Kayıtlar

zeka etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Harcadığımız Tek Şey Zamandır!

Resim
Acımasız dediğimiz zamanın halimize acıdığı zamandayız. Zaman kadar dürüst olabilsek keşke. Geldiği belli, gittiği belli, bittiği belli. İnsanın neyi belli? Hayır demeyi bilirsek belki insanları da tanıyabiliriz. İpleri ele almalı, kontrol etmeli, yaşamımızı yönlendirmeli, önceliği kendimize vermeliyiz. Hayatın gerçekleri hep ölüme yaklaşınca anlaşılıyor. Yaşam sadece nefes alıp vermek, yemek içmek değildir, ölümde yaşamın bir evresidir. Doğada canlı olan her şey ölür, dirilir ve yenilenir. Hepimiz sonbaharda yaşlanacak, kışın toprağa düşecek ve ilk baharda yenileneceğiz. Evrendeki en önemli şey olan zaman her şeyin başlangıcının ve sonununda belirleyicisidir. Zamanı ilerletemez, durduramazsınız, tek gerçek zamandır ve her şeyden kıymetlidir. Hayatımız yaşanılan yılların uzunluğundan çok dolu yaşanan anların toplamıdır. Yaşamı yaşadıkça öğrenip tecrübe sahibi oluyoruz. Geçmişteki yaşanmışlardan alınan ders ve güzellikler geleceğin hazırlayıcısı olarak düşünülürse bize kattı

İkinci şans

Resim
Aynı filmi tekrar izlediğinde dikkatinden kaçan şeyleri yakalamak olası olsa da, filmin sonu aynıdır. Başta her şey daha güzel gidiyormuş gibi görünse de her iki taraftanda kopan, giden, biten çok şey olduğu için hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Eski adı üzerinde eskide kalmıştır, bir daha kurcalamanın anlamı da yoktur. Bazen bitirdiğin bir oyunu tekrar yükler oynarsın, acaba bu bölümü nasıl geçiyorduk diye düşünürsün işte ikinci şans da öyle bir şey. Eski veya yeni eninde sonunda bir şeyler rutine bağlanacak, sevgi dediğimiz olayın son kullanma tarihi var. Belki kimisinde sevgi yerini saygı, alışkanlık, bağlılık gibi duygulara bırakır, kimisinde ise pişmanlık, keşkeler, suçluluk duygusuna. Gönül işinin zekayla ilgisi olmaz, insanların değişmez sabit kuralıyla ilgisi olur. Bunca insan iyi niyetle hem kendine, hem karşısındakine ikinci bir şans vermiş, yinede sonu hüsran olmuşken umut etmeyi bir daha düşünmek gerekir. İlişki bittiyse ortada aşılamayan bir mevzu vardır, ayrıld

Olan Bitenleri Dinleyip Seyretmek

Resim
Sürüden olmayıp farklı olunca ya sana uyumsuzsun diyorlar yada yalnız kalmaya mahkum oluyorsun. Farklı zekalara göre değil günümüz insanı. Yaşadıkların ve sana yaşatılanlar. Dünyanın bir hologram olduğunun farkına varmak. Olan bitenleri anlamsızca dinleyip seyretmemizin en büyük nedeni. Sosyal medya, sinema, televizyon, radyo, gazete, dergi vs. ölümü bile unutturuyor, dünyanın istediği sistem de bu; tek tip insan olmamız, vurdum duymaz olmamız. Dinleyip, seyirci kalmak güven duygusu ve duygusallığa vurulan darbelerden sonra oluşur genellikle. Zaman en büyük ilaçtır, akışına bırakıp gerçeklerle yüzleşip, farklı yol haritası bulup uygulamaya geçince düzelir, yan etkisi ise yalnızlıktır. Bu durumdan kendi gibi düşünen insanlarla bir araya gelerek de çıkılabilir ama affetmek en tatlı intikamdır. Sahibiyet ve aidiyet duygusunu taşımamak. Bananecilik yapmadan yaşamak. Herkesi eleştirmeyi ve olumsuza odaklanmayı bırakıp çözüm odaklı yaşamak. Emek vermek, vefa görüp sevilmek, fikir

Varoluşsal Anlamsızlık

Resim
Hiç kimse boşa yada boşuna yaşamaz, her canlının hayatta olmak için bir sebebi vardır. Doğanın dengesi. Hayatın içini boşaltıp kendimizi gereksiz yoksunluk hissine sürüklememeliyiz. Varoluşsal anlamsızlık sorgulamanın başlangıcıdır. Bundan sonra farklı bir ben vardır artık. Ya anlamsızlığın uçurumlarında bir şekilde ruhsal anlamda zorluklar yaşayıp duracak yada kendine anlamsal değerler bulacaktır. Bu bazen din, bazen araştırma, bazen de insanlara yardım şeklinde olabilir. İnsanlar hayatlarında yolunda gitmeyen işler, ilişkiler, sıkıntıların üst üste geldiği zamanlarda sıkışmış ve çaresiz hissettiklerinde varoluşlarını sorgulamaya başlarlar. Var olma sürecimizde bir çok seçim yaparız, sonucu hayırlı olanda vardır, olmayan da. Bazı insanlar seçimleri ile kendileri için en iyi sonuca ulaşabilir, bazıları da ne kadar ölçüp biçseler de, hesap kitap yapsalar da yaptıkları seçim hayırlı olmaz. Zeka ile birlikte kendimizi sevip, değer vermek seçimlerimizde çok etkili oluyor. Varoluş

Kendini Dahi Zannetmek...

Resim
Sağlıklı düşünemeyen kişiler ölü hücreleri ile beyin hücrelerinide birlikte götürür. Kendini dahi zanneden insan araştırmaz her şeye körü körüne bağlanır ve hatta düşünmekten bile yoksun kalır, çünkü her şeyi biliyorum kafasındadır. Böylece düşünceden yoksun nesiller yetişir, çünkü düşünen nesil her şeyi yargıladığı gibi gün gelir herkesi yargılar. Bireyin ben dahiyim sanrısına saptırılmasının sebebi, bireyin doğru bir sistematikle kendini geliştirdiğini sanmasına yönelik durumudur. Dünyada eğitim insanların kendilerini dahi sanmaları için yaratılmıştır, bireyleri törpülemek, boş insanlara kendilerini yararlı hissettirmek için üretilmiştir. Sonu hep aynı yere çıkar, eğitim kaliteli robotlar yaratır. Sorgularsın, sorgularsın sonuç aynıdır değişen hiçbir şey olmaz. Belki de insan ne kadar az sorgularsa o kadar mutlu ve huzurlu oluyordur. Hayatı derinlemesine sorgulayıp mutlu olan insan var mı acaba? Sorguladıkça yaşamdan tat alma duyusu da azalıyor gibi yaşama, yaşamaya bir anlam

Sistemin Kendisi En Büyük Oyun

Resim
Gelecek nelere gebedir bilmiyoruz, hayatın altının üstünden daha iyi olup olmadığını da bilmiyoruz. Sürekli değişime uğrayan bir sistemde depremlerin oluşması, doğanın şekillenmesi, iklimlerin ısınıp soğuması ile sadece dünyamız değil evrende değişime uğruyor. Biz insanlarda bu değişimin içinde gel git olayları gibi çalkalanıyoruz bir ileri, bir geri. Ama doğa insanların tersine çok akıllı, gerektiğinde neyin nasıl yapılacağını çok iyi biliyor. Cennet dediğimiz insanca yaşanan bir dünya olmalı. İnsana fazla iyi değeri yüklüyoruz aslında kötülüğün tek kaynağıdır insan ve evrime yapılmış en büyük tehdittir. Düşünmeden uzaklaştırılmış toplumların işlediği suçlar, bu suçları işleyen yapılar nasıl oluştu önce bunların üzerinde durulmalı. Kimsenin istemeyeceği türden, hangi dine mensup olursa olsun doymak bilmez hırslarıyla insanlara dehşet saçan, savunmasız insanlara saldıranlar. Günümüzde savaşların masumları savaşıp hayatını kaybeden taraf, suçluları ise savaşı başlatıp kazana

İnsanoğlu insan olmakta zorlanıyor!

