Aşkı bulunca uyandırın...



Sadece üç günlük ömrü kalan kelebek, papatyaya aşık olur. Ancak öleceğine saatler kala seni seviyorum der papatyaya. Papatya sadece bende diyebilir ve kelebek ölür. Ona sevdiğimi neden zamanında söylemedim diyen papatya üzüntüsünden hasta olur. Yapraklarını dökmeye başlar. Döktüğü her yaprakta seni seviyorum der. Sonunda papatya da ölür. İşte o günden sonra birbirine sevdiğini söyleyemeyen herkes papatyaya sorar seviyor mu? sevmiyor mu? diye.

Kimilerini ölene dek unutamaz sevginin vücuttan ibaret olmadığını kaybedince anlarız. Geriye dönüp baktığımız da anımsayacağımız tek şey bize neler hissettirdikleridir. Hayat bazen insanları birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır, sıkıntı kalbinizin diğer yarısı değil sıkıntı yaşadığınız partnerinizdir. Aşk saf, samimi, su gibi berrak olmalıdır. Eğer bir tarafta bulanıyorsa aşk ya yeteri kadar sevmiyordur, yada bugün olmasa da en kısa sürede bitecek bir ilişkidir. Eğer denginizi bulursanız yaşadığınız aşk kurutmaz hayat verir. 

'Bir insan bilmiyorsa ne istediğini hem seni ziyan eder hem kendini.' Dibini görmediğin suya dalamadığın gibi emin olmadığın sevgiye teslim etme kendini. Her zaman güzel düşünüp yaşamaya gayret gösteriyoruz ama kişilerdeki istikrarsızlık engel oluyor. Seven bir kadın için erkeğin yakışıklı olması yada mükemmel olması önemli değil, istediği sadece sevilmek ve sevildiğinin hissettirilmesi, kendisine zaman ayrılması, hak ettiği ilginin gösterilmesi. (aslında kadın içinde, erkek içinde geçerli)

İnsanı üzen kalbi bir başkasında iken seviyormuş gibi yapılması. Amaç bir başkasında teselli bulmak. Önce o kalbinden atamadığını at ve öyle gel. Bir başkasına da aynı acıyı yasatmaya kimsenin hakkı yok. İnsan kalben severse, bedenen de, ruhen de onu özünde hisseder. Diğer türlü ne yaparsan yap bir gün mutlaka ipin ucu kopacaktır. Onun için gönül başka birilerinde iken bedenin istediği kadar başkasında olsun vitrin mankeninden farklı olamazsın. Tek kişi ıstırap çekecekse, yanında bir başkasını daha öldürmekten beter etmek olur bu durumun sonucu da.

Neyi, kimi bekliyoruz yaşamak için. Dün bugüne benzemiyor, yarın bugüne benzemeyecek. Bugün dünlerin yarınları, yarınlar bugünlerin dünleri değil mi? Karşımıza ben ve sen değil, biz kelimesinin anlamını bilen birisi çıksın. Senin, benim değil, bizim demesini bilen, sorumluluk kelimesini bilen, dilden değil kalpten konuşabilen biri çıksın ve bu kişi herkesin gönlüne ve beynine göre olsun. Gün gelir en yakın bildiklerin bile yabancı olurlar. Çünkü bazı insanlar sıkıntıları, dertleri, yalnızlıkları geçene kadar yanımızda olurlar. 

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir