Kayıtlar

savaş etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kimseyi Geçmişiyle Yargılama!

Resim
Birisinin geçmişini yargılamadan önce kendi geçmişini gözden geçirmek gerekiyor. Kendi geçmişini gözden geçiren birisi her şeye vardır eğer ki, bir yerde yokum diyorsa kendi geçmişinde kaldıramayacağı şeyler olduğu içindir. İnsanların içindeki yangınları, savaşları, acıları, ölümleri bilemezsiniz. Anlamaya çalışın, dinleyin ama yargılamayın. O insanın geçtiği yolları bilmeden onun yolunu kınamayın. Ya yanında olun, ya yardımcı olun yada uzak durun. İnsan olmak bunları gerektirir, toz olan hayatları bir de duman etmeyin. Ne sen zamana karşı avukatlık yapabilirsin, ne de öteki takvimlere hükmedebilir. Her şey içinde bulunduğu zaman dilimiyle yok olup gider. Doğru değildir geçmişiyle yargılamak bir insanı, çünkü geçmiş zamanın hakimlerinin ve sanıklarının dosyaları eskir ve rafa kaldırılır. Ancak küçük bir göz atmak için belki referans olurlar ama bundan dolayı şimdiki zamanı eskiten ise kocaman bir aptaldır. Evet geçmişini sorgulayamayan geleceğini doğru algılama yetisine kavuş

Uşakların Varlığı Efendileri Var Eder

Resim
Medeniyet egonun gelişimi değil, düşünce ve eğitimin gelişmesi demektir. Liderlerin elindeki kilit, motivasyon aracıdır. Cahil toplumlarda liderler toplumların algılarını değiştirirler. Para ve güç kapitalizmin temel felsefesidir. Para için savaşılır, para için doğa katledilir, para için insanlar ezilir ve öldürülür, para için fuhuş yapılır, para için şerefsizlik, namussuzluk yapılır, para için insani değerler ayaklar altına alınır. Kapitalizm insanları demokrasi yalanıyla kandırır, siz kendinizi özgür zannedersiniz. Eskinin ilkel köleliğiyle bugünün köleliği arasındaki tek fark günümüz köleliğinin ücretli olmasıdır. Eskiden efendi kölesinin bütün ihtiyacını karşılar kölesi de gece gündüz efendisine çalışırmış, şimdilerde ise efendisi ancak karnını doyurabileceği kadar kölesine para veriyor. Politik, siyasi, ekonomik, ahlaksal çöküşler devrimlere gebedir. Aslan kendi avladığı avını sırtlanlar gelince bırakıp gider, genellikle avlanmayan sırtlanlar da başkalarının avının üzerine

Duygularımız Doğru, İnsanlar Yanlış...

Resim
Savaştıkların seni yener. Sevdiğin her şey ise amacına hizmet eder. Yaşam ve hayat tarlasına bunları ekiyoruz kendimizce ama yaşamda değişmeyen ilkeler de vardır. Birlikte yaşamak, uzlaşmak, dayanışma içinde olmak, ortak yaşama kültürü geliştirmek önemli ve gereklidir. Gülmek beyin hücreleri tarafından salgılanan endorfin salgısını artırarak vücudumuzu rahatlatır. Hayatın en güzel eylemidir, her ne varsa sizi bundan alıkoyan onları yok edin. Gülmek için mutluluğu beklemeyin sonra belki tebessüm bile edemezsiniz. Hiç kimse bizden daha mutlu değil bunu gördüğünüz zaman şikayet etmeyi de bırakırsınız. İnsanlar çeşitli dertlerle sınanıyor, kimsenin hayatı bir diğerine benzemiyor. Hangi kapının ardında hangi dert var görebilmek için gönül gözünle bakmak gerekiyor. Ancak gönül gözü anlar dilsiz acıları ve mutlulukları. Hayat alıştırarak öğretir insana olgunluğa erişmeyi, kimi, neyi, ne kadar ciddiye almak gerektiğini. İnsanlığa karşı yeterince nefretle dolduğun zaman ironik bir şekil

Ezber Yaşamlar

Resim
Toplumları oluşturan halklar acemi birliği olduğu sürece kulanışlıdırlar. Demokrasilerin iyi işlemesi için iyi eğitilmiş bir halk, her şeyin tartışıldığı özgür bir ortam gerekir. Bizler ise yalnızlığı tercih ederek, fikir ve akıl insanlarını bulundukları yerlerde yalnız bırakarak dişliler arasında paramparça olmalarını izliyoruz. Seçimle, demokrasiyle sistemler gidip gelmez, hükumetler gidip gelir. İktidarlar ellerindeki gücü rejimi değiştirmek için değil ülkeyi yönetmek için kullanırlar. Toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun herkese eşit olanaklar sağladığı sürece seçimler demokrasiye hizmet etmiş olur. Oylar da, insanlar da ancak o zaman eşit olur. Biri dinden, milliyetçilikten yada her hangi bir ideolojiden fanatik bir şekilde bahsediyor, insanları gaza getirmeye çalışıyorsa ona güvenmemeniz gerekir. Cahil çeşidi çoktur. Hiçbir şey bilmeyen, bilmesi gerekeni bilmeyen, gereksiz bir sürü şey bilen gibi. Bizler toplum olarak örgütlenme yeteneğine sahip değiliz. Toplumu

Sınırlar Sadece Yoksulları Sınırlar!

Resim
Bu topraklarda huzur içinde yaşayabiliyorsak bırakıp kaçan yada köleliğe razı olan değil, savaşıp gazi olan, şehit olup arkasında yetimler, dullar bırakan dedelerimiz sayesindedir. Araplar korkaklıklarının bedelini ödüyorlar. Önce Allah kalplerine cesaret versin sonra vatanları da olur, aşları da, işleri de. Cehaletle savaşıyoruz, emperyalist ABD ile İsrail silah satıp ülke ekonomisi güçlendirecek diye yeterince savaş icat ettiler. Orta doğu ve neredeyse Müslüman ülkelerin tamamını bir şekilde birbirine düşürdüler. Medeniyetlerin geldiği seviyeye aldanmamak gerekir. Yaşama içgüdüsü öyle güçlüdür ki insanı vahşi hayvana dönüştürür. Kimisi yaşamak için ölür, kimisi de öldürür. Kırbaçlanan kölelerin kırbaca katlanmasının ve kırbaçlayan uşağın vahşiliğinin nedeni ölüm korkusu ve yaşama içgüdüsür. İnsanoğlunun dinlere, ırklara bölünerek kolayca kontrol edilebilmesinin nedeni de bu dürtüdür. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması laikliğin özü budur. Bir din adamı, din alimi

Kaynak Sınırlı İse Kavga Sınırsızdır

Resim
Paranın satın alamayacağı tevazuyu, diğer yaşamlara karşı hoşgörüyü, yaşam umudunun varlığını nereye koymalıyız. Hastalık haline gelmiş tüketim çılgınlığında mutluluk, huzur yakalanır zanneden, kendisine bilge diyen cahil insanlarız. Görüyoruz, duyuyoruz, anlıyoruz bazen yanlış yolda olduğumuzu ama eski alışkanlıklarımızdan vazgeçip daha yalın ve beklentisiz bir yaşamı önümüze koyamıyoruz. Korkağız, değişmekten yana baştan mağlubuz, mutsuzluklarımızla debelenmeye sürgünüz. Uygarlık, bilim, çağdaşlık adına insanlığı ve dünyayı bitirme, dünyaya hakim olma çabası ile önce Kızılderililer ve Afrikalılar sonra Müslümanlar. Dünyada kaos yaratmanın baş mimarları doyumsuz, acımasız adamlar. Güzel insan aramak ile insandaki güzelliği aramak arasında büyük fark vardır. Bazı insanlar hayatta kalmak için kindar duygulara ihtiyaç duyar ve her oluşumun doğasında olduğu gibi politik hareket ederler. Batı ekonomisi medeniyeti çökmez. Sömürür, savaş çıkarır ama yine de çökmez. Paraya, bankalar

............... Olmasın...

Resim
Dünyada savaş, adaletsizlik, cinayet, kadına şiddet, çocuk istismarı, hırsızlık, yolsuzluk olmasın... Hayvanlara eziyet, şiddet olmasın... Çocukların üzüldüğü, aç kaldığı, öldüğü bir yeryüzü olmasın... Savaşlar, Ağlayanlar, Yetimler, Aç kalanlar, Dövülen Kadınlar, Dışarıya atılan anne baba, çocuklar, Tecavüzler, Düşünce Suçluları, Adam kayırmalar, Torpiller, Adaletsizlikler, Zalimlikler olmasın... Kibir, açgözlülük, bencillik, aptallık vs. ve bunların sebep olduğu sonuçlar olmasın... Çıkarcı, art niyetli, merhametsiz insanlar olmasın... Şu partidensin, bu partidensin diyerek insanlar arasındaki anlaşmazlıklar olmasın... Yoksulluk, açlık olmasın... Güç, kudret olmasın... Haksızlık karşısında susan insanlar olmasın... Kimse kimsenin hayal kırıklığı olmasın... İnsanlar bu kadar acımasız olmasın... Sorgulayamayacak kadar körelmiş beyinler ve bu beyinlerin eğittiği nesiller olmasın... Kapitalizm ve emperyalizm olmasın... Cehalet ve aptal insanlar olmasın... İyi niyetleri

Dinin ticarete dönüştürüldüğü yer...

Resim
"Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar." (Yasin Suresi 21. Ayet) Belki en fazla para karşılığı okunan suredir Yasin Suresi. Bu ayeti en çok okuyanlarda defalarca umreye giden Müslümanlardır. Allah dedi ki; benden başkasına tapmayın. Allah'ın sınava tabi tuttuğu başkasından dilek dilenir mi, hepsi Allah'ın kulu ne dileyebilirsiniz ki? Allah'tan başka kimseden bir şey istenmez, şirktir.  Din ahlaklı olmaya yönlendirir ve güzel ahlakı tamamlar. İlerde bekleyen değişimler mutlaka olacaktır ve inandığımız bir çok şeye inanmaz hale gelebiliriz. Bilinç ve sorguyla ilerleyerek akılla kalbin dengesini kurabiliriz. Hiçbir şeyi sonsuz düşünmek olası değil, sonsuzluk kendini açığa vurmak için biçim almak zorunda, düşünce nasıl sözde bütünlüğe ererse sonsuzlukta ancak biçiminde gerçekleşir. Anlama çabaları ve bu çabaların hangisinin daha kuvvetli olup olmadığının aksine önemli olan insanın yaşantısıdır. Din insanın alg

Fevkalade cahillik...

Resim
Başarının kriterleri bellidir; içinde emek vardır, alınteri vardır, fedakarlık vardır, öz güven vardır, var olmak vardır, dürüstlük vardır, hedef vardır, amaç vardır, dik duruş vardır, mücadele vardır ve en önemlisi karakter vardır. Bir gün Allah bir kişiye ne istersen vereceğim ama istediğin şeyden sana bir tane, komşuna iki tane vereceğim ona göre iste demiş. Adam düşünmüş ev istesem komşumun iki evi olacak, araba istesem benim bir arabam olacak, komşumun iki arabası olacak ve Allahım sen benim bir gözümü kör et, böylece komşumun da iki gözü kör olur. İşte bazı kişilerin hasetlik, çekememezlik ve cahillik seviyesi bu düzeyde... Çıkarcı gücün egemen olduğu toplumlar da adalet saklambaç oynar. Hitler Alman halkının tüm desteğini almıştı, düşmanları ise Alman Yahudileri idi. Çünkü Alman Yahudileri çok zengindiler, Alman halkı da çok fakir. Bizim düşmanımız ise Cumhuriyet, çünkü özgürlük vadediyor. Özgürlük olmazsa insanlar köle olacak ve üç maymunu oynayacaklar. Her iki durumda

Vatana, Millete, Devlete Küsülmez!

