Kayıtlar

BİR SORUNUN MU VAR?

Resim
Umut, hiç bitmeyen bahar mevsimidir. İçine kar da yağar, fırtına da kopar ama çiçekler hep açar. Benim zamana bıraktığım hiçbir konu ve insandan beklentim yok. Olsaydı zaten bırakmazdım... Mutsuzluk o kadar çok enerji çekiyor ve tüketiyor ki başka bir şey yapmaya hali kalmıyor insanın. Eğer mutsuzsanız çözüm bulmaya çalışın yoksa vücutta ciddi rahatsızlıklar oluşuyor. Başkalarını mutlu etmek için kendi mutluluğumuzdan vazgeçmeyelim. Sonuçta mükemmel ve kusursuz insan yok. BİR  SORUNUN MU VAR? Önce mücadele et, gerektiğinde yardım al, bir bilene danış, ara ara dinlen ve yeniden düşün, yeni bilgiler öğren, sonuçları değerlendir, kabullenmeyi öğren. Her sorunun bir çözümü vardır. İster beğen, ister beğenme.  Küçük insanlar diğer insanlarla uğraşır. Çünkü suçlamak anlamaktan daha kolaydır ve anlarsa değişmesi gerekir. Bu durum da mücadeleye devam. Eğer gerçekten güçlü olmak istiyorsan tek başına savaşmayı öğrenmelisin. Bunun yolu da erdemli insan olmaktan geçe

Çuvala konup denize atılan 280 cariye...

Resim
Sultan 4. Murat Bağdat seferinden İstanbul’a dönüşünde hasta idi. 1640 şubatındaki ölümünün batılı kaynaklar Siroz’dan, Osmanlı kaynakları ise Gut hastalığından olduğunu söylerler. Her halükarda Osmanlı topraklarında içilmesini yasakladığı ve şiddetle cezalandırdığı alkol alışkanlığının kendi ölümünde büyük payı olduğu aşikardır. İstanbul’a henüz varmadan gönderdiği emirlerden ilki çok büyük bir kutlama yapılmasıyla, sonuncusu ise tahtın tek varisi olan kardeşi İbrahim’in boğdurtulmasıyla ilgiliydi. Ölümü yaklaştığında 11 yaşında devraldığı tahtı 28 yaşında ölürken yetersiz bir varise bırakmaktansa hanedanı kendi elleriyle sona erdirip tarihe sonuncu ve en büyük Osmanlı Sultanı olarak geçmek istemiş olmalıdır. Emir payitahta ulaştığında annesi Kösem Sultan böylece kendi iktidarının da tamamen yok olacağını anladığından Murat’a “İbrahim’in infaz emrinin yerine getirildiğini” ifade eden sahte bir mesaj çeker. Mesaj Murat’ın eline ulaştığında Sultan okur ve yüzünde korkunç ve dehşetli

Parası olan düdüğü çalar...

Resim
EĞER ÇIKARLAR SÖZ KONUSU OLURSA  SAVAŞ BARIŞI ALT EDİYOR. Asıl sorun burada. Yağmalayanla yağmalanan zihniyet bir. Bu yüzden sorunlar hiç bitmeyecek, etrafımızda binlerce şikayet eden ama küçük çapta da olsa şikayetinin aynısını yapan insanlar var. Bazı şeyleri sadece kendi çıkarımız söz konusu olduğunda hatırlıyoruz. Halbuki en az karşısındakine verdiği zarar kadar kendisininde zarar gördüğünü bir anlayabilsek. Yine de ilginçtir çatlayan yok, sadece hacimleri artıyor, şimdilik.  İnsanoğlu tüm çağlar boyunca adaleti, paylaşmayı, şefkati, kardeşliği bir türlü gerçek hayata geçiremeyen bir üretim. Dünyadaki mutsuzluklar zenginlerin gözünün doymamasından oluşuyor her şey gibi az da olsa istisnalar olabilir. Genellikle gözü tok olanlar elindekinin kıymetini bilip başka insanları da düşünen kişilerdir. Bencillerin gözü bir türlü doymadığından başkalarının elindekini de almak istiyor, en son örnek Suriye ile yeniden başlayan Ortadoğu olayları. Sadece kazanmanın öğretildiği bir düny

Fırıldak olmuş bu insanlar!

