Acısıyla, tatlısıyla...
Hayat acısıyla, tatlısıyla anlamlı ve güzel. Yaşama sanatı ise acı ve tatlı arasındaki dengeyi kurmak, kurabilmektir. Hayat olduğu gibidir, her an her şey olabilir, yaşarken yaşamdan tat almaya bakmak, güzel şeyleri istemek, zevk veren şeyleri yapmak iyidir. Acı, keder, hayalkırıklığı ve hayata dair yaşayabileceğimiz sorunlardan geçmemiş bir kişinin olgunlaşmasını bekleyemeyiz, kendisine ait hikayesi olmayanların başarısı da olamaz. İnsan doğar, huzur ve güven ortamı arar. Sonra merak ve öğrenme başlar. Öğrenirken bazen haz duyar, bazen acı duyar. Acıdan kaçamazsa önce tahammül başlar, sonra acıdan yana olan tercihlere başlar ki, hazdan yana olan tercihleri terk ederse ruhsal kaosa kapılır. Acıdan haz duymaya başlayan bireyler yıkım ve yok oluşa zemin yaratırlar. Böyle bir yaşam kişiyi çevresine karşı duyarsızlaştırır, acımasızlaştırır, hayatındaki sorunları büyütür. Acı çekmemek için görmemezlikten gelinen sorunlar çözümsüz kalarak kişiyi daha da çıkmaza sokar. Acı, acı çekmek içins