Hayat Kitap Yaşam Masal



Hayat bir kitap yaşam bir masal.

Kendinden başlamak için kendine gelmeli insan, olduğu yerde kendine gelemez çünkü. Umut var olan yaşam kaynağımız, hayata tutunabilmek için vardır ve her gün yeni bir başlangıçtır. Mücadeleye öyle dalmışız ki küçük ayrıntıları kendimizi unutuyoruz. Hayat çok kısa, üzülmeye her konuyu dert etmeye değmez, yaşamak için çalışıyoruz, çalışmak için yaşamıyoruz.

Hayat; Yaşamayı,
Mutluluk; Gülümsemeyi,
Sevgi; Hak etmeyi,
Vefa; Hatırlamayı,
Dostluk; Paylaşmayı bilen için vardır.

İnsanın yaşamı bir romanın konusu olabileceği gibi, romanlar da bir insan yaşamını anlatır. Sevinçle coşup kabaran, hüzünleri derinliklerin de saklayan bir deniz gibidir. Zamanla en doruk noktalarına çıkılan, zamanla da eteklerine zor tutunulan bir dağ. Piknik yapmaya uygun yerleri, bataklık halini almış yerleriyle uçsuz bucaksız bir ova. Yani hayatımız dağları, denizleri, ovaları ve şekilleriyle kocaman bir haritadır. Küçük, büyük hataları olmayan var mıdır? Hata yapmadan nasıl doğruyu bulabilirsin? Tabii artık kendini tanıyorsan ve ispatlamak gibi bir gayretin içinde değilsen başkalarından ders alabilirsin.

Soru sormak, emin olmayı ve merakı içinde barındırır. Merak ettiğin sürece gelişime ve değişime açıksındır. Sorunun ilk kökeni olması gereken neden sorusu milyonlarca cevap getirir. Herkes ihtiyacı olduğu kadar sorguluyor veya ihtiyacı olması gerektiğini düşündüğü kadar ve sınırlarını çiziyor. İnsan olarak yargılayıcıyız. Öğütler zaten çocukluğumuzda başlıyor ölene kadar da devam ediyor. Arkadaş sohbetlerimizde de genel de dedikodu var. Kendimizi nasıl izole edeceğiz, olumsuz etki alanı nasıl fark edilebilir? Bazen vücudumuzda yaşam konforumuzu tehdit eden belirtiler olur. Kimileri bunun için hastaneye gider tahlil yaptırır, kimi ise sırf karşısına çıkacak sonuçla yüzleşmemek için kendisini beklemeye alır ve hayatını da erteler. Hatta yaşam konforunu tehdit eden bu belirtiler kronik bir hal alır ve fark edilemeyecek hale gelir. İç konuşmasını gerçekleştiren, iç dünyasının gözlemini yapabilen herkes kendisindeki ve çevresindeki olumsuz etki alanını da fark edebilir.

Katı bir kararla bu kötü histen sıyrılmak için en başta kendimizin ve zamanla yakın çevremizin de dikkatini dikkatine verebilmesi için bir hobi edinerek başlamak gerekebilir yoksa dibin dibi yok, hedef ve çaba yukarı çıkmak yükselmek olmalı. Yarın değil şimdi harekete geçmeli, koşamıyorsan yürü, yürüyemiyorsan sürün ama mutlaka hareket et. Başarı için önce başarısızlığı hedeflemek gerekiyor. İnsan yaşamına dokunacak büyük keşifler bu bakış açısıyla insanlığa armağan ediliyor. Bu yüzden çocuklarımızın, gençlerimizin sağlıklı aile ortamı, sağlıklı eğitim ortamı ve sağlıklı sosyal çevre ile iletişimde olmaları gerekir. Çünkü sevginin bir bedele, oradan da koşula dönüşmesi çocukluk yıllarında başlıyor.

Hayatımızın efendisi de biziz, rezil eden de biziz. Evren de her şey kendi yolunu buluyorsa, bizim de her şeyi kendi yoluna bırakmamız gerekir. Huzurlu, sağlıklı bir hayat yaşamak asıl önemli olan. Hiç kimseyi kırmadan, üzmeden yaşamak, ağzımızdan çıkan kelimelere dikkat etmek. Çevremizdeki insanlar tarafından sevilip, sayılan ve arkamızdan iyi bir insan dedirtmek. Bu bile bizi mutlu edecektir.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir