Kayıtlar

ORTADOĞU etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Entelektüel Olmak

Resim
Entelektüel olabilmek için ahlak ve terbiyeyi aileden alarak gelmiş olmak gerekir. Ülkemizde entelektüellik denilince akla çok farklı şeyler geliyor. Kitap okuyan herkes entelektüeldir gibi. Entelektüel insan, şahsına münhasır bir insandır sonradan olunmaz o zaman devşirme durur, içten gelen bir şeydir. Düşünsel bir olguyu fiziksel olaylarla sorgulamak Ortadoğulu bakışıdır. Yediğin, içtiğinle, giydiğin, kullandığın şeylerle yada tercih ettiğin sözlerle, mekanlarla olamayacağın bir şeyi yine onlar yüzünden de kaybedemezsin. Olası tüm perspektiflerinin önünde şekilcilik lensi standart donanımda bulunan bir toplum için çokta şaşırtıcı olmayan bir bakış açısı olsada yine de üzücüdür. Entelektüel kavramı zihinsel ve felsefi bir kavramdır, yaşantınızı değiştirmek demek değildir. İnsanları ötekileştiren insanları baskı altında tutmak isteyen kişiler, entelektüel bir düzeye ulaşamazlar. Kalite insanın içindedir yaşam standartlarında değil. Basit olmak kibirli insanoğluna zor gelmiş

Finlandiya Türkiye Eğitim Sistemi

Resim
Finlandiya'nın şansı Ortadoğu'da olmayışı. Bütün emperyalist ülkelerin sömürmek için binlerce km'den gelerek buraya üşüştüğü, iç işlerine sürekli müdahale edilen, sürekli kargaşa ve terör ortamında tutulan, içinde binlerce haini bulunan bir Ortadoğu ülkesi olsaydı bunu yapabilir miydi? Finlandiya'nın beşbuçuk milyon nüfusu var. Türkiye'de ise sadece onsekiz milyon öğrenci var, eğitim sisteminin 20 / 30 yaş arasına yansıması nasıl, bizdeki kötülükler onlarda yok iyi analiz etmek gerekiyor. Doğru eğitim sisteminin uygulanması için öncelikle ahlaklı insan yetiştirmek gerekir. Son yıllarda artık sayısını bilmediğimiz kadar eğitim sistemimiz değişti. Finlandiyalıların merkezlerinde mutlu insan olma odaklı devlet sistemi var, bizde ise kutsal devlet sistemi var. Onlarda özgüven, bizde kaygı var. Onlarda tabulardan uzak özgür düşünen bireyler yetişirken bizde toplumsal geleneklere bağlı tabuların esiri bireyler yetişiyor. Onlar bilim adamı yetiştirir, biz film adam

EVET yada HAYIR

Resim
Herkesin fikrine saygılı olmalıyız. EVET yada HAYIR. Önemli olan sonradan pişman olmamak ve çocuklarımızın yüzüne bakabilmek. İnsan olarak mutlu bir yaşam sürmek istiyorsan hayır demesini bilecek ve öğreneceksin ki insanlar seni artık üzmesinler ve kandıramasınlar. Keşke canlı yayında hangi kanal olursa olsun hukukçu ve parti sorumlusu açık oturum yapsalar, başkanlık sistemi ve anayasa hakkında birbirlerine sorular sorsalar ve cevaplasalar halk olarak anlasak hiç kimse açıklamıyor bizlere çünkü. Türkiye'nin geleceği ile ilgili bir proje neden tartışılmıyor? İnsanlar neden bilgilendirilmiyor? Toplumu gerdikçe geriyorlar. Küçüklüğünde düşünce yetisi elinden alınmış insanların ileri yaşlarda olayları yorumlayabilmesi de beklenemez. Referandum sonrası hepimiz yine beraber yaşayacağız. Yine aynı sevinçleri, aynı kaygıları birlikte duyacağız. Irak devrilip parçalandığında başında Saddam vardı, Libya aynı şekilde parçalandığında başında Kaddafi vardı. Suriye'nin başında Esat r

DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ

Resim
Birleşmiş Milletler bünyesinde 1946 yılında, insan haklarının geliştirilmesi amacı ile İnsan Hakları Komisyonu oluşturulmuştur. Komisyonun görevi ve amacı, insan hakları ile her türlü inceleme ve tavsiyelerde bulunmaktır. 10 Aralık 1948, Birleşmiş Milletler tarafından insan hakları günü olarak ilan edilmiştir. Bu yıldan itibaren de, her yıl 10 Aralık gününde çeşitli etkinliklerin düzenlenmektedir. Ama halen Ortadoğu'da Müslümanların öldürülmesi ve savaşın hakim olması bir çelişkiyi ortaya çıkarmaktadır. Olmayan insan haklarını kutlamasının insanoğlunun sadece kendini kandırmasından ibaret olduğunu düşünmekteyim... İnsan hakları bütün insanların sahip olduğu temel hak ve özgürlüklere denilir. İnsan haklarından bütün insanlar yararlanır alınan bildirgeye göre. Dil, din, ırk farkı gözetmeksizin bütün insanlar eşit hakka sahiptir. Bütün insanlar bu haklardan eşit oranda yararlanır. İnsan hakları bir ideali temsil etmektedir. En ideali her insanın o haklara sahip

Parası olan düdüğü çalar...

Resim
EĞER ÇIKARLAR SÖZ KONUSU OLURSA  SAVAŞ BARIŞI ALT EDİYOR. Asıl sorun burada. Yağmalayanla yağmalanan zihniyet bir. Bu yüzden sorunlar hiç bitmeyecek, etrafımızda binlerce şikayet eden ama küçük çapta da olsa şikayetinin aynısını yapan insanlar var. Bazı şeyleri sadece kendi çıkarımız söz konusu olduğunda hatırlıyoruz. Halbuki en az karşısındakine verdiği zarar kadar kendisininde zarar gördüğünü bir anlayabilsek. Yine de ilginçtir çatlayan yok, sadece hacimleri artıyor, şimdilik.  İnsanoğlu tüm çağlar boyunca adaleti, paylaşmayı, şefkati, kardeşliği bir türlü gerçek hayata geçiremeyen bir üretim. Dünyadaki mutsuzluklar zenginlerin gözünün doymamasından oluşuyor her şey gibi az da olsa istisnalar olabilir. Genellikle gözü tok olanlar elindekinin kıymetini bilip başka insanları da düşünen kişilerdir. Bencillerin gözü bir türlü doymadığından başkalarının elindekini de almak istiyor, en son örnek Suriye ile yeniden başlayan Ortadoğu olayları. Sadece kazanmanın öğretildiği bir düny

Turbo kapitalizm!

Resim
Bergman’a sormuşlar: "Gidişat kötü dünya nasıl kurtulacak?" "Utanç" demiş, "Dünyayı bir tek utanç kurtarabilir." Sus konuşma dünya çok geç. Aslında ölen bizleriz, insanlığımız, hislerimiz, çürüyen ruhlarımız. Derdimi dinledi, derdime imrendi. Derdini dinledim, derdimden iğrendim. Öyle bir hal... Elimizden dua etmekten başka bir şey gelmiyor. İnsanlığımız çoktan gitmiş, sağır, vurdum duymaz, üç maymunu oynuyoruz her gün. Kağıt üzerinde dünyada barışı sağlamak için BM'ler kuruldu. Realiteye bakalım ve madalyonun diğer yüzünü çevirelim. Dünyanın en çok silah satan devletleri BM'lerin daimi beş devleti. Dünyada iki sektör var ki, bu sektörler insanlar üzerinden kazanırlar ve insan kanı emen vampirlerdir, kan buldukça yaşarlar. Bulamazlarsa fabrikalarına kilit vurmak zorunda kalırlar. O nedenle dünyanın en tehlikeli iki sektöründen biri SİLAH sektörü, diğeri de İLAÇ sektörüdür. 90'larda Afrika'da bir milyona yakın insan katledildi. 20 s

Biz Kötü Alışkanlıkları Olan İyi İnsanlarız!

Resim
Bütün savaşları, dövüşemeyecek kadar korkak olan, bu yüzden de kendileri adına dövüşmek için dünyanın gençlerini cepheye süren hırsızlar çıkarır. (Emma Goldman) Ortadoğu'da olup biteni görüpte Türkiye'de kardeşçe yaşamasını öğrenemiyorsak bizi de elbette birbirimize düşüreceklerdir. Hollanda'da hapishaneler suçlu olmadığı için kapatılıyormuş darısı tüm Arap ve İslam ülkelerinin başına demekten başka çare yok. Eğitim şart. Bizim ülkemizde ise hapishaneler yeterli gelmiyor diye af çıkarıyorlar. Eğitim hurafeye çevrilirse yapılacak en büyük icraat cezaevi olur. Çünkü yetiştirdiğiniz suçlular eserinizdir. Hizmet için yapılan yol, su, elektrik, köprü vs. ticaret olursa bundan zararlı çıkan millet olur. Cahil bırakılan milletin sonu ise cezaevi olur. Bir okul açmak bin hapishane kapatmaktır der atalarımız. Biz bunu din ağırlıklı eğitim sistemi yüzünden beceremedik ama olsun yeni hapishaneler yapılacak dendiği zaman alkışlayan bir toplumumuz var. Adaletin olduğu bir yerde ha

