Kayıtlar

cehalet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hayat Çarkı Böyle İşliyor

Resim
01 - Fakir, çalışır. 02 - Zengin, sömürür. 03 - Asker, her ikisini de korur. 04 - Mükellef, üçü için de vergi öder. 05 - Serseri, dördünün adına istirahat eder. 06 - Ayyaş, beşi için içer. 07 - Bankacı, ilk altıyı dolandırır. 08 - Avukat, ilk yediyi kandırarak savunur. 09 - Hekim, sekizini de öldürür. 10 - Mezarcı, dokuzunu da gömer. 11 - Politikacı 10'ların sayesinde yaşar. (Marcus Tullius Cicero) Cehaletin salgın bir hastalık olduğu ülkelerde en karlı iş din üzerinden ticaret yapmaktır. Nasıl bir çağda yaşıyorsak bütün psikopatları bu çağ mı yetiştirmiş? Gelecekte dünya tarihinde bile ibretle bahsedilecek bir dönemi yaşayan talihsiz insanlarız bizler. Mantık şu galiba. Nasılsa kıyamet kopacak Allah'a yardımcı olalım insanlığın çöküşünü hızlandıralım. Ama ne acayip bir çelişki ki Allah'ın ol demesi ile her şey olur diyenler, Allah'ın gücünü yetersiz görüyor ki, bunlar dinden çıkmış diyerek çok rahat Allah'ın yarattığı bir canlıyı öldürebiliyorlar

Gerçekçi Tasarruf Önlemleri

Resim
Türkiye gerçekten özgürlükler ülkesi, herkes elindeki gücü istediği gibi kullanabiliyor, yeter ki karşısındaki kendisinden güçsüz olsun. Halkın yarısının neler döndüğünden haberi yok. Hatta haberi olmadığından da haberi yok. Sürekli siyaset, ekonomi, futbol ve seks konuşup hiçbirinde başarı sağlayamayan tek güzide toplum olduğumuz gerçeğinden hareketle birçok önerme ülkemiz için geçerli değil. Biz kesinlikle istisnai bir toplumuz. Her türlü sosyolojik, psikolojik tez bizde çöker. Öğretim cehaleti engellemiyor, eğitim gerekiyor. Herkes halinden memnun görünüyor. İnsanımız en azından alabiliyorum ya hiç almasaydım mantığına bürümüş her şeyi. Maalesef alamayacağımız günler çok yakın. Açlık sınırı üç ise bizim asgari ücretimiz iki ama nedense kimsenin canına tak etmiyor bu durum. Kepçe ile kaldıranın damlayan suyundan istifade eden orta tabaka ses çıkarmadıkça her şey daha da kötüleşecek. Sorsan adalet ve huzur istemeyen insan çıkmaz dünyada oysa adaleti ve huzuru istemeyen yin

Bilgi Yeni Keşifler İle Gelir

Resim
Bilgiyi alan gelişir geliştirir, bu gelişim kültürel yörüngeyi değişitirip bizleri de etkiler. Bilim sevilmeyen bir öğretmen gibi, her şey onda gizli ama sadece onu görebilenler parmak kaldırıyor. Cehaletin kötü bir şey olduğunu Rönesans öncesi Avrupa'ya bakıp anlayabiliriz. Bilginin, ilmin, irfanın ne kadar değerli olduğunu anlamak içinde İslam'da beytul hikmetin kurulup ve İslam alimlerinin bilimde açtıkları çığırlara bakabiliriz. Geçmişte bilginin doğudan batıya gitmesi ve günümüzdeki doğu inanılır gibi değil. Peki doğudan batan güneş tekrar doğudan doğabilir mi? Zor. Doğunun kitapları batı dillerine çevrilip batılı okullarda okutulur batılılar aydınlanırken, doğu karanlıkta kayboluyor. Umarım bu karanlığın bir parçası olup bizler de kaybolmayız. Değerlendirmesini bilsek Türkiye doğu ve batı kültürünü birleştirebilecek kültürel birikime sahip bir coğrafyadadır. Rönesans İstanbul'un fethinden önce başlamış ve Michelangelo defalarca İstanbul'a davet edilmişti

