Kayıtlar

ahlak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Asalet Nedir? Asil İnsan Kimdir?

Resim
Asil insan her şartta güçlü karakterini kaybetmeme yeteneğine sahip insandır. Asil insan güçlüyken de, güçsüzken de aynıdır. Şartlar ne olursa olsun efendiliğini bozmayan insana asil insan denir. Asalet aslından taviz vermeyen insanlarda bulunur. Alttan üste bulunduğu her ortamda kendi fikrini, düşüncesini söyleyebilen, egoya esir olmamış her insan asildir, asalet de asillikten gelir. Asil insan hak hukuk bilen, insanlığa, doğaya en çok faydası olan kişidir, bunun temelinde de kendini bilmek, bilgi yatar. Bu özelliklere sahip kişilerin asil soylu diye bilinen aile veya sülaleden olması sadece kağıt üzerinde kalır. Sözlük anlamı toplumun en üst ve soylu sınıfı, günümüzde ise en sinirli anında bile küfür etmeyen, alçak gönüllü, mütevazi, çalışanına veya hizmet aldığı insanlara kibar davranan kişiye denir. Asalet toplumsal ayrımın en belirgin çizgisidir, kan bağı soy sop para adam olmakla ilgili toplumsal ikna metodları olan bir ayrıştırıcı ezici çıkarları doğrultusunda şekil

İletişimsiz Koca Bir Kalabalık...

Resim
Her türlü ilişkinin emek istediğini, sorunları çözmek için zaman ayırmak gerektiğini düşünen kaç kişi kalmıştır. Empati, iyi niyet ve dürüstlük ikili ilişkilerin temelidir. İletişimsiz koca bir kalabalık. Her tarafta ben daha haklıyım cümlesi, önceleri mırıltıyken şimdi çığlıklar seklinde ve üstelikte konular incir çekirdeğini doldurmayacak türden. Altında gereksiz bir üstünlük çabası yatıyor. Hangisine nasıl anlatmalı aile olmanın, arkadaş olmanın, insan olmanın bu olmadığını ve kendimizi nasıl arındırmalı bu itici kalıptan. Ne konuşmak, ne uzaklaşmak, ne yok saymak çözüm oluyor. Dahası gittikçe daha yaralayıcı hale getirilmeye çalışılıyor. Kimseye köle olmadan, kimseye boyun eğmeden yada kimsenin üstüne basmadan yürümenin birçok yolu olduğunu hangimiz anlayabiliyoruz. İlişkilerde özellikle ikili ilişkilerde partnerlerden birinin tutum ve davranışları satranç oyunu gibiyse bu ilişkinin yürümesi zordur, karşı tarafı çok yorar. Karşı taraf sürekli hamlelere karşı strateji ve

Kullanılmayan Akıl Beyne Yüktür...

Resim
Geçmişini bilmeyen, araştırmayan, öğrenmeyen, ülkemizde yaşamayıp halimizden anlamayan insanlarla dolu her yer. Fikri olmayan, konuşmayı bilmeyen, ezbere bir şeyler söyleyip ne dediği anlaşılmayan ama bunca cahilliğe rağmen kendisine deli gibi güvenen, insanlara saygısı olmayan, kendisinden başka kimseye konuşma fırsatı vermeyen insanlar mevcut, elle tutulur bir tane cümle kuramazlar. Mantık yok, bilgi yok, fikir yok, eğitim yok, boş laf çok. Ahlak ve insani erdemlerin seviyesi tercihleri belirler, yetiştirilme tarzı ve üstüne yapılandırdıklarımız da buna katkı sağlar. İnsan öncelikle kendi ağızdan çıkan sözü kendi kulağıyla duymalı. Ama bazılarının aklına gelenler hemen dillerinden dökülüyor, diğer organlarını kullanmayı bile bilmiyorlar. Cehalet ruhun bilinçsizliğidir, dolayısıyla kullandığımız dil ve üslup davranışlarımızı, davranışlarımız düşüncelerimizi, düşüncelerimiz algımızı ve ruhumuzu yansıtmaktadır. Türkiye'de yaşayan herkes Müslüman değil, Türkiye'

Kur'anı ağır ağır, düşüne düşüne oku!