Avrupa'dan Türkiye'ye Ekonomik Tehdit!

Resim
Avrupa açarız sınır kapılarını salarız mültecileri. Ey Avrupa! Ekonomi yaptırımı tehdidi ile benim huzurumu bozamazsın! Eğer bu dediklerini yaparlarsa, Türk ekonomisi çöker zira ihracat ve ithalatının neredeyse %80'e yakınını AB ülkeleriyle yapmakta. Başkasının ülkede ekonomik yaptırım yapması için ülkenin adım adım o ülkenin seviyesine çıkması lazım. Aksi taktirde yaptırım yapmazlar. Dua, cemaat vs. bir ülkeyi kalkındırmaz yani. Avrupa ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi %40, Rusya ile %8. Rusya krizinden sonra Türkiye ne büyük yara aldı artık gerisini düşünün. Pardon düşünebilseydik zaten bu halde olmazdık. Bu açıklamayı hükumet ciddiye almalıdır. Ekonomi yarı oranında Avrupa ülkelerine bağlı, umarım aklı başında reel politikalar üretirler. Yoksa esas ekonomik kriz o zaman patlar. Eldeki işadamları ile ekonomiyi kurtaramayız hepside batar. Dışarda hiç muhalifimiz kalmadı, yaptırım olursa ülke ekonomisi tamamen çöker ve üstüne Avrupa'daki Türkleri kovarlarsa oluşacak t

Bataklıktan bir ses; Irak

Resim
Sadece neden Türkiye'ye? Irak halkına zararı olmadığı içindir. Subaylarımızı gönderip askeri eğitim verdiğimiz içindir. Hiç bir iyilik kötülüksüz kalmaz onun içindir. Kuzey Irak yönetimi Türkiye ile oynuyor ve Irak yönetimini yönlendiriyor. Oyunu göremiyor muyuz? Amerika en sonunda bizi savaşa mı sokacak? Türkiyeyi bataklığın ortasına çekmeye çalışıyorlar. Amaçları ortalığı alevlendirmek ve çatıştırmak gaza gelmemeliyiz. Irak hükumeti o kadar çok toprak bütünlüğünü düşünüyordu da İŞİD, PKK, Barzani, Musul ve Kerkük'ü talan ederken aklı neredeydi? Pkk Irak topraklarında yuvalanıp, Türkiye'ye saldırıp gencecik askerlerimizi, masum vatandaşlarımızı ölürürken aklı neredeydi? Şimdi mi aklına gelmiş Irak'ın toprak bütünlüğü. Emperyalist devletler Irak'ı ne hale soktu ama hala onlardan medet umuyorlar ve ağızlarından kan damlayan Emperyalistlerle kanka dansı yapmaya çalışıyorlar. Dünya alem Irağı halletti şimdi de Türkiye'nin beslediği Irak Türkiye'ye kar

Fransa'da Terör!

Resim
Siyasetçilerin en çok isteyeceği şey, siyasette yalnız bırakılmalarıdır. Siyaseti bazı siyasetçilerin insafına bırakmak çocukların geleceğini Frankenstein'a emanet etmek gibi bir şey. Fransa Başbakanı Manuel Valls'in 84 kişinin yaşamını yitirdiği saldırı sonrası yaptığı açıklama, Terörle yaşamak zorundayız sözü Fransız halkının tepkisini topladı. Politikacılar olabilecekleri önceden bilirler. Terör neden oluyor diye kendilerine soruyorlar mı acaba? Onlar yaratmıyor mu terörü? Suçlu her yerde belli aslında ve farklı ülkeler aynı söylemler aynı kafa. Terörü yaratan ülkelerin yöneticileri böyle açıklamalar yaparlar. Sonuç olarak terörü halk besleyip büyütmüyor. Fransızlar Milliyetçi bir toplumdur, halkı anında tepkisini verdi alışmak diye bir şey yok diyerek. Kendi Ülkesinde güvenliği sağlayamayanlar ülkemizdeki konsolosluklarını kapatıyorlar. Fransız istihbaratı ne iş yapar demek lazım bizi uyarmaktan başka. Türkiye güvensiz bir ülke algısı pekiştirmek dertleri. Bak saldı