Resim
Bu dünyada kendine ve çevresine en çok zararı olanlar, kendisini hatasız gören insanlardır. Yangını ve savaşı siz başlatmış olsanız bile arzu ettiğiniz yerde onu durduramazsınız. O nerede duracaksa gider orada durur. Anlamak istediğinin işine geldiği yerini cımbızla çeker alır gerisi fazlalıktır ve hep anlamak istediğini anlayanlar gemilerini yürütür. İnsan olarak geldiğimiz bu dünyada kazanabileceğimiz en büyük servet insan kalabilmek ve insan ölebilmektir. Gerçek diye sunulanları sorgulamadan yaşarsak sonuca da katlanacağız. Toplum demek fert demektir. Nasıl bir toplum olmak istiyorsak öyle bir fert olmayı başardığımızda mümkün ama her birimiz kapitalizmin uşaklığını yaptıkça vicdan kalmaz. Çünkü paraperest toplumların değer yargıları sadece para kazanmaktır. Dürüst olmak gerçek anlam da güç gerektirir. Dalavereyle elde edildiği zannedilen gücün temelinin çürük bir binadan farkı yoktur ve ilk sallantıda da yıkılır. Bilip bilmeden konuşmak çok kolay. Onca yoksul insan var, yok

BİR SORUNUN MU VAR?

Resim
Umut, hiç bitmeyen bahar mevsimidir. İçine kar da yağar, fırtına da kopar ama çiçekler hep açar. Benim zamana bıraktığım hiçbir konu ve insandan beklentim yok. Olsaydı zaten bırakmazdım... Mutsuzluk o kadar çok enerji çekiyor ve tüketiyor ki başka bir şey yapmaya hali kalmıyor insanın. Eğer mutsuzsanız çözüm bulmaya çalışın yoksa vücutta ciddi rahatsızlıklar oluşuyor. Başkalarını mutlu etmek için kendi mutluluğumuzdan vazgeçmeyelim. Sonuçta mükemmel ve kusursuz insan yok. BİR  SORUNUN MU VAR? Önce mücadele et, gerektiğinde yardım al, bir bilene danış, ara ara dinlen ve yeniden düşün, yeni bilgiler öğren, sonuçları değerlendir, kabullenmeyi öğren. Her sorunun bir çözümü vardır. İster beğen, ister beğenme.  Küçük insanlar diğer insanlarla uğraşır. Çünkü suçlamak anlamaktan daha kolaydır ve anlarsa değişmesi gerekir. Bu durum da mücadeleye devam. Eğer gerçekten güçlü olmak istiyorsan tek başına savaşmayı öğrenmelisin. Bunun yolu da erdemli insan olmaktan geçe

Parası olan düdüğü çalar...

