Kayıtlar

Ocak, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İnsanda Kusur Arama

Resim
Negatif bir zihinle pozitif bir hayat yaşanmaz. Çölde susuz kalmış biri gördüğü her tepenin arkasında zemzem suyu olduğunu düşünür. Gerçek farklı, bakış acısı farklıdır. Mutsuz anınızda mutluluk yaratabilirseniz mutlu insansınızdır. Her şey gelir, geçer, biter, tükenir geride sadece insan kalır. Yol vardır mutluluğa götürür, yol vardır çıkmaz sokağa götürür. Her gün yeni bir gün olarak doğar, doğan yeni günü yaşamak ise kendi elimizde. Gittiğin, uzaklaştığın yerde başka sıkıntılar başka mutsuzluklar olacak, nereye gidersen git dört dörtlük olmayacak hayatın, onun için mutsuz olduğun kimselerden uzaklaşma imkanın varsa uzaklaş yoksa arana mesafe koy, sınırlarını bildir. Çoğu kişinin ise mutsuzluk kaynağı eşidir, ailesidir, yakın çevresindedir kimileri için bu çok zordur. İnsan bir kere yaşıyor kendisini üzen, kıran şeylerden uzak durması yine kendisi için iyi ve güzel bir yaşam demektir. Kendi değerini anladığın an başkalarını önemsememeye başlıyorsun. Sıkıntılarımı suya a

Güce Tapan İnsanlar

Resim
Güce tapan insana bir şeyler katamazsınız. Sizden daha güçlüsünü görünce size ihanet edebilirler. Sınıfsal bilincini almamış insan toplulukları hiçbir zaman toplumsal farkındalık, sosyal bilinç ile hareket edebilen kesim olmamıştır. Adalet denince aklımıza gelen ilk şey adaletin terazisi ama ne yazık ki günümüzde terazinin ayarlarıyla oynanmış durumda pek doğru tartmıyor. Terazinin doğru tartması için birlik olmak gerekiyor bu ise mümkün görünmüyor. Hangi sistemi getirirseniz getirin, hangi yönetim şekli üzerinde devlet kurarsanız kurun, eğer devletin temel dayanağı olan kitle bozuk ise hiç fark etmez kurulan sistem iyi bile olsa yozlaşıp batar. İster demokratik laik anlayış, ister sosyalizm, ister İslam hukuku veya başka her ne varsa toplum iyi değilse hiçbirinin anlamı olmaz. Menfaatçi, çıkarcı, kendini düşünen veya hayatını kurtarmak için çabalayan bencil bireyci kişiler yerine, nasıl faydalı olabilirim hem ülkem hem insanlık için neler yapabilirim diyebilecek namuslu, dür

Bilgi Yeni Keşifler İle Gelir

Resim
Bilgiyi alan gelişir geliştirir, bu gelişim kültürel yörüngeyi değişitirip bizleri de etkiler. Bilim sevilmeyen bir öğretmen gibi, her şey onda gizli ama sadece onu görebilenler parmak kaldırıyor. Cehaletin kötü bir şey olduğunu Rönesans öncesi Avrupa'ya bakıp anlayabiliriz. Bilginin, ilmin, irfanın ne kadar değerli olduğunu anlamak içinde İslam'da beytul hikmetin kurulup ve İslam alimlerinin bilimde açtıkları çığırlara bakabiliriz. Geçmişte bilginin doğudan batıya gitmesi ve günümüzdeki doğu inanılır gibi değil. Peki doğudan batan güneş tekrar doğudan doğabilir mi? Zor. Doğunun kitapları batı dillerine çevrilip batılı okullarda okutulur batılılar aydınlanırken, doğu karanlıkta kayboluyor. Umarım bu karanlığın bir parçası olup bizler de kaybolmayız. Değerlendirmesini bilsek Türkiye doğu ve batı kültürünü birleştirebilecek kültürel birikime sahip bir coğrafyadadır. Rönesans İstanbul'un fethinden önce başlamış ve Michelangelo defalarca İstanbul'a davet edilmişti

