Kayıtlar

GENÇ etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Acı çek, yorul, üzül ama final kahkahalı olsun :)

Resim
Kuyumcuya giren kadın, ''Şu nikah yüzüğümü kesip bana bir çift küpe  yapar mısınız?'' diye sormuş. Kuyumcu yüzüğü eline alıp bakmış, yüzüğün üstünde ''Seni seviyorum''  yazıyormuş. Kuyumcu:''Hanımefendi, neden bu yüzüğü kestirmek istiyorsunuz? Belli ki bir hatırası var.''diye sormuş. Kadın:''Bu benim nikah yüzüğüm. Kocamdan ayrıldım. Şimdi küpe yapmak istiyorum.  ''Seni'' kelimesi küpenin bir tanesinde, ''seviyorum'' kelimesi de diğerinde olsun. Kuyumcu yine sormuş ''Neden acaba?'' Kadın ''İleride böyle cümlelerin bir kulağımdan girip diğerinden çıkacağını göstermek için. Akıllı kadının hali bir başka oluyor canımmmm :) Bu ders fıkrası? üzerine biraz bilgece laflar edeyim, çok içimden geldi. Bize enerji vermeyecek, mutlu etmeyecek, üzecek vs. her şey uzak olsun. Dünyamız sonsuz güzellikte bir bahçe. Bize faydası zararı olan ne varsa var. Azıcık uğraş veri

Filmin adı Küçük Tavuk...

Resim
Sınıfta hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış. Filmin adı ” Küçük Tavuk “. Bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor. Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor. Dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük tavuk olarak kalıyor. Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor. Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır alıyor. Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor. Böylece yavaş yavaş

EĞİTİM MİLLİ OLUR DİNİ DEĞİL

Resim
Dinci çevreler ondan hep nefret etti. Hep yoksulların sesi soluğu oldu. Vicdan kavramını idrak edip insanlara da idrak ettirmek için ömrünü harcadı. Mirasını kimseye bırakmadı. Çünkü bırakacak hiç bir şeyi yoktu. Hayattayken paylaştı neyi var neyi yoksa. O kişi HZ. MUHAMMED (SAV) di. Okullarımızın aklı hür, vicdanı hür, kafası çalışan, aydın gençler yetiştirmesi gerekiyor. Eğer 18 yaşındaki bir genç ülkeyi yönetecekleri seçebiliyorsa, kendisini doğrudan ilgilendiren sorunlar da da hak ve söz sahibidir. Yeni nesil kendi geleceğine kendisi yön vermek istiyor. Üniversite sınavları iyice zorlaştı, imam hatiplilerin önün açılıp mevkii sahibi yapılıyorlar. Aydın, çağdaş gençlerin geleceğini çöpe atıyorlar. Ne çocuklarımız ne de bu ülke sahipsiz değildir. Herkes dinini ailesinden, kitaplardan öğrenir. Okullar da ilim ve fen öğretilmeli. Meslek olarak din adamı olmak isteniyorsa IHL gidilir ve arkasından da İlahiyat Fakültesi okunur. Ama bir insan doktor, avukat, mühendis, ekonomist, mim

YORULDUM PATRON!

Resim
Yoruldum, patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. Yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri. İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım. Her gün dünya da hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun? (Yeşil Yol/John Coffey) John Coffey İki küçük kıza tecavüz ederek öldürmek suçundan yargılanıp idama mahkum edilmiştir. Ancak bu vücudu iri yarı ama beyni ve kalbi çocuk gibi olan adam idamlıklar koğuşuna getirildiği andan itibaren tüm insanlara hatta farelere bile gösterdiği derin sevgi ve merhametle gardiyanların ve mahkûmların sempatisini kazanır. Gardiyanlar Coffey'in bu suçu işlememiş olabileceğini düşünmeye başlarlar. Ayrıca Coffey bazı garip güçlere de sahiptir. Ölmüş bir fareyi diriltir, gardiyan Paul Edgecombe'un bir türlü geçmeyen hastalığını nefesiyle iyileştirir ve hapishane müdürünün ölümcül bir has

Çocukları çocuk, gençleri genç olarak görmek istiyoruz.!