İnsanoğlunun kullandığı ilk alet başka bir insandır

Resim
Zamansız ve yersiz sessizlik ilk önce susanı, sonra da susmayı erdem sanan toplumu mahveder. Doğrunun yükü ağırdır, kötüler bu nedenden dolayı çoktur. Canlı öldürenin elinde kan kokusu kalır. İnsanlık utanmazsa insan olunur mu? Hayatı debdebe olanın sonu kocaman bir hiçtir. Değer yargılarımız değişti, sistem istediği gibi şekillendirdi. Maddiyata yatırım yaptık, bu yatırım şekliyle daha çok olur dünyanın problemi. İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliği sadece aklı değil, irade gücününde olmasıdır. Yani tek güç bilek gücü değildir. İnsan topluluklarını yönetmek ve yönlendirmek kolaydır. ABD'nin istikrar sağlamak için girdiği kaç ülke bugün huzurlu? Başkan Obama, Libya'da terör var diyerek orayı da karıştırmaya gidiyormuş. Giderayak dünya savaşı çıkartmaya niyetli gibi. İŞİD'i, Daeş'i yaratan ABD zaten, neden bitirmek istesin ki? Bahaneyle Ortadoğu'yu ve kuzey Afrika'yı yeterince sömürüyor. Şimdi de istikrar diyerek Lübnan'a operasyon başlatıyor. İsti

TURİZM GEMİSİNİ KURTARALIM

Resim
Bu da bir tecrübe ve bir sonraki hamleye hazırlıktır ömür boyu. Zararın neresinden dönersek kar odur. Her delilik insana bir de akıllılık öğretir tabii öğrenmek isteyene. O zaman ne yapmak lazım? Benim fikrim tabii ki tecrübeli kişilerin her zaman lafını dinleyeceksin ki tarağı saçın varken kullanacaksın. Kimilerinin dişi var ekmeği yok. Kimilerinin dişi yok ama ekmeği var. Tecrübeyi yaşamayınca insan kel kalmıyormuş illaki yaşayacak, kel olacak ve o tarağı da çöpe atacağız. Hayat sağ gösterip sol vurmaktır ve tecrübe iyi bir öğretmendir. İş işten geçtikten sonra akıllananlar gibi olmayız umarım. Allah'tan saçımız var hala ve istediğimiz yöne tarama imkanımız da var. Turisti sadece Rusya olarak görürsek olacağı da budur. Eskiden tarih için, ülkeyi tanımak için gelen kaliteli turist vardı. Göz göre göre, bile bile elimizden kaçırdık. Turistik yöreler de süslenmiş develerle ülkemizi ilkel kabilelerin yaşadığı Ortadoğunun çöl ülkesi gibi tanıtmak, bizlerin hiç görmediğimiz yöre

Eğitim Adı Altında Eğitimsizlik

Resim
Eğitim sistemine 3+3+3+4 geliyor. Cumhuriyetin eğitim modelinden hızla uzaklaşarak, çocukların okula gitme yaşının 4’e kadar çekilmesi planlanıyor. Osmanlı eğitim sistemine geri dönüşün yaşanacağı, sübyan mektepleri sisteminin geri getirilmek isteniyor. 14 yıl da 6 Milli Eğitim Bakanı ile birlikte eğitim sistemi de değiştiriliyor. Son olarak geçen ay değişen milli eğitim bakanıyla birlikle, eğitim sisteminin de değiştirileceği söyleniyor. 4+4+4 eğitim sistemi yerine 3+3+3+4 eğitim sisteminin getirileceği iddia ediliyor. Yeni sisteme göre; ilk bölüm 0+1+2, ardından 3 yıl ilkokul, 3 yıl ortaokul ve 4 yıl lise öğrenimi olacak. Sürekli değişen ve her gelen yeni bakan bir önceki sisteminin tersini uyguluyor. Eğitim sistemi çağdaş ülkeler de mecbur olmadıkça değişmez. Bilimsel, laik, demokratik, kamusal vs. hiçbir nedeni yok bu değişikliğin. Zihniyet bozuk olunca eğitim de bozuk olur. Özel okulların önünü açtılar parası olan okur hesabı. Parası olan taktir, teşekkür ve diploma alır. Ne