Yaşam Mucizeyi görmektir

Resim
İnsan eksikliğini hissettiği şeyi arar, onu bulduğunda tam olup tamamlanır. Akıllı insan kendi kusurlarıyla uğraşır başkalarının kusurlarıyla ilgilenmez. Alışkanlıklarımızın esiri oluyoruz bunlarda zamanla bağımlılığa dönüşüyor. Keşke herkes bir gün yaşattıklarını yaşasa ama dünya adil bir yer değil. Kendimize sözlerle, davranışlarla sınırlar getirip acıyı kendimiz yaratıyoruz. Oysa hayatta mutlu olmanın o kadar çok yolu var ki. Beklemeyi bilirsen her şey ayağına gelir. İnanç göreceli bir kavram. Bir şeye biat edip körü körüne inanmakla, savaşta yada herhangi bir yarışta bir şeyi icat etmek uğruna kazanacağına inanıp normal gücünün üzerine çıkmak başka bir inançtır. Zor durumda sevdiğine yada bir dostuna olan inancınla, onun geleceğine inanmak yine başka bir inançtır. Mucizeleri bu tür inançlar yaratır, körü körüne bir dogmaya inanmak değil. Hayat beden ve akıldan ibaret dersek tamam ama kalbi ve ruhu nereye, sevgiyi nereye, merhameti, vicdanı nereye koyacağız. Aşkın vuku bul

Yaşamaya zaman ayırın...

Resim
Yaşınız kaç olursa olsun istediğiniz ama gerçekleştiremediğiniz her şeyi hayata geçirin veya en azından deneyin. Yaşamı kaçırmamak lazım bu kadar değerliyken. Şartlar hiçbir zaman gerektiği gibi olmaz, bütün şartlar yerine gelinceye kadar erteleyenler de hiçbir şey yapamaz. Her eylem bir histir. Gül, konuş, çığlık at, bağır, sarhoş ol, küfret, sarıl, ağla, gerektiğinde başkaldır, isyan et, evde çıplak gez vs. insanları takmayın hayatın tadını çıkarın. Olmadı yine deneyin, her şeye zaman ayırmak gerekiyor, en çokta sevmeye, sevilmeye. Umutla gülümsemek iyidir çoğaldıkça huzur buluruz. İnsan olmaya zaman ayırın, insan olabilmenin sembolü insanlıktır çünkü. İnsan kendini bulduğu zaman mutlu olur ama bu yolda ilerlerken önümüze çıkanları kırıp ezmeden, o zaman kendimizi gerçekten bulmuş oluruz. Bir insanda sağduyu olması güzel, bu bilgiyle pekişirse gelişir ve olgunlaşır. Mükemmel olduğunu düşünen insanlar da hata yapabilir. Mutluluk ve sahiplenme sonrası gerçeğe toslayıp, trajed

Yol Verdim Gidişlere

Resim
Bir insandan vazgeçmek insanın kendine olan saygısını tazeler. Keşke daha önce yapsaydım dedirten bir durumdur. Zamanı gelince olmalı ki gidişler sizde ağırlık yapmasın. Yani isabetli bir karardır boşa kürek çekmemenizi sağlar böylece kendinize olan öz saygınız artar. Kasmaya gerek yok, sizi en çok eleştiren bulunduğunuz durumu sürekli size hatırlatan kişi size en çok zarar veren kişidir, ilgilenmez kesersiniz iletişimi. Önce tanıyor sandığın kişiyi sonradan tanımadığını fark etmek, ikiyüzlü olup yüzünü duruma göre değiştirerek kullanan tiplere bay bay demek. Kimse vazgeçilmez değil, insanoğlu kendine fazla rol yüklediği bir zamanda yaşıyor. Kendini ve kendi gibi olanları fazla önemsiyor. Bazen de vazgeçmek kolay değildir. Birisini yüreğinde taşırsın, görmesende, duymasanda taşırsın. Bazıları kolayca vazgeçebilir bu da bir kusur değil, bir yapıdır. Biri yanlış diğeri doğru değildir, durumun genetiği böyledir. Kimisi insanını arar kimisi aramaz. Bu işler böyledir bunu da far

Zıtlıkların Ötesinde

Resim
Yaşam zıtlıklarla dolu ve hep bir tamamlama söz konusu. Eksi artı, yeni eski, güzel çirkin, nefret sevgi, geçmiş gelecek vs. gibi. En zıt kutuplar bile birbirlerine en yakınken ayrım yapmak zor. Sonuçta her şey zıddıyla vardır, zıddıyla fark edilir, zıddıyla değer kazanır. Asimetrilik, zıtlık olmasaydı evrende olmazdı. Her şey haktır ve kainat güzelliklerin yansımasıdır. Yaşadığımız sürece olumlu ve olumsuzluklarla yaşamaya alışılmalı, aynı gülle dikeni gibi. Çünkü kainat insana olumlu veya olumsuzlukları beraber vermiş. Her akşamın bir sabahı var hem umutlu olanlar için, hem umutsuz olanlar için. Her karanlığın arkasında aydınlık var yeter ki inanalım. İyilik ve kötülük bizi insan yapan unsurlar. Belirleyici olan ise eylemin sonuçlarını öngörmekle ilgilidir. Zıt kavramlar arasında mutlaka bir bağlılık vardır. Sıcak ve soğuk gibi, ikiside sıcaklığı belirtirler ama birbirlerinin tam zıttıdırlar. Aynı şey sevgi ve nefrette de olabilir, zıt olsalarda aynı duygunun niceliğini belir