Aklın Durduğu Yıllarda Yaşıyoruz

Resim
Sosyal hukuk devleti olan ülkelerde hangi işi yapıyor olursanız olun insanca yaşam hakkınız vardır. Ödediğiniz vergiler fahiş değildir ve sadece dolaylı olarak değil, direkt olarak da size döner. Bunlar çok uzun yıllar içerisinde halkın talepleri doğrultusunda ve yine halk için şekillenmiş sistemlerdir. Yani devlet halk için vardır, halk devlet için değil. Millet dünya dışında yaşam formülü arar, her gün kendini geliştirirken biz hala bize hiçbir faydası olmayacak şeyleri tartışıyoruz. Normal bir ülke olmaktan uzaklaştığımız gün gibi ortaya çıkıyor. Var olan ve kanıtlı hiçbir şeye inanmayan, büyüklerinin ağzından çıkanı kayıtsız şartsız doğru kabul eden bir ülke olduk. Muhafazakar cehaletin alkışlandığı, Orta doğu avamlığının tahammülsüzlüğünün moda olduğu günümüzde dini inanç acıtasyonu yapmak artık toplumun her kesiminde görülmeye başlandı. İçinde rakı sözcüğü geçen türkü dinlemek İslam'a göre haram ise, aynı rakının şişesinden %72 vergi alıp, o parayla imamların maaş

Gücün Haklı Olduğu Yerde Adalet Olmaz

Resim
Einstein, 'Üçüncü dünya savaşı nasıl olacak bilmem ama dördüncüsü taş ve sopalarla olacak.' demiş. ABD, İsrail önderliğindeki emperyalist ülkeler sayesinde planlı bir şekilde üçüncü dünya savaşına ve Einstein'ın teorisine göre de medeniyetten uzaklaşmaya emin adımlarla gidiyoruz. Bir söylemi sürekli tekrarlarsanız halk o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser. Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur. İnsanlar büyük yalanlara küçük yalanlara göre daha çabuk inanır. Hatalı olduğunuzu yada yanlış yaptığınızı kabul etmeyip, kendinizi savunmak yerine karşınızdakileri sürekli savunmada bırakın() Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak kolaydır. Tevazu bilmediğini bilmek, cehalet bilmediğini bilmemektir. Bir kaç söz ve bir kaç kitap okumakla kendisini bilgili zannedenler çok günümüzde. Olan biten değil, sadece algılayabildiğin kadarsın. Fikrimce alim olmanıza gerek yok ama cahil olarak da kalmak zorunda

Beynin Olması Aklın Olmasını Göstermez

Resim
İnsan neyi bilmezse ona gerek duyuyor, neyi bilirse de onu kullanamıyor. Gelişen teknoloji sayesinde kullanım kılavuzu olarak internet var ama yine de kullanım oranında dengesizlik mevcut. Her insan kendi karar alma mekanizmasını kullanır. Ortak bir yer olabilir ama bu başkalarının doğrularını yaşamakla aynı şey değildir, zor olan ise kendini kaybetmemektir. Herkes kullanıyor beynini. Önemli olan anlık çıkarları, kolaya kaçan fikirleri bırakma cesaretini gösterip doğruya doğru, yanlışa yanlış deme yoluna girebilmek ve cesaret gösterip kullanabilmek de. Yani beynin olması aklın olmasını gerektirmiyor. Bizim toplumumuzda kimsenin hata payı yok, hata yapma hakkı bile lüks. Aslında görmemek, dinlememek, bilmemek, düşünmemek insanı karanlığa iten. En büyük ziyan sorma ve sorgulama yeteneğini kaybetmiş beyindir. Bazen de beyni kullanınca canın acıyor, düşünüyorsun nasıl düzelecek, nereden başlamalı sonra bakıyorsun etraf beynini kullanamayanlar ile dolu işte o zaman canın acıyor.

Bilmediğimiz Konuların Cahiliyiz

Resim
Bilmediğimiz konuların cahiliyiz. Öğrendikçe cehalet yerini bilgiye bırakıyor. Bilginin sonsuz olduğunu düşünürsek her şeyi bilmenin imkansızlığı da kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bilmediğimiz konularda bilmediğimizin bilincinde olmakta önemlidir. Az bildiğimiz, biraz bildiğimiz, iyi bildiğimiz konular, alanlar var. Ama bildiklerimiz bilmediklerimizin yanında devede kulak kalır. Yani birine cahil demekle kastedilen o kişinin şu yada bu konuda bilgi sahibi olmamasından ziyade öğrenmeye, bilgiye kapalı olmasıdır. Neredeyse hiç okumayan insanların yaşadığı bir ülkede yaşıyoruz. Tarihi bile yalan, yanlış dizilerden öğrenen bir toplum daima kaybetmeye mahkumdur. Örneğin çok Tanrılı Sümerler’den sonra tek Tanrılı tüm dinlerin bunlardan kopyalandığını bilmeyen, okuyup öğrenemeyenler de ülkemizde çoğunluktalar. Cehalet görünüme değil öze ilişkindir. Kötü giyinen için perişan, hırpani vs. denilebilir ama bu durum kişinin cehaletine işaret etmez. Niteliğin nicelikten çok daha üstün oldu

Kullanılmayan Akıl Beyne Yüktür...

Resim
Geçmişini bilmeyen, araştırmayan, öğrenmeyen, ülkemizde yaşamayıp halimizden anlamayan insanlarla dolu her yer. Fikri olmayan, konuşmayı bilmeyen, ezbere bir şeyler söyleyip ne dediği anlaşılmayan ama bunca cahilliğe rağmen kendisine deli gibi güvenen, insanlara saygısı olmayan, kendisinden başka kimseye konuşma fırsatı vermeyen insanlar mevcut, elle tutulur bir tane cümle kuramazlar. Mantık yok, bilgi yok, fikir yok, eğitim yok, boş laf çok. Ahlak ve insani erdemlerin seviyesi tercihleri belirler, yetiştirilme tarzı ve üstüne yapılandırdıklarımız da buna katkı sağlar. İnsan öncelikle kendi ağızdan çıkan sözü kendi kulağıyla duymalı. Ama bazılarının aklına gelenler hemen dillerinden dökülüyor, diğer organlarını kullanmayı bile bilmiyorlar. Cehalet ruhun bilinçsizliğidir, dolayısıyla kullandığımız dil ve üslup davranışlarımızı, davranışlarımız düşüncelerimizi, düşüncelerimiz algımızı ve ruhumuzu yansıtmaktadır. Türkiye'de yaşayan herkes Müslüman değil, Türkiye'

İpe Örülmüş Akıllar

Resim
Çırak olmayı bilmeyeni usta yaparsak olacak olandan da kaçınılmaz olur. Sonradan gelen yetkinin vermiş olduğu üstünlükle kompleksiz kişiler bile devamlı egolarını tatmin etmeye çalışan kişilere dönüşebiliyorlar. Ama her silah bir süre sonra sahibine çevrilir. Cehaletin sebebi bilgiyi kabullenememe egosudur, cahilliği kabul etmeme ve öğrendikçe öğrenmemiz gereken daha bir çok şeyin olduğunu anlayamamadır. Bunların cahil ve basit dünyası dışında az da olsa ufkunun gelişmesi gerekir ki, bilginin düşmanı olanlar her seyi bildiğini zannetmesin. Önce cahilliğin arkasındaki nedenlere bakılmalı, haritasına bakılsa belki sebebin ne olduğu daha iyi görülebilir hayatımızın içinde sık sık karşılaştığımız ve yaşadığımız gerçekler bunlar. Görünen o ki, bir gün herkes aklını bir yerlere koymuş, sonra o akılları satılığa çıkarmışlar ve sonra herkes kendi aklını tekrar satın almış gibi. Yani cahilin cesarati kendisini kral sanmasından, bilgili insanlar mütevazidir yada öyle olmak zorundadırlar. C

Tekrar Biri Çıkar Herkes Eşittir Der Ve Film Tekrar Başa Sarar...