Resim
Herodot, 2500 yıl önce Barışta oğullar babalarını gömer, savaşta ise babalar oğullarını gömer! demiş. Asker devlet demek, hükumet demek, millet demektir. Eğer Askerin ülken de şehit ediliyorsa ve senin askerini şehit edenler şehirler de elini kolunu sallayarak dolaşıyor ise ellerini kafan da birleştirip bir düşünmenin zamanı gelmiş de geçiyor demektir! Bir ananın oğlunu, bir kadının eşini, çocukların babalarını kim geri verecek. Benim askerim, polisim orada savaşırken, oradaki halk ne yaptı peki? O hendekler kazılırken neden o hainlere karşı çıkmadı, neden savaşmadı? Neden toprağını bırakıp kaçtı? Bunun hesabını  sormak gerekir.  Kaçanla savaşan ayrımı ne zamana kaldı? Kuyular, tüneller kazılırken devlet görmüyor desek, peki oradaki halk ne yapıyordu? 22 yaşındaki bir gencin terörist öldürme tecrübesi ne olabilir ki? Yazık bu çocuklara.  Kendi torunu tabutta, dedesi tabutun önünde duran askerin gözyaşlarını siliyor.  Şehitlerimizi yalnız bırakanlar utansın! Çocukl

GÖZYAŞI HEP AYNI RENKTİR!

Resim
Yoksulun adı yok! Yavrum kader utansın nur içinde uyu! Gariba'nın nerede adı ve yeri var ki zaten... Bir garip ölmüş diyeler. Soğuk su ile yuğalar. Üç gün sonra duyalar. Söyle garip bencileyin! O kim ki? O bir evlat. Onun da anası, babası öperken yavrumun yanağı incinmesin diye çok hafif öperdi :( Herkesin eşit olduğu aleme gitti. Senin kanına girenler kendi kanların da boğulsun. Bu toplumun geçmişten bugüne yapısı bu. Demokrasi yoksa eğer bir ülke de bütün cenazeler bizim sokaktan kalkar. Zenginin hasta olduğu duyulur. Ama fakirin öldüğü bile duyulmaz. Seni insan yerine koymadılar demek ki söz de insan, gerçek de ZAVALLILAR? Koysaydılar senin de ismin geçerdi kuzum! Seni böyle yapanlar utansın! Gerçi utanacak yüz yok ya? Toprağın bol olsun... Hiç bir masum can diğerinden daha az veya daha fazla kıymetli olamaz! Terör bizleri katlederken ayrım yapıyor mu? Ölen kim olursa olsun CANDIR... Sizleri koruyamadık be gençler. Affedin bizi... Ailenin başı sağolsun. Dede Korkut

Vay anasını sayın seyirciler. Adamın bir yıllık maaşı 90.000 TL :)

Resim
Altı yıl işe gitmediğini kimse fark etmedi. İspanya'da bir kamu personelinin işe hiç gitmediği altı yıl boyunca fark edilmedi. Altı yıl boyunca hiç işe gitmeyen Joaquin Garcia isimli çalışana 27 bin euro (yaklaşık 90 bin TL) ceza verildi. Mahkemede hakkındaki iddiaları kabul etmeyen ve mobinge uğradığını söyleyen Garcia haksız bulundu ve ceza ödemeye mahkûm edildi. Ceza bedeli Garcia’nın vergiler düşüldükten sonra kalan bir yıllık maaşına eşit. Görevi bir atık su işleme şirketini denetlemek olan 69 yaşındaki Garcia'nın yıllardır işe gitmediği ise kendisine “uzun yıllar süren hizmeti” nedeniyle ödül verilmek istenmesiyle ortaya çıktı. Yıllardır işe gitmediği anlaşılmasa görevde 20 yılını tamamladığı için Garcia’ya plaket verilecekti. NEDEN KİMSE FARK ETMEDİ? Bu sorunun yanıtı iletişimsizlikle açıklanabilir. Zira atık su şirketinin yetkilileri Garcia'nın devlet tarafından denetlendiğini düşünürken, devlet yetkilileri ise işe geliş-gidişlerin kontrolünün atık su şirk