Robotların İş Gücünde Artışı

Resim
Norveç deneme yapıyor, Almanya planlıyor, Türkiye hayal bile edemiyor. İnsansız fabrikalar yaygınlaştıkça insanlara da karşılıksız gelirin kaçınılmaz olması gerekiyor. Para babaları, sermayedarlar öyle durduk yere hiçbir üretim yapmayıp, emek gücü sarf etmedikleri halde insanlara para verirler mi? Sanmıyorum. Bu süreç öyle tereyağından kıl çeker gibi çatışmasız olur mu? Otomasyon, robotikleşme, dijitalleşme ve yapay zekanın insanlığın yararına olabilmesi için ancak toplumcu bir sistem gerekir, bunun kapitalizmde mümkünlüğünü ve sorunsuzluğunu iddia etmek ise cahillere özgü olabilir. İnsanları teknolojinin yarattığı olanaklarla iş yükünden kurtarıp üretilen değeri eşit ve insanca insanlığın hizmetine sunup, insanın kendini sınırsızca geliştirmesine ön ayak olacak sistem olabilir mi? Toplumcu bir sistemde birçok şey ücretsiz hale getirilip dolayısıyla parasız bir şekilde kamusal bir yardım sağlanmış olur. İnsanlara kendilerini geliştirmesi içinde sınırsız zaman ve olanak sunulur.

Toplum Yaşamı Şekillendirir

Resim
Neden ben merkezci olmamıza rağmen topluma göre yaşamımızı şekillendiririz? Onay alabilmek dışlanmamak gibi kaygılarla sistem insanı kendi içine çekiyor. Hangi toplumda yaşıyorsan ister istemez algın o yönde etkileniyor ama yinede insan kendisi için topluma göre yaşar. Amacı toplumda en iyi olmaya çalışmak ve en iyi şeyleri elde etmektir. Yani yine ben merkezcilik. Sosyal bir varlık olduğu için toplumun belirlediği kurallara uyum sağlaması gerekir. İnsanların sadece ben merkezli değil de biz olma eğiliminde olmaları da gerekir, kimi zaman ben, kimi zamanda biz olarak yaşamak lazım gelir. Beni toplum ortaya çıkartıyor. Dünyadaki en ünlü kişi tek başına kalsa ünü kalır mı? Yada en zengin kişi? Bizi biz yapan da biziz, bizi ayrıştıran da, ötekileştiren de biziz, ötekileştirilen de. İnsanoğlu kendisine bile nankör. Kişi çocukluğunda anne ve babası tarafından elalem ne der düsturu ile bezenmiştir. Öyle etkilidir ki, kişi ben merkezci düşüncesinde bile elalem atmosferinde yaşamay

Zamanla yaşayarak, Zamanla öğrendim!

Resim
Gerçek fedakarlık karşılık beklemeksizin ve bir amaca, bir hedefe yönelik yapılır. Ama ne yazık ki fedakarlık sanılan eylemlerin çoğunda bir beklenti, sonucunda da hayal kırıklıkları vardır. O yüzden bunlar fedakarlık değildir. Tarla sürümünde öküz fedakarlık için iş yapmaz, o işe sürülür, zorlanır, yapmak zorunda kalır. Dolayısıyla gerçek fedakarlar 'yapma kıymeti bilinmez' demez ve yaparlar. Karşılık beklentisi olanlar böyle düşünür ancak. Bir beklenti nedeniyle fedakarlık yaparsın, bu normaldir. Çünkü bir şeylerini daha iyi olacak başka bir şeyler için feda edersin. Bu bir tercihtir ve sonunda hayal kırıklığı da olabilir. Özellikle yakınlarımıza fazla fedakarlık ve iyilik yapar, uğraşır didiniriz ama onlar bunun farkına bile varmazlar. Çünkü yapmak zorunda olduğumuzu düşünürler oysa bazen bir teşekkür bile bütün yorgunluğu alıp götürür. İşte bu yüzden sorumluluğumuz neyse onu yapalım, fedakarlıkları da kendimize saklayıp, geleneği ibadet saymak işinden vazgeçelim. Bö

Kenevir Üretimi Yasallaştı

Resim
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından alınan karara göre Türkiye'nin 19 ilinde izin alınması şartıyla kenevir üretimine izin verildi. Karar Resmi Gazetede yayınlanan karara göre izinli kenevir yetiştiriciliği; Amasya, Antalya, Bartın, Burdur, Çorum, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kayseri, Kütahya, Malatya, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Uşak, Yozgat, Zonguldak illerinde ve bu illerin bütün ilçelerinde yapılabilecek. Fakat Yönetmelik çerçevesinde belirlenen hükümlere uymak şartı ile bilimsel araştırma amacıyla ana veya tali bitki olarak kenevir yetiştiriciliğine belirtilen bölgeler dışında da izin verilebilecek. (ALINTI) Kenevire sadece uyuşturucu madde gözüyle bakmak doğru değil, tarihi süreçte dokumadan ilaçlara pek çok alanda kullanılırken, petrokimyasalların piyasayı ele geçirmesi amaçlı uyuşturucu olduğuna dair toplu beyin yıkamaları gerçekleşmiştir. Araştıran insanlar kenevirin çevreye en duyarlı bitkilerin başında geldiğini kanser, epilepsi gibi birçok hastalı

Anlamak İmkansızı Başarmaktır!

Resim
Karga ve papağanın her ikisi de çirkin yaratılmıştır. Papağan itiraz eder ve güzelleşir ama karga Yaradanın rızasından memnun kalır. Bugün papağan kafeste, karga ise özgür. Bazen yaşadıklarımızın arkasında öyle şeyler vardır ki, belki hiçbir zaman anlayamayız. Her şerde bir hayır, her hayırda da bir şer olabilir. Hepimiz kılık kıyafete göre insanlara değer veren, değerlendirmeye çalışan insanlar olduk. Çevremizde olan bitenler hepimizi korumacı ve ön yargılı olmaya yöneltir oldu. Empati yapmıyor acımasızca yargılıyoruz. Olaylara, insanlara at gözlükleriyle bakmaya devam ettiğimiz sürece gerçeği göremeden kendi karanlığımızda kalmaya devam edeceğiz. Ön yargı kişiyi geliştirmez olduğu yerde saymasına ve karakter olarak gelişememesine neden olur. Adaletli ve vicdanlı olamaz, ruhundaki boşluğu dolduramaz. Ön yargısız ve özgürce düşünmek, olaylara olumlu bakabilmek insanın ruhunu yüceltir, dünyasını güzelleştirir. Tersi durum ise ruhunu alçaltır ve mutsuz karanlığında yaşatır. Önc

Evren Ve Çekim Yasası

Resim
Daha görmediğimiz, göremediğimiz, görmek istemediğimiz kadar çok şey var. Evren kafan boşken başka, alkollüyken başka, bozukken başka, mutluyken başka, yalıya başka, villaya başka, gettoya başka, sana başka, bana başka. Evrende olup bitenler bugünün insanın aklının alamayacağı kadar kautik bir yapı, bilim, bilgi içermekte. Her şeyin içinde bir için olduğu gibi, her şeyin dışında da muazzam bir dış var. Mikro ve makro sonsuz gibi bugün gözlemlenen evren %7 iddia ediliyor. Bu bile yetmiş sekiz milyar ışık yılı çapında belkide bindebir bile değil, bu yüzde yedilik evrende 2,5 trilyondan fazla galaksi ve güneş gibi orta ölçekte cüce nova, süper nova, hiper nova, mega novalar trilyon üzeri trilyon yıldız ve her birinin özel yakıtı termonükleer patlamalar fizyon füzyonlar ile neye nasıl bakalım bilmiyoruz. Evrende %72 hidrojen, %19 helyum ve geriye kalan diğer gazlar olduğu biliniyor, güneşte bu gazların dönüşümü güçlü nükleer çekim, zayıf nükleer çekim kuvvetleri ile yer çekimi termon