Resim
Yetenek ve hayal gücü diplomayla alınamıyor sadece siz de olanın kalitesini yükseltiyor. Refah seviyesine erişmiş milletler ortaçağda kilisenin hegomonyasını ortadan kaldırmış, bilim ve sanata önem vererek kalkınmışlar, medeni kanunlar ile de toplum düzenini sağlamışlardır. Ama kalkınırken kendilerinde olmayan doğal kaynaklara ulaşmak için ilkel kabile ve toplumların doğal kaynaklarını ve insan kaynaklarını sömürmüşler, refah ve çıkarları içinde dünya savaşlarını çıkarmışlardır. Sömürü düzeninin içinde olan toplumlar ise kendi içlerinde adalet ve düzeni sağlamak adına demokrasi, hak ve eşitlik düzeni sağlamaya çalışmışlardır. Ama yine de bu sömürü düzeninin aktörleriyle akıllıca pazarlık içinde olmalılar çünkü toplumlar kendi içlerinde birlik olamazlarsa kurtlar sofrasına meze olurlar. Dil, din, ırk gibi ayrımlar siyasilerin uydurduğu şeylerdir, dünyayı birbirine düşürenler de zaten siyasi güçlerdir yoksa biz insanlar birbirimizin diline, dinine, ırkına saygı duyarız, böyle a

............... Olmasın...

Resim
Dünyada savaş, adaletsizlik, cinayet, kadına şiddet, çocuk istismarı, hırsızlık, yolsuzluk olmasın... Hayvanlara eziyet, şiddet olmasın... Çocukların üzüldüğü, aç kaldığı, öldüğü bir yeryüzü olmasın... Savaşlar, Ağlayanlar, Yetimler, Aç kalanlar, Dövülen Kadınlar, Dışarıya atılan anne baba, çocuklar, Tecavüzler, Düşünce Suçluları, Adam kayırmalar, Torpiller, Adaletsizlikler, Zalimlikler olmasın... Kibir, açgözlülük, bencillik, aptallık vs. ve bunların sebep olduğu sonuçlar olmasın... Çıkarcı, art niyetli, merhametsiz insanlar olmasın... Şu partidensin, bu partidensin diyerek insanlar arasındaki anlaşmazlıklar olmasın... Yoksulluk, açlık olmasın... Güç, kudret olmasın... Haksızlık karşısında susan insanlar olmasın... Kimse kimsenin hayal kırıklığı olmasın... İnsanlar bu kadar acımasız olmasın... Sorgulayamayacak kadar körelmiş beyinler ve bu beyinlerin eğittiği nesiller olmasın... Kapitalizm ve emperyalizm olmasın... Cehalet ve aptal insanlar olmasın... İyi niyetleri

Bildiklerine çok güvenen geveze olur!

Resim
Kendi başarısızlıklarına çözüm bulamayanların davranışıdır yakınındaki kişinin başarısızlığından keyif almak. Karaktersizliğin bir basamak daha altı olsa gerek bu durum. İnsanların zor zamanları olabilir önemli olan düşeni kaldırmak, zor zamanlarında ona yardım etmek en azından köstek olmamaktır. Cahil ile sohbet etmek güçtür bilene, cahil ne gelirse söyler diline. Sözün gümüş olduğunu bilmeyen sükutun altın olduğunu anlayamaz. Cehalet kadar tehlikeli hiçbir bomba yoktur, insanların başına ne gelirse cahilliği sayesinde gelmiştir, cahil toplum yöneticilerin işine gelir istedikleri gibi at oynatırlar, kandırılması, susturulması kolay olur. Bazı insanlara düşüncesinin yanlış olduğunu anlatmak istediğimizde hemen bizi susturmak için bağırarak konuşurlar böylece haklı görüneceklerini düşünürler. Başkalarını aşağılamaya çalışırken kendilerinin konuşma ve anlama özürlü olduğunun farkında bile olmazlar. Onlara göre herkes aptal ve suçlu onlar her zaman akıllı ve bir numaradır. Kimse

Ahlaksızlıkta sınır yok...

Resim
Bu millet neden böyle? İyice psikopatlar ülkesi olduk. Biz böyle miydik? Cehaletten kaçın. İnsanın okurken bile dengesi bozuluyor. Nasıl bir yokluktur bu insanın aklı almıyor. Toplumun geldiği nokta. Başını bağlayıp saçının telini göstermiyor günah diye. Aman başını iyi ört, saçın görünmesin günah ama öz evladını yasak ilişkini gördü diye öldür. Cehalet, bencillik, ahlaksızlık, iğrençlik bir olmuş genç kızı katletmiş. İşte idam bu tür mahlukatlar için uygulanmalı. Kapalı toplumların kanseridir gizli ilişkiler, cinayetler. Ahlak örtüsü olmayanı başörtüsü namuslu yapmaz. Bu kadının eşini aldattığını kim düşünebilir? Hiç kimse ama evladına kıyacak kadar cani ve ahlaksız işte. Memleket Dallas'a döndü iyice, kimin eli kimin cebinde belli değil, bu yaşta kızını öldürtecek kadar mı azdın. Sapıklık almış başını gidiyor. Yaşına, başına bakmıyor kadını, erkeği. Zina yapacaksan masum kızından ne istedin. Küfrün de bir değeri var, bunlar küfrü bile hak etmiyor. Kadının kocasının h

Elimizdeki Cumhuriyeti Sahiplenelim!

Resim
Türkler cephelerde savaşıp şehit olurken Gayri Türk ve Gayri Müslimler köyler de, şehirler de tüccarlık yapıyorlardı. Türk nüfusu savaşla erirken, bunlar rahat yaşayıp daha da zengin oluyordu. Türk nüfusu kadın ve çocuklardan oluşurken bunlar ürüyordu. Toplumdan dışlanmamak ve yeni yönetimin tepkisini de almamak için Türk - İslam isimleri almaya başladılar. Bunların amaçları her zaman aynı ve bugün topraklarımızda yaşayan insanların kökenlerine bakarsak biz Türkler azınlığız. Cehaletin, yobazlığın, çıkarcılığın çok olduğu yerde hain çok olur. Türk milleti olarak balık hafızalıyız, geçmişi çabuk unutuyor ve çabuk affediyoruz, üstüne de okuma, araştırma, sorgulama olmayınca ülkede binlerce İngiliz, ABD ajanı kol geziyor. Soyca Türk olmayanlar din kardeşi, aynı toprağın insanlarıyız, bin yıllık kardeşiz vs. diyerek yaşıyor, yaşatılıyor Türkmüş gibi her türlü haklar veriliyor. Sonuçta da istedikleri makama, mevkiye tutunabiliyor, istedikleri propagandayı yapabiliyor, kamuoyunu yan

Yolu yokmuş dağın umurunda mı?

Resim
Milliyetçiliği, Devletçiliği ve Cumhuriyeti içine sindirememiş milletler sömürülmeye ve kapitalistlere kul olmaya mahkumdur. Cehalete ve sürü psikolojisine esir olmuş toplumları piyon olarak kullanırlar ve posası çıkınca sıradakine geçerler. 1950'li yıllarda Japonya'da Coca-Cola fabrikası açmak için pazar araştırması yapan Amerikalılar gece bir mahalle de her kapının önüne bir kasa Coca-Cola koyarlar. Ertesi gün JAPON halkının tepkisinin ne olduğuna bakmak için kasaları kontrol ederler. Tek şişeye el sürülmemiştir. ONURLU JAPON MİLLETİ ülkesine atom bombası atan Emperyalist Amerika'nın ürününe tepkilidir. Böyle bir deneyin ülkemizde yapıldığını düşünün bırakın kendi kapımızın önündeki Coca-Cola kasalarını komşuların kasalarını bile yürütürüz. Hatalarımızı bilip öz eleştiri yaparsak kendimizi düzeltebiliriz. İyi olmanın rasyonel temeli inançtan ziyade yaradılış meselesi. Günümüz dünyasında yozlaşma ve suistimal her yerde var. Önce bunun ayrımına varmamız gerekiyor. N

Sırlar detaylar da gizlidir...

Resim
Cehalet veba mikrobu gibi sarmış akbabalar da hazırda bekliyor. Keşke insanlara yaşanan olayları algılayabilme, düşünüp karar verebilme dersi verebilsek. Kimse neden olaylar bu noktaya geldi diye bilmiyor, sorgulayamıyor. Hayata karşı beklentilerimiz öyle düştü ki, hayatta olduğumuz her gün kendimizi şanslı hissediyoruz. Tanrı'ya inanan insan olmak kolay, asıl mesele Tanrının inanacağı insan olmakta, insan olmak ve insan kalabilmekte. Cahillik böyle bir şey; her şeyi bildiğini sanan, her şeye maydanoz olan, aşağılık duygularını körelterek herkesten üstün olduklarını göstermeye çalışıp daha da aptal bir duruma düşen insanlar topluluğundan oluşuyor. Sonra niye geri kaldık acaba diye hayıflanıyoruz. Hala her şeyi yaradandan bekleyen bir zihniyetten ne beklenebilir ki. Herkes saygı, sevgi, barış içinde yaşasa, mala, mülke, paraya köle olmasa hayat daha kolay olurdu. Hz. Muhammedin güvenlik açısından iki hadisi var. Seyahate çıkacağınız zaman kimseye söylemeyin. Çarşıya, pazara, c

Niyetinden vurulsun herkes...