Resim
Yerinde kullanılan zeka, yeterli eğitim, sezgi gücü ve vicdan bir araya gelirse ne nankör olunur, ne cahil kalınır. Yıllar huyları değiştiriyor mu? Yoksa kötü ve kıskançlıkla biriktirdikleri duyguları ince noktalara vurarak yaşlılıklarında o kadarcık bir huzurumu kendilerine armağan ediyorlar. Yani yıllar insanların geçmiş hırslarını yüzeye mi çıkarıyor kimbilir. Belki de bazı insanlar hep kötülerdi de biz görmek istemediğimiz için görmemiş olabiliriz veya değişen koşulları onları değişmeye zorladı. Ama insanlar tanıdığınızdan çok farklı davranış sergilediğinde yumruk yemiş boksör gibi oluyorsunuz ve bir daha gardınızı asla indiremiyorsunuz. Sadece susarak noktayı koyuyorsunuz. Ben kendimden özür diliyorum ama sonra unutup tekrar aynı hatayı yapıyorum. Sonra yine özür diliyorum. Yüz kere dibe vurdum. Yüzbir kere yukarı çıktım. İnsanlığımdan, iyi niyetimden, güven duygumdan vazgeçmedim. Bunlar insanı insan yapan özellikler. Asil insanlar asaletleri ve edepleri yüzünden yalnız. Kon

Esaretin cesareti!

Resim
Çok konuşulup az söylendiğinde, boş zaman değerlendirilmeyip, boşa geçen zaman yaratıldığında, gidenin değil, kalanın terk eden olması yaşandığında, işte o zaman hayatı yaşamadığını, hayatın seni tükettiğini anlarsın... Kendi aklınla yaşamak kendi kendini adam etmektir, zeka ve bilgiyi kullanarak etinden kemiğinden kendini inşa etmektir. Aslında herkes kendini yaratır ve çabalar acı vermeye başladığında kendisini zorlamaya devam edebilen kazanır. Merdivenler yorucu olduğu kadar insanı güçlü kılar, hep son adımda daha ne kadar var dersin. Yeter ki umudun olsun azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz. Kendinde olanları objektif olarak yargıla sonuçta sen kazanacaksın. Sen varsan herkes var sen yoksan kimse yok, önce sen. Kendini sev çünkü sana bir tek sen gerekiyor. Dünya denilen yere geldik, gidiyoruz. Ne ağlamaya, ne yanmaya değecek hiçbir şey yok, seni sevdiğim kadar yaşıyorum, yaşadığım kadar da seviyorum hayat. Kolay değil yaşamak, hayatın bütün darbelerine göğüs germenin oluştur

Zenginin doları, züğürdün çenesini yorar

Resim
TL, 2016'da Dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimi. Sadece gelişmekte olan ülkeler değil, son altı ayda Suriye Poundu karşısında da değer kaybetti. Üretmeyen vergiye dayalı ülke, üreten ülkelere kafa tutuyor. Sonra dolar neden yükseliyor? Siyasilerin tavırları sayesinde yükseliyor ve Türk Lirası değer kaybetmeye devam ediyor. İhracatımızın 64 milyar doları Avrupaya. Rusya'nın ambargosunda perişan olduk, birde Avupa ambargo uygularsa ülke ne hale gelir düşünün. Tehditler sadece iç piyasada etkili olur. Hayatın gerçekleri, realitesi var sıfır sorun politikalarından geldiğimiz haller, çevremizde bir tane dostumuz yok. Avrupa'nın gümrük birliğini de devre dışı bırakacağını düşündünüz mü? Gerçekleri yok sayamayız şalter onların elinde. Hani Türkiye İMF'ye borç verebilecek durumdaydı? Hani ekonomimiz adeta uçuyordu? Ne oldu, kanadı mı kırıldı? Türkiye battı, köprüler, hava alanları yabancılardan borç alınarak yapıldı. Hiçbirinde olmayan özkaynak zaten kullan

Algı operasyonu yapmayın...

Resim
Fani dünyada değişmeyen tek şey ölüm! Keşke, hayatta hiç keşke demek zorunda kalmasaydık... Bazen ağlar, bazen güler, bazen yaşadıklarımıza, bazen de yaşıyamadıklarımıza üzülür, hüzünleniriz. Keşkelere yükleriz yükü. Aslında yaşadıklarımızı da, yaşayamadıklarımızı da kendimiz belirleriz. Hayat kocaman bir hiç ve en son ölüm gelir ona da erken deriz. İnsan ne ederse kendine eder, sorsan suçlu ya hayattır yada kader. Her şeyi iki kişilik düşünüp, önce karşımdaki mutlu olsun diyenler, sonrasında yaşanan acılar ve yalnızlık tek kişiliktir bunu unutmayın. Ve hayatınızı yokluğunuzu bile fark etmeyenlerle değil, varlığınızdan mutlu olup, iyi ki varsın diyenlerle doldurun... Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha zordur. (Küçük Prens) İnsan her zaman hatırlayarak kendisini cezalandırır, unutarak da karşısındakileri. Hayatını düzene sokan insan düşünme yeteneği olan insandır ve düşüncelerini erdemli bir şekilde eğitmek ancak yetenekli insanların işidir. Buna yetisi olmayan