Eğitimciye de Eğitim Gerekiyor

Resim
Ülkemizin en büyük sorunu eğitimi yönetenler ve yönlendirenlerin eğitimci olmaması. Bırakın eğitimi eğitimcilere. Milli Eğitim Bakanlığına bakın bakalım Bakanlığın başına geçenlerden kaçı eğitimci? Geldiğimiz nokta eğitim sistemini işletmeye çalışan işletmecilerin eseri. Yine sevgisiz büyüyen acımasız bir çok eğitimci de hınçlarını çocuklardan çıkartıyorlar. Bizim eğitim sisteminden arta kalan tek şey genelde okul arkadaşlıkları :( Onlar hayat okulundan mezun diye bir söz vardır. Hayat uygulamalı bir okuldur gerçekten. Okul programlarının yaşamsal olacak biçimde hazırlanması ve uygulanması gerek yaparak, yaşayarak öğrenmek. Elleriyle keşfeden, kendileri için önemli olan problemleri çözmeye çalışan, sorumluluk ve risk alan ve bu yolda yaratıcılıklarını ortaya koyan insanlar yetiştirmek, gelişmiş ülkelerin eğitim sistemlerinin öncelikleri arasında yer almakta. El becerilerine dayalı öğrenmeyi ve tamirciliği sınıflara daha fazla sokan ilerici eğitim programları ve bu hedefe yöneli

Tehlike Sanıldığından Daha Büyük.!

Resim
Suriye'ye sürgün edilen Ermeniler tekrar ülkemize sokuldu. Zamanında Suriye’ye kaçan veya sürgün edilen Ermenilerin torunları. Tehlike sanıldığından da büyük. Bir değil, birden fazla bir çok tehlikenin planlanıp, uygulamada olduğunun anlaşılamamış olmasıdır. İçlerinde canlı bombadan tutunda, Ermeni, Yahudi terörist vs. kadar var. Onlar bilmiyor mu sanki. Olan görev yapan insanlarımıza oluyor. Bu gelenlerin çok değil üç beş sene sonra çoğu terörist olup polisimize  askerimize saldıracaklar maalesef. Bir zamanlar İsrail'e Güney Sınırlarımızın mayınlı arazilerini temizlettirmişlerdi. İşte hep bunlar içindi. Danışıklı döğüş. Sadece bir kaç yılda 160 bin Suriyeli bebek dünyaya geldi. Durmadan doğuruyorlar. Suriye'nin yüzde 80'i Süryanidir. Müslüman değil, İnternet ve kitaplar vs. var araştırın. İsrail'in planı adım adım uygulanıyor. Büyük ortadoğu projesinin gereğini yerine getiriyorlar. Biz kardeşiz deniliyor. Bakalım bu işin sonu ne olacak. 900 km Suriye hududu f

ALDATILDIK? MI?

Resim
Türk siyasi tarihinin en büyük fiyaskosunu yaşıyor ülkemiz. Gencecik fidanlarımız, yiğitlerimiz şehit oluyor. Sizlerin aldatılmasının bedelini yüzlerce genç ölerek, sakat kalarak ödüyor. Satranç oyunundaki asker yaptılar ülkeyi. Verirler mi hiç Ortadoğu'yu? Vezirliği? Hırs ve kin olduğu sürece bu ülke daha da kötüye gidecek. Ülkemizden NATO bile çekiliyor. Unutmayın ki bu ülkenin halkına hoşgörüyle yaklaşılmazsa asla başarılı olamazsınız.! Çözüm süreci dendiğinde hepimiz bunun yanlış olduğunu, elinde silah olan teröristle anlaşma yapılamayacağını, bunun ancak teslimiyet olacağını, terör örgütü ve yandaşlarını, bu durumun daha da şımartacağını, cesaretlendireceğini söylemiştik/yazmıştık. Sizin bu yanlışınızın bedelini bu halk ödedi ve ödemeye de devam ediyor. Pkk'nın barıştan kastı neydi? İlk önce bunu sorgulayalım! Çözüm süresince aktif olarak silahı bıraktı. Ama aleni olarak silah yığınağı yaptı. Askerin, polisin, orada yaşayan halkın gözü önünde.! O hendekleri k

Ortadoğu hakkında ne biliyoruz?

