Kayıtlar

Suya Sabuna Dokunmak

Resim
Bağırsaklarımızda yaşayan bazı bakteriler havayla temas edip ellerimiz ve ağzımız yoluyla bedenimize girdiğinde bizi hasta ediyor. İshal ve mikrobik bağırsak hastalıklarının bazılarını ellerimizi iyi yıkamadığımız için kendi kendimize bulaştırıyoruz. Hastalıkların çoğundan korunmanın en önemli yolu ellerimizi sık sık sabunla yıkamak. Temizlik Müslümanlardan Avrupaya örnek olmuştur. Şimdilerde ise onlar yaşıyor, yapıyor, uyguluyor Müslümanlar ise pislik içindeler, İslamiyetin temizliği bu kadar emreden bir din olmasına rağmen. Sokaklar, piknik alanları, parklar, umumi tuvaletler vs. pis kullanılıyor. Televizyonda, reklamlarda bile çöpüne sahip çık sloganları kullanılıyor ama kapatılmayan musluklar, elektrik düğmeleri, bana ne diyen insanlar gittikçe çoğalıyor. Mescitler de bile namazını kılıp seccadesini toplamayan, ellerine geçirdiklerini hep bir yerlere savuran, peçetesini, şişesini bırakıp giden, ibadethaneleri bile hor kullanan insanlar var. Bunları yapıpta ben Müslümanım di

Sınırlar Sadece Yoksulları Sınırlar!

Resim
Bu topraklarda huzur içinde yaşayabiliyorsak bırakıp kaçan yada köleliğe razı olan değil, savaşıp gazi olan, şehit olup arkasında yetimler, dullar bırakan dedelerimiz sayesindedir. Araplar korkaklıklarının bedelini ödüyorlar. Önce Allah kalplerine cesaret versin sonra vatanları da olur, aşları da, işleri de. Cehaletle savaşıyoruz, emperyalist ABD ile İsrail silah satıp ülke ekonomisi güçlendirecek diye yeterince savaş icat ettiler. Orta doğu ve neredeyse Müslüman ülkelerin tamamını bir şekilde birbirine düşürdüler. Medeniyetlerin geldiği seviyeye aldanmamak gerekir. Yaşama içgüdüsü öyle güçlüdür ki insanı vahşi hayvana dönüştürür. Kimisi yaşamak için ölür, kimisi de öldürür. Kırbaçlanan kölelerin kırbaca katlanmasının ve kırbaçlayan uşağın vahşiliğinin nedeni ölüm korkusu ve yaşama içgüdüsür. İnsanoğlunun dinlere, ırklara bölünerek kolayca kontrol edilebilmesinin nedeni de bu dürtüdür. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması laikliğin özü budur. Bir din adamı, din alimi

Oynayan Halk Tehlikeli Olur

Resim
İnsanlar dünün yanlışlarını, günün kazançlarını, yarının planlamasını düşünmeliler. Üreten insan ve tüketen insanların farkı nedir bilmeliler. Timur halkına sık sık zam yapar sonra halk ne yapıyor diye hocayı sokağa yollarmış. İlk başlarda cevaplar iyi gitmiş Timur'da zamlara devam etmiş. Hocaya git bak bakalım neler oluyor diyor, hoca gidiyor geliyor arkasından yeni zamlar geliyor. Günlerden bir gün hoca koşa koşa, nefes nefese geri geliyor. Timur; hayrola hoca ne oldu? diye sorunca hoca; halk oynuyor diyor. Timur hemen zamları durdurtuyor nedeni sorulunca cevabı; 'oynayan halk tehlikeli olur' oluyor. Çaresizlik insan beyninin kötü komutlar vermesi, bunun verebileceği zararlardan korunma güdüsü ve refleksidir. Şükür duygusu beyni daha iyi noktalara, teselliye, olumlu düşüncelere yönlendirme, yeni umutlar için zaman kazanmaya çalıştırma için söylenen korunma refleksinin ifadesidir. Bir ülke sanayi ile büyür, ihracatla büyür, vergiyle, zamla nasıl büyür düşündürür.

Kendime Sorular?