Resim
Kur'an, kelime olarak, "toplamak, okumak, bir araya getirmek" anlamlarına gelir. Ayet ve Sureleri bir araya getirdiği; İslam'ın itikat, ibadet, ahlak, hukuk, v.s esaslarını toplayıp ihtiva ettiği; dünyada en çok okunan ve okunacak olan kitap olduğu için bu ismi aldığı ifade edilir.” (Alıntı/Hadimul Müslimin) Düşüne düşüne oku. Elimize Kur'anın mealini yani Türkçe açıklamasını alıp okumalıyız. O zaman gerekli olanı Kur'an bize öğretir. Oku, anla, anlat, öğren, öğret. Okumuyorsan, anlamıyorsan, öğrenmemişsen, öğretmemişsen her şeye inanırsın. Nisa suresi 43. Ayeti anlayarak okursak; Yaradan sarhoş misali namaz kılmamızı değil, anlayarak, idrak ederek namazınızı dosdoğru kılın diyor. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp. Öğrenmenin yaşı ve vakti yoktur. Ayetleri birleştirince anlamlar ortaya çıkıyor; Dileyen düşünür onu öğüt alır. (74/55). Kur'anı ağır ağır, düşüne düşüne oku. (73/4). Kur'anın anlaşılabilesi için herhangi bir konudaki ayetler küme

Dinin ticarete dönüştürüldüğü yer...

Resim
"Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar." (Yasin Suresi 21. Ayet) Belki en fazla para karşılığı okunan suredir Yasin Suresi. Bu ayeti en çok okuyanlarda defalarca umreye giden Müslümanlardır. Allah dedi ki; benden başkasına tapmayın. Allah'ın sınava tabi tuttuğu başkasından dilek dilenir mi, hepsi Allah'ın kulu ne dileyebilirsiniz ki? Allah'tan başka kimseden bir şey istenmez, şirktir.  Din ahlaklı olmaya yönlendirir ve güzel ahlakı tamamlar. İlerde bekleyen değişimler mutlaka olacaktır ve inandığımız bir çok şeye inanmaz hale gelebiliriz. Bilinç ve sorguyla ilerleyerek akılla kalbin dengesini kurabiliriz. Hiçbir şeyi sonsuz düşünmek olası değil, sonsuzluk kendini açığa vurmak için biçim almak zorunda, düşünce nasıl sözde bütünlüğe ererse sonsuzlukta ancak biçiminde gerçekleşir. Anlama çabaları ve bu çabaların hangisinin daha kuvvetli olup olmadığının aksine önemli olan insanın yaşantısıdır. Din insanın alg

Görecek günlerimiz var daha!

Resim
Bir kördüğüm ki, çözdükçe dolanıyor. Artık bir gelecek hayali kuramıyoruz, yarını yaşama hayali bile kuramazken. İnsanım diyebilmek için önce onura, omurgaya ve kişiliğe sahip olmak gerekir. Maalesef günümüz Türkiye'sinde her insanım diye salınan da bu değerler yok. IQ, ahlak, aile görgüsü, medeniyet, onur, şeref, gurur, saygı olmayanlardan bir şeyler beklemek anlamsız. Kural tanımaz, yasa tanımaz olundu, insanlardan da koyun olması beklendi ve beklentiler de gerçekleşiyor gerçekleşti. Tanrı bu ülkeye acısın ve korusun, millet çaresiz. O kadar alıştık ki kaosa, bir sonraki patlama nerede olacak diye düşünmeye başladık çok sıradan bir şeymiş gibi. Korkardık küçükken 'tecavüz' kelimesini cümle içinde kullanmaya. Korkardık gazetede 'şehit' haberi görmeye. Şimdi İzmir'de bir patlama oldu, Reina'yı unuttuk. Falanca bir yerde bir patlama olacak, İzmir unutulacak. Alışma, unutma desek de nafile. Albert Camus doğru söylemiş, 'umut kötülüklerin en beteri.&#

Üstümüzde yüzyılın sosyal deneyi dönüyor!

