimlerini kırmaktır. Morali olmayan insanlar da ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar direnmekten kolay vazgeçerler. Devletlerin varoluş dayanağı güvenliktir. Devlet, adalet, eğitim, sağlık, ticari faaliyetler ve daha birçok faaliyetin temelidir güvenlik. Hükümetler kendi çıkar ve sığ vizyonlarıyla bu kavramı oyarlar sonrasında da suçu dış mihraklara atarlar. Kendini güvende hissetmeyen vatandaş kullanışlı vatandaştır doktirinini yıkmadan bu sorun çözülmez. Halkı hayatından bezdiren her davranış biçiminin sonucunda halk kendini ülkeye ait hissetmemeye başlar. Dünyadaki bütün ülkeler birbirlerine dış mihraktır. Çin ABD için dış mihrak, ABD Rusya için dış mihraktır. Önemli olan bizim ne olduğumuz, Türkiye olarak bilime, sanata, adalete, eğitime ne kadar yatırım yaptığımızdır. Her insan Türk doğmaz ama aynı topraklarda yaşayan insanlar bu topraklara yürekten bağlanmışsa o vatandaşımız ve bizim için Türk

Kendi Kendine Muhalefet

Resim
Emir vererek, kızarak ekonomilerdeki sorunlar çözülseydi eğer kriz diye bir şey olmazdı dünyada. Ranta dayalı sistemlerde üretim ve dış satım yoksa, harcamalar kontrolsüz ve adaletsizse, sağduyu ve mantık çerçevesi içinde değil, popülist ve günlük hesaplarla iş yapılıyorsa çöküş kaçınılmaz olur. Üretime dayalı kurallarına göre işleyen bir ekonomik sisteme sahipseniz ne olursa olsun paranız değer kaybetmez. Bul karayı al parayı hesabı dolar, TL, borsa arasında kumar oynamak zorundasın ve bu sistemde her zaman kasa kazanır, dürüst, doğru emekçiye yer yoktur köle olarak sisteme figuran olarak katılırsın. Biraz olsa da makro ve para ekonomisi okumuş bir insan, ihracatın rekor kırmamış, varlıklar arasındaki transferinde ihracat olarak gösterilmiş olduğunu anlar. Yani tüm zamanların ihracat rekorunun kırılmadığını... Çalışmaktan çok açılış yaparsanız zengin oluyor, soluğu Uruguay'da alıyorsunuz. Tokatlanan binlerce kişi de memleketi çok sevdiği için yurttaş olarak yaşamaya deva

............ Bitti.

Resim
Bir gün daha İnsanlık Doğal olan her şey Sevgi Saygı Aşk Gençlik Ahlak Namus Masumiyet Barış Adalet Utanma Hayat Sınav Ders Okul Kitap İş Resim Zaman Sorgulama Düşünme İnanç Güven İyi niyet Samimiyet Sağlık Umutlar Bir yıl daha Sabır Güzel şeyler Tatil İzin Yaz Kış Gündüz Gece Yemek Su Bahar Eğitim Para Yaşam Oyun Başlayan Yıl Ömür Sonunda Ve insanların umutları tükendiğinde Daha güzel bir yaşam için gerekli şeyler Her şey bitmesi gerektiği için Üzen ne varsa tanıdığım zaman Film Söz Yaşandı ve HÜLYA ÇAKICI

Beyinler kısa devre yaptı...

Resim
Evrende hiçbir şey tesadüf değildir. İnsanoğlu bilmediği, anlayamadığı yasaları açıklamakta tesadüfü kullanır. Beynimize saldırılıyor farkında değiliz. Tüm değerler siliniyor, beynimiz biçimlendiriliyor, bilgisayarımıza yeni programlar yükleniyor. Bizi biz yapan değerler elden giderken habersiz seyrediyoruz. Beş duyumuz ve zihnimiz gizlice ele geçiriliyor. Sonuçta algımız giderek değişiyor, dünyayı artık bu pencereden görüyoruz. Bizi yanıltarak irademizi ele geçirmeye çalışan bu karanlık savaş bizleri uyutuyor, aldatıyor ve tüm değerlerimizi yok ediyor. Görmemiz istenenleri görüyor, yapmamız istenenleri yapıyor, sinsi bir savaşın kurbanı oluyoruz. Yaşamsal sorunlar da bile beyinler donmuş durumda, insanlar boş boş bakıyorlar. Her çeşit zihinsel aldatma sonucu dostu düşman, düşmanı da dost görmeye başlıyor, kendimizden bile şüpheye düşüyoruz. Sanki zaman tünelinde aklımız ve dimağımız kayboluyor. Akıl tutulması işte bu. Bilinçaltına gönderilen sinyallerle körpe beyinler yıkanıyor,

Garip olaylar ülkesiyiz!