Resim
EĞER ÇIKARLAR SÖZ KONUSU OLURSA  SAVAŞ BARIŞI ALT EDİYOR. Asıl sorun burada. Yağmalayanla yağmalanan zihniyet bir. Bu yüzden sorunlar hiç bitmeyecek, etrafımızda binlerce şikayet eden ama küçük çapta da olsa şikayetinin aynısını yapan insanlar var. Bazı şeyleri sadece kendi çıkarımız söz konusu olduğunda hatırlıyoruz. Halbuki en az karşısındakine verdiği zarar kadar kendisininde zarar gördüğünü bir anlayabilsek. Yine de ilginçtir çatlayan yok, sadece hacimleri artıyor, şimdilik.  İnsanoğlu tüm çağlar boyunca adaleti, paylaşmayı, şefkati, kardeşliği bir türlü gerçek hayata geçiremeyen bir üretim. Dünyadaki mutsuzluklar zenginlerin gözünün doymamasından oluşuyor her şey gibi az da olsa istisnalar olabilir. Genellikle gözü tok olanlar elindekinin kıymetini bilip başka insanları da düşünen kişilerdir. Bencillerin gözü bir türlü doymadığından başkalarının elindekini de almak istiyor, en son örnek Suriye ile yeniden başlayan Ortadoğu olayları. Sadece kazanmanın öğretildiği bir düny

Neden Suriyedeyiz?

Resim
SURİYE Çanakkale'de savaşmış olabilirler ama bize karşı. Onlar nüfus savaşlarında savaşmışlar. Çanakkale şehitliğindekiler Suriye'deki Türkmenler, bizdeki mültecilerin dedeleri değil. O zaman bizimle savaştılar desek, peki bugün neden kendi vatanlarını savunmayıp kaçıyorlar. Çanakkale'de bizimle savaşan Türkmenlerin torunları, Suriye’de savaşıyor kaçmıyor. Buradaki asalaklar savaşacak kadar asil değiller çünkü. Bizi bir kere arkamızdan vurdular, ardından defalarca. Bir Atasözümüz der ki; "Beni bir kere kazıklayana yuh olsun, aynı kişi beni ikinci kere kazıklarsa bana yuh olsun." Bizler kurtuluş savaşını cephe ve gerisindeki kadın ve çocuklarımızla yedi düvele karşı her türlü yokluğa karşı kazandık. Sığındığımız ülkede çocuk yapmadık. Onlar plajlar da vatanla işleri yok. Zamanında Osmanlıya da ihanet ettiler ve etmeye devam edecekler. Vergiler ile Suriyelileri besliyoruz ve gidip topraklarında savaşıp şehit veriyoruz. Savaşın tam ortasındayız ama milletimizin

Bana kalırsa bana kal...

Resim
Ne var ne yoksa hepsi rüya, öğrendim sonunda aşk ile dönermiş bu dünya. Aşk ve sevgi olmazsa yaşamanın bir anlamı olmazdı. Seviyorum güzel olan her şeyi, coşkuyla, aşkla sevmek güzeldir iyi bir kalbin varsa, aşk güzel cesaretin varsa.  Değerli insanı buldun mu, bas bağrına zincirle kendine. Sevdamız da sevda çiçeklerimizin olması gerekir.  Aşk, seni vurabilecek bir silahı, seni vurmayacağına inandığın birisine tereddütsüz vermektir.  Aşk, düşündüğün de gülümsemektir.  Aşk, ben seviyorum sen de sev değildir.  Beklentisiz kelebeklerin çarpmasıdır.  Sonra biri çıkar karşına tüm alışkanlıklarını değiştirir. Aşk, bir savaş galip gelmenin mağlup olmaktan geçtiği bir savaş.  Kazanmak için mağlup olman gereken zamanı bilmen gereken bir savaş.  Kavuşursan meşk olur. Kavuşamazsan aşk olur. Aşk kavuşamamanın adıdır. Kavuşursan işin rengi bir müddet sonra değişir. İsteyen aksini iddia edebilir ama bu böyledir. Saygı, emek ve karşılıklı anlayış en büyük