Resim
Cehaletin insana ödettiği bedelin ağırlığını bu toplum taşıyamaz artık. Utanç verici bir dönemden geçiyoruz. Cehaleti meziyet sananların elinde kahrolan bir kitle ve mahvolan bir ülke olarak tarihe geçeceğiz. Kalifiye ne kaldı? Eskiden televizyonda birbirinin sözünü dahi kesmeden tartışan liderlerden, Türkçe konuşmayı ve yazmayı beceremeyen milletvekillerine, müthiş bir hızla cahilleşiyoruz. Üstümüzde yüzyılın sosyal deneyi dönüyor. Dünyadaki milletler özgür olmak için mücadele verirken bizim toplumumuz köle olmak için çabalıyor, gerçekten genetik bir bozukluk oluşmuş gibi. Tembel bir milletiz ve buna hepimiz dahiliz, çünkü sadece bunları sözcüklere döküyoruz. İş söze gelince herkesin söyleyeceği çok söz var ama iş uygulamaya gelince kimse yanaşmıyor. Önemli olan eleştirmek değil bir soruna nasıl bir çözüm bulunur aramak ve yapmamız gereken eylemler neler olmalıdır, nasıl yararlı hale gelebiliriz'in yollarını aramak. Özgürlük onu savunma cesaretini taşıyanların hakkıdır. Ga

Garip olaylar ülkesiyiz!

Resim
Uygarlığın gerçek ölçüsü ne nüfus, ne kentlerin büyüklüğü, ne de üretimdir. Gerçek ölçü, ülkenin yetiştirdiği insanların nitelikleridir. Karanlığa karşı, karanlıkla mücadele edilmez. Sistem bozuk insanlar sadece kurban. Türkiye'de işini doğru dürüst yapacak ehli insan kalmadı. Paran varsa insansın yoksa bir hiçsin. Kader deyip geçiştirirler olayı, insan hayatı bu kadar ucuz. Hasta mazlum, doktor masum. Sonuç, hakimler hekimleri severler. Hipokrat yemini eden doktorlar göreve başladıktan kısa zaman sonra doktorluğun insani bir görev olduğunu unutuyorlar. Bilgilerini yenilemiyor ve değişik vakalarında olabiliceğini göz ardı ediyorlar. Türkiye'de doktorların %95'i kasap. Kesme, biçme başına göre prim alıyorlar. Doktorlar artık doktor değil pazarlamacı olmuş. Suriyeli doktorları da Kanada, Amerika, Almanya kaptı bize işe yaramazları kaldı. Her yere tıp fakültesi açarak, performans sistemiyle sağlık sorunu bu kadar çözülür. Sağlıkta devrim dedikleri bu olsa gerek. Ticare

Kalemde, kağıtta sende...

Resim
Sistemi değiştirmek istiyorsan önce sisteme sahip olman gerekir, sisteme sahip olmak içinde sisteme uyman gerekir. Sistemi protesto etmek fayda sağlamaz sınavlara çalışmaya devam. Kaleyi içerden fethetmek için önce içeri girmen gerekir. İlk önce öğretmenleri yetiştirmeli sonra topyekün sistemi değiştirmeliyiz. Şu andaki okullar çocukların tekdüze olmasını sağlıyor ve var olan yeteneklerinde kaybolmasına yarıyor. Garip olan herkes her şeyin farkında ama bir aptallık var ki aldı başını gidiyor. Bir şeyler yapılmadıkça böyle yerimizde sayar dururuz. Evrende fiziksel anlamda israf göremeyiz ama psikolojik anlamda görüyoruz fikir ziyanı olarak adlandırılan. Ezberci eğitim denilen şey aslında bir eğitim süreci değil bir robotlaştırma süreci, insanların kendi fikri olmaması düşünemeyip sadece itaat eden köleler olması için zihne yapılan karartma süreci. Ortak özellikleri akıl yok, fikir yok sadece beden var ve onun üzerinden var olmaya çalışma çabası. Aldığınız nota bile itiraz edemiyo