Resim
Ah be dünya sen dönüyorsun onu anladık ama bazı insanlar senden daha hızlı dönüyor ve bunu ortada hiçbir yörünge yokken başarabiliyorlar. Bazı insanlarla uğraşamazsınız dolama olmuşlardır, nereye döndükleri belli değildir salıverin gitsinler. Bir şeylerin eksikliğini yaşayanların gözü kara oluyor. İstedikleri her neyse ulaşmak için şereflerini, namuslarını düşünmeyip insan olduklarını unutuyorlar. Herkes değer peşinde alkış peşinde, oysa insanın alması gereken en önemli alkış kendi iç alkışıdır. Hiçbir zaman bir başkasına tüm benliğimizle güvenmemek gerekiyor, çünkü kimse kimseye tüm benliğiyle görünmez. İnsan hatalarla dolu, duygularına çok çabuk esir olandır. Alışmışız! herkesin bizim gibi olmasını, bizim gibi hissetmesini, bizim gibi davranmasını istiyoruz. Ama herkes farklı herkesin ailesi, yetiştiği yer, kapasitesi, kişiliği farklı, böyle olduğu için hiç kimsenin birbirini ötelemeye, dışlamaya hakkı yok. Farklılıklar hayatımıza anlam katar, empati yeteneğimizi geliştirir, bizi

Zamanla yarışırken kendine geç kalmak...

Resim
Bundan yirmi yıl sonra yapmadığınız şeylerden dolayı, yaptıklarınızdan daha fazla pişman olacaksınız. Demir alın ve güvenli limanlardan çıkın aɾtık. Rüzgarları arkanıza alın, araştırın, hayal edin ve keşfedin... (Mark Twain) Hayatta ne yapmak istiyorsan anında yapman gerek, ertelemek kendinden vazgeçmektir, son pişmanlık çare değildir, çünkü yarının sahibi var. Yıllar yılı insan kendisiyle birlikte yaşar, sonra bir gün bakar ki, kendisine rastlayamamış. Ne içinden geleni söyleyebilmiş, ne dilediğini yapabilmiş, ne istediğini sevebilmiş, ne gönlünce yaşayabilmiş. Her şeye, her şeye zaman ayırmış ama kendine zamanı olmamış. İşleri bir türlü bitmediği için sonunda kendini unutmuş. Yapıp ettiklerinle yaşama defterini yaprak yaprak doldurmaktasın. Öyle bir defter ki bu, sil baştan yok, sayfa kopmaz, silgi silmez. Olsa olsa sona varmadan sayfayı çevirebilirsin. Durmadan yazmak, iyi kötü yazmak, çalışıp çabalamak, yapıp etmek gerek artık kendim için dersin sonra. Mutluluktu giden

Gidenler şiir olur, kalanlar hatıra!

Resim
Şayet kalbinde bir kadın olmayan adam görürsen, emin ol ki o gördüğün adam değildir. Sadece kendisine kabir arzulayan bir cesettir. (Abdurrahman Münif) Gitmek isteyen bir bahane uydurup gider. Gelmek isteyen bir bahane uydurup gelir. Bir kadının gözlerinden akan yaşlar erkeğin gelecekte nasıl ızdırap çekeceğinin altına attığı imzasıdır. Hayat ve karşımızdaki bize acımasız davranıyorsa bırakın kendi etrafında dönsün. Biz mutlu olabilmek için birilerine muhtaç yaşayacaksak ıskalayıp gitmek en güzeli. Mutluluğa beraber güldüysek, beraber ağladıysak o kadarsın fazlası değil, ne yüreğimde ne de hayatımda. Şimdi kendine sor? Ne kadar arkadaş? Ne kadar dost? Ne kadar yar? Ne kadar var oldun? Bir şeyi sevmenin yolu niyeyse ya ulaşılmaz yada onu kaybedecek olmaktan geçer olmuş. Bitmeyen aşk, gitmeyen sevgili yoktur. Çelişki olduğu sürece her zaman bir hata ve sonucun da üzüntü bizi bekler. Bitirmek zordur ama bitmesi gerekiyorsa da uzatmanın anlamı yoktur, değmeyeceğini anladığın an b

Zenginin doları, züğürdün çenesini yorar

Resim
TL, 2016'da Dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimi. Sadece gelişmekte olan ülkeler değil, son altı ayda Suriye Poundu karşısında da değer kaybetti. Üretmeyen vergiye dayalı ülke, üreten ülkelere kafa tutuyor. Sonra dolar neden yükseliyor? Siyasilerin tavırları sayesinde yükseliyor ve Türk Lirası değer kaybetmeye devam ediyor. İhracatımızın 64 milyar doları Avrupaya. Rusya'nın ambargosunda perişan olduk, birde Avupa ambargo uygularsa ülke ne hale gelir düşünün. Tehditler sadece iç piyasada etkili olur. Hayatın gerçekleri, realitesi var sıfır sorun politikalarından geldiğimiz haller, çevremizde bir tane dostumuz yok. Avrupa'nın gümrük birliğini de devre dışı bırakacağını düşündünüz mü? Gerçekleri yok sayamayız şalter onların elinde. Hani Türkiye İMF'ye borç verebilecek durumdaydı? Hani ekonomimiz adeta uçuyordu? Ne oldu, kanadı mı kırıldı? Türkiye battı, köprüler, hava alanları yabancılardan borç alınarak yapıldı. Hiçbirinde olmayan özkaynak zaten kullan