Resim
KÜRESEL EFENDİLER KORKUYOR! Türkiye'nin artık savunmadan çıkıp, hücuma geçmesinden, oyun kurmasından. Bölge de kimse beni hesaba katmadan hesap yapamaz demesinden, korkuyorlar. BU SALDIRI Türkiye'nin yılgınlığa ve korkuya daha da fazla mahkum olması amacıyla düzenlenmiştir. Küresel ve bölgesel efendileri hesabına kiralık tetikçilik yapan canilerin bir yanda Doğu ve Güneydoğu'da kan dökmesi, diğer yanda belirli aralıklarla Ankara ve İstanbul'un kalbini hedeflemesi Türkiye'nin Suriyelileşmesi ve Lübnanlaşması amacına dönüktür. Onların gözünde TÜRKİYE büyüdü, güçlendi. Hesapları sıfırlayan, oyun bozan ülke haline geldi. Bölgemizde rahatça at koşturanlar Türkiye'nin artık caydırıcı duruşunu hazmedemediler. ABD'nin petrolleri kontrol altına alabilmesinin tek yolu Ortadoğu da bulunan bütün devletlerin parçalanmasını sağlamaktır. Yani Ortadoğu da bulunan 22 ülkeyi parçalayıp 220 eyalet haline getirerek bütün kaynakları elinde tutmak istemesidir. 2030

Yeni Türkiye derken! Yeni Ortadoğu olduk!

Resim
Tüm ülke baştan aşağı bunalım da... Alman ve Amerikan elçiliği uyarmıştı! Peki bu elçilikler bu haberi nerden alıyor? Nasıl biliyorlar? Almanlar 1882 km! ABD 10300 km! İstanbul hafta sonuna dikkat diyor. ABD ve Almanya güvenlik önlemleri alıp kurumlarını kapatıyor. Bizim yöneticilerimiz ne yapıyor? Korkudan mı patlattı yoksa, bombacıya güvenemeyen 2. kişi uzaktan kumandayla mı patlattı? Yeni konumuz? Adam canlı bomba! Ölecek ve ölmeye gidiyor! korkusu morkusu ne demek oluyor. Neyin kafasını yaşıyoruz. Maksimum koruma altına alınmış hassas bir bölgeye CANLI BOMBA girebilmiş mi? Girmiş! Sen önce kendi istihbarat ve emniyet zafiyetini sorgula! Erken veya geç patlamış ne fark eder! Patlamış işte. Ayrıca dikkat çekici olan, hep patlamalardan sonra bilgi akışı başlıyor? Saldırıyı işid, pkk, pyd, deaş vs. yapınca ne değişiyor ki? Hepsi Terör değil mi? Anlamış değilim ben bunu hala. Terör saldırıları sonrası Türkiye'deki aşamalar. Yayın yasağı, terörü kınama, facebook, twitte

Yer: Antalya. Bir sosyal deney. Konu: Gelin 11, damat 35 yaşında!

Resim
ABD de yapılan "Çocuk Gelin, Yaşlı adam." Sosyal deneyinin aynısı Antalya'da yapıldı. Bu 8 mart için uyarlanmış ve kadının önemi hakkında halkın tepkisi ölçülmek istenmiş. Aynı test Amerika'da yapılıyor. 11 yaşındaki bir kız, 65 yaşındaki bir erkekle evlendiriliyor. Halka açık alan da düğün yapılıyor ve kamerayla tepkiler kaydediliyor. Tiyatrocular tarafından halkın tepkisini ölçmek için yapılan bir sosyal deney. Ama gerçekte de yaşananlar var. Ne yazık ki! Gerçek olması Antalya'da şaşırtıcı değil aslında. Çünkü Antalya'da evlilik yaşı çok düşüktür. 30-35 yaşındaki kadınların torunları var. Başlığa bakınca bir an gerçek sandım. Yazının devamını okuyunca içim rahatladı. Kızlarını küçücük yaşta evlendiren anne-babaları anlayamıyorum? Nasıl kıyarlar bu yavrucaklara. Onları kendilerine eş yapan yaratıklara zaten söyleyecek kelime bulmakta zorlanıyorum. 11 yaşındaki çocuğu kendine gelin yapacak kadar kirli. Fakat gerdekten sonra gusül abdesti alacak ka