İnsan olmak

Resim
Saldırgan Nice’te kalabalık PROMENADE DES ANGLAİS (katliam yolu) sahil yolunda 2 km boyunca insanları ezerek ilerliyor ve polis tarafından etkisiz hale getirilerek durdurulabiliyor. Saldırgan Tunus asıllı Fransız vatandaşı olduğu ve polis tarafından da adi suçlarla tanınıyor. Nice sakinleri kalacak yeri olmayanlara kapılarını açıp, taksiler de evlerine dönmek isteyenlere sabaha kadar ücretsiz taşıma kararı alıp uyguluyor. Taksiciler bedava taşıma kararı almışlar. Biz inandığımız dini uygulayamazken adamlar inanmadıkları dinimizi bizden iyi uyguluyorlar. İnsanlık dersi veriyorlar. Bizim taksici Müslüman olduğu için günahlarının cezasını çektikten sonra cennete gidecek. Fransız taksici Müslüman olmadığı için sonsuza kadar cehennem de yanacak. İnanç sistemi bu gerçekten. Kötülükleri yap kurban kes, tecavüz et yemek dağıt vs. günahların hemen af olur mantığı artık nasıl bir düşünce sistemi ise. Biz de taksiciler bedava taşıyanları protesto etmek için kontak kapatır trafiği kilitlerdi

ETEK GİYMEK GÜNAH

Resim
Dinler insanı düzgün insan yapmaz, ahlak, hoşgörü ve insan sevgisi olmayınca. İnsan olarak doğuyoruz da nasıl ve nerede yitiriyoruz insanlığımızı hala anlayamadım. Genel de Kadıköy metro çıkışını mekan belleyip, etekli kadınların arkasındaki merdiven de durup, onların etek altının videolarını çeken bir sapık. Tutuklanır mı peki? Yakalanmış ama ne olacak, ceza mı verilecek? Kadınlar da etek giyinmeseymiş derler bırakırlar. Salındıktan sonra da camiye gidip dua eder, namaz kılar günahını affettirir kendince, diğer benzeri suçları işleyen her iyi Müslüman gibi. Yazık ediliyor güzel dinimize, bilmeyenler nefret ediyor Müslümanlıktan böyle pislikler yüzünden. Şimdi bazıları sapığı değil de etek giyeni suçlarlar. Bakarsınız bir fetva bile çıkartırlar hemencecik. ETEK GİYMEK GÜNAH. Sapıklıkta sınır yok. Bu kadar sapık ve ahlaksız ne arada yeşerdi, boy verdi. Ülke de sapıklık potansiyeline sahip ne çok insan varmış. Large bir zaman beklemişler eyleme geçmek için. Acil olarak eğiten ve eğ

Sen yükseldikçe sevenin? Düştükçe satanın çok olur!

Resim
Sen yükseldikçe sevenin, düştükçe satanın çok olur. Kişiler değil, sadece şartlar değişir.  Düşenin dostu olmaz.  Paran, pulun varsa  değerli  olursun. Dost gibi görünürler, para suyunu çeker sonra işim gücüm var derler.  Hani  dost?  Allah hayırlı dostlar versin. Kimseden bir beklentin olmadan hayata tutunmak lazım. Ne kırılırsın, ne de  incinirsin  o zaman.  Kendimi, nefsimi elimden geldiğince terbiye etmeye çalışıyorum.  Çevremdeki tüm terbiyesiz insanlara, olaylara karşı  yıkılmadan . Siz ilerlemeye çalıştıkça ve hatta çabaladıkça, umudunuzu kırar, inancınızı da törpülerler. İnsan denen muamma.  Çözemediği kendisi. Kavga ettiği kendisi. Aradığı kendisi. Kendisini bulduğunda huzuru bulacak. Etrafına da huzuru verecek. Seni sen olmaktan çıkaran değil!  Sana, sen olma şansını veren GERÇEK DOST'undur. Gözler nedense hep kötüyü görür. Oysa ki iyi de var bir düşünür. Düşünmekse alır seni götürür. Geçti değil, gelir mi değil, gün bugündür.  Allah herk