Zamanla yaşayarak, Zamanla öğrendim!
Gerçek fedakarlık karşılık beklemeksizin ve bir amaca, bir hedefe yönelik yapılır. Ama ne yazık ki fedakarlık sanılan eylemlerin çoğunda bir beklenti, sonucunda da hayal kırıklıkları vardır. O yüzden bunlar fedakarlık değildir. Tarla sürümünde öküz fedakarlık için iş yapmaz, o işe sürülür, zorlanır, yapmak zorunda kalır. Dolayısıyla gerçek fedakarlar 'yapma kıymeti bilinmez' demez ve yaparlar. Karşılık beklentisi olanlar böyle düşünür ancak.
Bir beklenti nedeniyle fedakarlık yaparsın, bu normaldir. Çünkü bir şeylerini daha iyi olacak başka bir şeyler için feda edersin. Bu bir tercihtir ve sonunda hayal kırıklığı da olabilir. Özellikle yakınlarımıza fazla fedakarlık ve iyilik yapar, uğraşır didiniriz ama onlar bunun farkına bile varmazlar. Çünkü yapmak zorunda olduğumuzu düşünürler oysa bazen bir teşekkür bile bütün yorgunluğu alıp götürür.
İşte bu yüzden sorumluluğumuz neyse onu yapalım, fedakarlıkları da kendimize saklayıp, geleneği ibadet saymak işinden vazgeçelim. Böylece hayatın daha güzel olduğunu fark edeceğiz. Şarkılara neden parça deniliyor? Çünkü ihtiyaç duyduğumuzda eksik bir yanımızı tamamlıyorlar.
Aslında kendini iyi kalpli sanmakta ayrı bir sanat. Yüzlerini duruma göre değiştirebilen insanlar çoğalınca aramızda insanlığında bittiği bir dönem başladı.
Kalbi temiz olan rahat uyur derler ama bu insanların hikayesi asla mutlu sonla bitmez. Asıl hüner üretmek. Tüketimi herkes yapar, herkes harcar. Para harcanır yerine konulur. Ama yürekleri, iyi niyeti, duyguları, arkadaşlığı, dostluğu, sevgiyi, hisleri harcamak yerine koyulmaz, koyulsa da eskisi gibi olmaz.
Özgür olsun fikrimiz, yaşamımız ve kalbimiz. Hatasız kul yoktur, özür dilemeyi bile gururuna, kibrine yediremeyen insanlar vardır. Aslında kibir bir acizliktir.
İnsanın geçmişiyle barışabilmesi, hatalarından gerekli dersi çıkarabilmesi her şeyden önce ruh sağlığı için önemli. Ruhumuza ışık olan kişilerle temas edebilsek mükemmel olurdu.
Nasıl yaşarsak bize eşlik edecek olan insanlarda o ortamın içerisinden gelirler. Anlatmak mizah gibidir. Onu güldürebildiysen anlamıştır. Güldüremediysen seni sadece dinler. Anlayana anlatmak, anlamayanı kendi haline bırakmak güzel.
HÜLYA ÇAKICI
Yorumlar
Yorum Gönder