Beynin Olması Aklın Olmasını Göstermez


İnsan neyi bilmezse ona gerek duyuyor, neyi bilirse de onu kullanamıyor. Gelişen teknoloji sayesinde kullanım kılavuzu olarak internet var ama yine de kullanım oranında dengesizlik mevcut.

Her insan kendi karar alma mekanizmasını kullanır. Ortak bir yer olabilir ama bu başkalarının doğrularını yaşamakla aynı şey değildir, zor olan ise kendini kaybetmemektir.

Herkes kullanıyor beynini. Önemli olan anlık çıkarları, kolaya kaçan fikirleri bırakma cesaretini gösterip doğruya doğru, yanlışa yanlış deme yoluna girebilmek ve cesaret gösterip kullanabilmek de. Yani beynin olması aklın olmasını gerektirmiyor.

Bizim toplumumuzda kimsenin hata payı yok, hata yapma hakkı bile lüks. Aslında görmemek, dinlememek, bilmemek, düşünmemek insanı karanlığa iten.

En büyük ziyan sorma ve sorgulama yeteneğini kaybetmiş beyindir. Bazen de beyni kullanınca canın acıyor, düşünüyorsun nasıl düzelecek, nereden başlamalı sonra bakıyorsun etraf beynini kullanamayanlar ile dolu işte o zaman canın acıyor.

Sürekli okuyanlar vs. kendi tespitlerini yapmakla uğraşmazlar genellikle, birçok şeyden izole olup, yalnızlaşarak yabancılaşabilir ve okumayan insanlarla zor anlaşırlar. Yalnızlıkta insanı delirmeye kadar götürür. Yani her şeyin fazlası zararlı.

Öğrenilebilir cehalet altın çağını yaşarken bir kesimin anlamadıklarını anlayamamak, çare ellerindeyken çaresizliği yaşamak, illüzyonla uyutup, hormonlarının çalışmasını engelleyerek, gelişmelerini durdurmak, bu duruma süreklilik katarak oluşturulan dengelerle yalanın en büyük değer, inanç ticaretinin de en karlı alan olduğunu ispatlamak ve buna inanmak günümüz insanının kullandığını sandığı kütlenin varlığını sorgulatıyor. Bağımlı olunan her eylem beyine zarar veriyor.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir