Kayıtlar

sosyal etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Aklın Durduğu Yıllarda Yaşıyoruz

Resim
Sosyal hukuk devleti olan ülkelerde hangi işi yapıyor olursanız olun insanca yaşam hakkınız vardır. Ödediğiniz vergiler fahiş değildir ve sadece dolaylı olarak değil, direkt olarak da size döner. Bunlar çok uzun yıllar içerisinde halkın talepleri doğrultusunda ve yine halk için şekillenmiş sistemlerdir. Yani devlet halk için vardır, halk devlet için değil. Millet dünya dışında yaşam formülü arar, her gün kendini geliştirirken biz hala bize hiçbir faydası olmayacak şeyleri tartışıyoruz. Normal bir ülke olmaktan uzaklaştığımız gün gibi ortaya çıkıyor. Var olan ve kanıtlı hiçbir şeye inanmayan, büyüklerinin ağzından çıkanı kayıtsız şartsız doğru kabul eden bir ülke olduk. Muhafazakar cehaletin alkışlandığı, Orta doğu avamlığının tahammülsüzlüğünün moda olduğu günümüzde dini inanç acıtasyonu yapmak artık toplumun her kesiminde görülmeye başlandı. İçinde rakı sözcüğü geçen türkü dinlemek İslam'a göre haram ise, aynı rakının şişesinden %72 vergi alıp, o parayla imamların maaş

Hiçbir şeye şaşırmıyoruz artık!

Resim
Acayip bir ülkede yaşıyoruz. Her gün biraz daha batan bir toplum. Ülkedeki hiçbir şeye şaşırmıyoruz artık. Herkes tripli uzak duracaksın. Çünkü normal hareketler içerisindeysen delisin. İnsani davranışlar gösteriyor veya insani davranışlara meyilliysen marjinalsin. Sonuç olarak insan olmaya karşı olanlarla karşı karşıyayız. Sistem çalışmamızı, üretmemizi, düşünmemizi istemediği için mevzuata itinayla uyduruluyor. Mevzuat üretmek için değil tüketmek için var fikrimce. Yani canınız iş yapmak istemiyorsa mevzuat bu konuda yeterince destek verecektir. Doğru bildiklerimiz yanlışsa ve bu da bilimsel olarak kanıtlamışsa sabit fikir de diretmek ne anlama gelir? Mantıklı ve doğru ise değiştirmek gerekiyor fikirleri. Doğru sürekli değişkenlik gösterir. Bunun içinde bilimsel doğru bildiklerimizin doğruluğundan bile şüphe ederiz. Her şeye açık olmalı insan. İdeolojiler bilimsel değil felsefi olmalı. Derisini değiştirmeyen yılan ölür, aynı şekilde fikrini değiştirmeyen zihin ölür ve sabit fik

DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ

Resim
Birleşmiş Milletler bünyesinde 1946 yılında, insan haklarının geliştirilmesi amacı ile İnsan Hakları Komisyonu oluşturulmuştur. Komisyonun görevi ve amacı, insan hakları ile her türlü inceleme ve tavsiyelerde bulunmaktır. 10 Aralık 1948, Birleşmiş Milletler tarafından insan hakları günü olarak ilan edilmiştir. Bu yıldan itibaren de, her yıl 10 Aralık gününde çeşitli etkinliklerin düzenlenmektedir. Ama halen Ortadoğu'da Müslümanların öldürülmesi ve savaşın hakim olması bir çelişkiyi ortaya çıkarmaktadır. Olmayan insan haklarını kutlamasının insanoğlunun sadece kendini kandırmasından ibaret olduğunu düşünmekteyim... İnsan hakları bütün insanların sahip olduğu temel hak ve özgürlüklere denilir. İnsan haklarından bütün insanlar yararlanır alınan bildirgeye göre. Dil, din, ırk farkı gözetmeksizin bütün insanlar eşit hakka sahiptir. Bütün insanlar bu haklardan eşit oranda yararlanır. İnsan hakları bir ideali temsil etmektedir. En ideali her insanın o haklara sahip

Sosyal Körlük, Sosyal Rüşvet

Resim
Meselenin özü, Avrupa Birliği ile imzalanan anlaşmalar gereği Türkiye'ye iade edilen göçmenler tekrar Avrupa'ya gidebilmek için biz Türkiye'de baskı görüyoruz, bahanesiyle ayaklanıp olay çıkartacaklar. Biz de bunların böyle bir bahanesi olmasın diye vatandaşlık verelim dedik. Bu ne tür bir yasa ile kanun maddesi yapılacak anlamak mümkün değil. Bu sefer Türkiye'ye gelen herkese vatandaşlık vermek zorunda kalınacak. Vatan kavramı sadece Türkler'de vardır, var olduğu günden bugüne kadar. Roma İmparatorluğunun yıkılma sebebi; Roma'yı Romalıların yönetmemesidir. Suriye'nin zenginleri Avrupa ve Amerika'ya kaçtı, vatansever olan azınlığı kalıp savaşmayı tercih etti, aciz ve işe yaramazları ise Türkiye'de. Onları adam etmek için bir ömür yetmez. İstediğin kadar vatandaşlık ver, yer ver, yurt ver. Sonuçta Araplığını yapacaklar. Kan, soy, eğitim, sağduyu meselesi. 2 yıl sonra Suriyeliler: Anadilimiz de eğitim istiyoruz. 3 yıl sonra: Özel haklar. 5 yıl

Yalan silahım olmadı. Doğru söyleyince yalnız kaldım.!

Resim
Ne yazık ki insanlığın geldiği nokta bu kadar acı işte :( İnsan her zaman yaşamak için umut dünyasına başvurur. Yalanların tatlı, gerçeklerin ise acı olduğu varsayımı doğrudur. İnsanlar her zaman duymak istedikleri şeyi duyar ve görmek istedikleri şeyi görürler. Yüzeysel bir rahatlama. Yalanlara inanmayı seviyoruz, çünkü plasebo etkisi denen bir şey var. Tabii ki, bilginin inançtan farkı KESİN olması. O yüzden aynı etkiyi yaratmıyor. Bu durum evrimsel açıdan neden yalana ihtiyaç duyduğumuzu az çok açıklıyor. Ama her zaman daha fazlasını isteyen insan egosu haliyle bunun da cılkını çıkartmış. İnsanlar kendilerini rahatlatmak için bir tür meditasyon türü de olan yalana sarılmak davranışına başvurabiliyorlar. Bu kadar farklı kültürün olduğu bir tarihsel dönem ve mekanda beklenen sonuçtur. Şu koca bilgi okyanusunda. Tek yol gösterici bilimdir. Yalan her türlü kullanabilen ve her açıdan yorumlanabilen bir sosyal gerçektir. İnsanın sosyalleşmesi ve iletişime geçmesiyle daha da artmıştı