Kayıtlar

eylem etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Düşünce Enerjidir

Resim
Düşünce enerjidir. Bir düşünceyi ne kadar çok aklımızdan geçirirsek o düşüncenin enerjisini hayatımızda o kadar çok hissetmeye başlarız. Bu yüzden de korktuklarımız başımıza gelir. Peki iyi yada olumlu düşünmek için ne yapabiliriz? Düşüncenin gücü. Böyle diyorlar. Fikrimce olay hakkında farklı olasılıkları hesaplayarak hareket eden insanın başına gelenler öngörüsündendir. Bu da yetenektir. Olasılıklardan kötü olan gerçekleşmiş ve kişi bunu önceden öngörmüştür. Aynı şeyi tekrar ederek hissetmek ise odaklanmadır. Yani kendi kendini motive etmek ve düşünceyi hayata geçirmek için daha çok kafa yormak. Bir şeyi düşünürsün tüm eylemlerin bunun üzerine kurulur ve o olur, sonra korkarsın, korkudan kaçış yolu ararsın, bu korkunu büyütür ve hiç olmayan bir şeye sürekli bakmak gibi bir süre sonra onu görürsün, enerjin sayesinde oluşur tüm bunlar. Olumlu düşündüğün zamanda aynı şeyler geçerlidir, bu sefer her şey iyiye doğru değişir. Ama insanın korku fonksiyonları daha baskın olduğu için

Gündüz Karanlık, Kör Olduk...

Resim
Bir fikre eylem eşlik etmiyorsa o fikir sadece beyinde işgal ettiği hücre kadar büyüyebilir. Geldiğimiz yerde kalıyoruz bir türlü gelmek istediğimiz yere gelemiyoruz. Tam geldik derken yine aynı yer tam bir kısır döngü. Ömrümüz ne olduğunu anlamadan sabır ile tavır arasında bitiyor. İnsanlar karşılarındaki insana verdikleri cevaplarla karakterlerini belli ediyorlar. Çoğu insan dinlemeden anlamaya çalışıyor, günümüz insanının birbirini anlamamasının en büyük nedeni de bu. Kendi fikri olmayan insanlar başkaları adına konuşur, kararları da onlar yerine başkaları verir. Bu özgür olduğun halde köle hayatı yaşamaya benzer ki, başkalarının düşüncesi bir nevi köleliktir. Kimse sorumluluk almak istemiyor. Çünkü sorumluluk rahatlığa ters düşer, kimsede rahatını bozmak istemiyor. Sorumluluk almakta bir beceri işidir. Tecrübeli olacaksın, cesur olacaksın ve aldığın sorumluluğun farkında olacaksın. Sorumsuzluk daha basittir o yüzden çoğu insan bundan kaçar. Sorumluluğun artısı ise insan

Ülkenin geneli depresyonda!

Resim
Kimse mutlu olamaz dünyamızda, bizi mutluluk için tasarlamamışlar. Çünkü gereğinden fazla özlüyoruz dünü. Ülkenin geneli depresyonda. Kimse mutlu değil, kimse kimseye tahammül edemiyor, umut edebilen insan az, çalışma şartları ağır, insanlar katı, hayatı idame etmek yorucu. İnsanlar yalnız ama başkasını hayatına almak için güçleri yok. Şükür etmek için pek çok sebep olsa da yetmiyor. Ne kadar çok şeyin farkına varırsanız, vicdanınız da varsa depresyon kaçınılmaz. Zaten sorgulayan bir beyin eninde sonunda bulunduğu hayatın gerçekleriyle mutsuzluğa sürükleniyor. Dünya üzerindeki mutluluğun hakim olunduğu yerler genellikle ekonomik yönden güçlü ülkelerdir. Bizim toplumumuzun Akdeniz ülkesi oluşu dolayısıyla duygusal olması da bir etken belki mutsuz olmaya. Bir kuşak arabesk filmleri ve müzikleriyle büyüdü, şarkılara ve filmlere ağlayarak yetişti. Günümüzün anne ve babaları o kuşağa ait. Yapılan bir deneyde Vivaldi dinletilen bitkiler ile Arabesk dinletilen bitkiler arasında büyük

Dönüş yalnız var olan ışığa!

Resim
İnsanın bazen yapabileceği tek şey her şeye rağmen yaşamaya devam etmek. Yıkımın bizi yıkmamasını ve fonksiyonel kalmayı sağlayan tek şey bu. Hayat hiçbir şey için garanti vermez. Fırsatlar ve seçenekler sunar. Yeterince cesursan başarmak için denersin. Kendini sorgulayıp iç gözlem yapmak perdeyi aralar. Gitmek gereken yer kendimizken bunu kabullenmeyen bizler. Yol gerçek biz biriz. Uzun gerçeklerin hikayesi tek gerçek bilinç düzeyinde izlenen yol ve bizim düşlerimizin bizi götürdüğü yer biz. Sorgulanmayan yaşamda, alınan hava sadece karbondioksittir. Kuralların olsun ama başkalarını dışlamak, yargılamak için kullanma. Doğrularını putlaştırma, inancınla büyüklük taslama. Kurallar bağımlılığa dönüşmeden bizi gitmemiz gereken yere götüren harita gibidir. İzlediğimiz yolu bilmemiz için. Bilinç düzeyi bilinçaltının etkisi aracılığı ile yorumlamalar ve yargılar sonucu oluşur. Her şey bilinç düzeyinde gerçeklik olarak algılanmış olsaydı düş diye bir şey kalmazdı. Çünkü düş yaşadığımı

ABD uyardı

Resim
ABD uyardı. İŞİD beş ayrı koldan TÜRKİYE'Yİ vuracak. Kendini adam etmek gibi derdi olmayanın, kendisi gibi düşünmeyenleri adam etmekten anladığı sadece şiddet uygulamaktır. Çünkü sürü halindedirler ve saldırmak için sadece çobanın bir ıslığını beklerler. Bir üçlü Türkiye'yi bataklığa doğru sürükledi. ABD, Beşar Esad'ın işini, Kaddafi'ye yaptığı gibi kısa zaman da bitirecek, Saddam'ı astığı gibi. Kaddafi'yi linç ettirdiği gibi Esat'ı da yok edecek sanıldı. ABD/İsrail/İngiltere yapamadılar, beceremediler. Esad siyasi ve askeri manevralarıyla yerinde kaldı. Olan Türkiye'ye oldu. Artık komşularımız arasında yenileri İŞİD ve PKK var. Emperyalizmin eli olan kanlı bu iki taşeron örgütü, Türkiye'ye savaş açmış durum da. Türkiye savaşa girdi/tam içinde. Geleneksel savaşlar dönemi bitti artık. Yapılan gayrinizami savaş yani düşük yoğunluklu savaş. Düzenli ve büyük birlikler yerine, küçük ve işlevsel birliklerle ülkeyi yıpratmak, halkının moralini bozm