Resim
Uygarlığın gerçek ölçüsü ne nüfus, ne kentlerin büyüklüğü, ne de üretimdir. Gerçek ölçü, ülkenin yetiştirdiği insanların nitelikleridir. Karanlığa karşı, karanlıkla mücadele edilmez. Sistem bozuk insanlar sadece kurban. Türkiye'de işini doğru dürüst yapacak ehli insan kalmadı. Paran varsa insansın yoksa bir hiçsin. Kader deyip geçiştirirler olayı, insan hayatı bu kadar ucuz. Hasta mazlum, doktor masum. Sonuç, hakimler hekimleri severler. Hipokrat yemini eden doktorlar göreve başladıktan kısa zaman sonra doktorluğun insani bir görev olduğunu unutuyorlar. Bilgilerini yenilemiyor ve değişik vakalarında olabiliceğini göz ardı ediyorlar. Türkiye'de doktorların %95'i kasap. Kesme, biçme başına göre prim alıyorlar. Doktorlar artık doktor değil pazarlamacı olmuş. Suriyeli doktorları da Kanada, Amerika, Almanya kaptı bize işe yaramazları kaldı. Her yere tıp fakültesi açarak, performans sistemiyle sağlık sorunu bu kadar çözülür. Sağlıkta devrim dedikleri bu olsa gerek. Ticare

Ülkece hemfikir olduğumuz tek konu havalar!

Resim
Bir ülkenin refahı aklını kullanabilenlerin sayısıyla orantılıdır. Bir çocuğu eğitecek bilgisi olmayanların üç, beş çocuk yapması ve bu çocukların gelecekte refaha katkıları sorgulamaya açık bir kapıdır. Dünya insanları olarak şu an yaptığımız tek şey birbirimizi ortadan kaldırmak. Uygarlık kendi yarattığı problemleri çözme konusunda yetersiz kalıyor ne yazık ki. Yok hiçbirimizin birbirimizden farkı. Şu an yaptıklarımızı biz yapmıyor muyuz? Biz kendimizde olsaydık şikayet ettiklerimizi değil, olmasını istediklerimizi yapardık. Yani ayraçlar kalkmayacağına göre sonuç belli. Ya biz akıllı olacağız yada bizi akıllandıracak adamlar hep başımızda olmaya çalışacak. Dün dediğini bugün yutan, önce kabul ettiğini sonra inkar eden, ülkeyi tüm komşularla düşman eden, içeride terörü hiç olmadığı kadar tırmandıran, yolu, köprüyü senin benim cebimden, evlatlarımızın rızkından alarak yapıp bunun siyasetini taraflı olarak yapan bir zihniyetin savunucuları; sizin bir eliniz yağ da bir eliniz

Geçmiş bugünle, üzüntü neşeyle barışsın

Resim
Hz. Ömer iftar da bir yere davetlidir. Ev sahibi şerbete benzer bir içeceği Halifeye ikram eder. Hz. Ömer ilk yudum alır ve kaseyi bırakır. Ev sahibi, için Sayın Halife Hazretleri ballı sudur şifalıdır. Hz. Ömer, olmaz halkım çamurlu su içiyorken bunun hesabını kıyamette nasıl veririm. Ve içmez. Bu aralar en az rastladığımız şey merhamet, vicdan, dürüstlük. Merhamet ve vicdan gibi duyguları taşıyabiliyorsan ve insani değerlerini kaybetmediysen güzel ve iyi bir yüreğin var demektir. İnsanın hep ben değerliyim, ben güçlüyüm demesinin de bir anlamı yok. Eğer çevresindekiler ve sevdikleri bunu ona hissettirmiyor ve tam tersine değersizmiş gibi davranıyorlarsa kendi kendine telkini onu ya daha çok yalnızlaştırır, ya daha çok bencilleştirir. Sonuçta iyiyi iyi yapan, kötüler karşısında onun iyiliğini görebilenlerin varlığı ve onayıdır. Kimileri vardır iki betonu bir araya getiremez. Kimileri vardır iki kıtayı denizin altından birleştirir, üstünden birleştirir. Ne kadar değişirsen değiş,

TURİZMİN GELDİĞİ NOKTA

Resim
Turizm sadece eğlence ve dinlenme üzerine inşaa edilirse gelişme ve ilerleme de olmaz ama kültür, sağlık, spor, huzur vs. üzerine inşaa edilirse mutlaka ilerleme olacaktır. Gerçekler ortada bu durum da zincirin her halkasını etkiliyor. Peki kim/kimler el atacak bu duruma? Turizimi biz kendi ellerimizle baltalıyoruz. Turistlere kazık üstüne kazık atılırsa sanki bir daha hiç gelmeyeceklermiş, yarınlar yokmuş gibi sonumuzun böyle olması da normal. Hem yerli, hem yabancı turistlerin karısını, kızını taciz edip, laf atıp, önüne geleni dolandıran, küfreden, tartaklayan, bağıran esnaf, bayan turistler buraya erkek için geliyor mantığıyla düşünüp çalışsın diye kalifiyesiz, ucuz elemanları restaurantlara, eğlence yerlerine, plajlara vs. doldurursan, dolmuş/otobüs bile yerliyi almayıp biraz ileri de durup yabancı turisti alıp geçiyorsa veya tam tersi oluyorsa yani canına, keyfine göre davranıyorsa olacağı budur. Ne oldu da İskandinavya ülkeleri Türkiye'ye gelmiyor artık. Yani turizmin