Büyük Taarruz ve Zafer Türklerin

Resim
Osmanlı'da Araplara Kavmi Necip denir. Kavmi Necip asil ırk demektir. Arapları baş üstünde tutar Osmanlı. O zaman Türklük ve Türküm demek utançtır. Osmanlıyım denilmesi istenir. Herkes Arabım, Kürdüm vs. derken Türk Türküm diyemez. Türklere Tanzimatçılar milli bir ad aramayın diyerek ümmetçilik yaparlar. Milli bir ad ararsan Osmanlı çöker derler. Böyle böyle asırlarca Türklük sindirilmiştir. Bir kaç asır boyunca Türklerden başka herkes kendi kavmini bilmiş ve yüceltmiş ama devletin gerçek sahibi Türklerin bunu yapması engellenmiş, karşı çıkılmıştır. Şu an ki durumumuza ne çok benziyor. Sonuçta annesi Türk olmayan Padişahlardan ne beklenebilir ki? Daha savaş başlamadan istihbarat savaşını kazanıyor büyük dahi. Tüm telgraf hattını Mustafa Kemal Paşa kestiriyor. Büyük taarruz öncesi Ankara'da çay partisi vereceği haberini yayıp o esnada orduları bir araya topluyor Yunan kuvvetlerine fark ettirmeden. -Ordu yok -Kurulur -Para yok -Bulunur -Düşman çok -Yenilir İyi bir da

Ve Tanrı seyirci...

Resim
Şu dünya da insan o kadar değersiz ve aciz ki. Bitkileri ve hayvanları çıkar insan ırkı yaşayamaz. Ama insanı çıkar sistemden sistem kendini yeniler ve yaşam devam eder. Doğaya ayak uyduramayan biz insanlar anı yaşamadığımızdan hep bir gelecek endişesi taşırız ve geçmişi unutmadığımız ve geleceği de merak ettiğimiz için sürekli bir ikilem içinde gelip gideriz. Genel de de anın dışında olduğumuz için yaşamın farkında olmayız. İnsanlar dışındaki diğer canlılar ise doğal ve an da yaşarlar. Bundan dolayı da coşku ve mutluluk doludurlar. Cehennem; insan yüreğinde sevginin bittiği yerdir, bir çocuğun gözlerindeki korkudur. İnsan insana cenneti de cehennemi de yaşatıyor ama arada olan çocuklara oluyor. Cehennem bir mazlumun kalbini acıtıp, boynunu büküp, gözünden yaş akıtılan yerdir, acının, çaresizliğin yaşandığı gündür. O kadar kötüyüz ki bir çocuğun yüzündeki tebessümü bile çok görüyoruz. Zehir ettik bu dünyayı küçücük yüreklere. Dünyanın da, insanların da dengesi değişti hep çıkarl

Dünya bile ikiyüzlü; biri yeryüzü, biri gökyüzü

Resim
Ormanın birinde Aslanlar toplanmış. Yahu hesapta kralız açlıktan öleceğiz birader. Maymuna saldırsak, ağaca kaçıyor. Fillere saldırsak fazla büyük. Ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz. Kuşa dalsak, uçuyor. Eee balık yakalayacak halimiz de yok. N'aapsak? Bir tanesi, en iyisi, öküzlere saldıralım. İri yarı görünüyorlar ama ne pençeleri var, ne dişleri diş tam dişimize göre. Olur mu? Olur. Hücum! Ama evdeki hesap çarşıya uymamış. Öküz öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer. Organize oluyorlar topluca savunma yapıyorlar, püskürtüyorlarmış. Aslanlar aç bilaç. N'aapsak, n'aapsak? Tilkiye danışalım demişler. Tilki kolay demiş. Beni öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prensi yapın işinizi halledeyim. Kabul etmişler. Tilki elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş. Saygıdeğer öküzler demiş. Aslında aslanlar uysaldır, sizi de çok seviyorlar. Ama şu aranızdaki sarı öküz var ya, sarı öküz, işte sorun o. Görünce tahrik oluyorlar, canları çekiyor, verin şu sarı öküzü kurtulun k

Ev sahibi kiracı, kiracı ev sahibi

Resim
Halkı birbirine karşı öfkelendirirsek, karınlarının açlığını unuturlar. (Charlie Chaplin) Tezatlar ülkesi oldu Türkiye. Kimin, neyi, ne için yaptığı belli değil. Ülke içinde bu ülkeye en büyük kötülüğü yapıp adeta bir küçük Suriye yarattılar. Ev sahibi kiracı, kiracı ev sahibi oldu ülke de. Sığınmacı olarak bizlerden fazla imkana sahipler. Bir de vatandaşlık mı verilecek? Bombacısı, tacizcisi, hırsızlık, yolsuzluk, tembellik, barbarlık her şey var. Sonra biz mağduruz, masumuz edebiyatı. Bize de ikinci sınıf insan muamelesi. 1300 Lira maaş (işi olana) çalış, didin yetmesin. Bizim evlatlarımız okuyabilmek için zor ve yıpratıcı sınavlardan geçsin, iş bulamasın bunlara devlet her türlü yardımı yapsın. BU ADALET Mİ? Herkes geçim derdine, can derdine düşmüş durum da. Devlet illa ki birilerine yardım yapmak istiyorsa emekli, yetim, şehit ailelerine dönüp bir baksın, işsiz insanlarımıza çareler üretsin. Kendi ülke vatandaşının derdine derman olsun önce, refah düzeyini artırsın, mutlu, huz

HEDEF HER YER

Resim
HEDEF HER YER İŞİD’in havalimanlarına ilişkin bilgi ve belge topladığı belirlendi. Türkiye’nin sınır kontrollerini sıkılaştırılması üzerine örgütün SAVAŞ İLANI kararı aldığı ve bu kapsamda saldırılacak askeri ve sivil birimler konusunda çalışmalar yaptığı iddianamede söylendi. Yani bu da demek oluyor ki, sınırlarımızı kullanarak Avrupa'ya girip çıkıyorlar ve onlardan destek alıyorlar. Biz de sınırları kapatınca saldırılara başladılar. İddianamelere bile giren, havaalanlarının hedef seçilmesi dolayısıyla, Atatürk hava limanında ilave tedbir alınmamış olması çok ağır bir ihmal ve GÜVENLİK AÇIĞI. Nedense İŞİD'den tek etkilenmeyen ülke İsrail. Yapan, yaptıran, destekleyen, dalga geçen, görmezden gelen, her türlü terör ve örgütler ve bu duruma göbek atıp mutlu olanlar hepinizi Allah görüyor. Biz de geri dönüşümünüzü görür kendinizi yok edişinize şahit oluruz umarım. Biz TÜRKLER ENTERESAN bir MİLLETİZ. Biz vatanımızı, toprağımızı canımız uğruna korur, savaştan kaçmayız. Kimse

NEREM DOĞRU Kİ!

Resim
Ne ekerseniz onu biçersiniz. Savaş ekerseniz savaş biçersiniz, barış ekersiniz barış biçersiniz ve sonunda savaşa dur demek için çırpınmazsanız savaş gelip kapınıza dayanmış olur. Terör eylemi nasıl bu kadar rahat yapılabiliyor? Yönetenlerin öncelikli görevi can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Ülkeyi kabus evine çevirenlere göz yumulamaz. İstihbarat bağışıklık sistemi gibidir. Çöktüğü ve çalışmadığı zaman beden hasta adama dönüşür. Terör ile mücadele askere bırakılmadığı sürece daha çok polis ölür. Polisin işi terör ile mücadele etmek değildir. Terörü kullanan, onu himaye eden ve destek verenler hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklardır. Türkiye'nin toprak bütünlüğünü, birlik ve beraberliğini bozmak adına yapılan hain saldırılar asla amacına ulaşamayacaktır. En değerli varlıklarını bu ülke için feda eden ailelerimizin acısını yürekten paylaşıyor, şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yedisi şehit polis onbir vatandaş. Kadın ile uğraşırken anneler evlatsız kalıyor.