İNSANLARDAKİ İÇGÜDÜ-SEZGİ-AKIL ÜÇLEMESİ

Resim
İnsanoğlu keşfedilmesi çok zor, bir sırlar denizidir. Yaşadığımız sürece belki de bu denizin çeyreğini bile yüzemeyiz. Bazılarımız hangi yöne doğru yüzeceğini, nerede dinlenmesi gerektiğini, nerede meyve verip çoğalacağını ve nerede bir bütün olacağını bulamadan denizde boğulur gider. Yaşam kaynağımız olan bedenlerimiz bu duruma doğal tepki verdiği zaman bunu, İÇGÜDÜ olarak adlandırırız. Ruhlarımız doğal bir tepki verdiği zaman bunun adını da, SEZGİ koyarız. İÇGÜDÜ VE SEZGİ birbirine benzer gibi görünse de çok farklıdırlar gerçekte. İÇGÜDÜ bedene aittir, yontulmamıştır, kabadır. SEZGİ ise ruha aittir, zarif ve incedir. İkisinin arasında bir yerlere de işin uzmanı olan, AKIL oturmuştur. AKIL, asla doğaçlama tepkiler vermez. AKIL = BİLGİ demektir. AKIL, yani bir diğer değişle BİLGİ, kişinin kapasitesine göre gelişip büyür. Bilinçaltımızın ana merkezini, İÇGÜDÜ oluşturur. Üst bilincimizin ana merkezini ise, SEZGİ oluşturur. BU İKİSİNE HÜKMEDEN, bence bizim kişiliğimizi ve

SAĞ ve SOL KAVRAMLARI

Resim
Sağ ve sol ne demektir sorulur hep. Çok kitap okuduk anlamadık derler devamında da. Hakikaten bu konu da yazılan kitaplar sözlükler aracılığıyla ancak anlaşılır olabilir, onda da içerik değil cümleler sadece. Yazanların bilmişlik ego tatminleri fikrimce, Türkçeye çevirenlerin de anlamsız tutumları. Elim de telefon veya ipad görenler kendileri gibi boş işlerle uğraştığımı düşündükleri için illa bir şey sorarlar ve susmazlar ki kafan karışmasın. Boş işlere harcadıkları zamanın yüzde birini bilgiye harcasalar rahatsız edici tutumlarının farkına da varabilirler belki. Zor çok ama çok zor. SAĞ ve SOL KAVRAMLARI Avrupa tarihinin ortaya çıkardığı kavramlar. Fransız devrimi sonrasının kavramları. Bir ön kabule dayanıyor. Liberal burjuvazinin diğer hükümran olan burjuva kesimlerine karşı ilerici bir rol oynadığı varsayımına. Sonuç, BU SİSTEMİN BEDELİNİ DÜNYA ŞİDDET OLARAK ÖDÜYOR. Yaşanan şiddetin ardında çok ciddi kültürel nedenler var. Kültürel nedenler sistemin devamı için kullanılan şi

Down Sendromlu Kızı İçin Damatsız Düğün Yapan Baba

Resim
Soma'da ailesiyle birlikte yaşayan down sendromlu Yasemin Erarslan, küçük yaşlarından bu yana gelinlik giyerek evlenmenin hayalini kurdu. Evdeki tül ve perdelerden zaman zaman kendisine gelinlik bile yapan Yasemin Erarslan'ın hayalini, annesi Aynur Erarslan ve babası Kudret Erarslan temsili de olsa gerçekleştirdi.  Aile, kendi imkanlarıyla Yasemin'e damatsız temsili bir düğün yaptı. Soma Belediye Düğün Salonu'nda yapılan düğünde uzun zamandan bu yana hayal ettiği gelinliği giyen Yasemin Erarslan, dans müziği eşliğinde babası Kudret Erarslan'la ilk dansını yaptı. Yapılan dans ardından bir süre çalan müzik eşliğinde oynayan Erarslan, daha sonra kendisi için hazırlanan beş katlı düğün pastasını kılıçla keserek, tadına baktı. Ardından Yasemin'e kına yakıldı, halaylar çekildi. Orkestra eşliğinde düğüne katılanlar doyasıya eğlendi. (Alıntı) Down Sendromu aşırı zekanın verdiği bir rahatsızlıktır. Yaşları ne kadar büyürse büyüsün onlar hep çocuk gibi düşünür