Resim
Kendinden zeki birine tavsiye vermek iyi niyet gerektirdiği kadar aptallıkta gerektirir. At gözlüklerini çıkarmadan, empati yapmadan, kendi fikri olmayıp ağızdan dolma tüfek gibi hiç düşünmeden her duyduğunu aynen tekrarlayanlar unutmayın, sorgulamak beyin gerektirir. Ders çıkartmak yürek, hayata geçirmek azim, gerçekleştirmek deha gerektirir herkesin duyarlılığı kendi dehasıdır. Şarkılar söylüyordu insanlar acı, sevgi, mutluluk içeren. Söylerken bile kendi olmama çabasındaydı her dudak. Uydurmaydı her şey. Kendine bakmamak için her şeyi görüyordu insan. Kanal değiştirmek kadar kolaydı vicdanları susturmak. İnsana saygımı korumak için insanlardan uzak duruyorum, demiş Dostoyevski ne kadar doğru söylemiş. İnsanları anlamak için vazgeçmen gereken ilk şey benliğindir. Yaşamak isteyenlerle ölmek isteyenler anlaşamaz. Yaşamak isteyenler birbirlerini öldürür, ölmek isteyenler başkalarını yaşatır. İnsanlar inanmak istediklerine inanır. Bu türün en büyük zaafi bu sanırım. Ben sadece gerç

Okumuş Cehalet, Okuyamamış Bilge

Resim
Bir Tavşan önüne bir daktilo almış, tak tuk tak tuk bir şeyler yazıyor. Oradan geçen bir Tilki: - Hey Tavşan, ne yazıyorsun? - Doktora tezimi yazıyorum. - Ha öyle mi, çok güzel, ne hakkında? - Tavşanların Tilkileri nasıl yedikleri hakkında. - Yok canım, olur mu öyle şey, hiç Tavşanlar Tilki yerler mi? - Olur canım, gel istersen, sana ispat edeyim. Beraberce Tavşanın yuvasına girerler. Biraz sonra Tavşan tek başına çıkar ve yine daktilosunun başına geçer, tak tuk bir şeyler yazmaya devam eder. Daha sonra oradan geçen bir Kurt, Tavşanı görür. - Hey Tavşan, ne yazıyorsun? - Doktora tezimi. - Ne hakkında? - Tavşanların Kurtları yemesi hakkında. - Yayınlamayı düşünmüyorsun herhalde, buna kim inanır? - Gel istersen göstereyim. Yine beraberce yuvaya girerler. Tavşan biraz sonra tek başına dışarı çıkar. Tavşanın yuvasını merak mı ettiniz? Manzara şudur: Bir köşede Tilkinin kemikleri. Bir köşede Kurdun kemikleri. Diğer köşede ise TAVŞANIN DOKTORA DANIŞMANI ASLAN, kürdanla dişlerini temizl

ATATÜRKÇÜLÜK ve LAİKLİK

Resim
Türkiye Cumhuriyetinde, her yetişkin dinini seçmekte hür olduğu gibi, belirli bir dinin merasimi de serbesttir. Yani, ibadet hürriyeti vardır. Tabiatıyla ibadetler, güvenlik ve genel adaba aykırı olamaz; siyasi gösteri şeklinde de yapılamaz. Geçmişte çok görülmüş olan bu gibi durumlara artık Türkiye Cumhuriyeti asla katlanamaz. Bir de, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde, tüm tekkeler ve zaviyeler ve türbeler kanunla kapatılmıştır. Tarikatlar kaldırılmıştır. Şeyhlik, dervişlik, çelebilik, halifelik, falcılık, büyücülük, türbedarlık vesaire yasaktır. Çünkü bunlar gericiliğin kaynakları ve cehaletin damgalarıdır. Türk milleti, böyle müesseselere ve onların mensuplarına katlanamazdı ve katlanmadı. Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sade din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fı