Aşkın Doğası

Resim
Aşk insanoğlunun sen ben kavramından biz kavramına sancılı bir şekilde geçiş süreci. Aşk bir insanı olduğu gibi sevmek, ruhunu kendi ruhunda yaşatmak önce insan olarak değer vermek. Sıradanlık yerine, farklılıklar hissetmeniz ilk alarmıdır aşkın. Kendi üzerindeki psikolojik ve ruhsal değişimi fark edersin. İlk andaki verdiği heyecan, mutluluk ve etkinin kalmayabileceği yoğun beğenme halidir aşk. Şimdilerde ise hemen cinselliğe dönüştürülmeye, çabuk tüketilmeye çalışılan bir şey. Sevmek bedavayken biz cehenneme çevirdik, cehennem egolarımızla da sonrasında üzerine cenneti aradık. Yazık ki birçok şeyin canına okuduk. Bir türün içerisindeki farklı cinsiyetten olan bireylerin kendileriyle en uyumlu olacak bireyleri gerek içgüdüsel, gerek algısal olarak seçmesi, doğanın en temel yasalarından biri olan cinsel seçilimi yansıtmaktadır. Beynimiz gerek biyolojik gerek kültürel olarak seçim yapar ve aşık olur. Aşık olduğumuz kişiyi diğerlerinden ayıran özellik kişiden kişiye de farklı

Asalet Nedir? Asil İnsan Kimdir?

Resim
Asil insan her şartta güçlü karakterini kaybetmeme yeteneğine sahip insandır. Asil insan güçlüyken de, güçsüzken de aynıdır. Şartlar ne olursa olsun efendiliğini bozmayan insana asil insan denir. Asalet aslından taviz vermeyen insanlarda bulunur. Alttan üste bulunduğu her ortamda kendi fikrini, düşüncesini söyleyebilen, egoya esir olmamış her insan asildir, asalet de asillikten gelir. Asil insan hak hukuk bilen, insanlığa, doğaya en çok faydası olan kişidir, bunun temelinde de kendini bilmek, bilgi yatar. Bu özelliklere sahip kişilerin asil soylu diye bilinen aile veya sülaleden olması sadece kağıt üzerinde kalır. Sözlük anlamı toplumun en üst ve soylu sınıfı, günümüzde ise en sinirli anında bile küfür etmeyen, alçak gönüllü, mütevazi, çalışanına veya hizmet aldığı insanlara kibar davranan kişiye denir. Asalet toplumsal ayrımın en belirgin çizgisidir, kan bağı soy sop para adam olmakla ilgili toplumsal ikna metodları olan bir ayrıştırıcı ezici çıkarları doğrultusunda şekil

Türkçe

Resim
Bizler doğru ve güzel Türkçe ile büyüdük, çevremizin şiveli konuşmasını bile almadık. Özel kanallarda yayınlanan diziler sokak ağzını yaygınlaştırdı, insanların algısındaki televizyon iyi olanı çıkarır düşüncesi ne yazık ki, insanları basit konuşmaya yönlendirdi. Dil de yozlaşma toplumsal yozlaşma ile birlikte dilini kaybetmektir. Dili kaybetmek kültürünü ve benliğini kaybetmektir. Şiirsel olan dilimizi tekrar hakkıyla kullanmak dileğim. Dil bozulunca insan ilişkilerindeki nezaket, zarafet, sevgi ve saygı da erozyona uğruyor. Bu durumun en büyük öncüsü siyasi iklim mi acaba? Yoksa toplum son yıllarda sanattan uzaklaştı bununda bir etkisi var mı? 'Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir' diyen Atatürk'ün bahsettiği damarlardan biri de dilde yozlaşma mıdır? Sanatta incelik, zarafet, güzellik gibi hoş duygular yok mu? Okullardaki felsefe, psikoloji gibi derslerin azaltılması da bu bozulmada etkili mi? TV'den insanlara hakaret edenleri alk

Modern Hayat Ve Stres

Resim
Öfke kontrolü yapamamak günümüzde birçok suçun gerçekleşmesine neden olmaktadır. Modern hayat stresle başa çıkmayı ama bunun nasıl yapılacağını bilen profesyonellerden öğrenmek şartıyla salık verir. Aslında başından itibaren stressiz yaşlanabileceğimiz bir yaşam tarzı mümkün uygulayabilirseniz. Ben televizyon programlarının birçok konuda olumsuz duygulara ve yüksek beklentilere neden olarak stresi tetiklediğini düşünüyorum. Sahip olunana karşı mutsuz ve yetersizlik duyguları bugün birçok kesimde gerçeği görme ve akılcı düşünmeyi engelliyor. Sorunun varlığını ve büyüklüğünü kabul edip kör topal da olsa hayata devam edebilmeyi sağlayacak, boğulmadan önce arada bir nefes alacak desteklere ihtiyacımız var. Yaşamda sorunlar kaçınılmaz, stresin büyüklüğü kadar çevre desteği ve stresle başa çıkma becerileri kişinin stresten etkilenme düzeyini de belirliyor. Herkes kendi kendisinin doktoru olabilmeli ki hastalığa yakalanmasın bunu kendini tanımak anlamında söylüyorum. Bu konuda alınan