Resim
Neden öncelik sıralamasında hep en sona kendini yazıp durdun, artık yoruldun değil mi? diye sorar, gözlerimin içine bakar sonra kendime sarılırdım. Yaptığın hatalardan çıkardığın dersleri, yanlış kabul ettiğin doğruları bana anlat derdim kendime. Değerini bilmeyenleri kendine neden dert ediniyor, neden değer verilmeyecek kişilere değer veriyorsun? Niye her şeyi kafana takıp olmadık insanlar için üzülüyorsun? Neden bu kadar takıntılısın, mükemmeliyetçilik sana acı çektirmiyor mu, mutlu olmak için daha ne kadar zaman beklemen gerekiyor? Beni çok yordun, kendini kendinden çıkar artık hayata öyle devam edelim. Rahat otur ve kendin ol. Olan duygularını saklama, olmayan duygularını var gibi gösterme. Seni çok iyi anlıyorum ve seni yargılamayacağım der, gidişata dışarıdan bir de kendi gözlerimle bakardım. Neden herkesi kendin gibi sanıyor ve insanlara karşı hep hoşgörülü davranıyorsun, daha asi olmanın zamanı gelmedi mi? Nasıl bir şansın var, neler çektin ve hala hayattasın, bu inat m

İyi İnsan Kötü İnsan

Resim
Kötü düşünen, kötü davranan birinin iyi olmak gibi bir lüksü yoktur. İster ettiğini bulma, ister karma, ister başka bir şey densin durum budur. İyilik yapanın her iyiliği karşılık bulur mu? Hayır, o yüzden kendinizi korumayı bileceksiniz ki, kötülükte kötüler de her zaman var olacaktır. İyi insan olmak kötü şeyler yaşamanıza engel olmaz. Koşullar neyse insan ona göre şekil alıyor. Kötü şeyler yaşadıktan sonra bile iyilik yapabilenlere iyi insan diyorlar. Zihniyeti temiz olanlar için ise bu fark yaratmıyor onlar hep aynı temiz insanlar çünkü. Önce kendi içimizde iyilik ve kötülük olduğunu öğreniriz, sonra bunun herkeste var olduğunu. Ama iyi ve kötü olmanın bizim tercihimiz olduğunu hep unuturuz. Her insanda nefis ve vicdan olduğuna göre önemli olan bunu vicdanıyla kontrol edebilmektir. Düşünmek ayrı, eyleme geçmek ayrı yaradılış olarak iyi ve kötüye yatkınız, seçim yapar ve irade gösteririz. Zihniyetlerimiz menfaatçi olduğu için iyilikte de karşılık bekliyoruz. İyi yada kötü

Ülkenin geneli depresyonda!

Resim
Kimse mutlu olamaz dünyamızda, bizi mutluluk için tasarlamamışlar. Çünkü gereğinden fazla özlüyoruz dünü. Ülkenin geneli depresyonda. Kimse mutlu değil, kimse kimseye tahammül edemiyor, umut edebilen insan az, çalışma şartları ağır, insanlar katı, hayatı idame etmek yorucu. İnsanlar yalnız ama başkasını hayatına almak için güçleri yok. Şükür etmek için pek çok sebep olsa da yetmiyor. Ne kadar çok şeyin farkına varırsanız, vicdanınız da varsa depresyon kaçınılmaz. Zaten sorgulayan bir beyin eninde sonunda bulunduğu hayatın gerçekleriyle mutsuzluğa sürükleniyor. Dünya üzerindeki mutluluğun hakim olunduğu yerler genellikle ekonomik yönden güçlü ülkelerdir. Bizim toplumumuzun Akdeniz ülkesi oluşu dolayısıyla duygusal olması da bir etken belki mutsuz olmaya. Bir kuşak arabesk filmleri ve müzikleriyle büyüdü, şarkılara ve filmlere ağlayarak yetişti. Günümüzün anne ve babaları o kuşağa ait. Yapılan bir deneyde Vivaldi dinletilen bitkiler ile Arabesk dinletilen bitkiler arasında büyük

Yaşanmış bir iş başvuru hikayesi

Resim
Gazete yazarı Mustafa Özel'in köşesine taşıdığı yaşanmış ilginç bir iş başvurusu hikayesi: Alttaki işbaşvuru formunu dolduran Mehmet Tartar'ın başvuru formuna yazdığı cevaplar: 1. Adınız Soyadınız: Mehmet Tartar 2. Yaşınız: Yirmi sekiz. 3. Şirketimizdeki hangi pozisyon için Başvuruyorsunuz? Mümkünse yatay bir pozisyon için. Eğer daha ciddi bir cevap istiyorsanız ne iş olsa yaparım. Şart öne sürebilecek durumda olsaydım burada bu formu dolduruyor olmazdım. 4. Düşündüğünüz ücret: Aylık 5.000 YTL maaş artı yıllık kardan yüzde 10 hisse. Eğer bu mümkün değilse siz bir ücret önerin ben size evet yahut hayır derim. 5. Eğitiminiz? İdare eder 6. Son işiniz Sadist bir şefin deneme tahtası olmak. 7. Son ücretiniz: Hak ettiğimin çok altında. 8. Önemli başarılarınız: Arakladığım kalemlerden muhteşem bir kolleksiyonum var; evde sergiliyorum. 9. İşten ayrılma sebebiniz: Bkz. Cevap 6. 10. Size ulaşabileceğimiz saatler: Banka atm'si gibiyim: 7/2