Kayıtlar

zaman etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Zaman

Resim
Hayat deyip geçiyoruz ve sonra bir gün... Zaman yok, beklenti çok, bütün sıkıntı beklentilerde. Hayatı yaşayan insanlar, hayatı seyreden insanlardan daha çok yorulup, daha çok incinebilirler belki ama yaşamışlardır hiç değilse. Hayatın her şamarı yaptığın hataları en aza indirir. Zamanda, insanlar da o kadar değişkenler ki, her an şaşırtabiliyorlar. Zaman en iyi ilaç diyorlar ama tüm yaralar da zamanda açılıyor. Bugünün değerini anlamadan yarını bekleyen insanlar, dünün geçtiğini ve yarının belki de hiç gelmeyeceğini düşünemiyorlar. İyi bir emanetçi değildir zaman, zamana güvenmeyin. O, kimseye bıraktıklarını bulma garantisi vermez. Hayata ha şimdi, ha sonra başlayayım derken bir bakıyorsun tükenmiş ömür. Avucumuzda son kullanma tarihi çoktan geçmiş bir yığın tecrübe kalıyor. Atsan atılmıyor, satsan satılmıyor. Gençlik bir kuştu tutmak istedim tutamadım. Yaşlılık bir yük atmak istedim atamadım misali. İnsanlar yaşamın ne kadar kısa ve anlamsız olduğunun farkında olabilseler

Mutlu İnsan

Resim
Hayat birlikte olduğunuz insanların istediği her şeyi karşılayacak kadar uzun değil. Herkesi memnun etmeye çalışıp mutlu olabileni gören var mı? Öyleyse bir başkası mutlu olacak diye kendi mutsuzluğunuz da boğulmayın. Bir zaman sonra anlıyorsunuz ki, insan beklentilere yanıt vermek için çabalarken kaybediyor özgürlüğünü. Herkes mutlu olsun istediğinizde kimse mutlu olmuyor. Kendi hayatının kahramanı olmazsan başka hayatların kölesi olursun. Zaman çıkar menfaat dünyası olmuşken kendi saygısını insanlara kanıtlayamazsınız. Yarınlara dair umudunuz ve yanınızda sevdikleriniz varsa boş verin diğer insanları yaşamın keyfini çıkarın. Diğer insanlar için paran olduğunda güzel oluyorsun, akıllı oluyorsun, adam oluyorsun. Olmadığında hiçbir şey olamadığın gibi. Yeteri kadar paran olursa çalışmak zorunda kalmaz böylece zamanı satın almış olur, bu zamanda da seni mutlu eden şeyleri yapabilirsin. Bir anlamda para ile mutluluğu bile satın alabilirsin. Mutlu insan üzülmenin hiçbir şeyi dü

Çaresizlik Sınırların Keşfidir

Resim
Sana senden başka kimseden fayda yok o yüzden kendinden başka kimseye güvenme. Parlarken herkes seni sevebilir ama gerçekten seni kimin umursadığını parlaklık azaldığında anlarsın. Hayatta mümkün olmayan keşkeler kıymetini bilmediğimiz, geriye getiremediğimiz şeyler, yaşanması mümkünken yaşayamadıklarımız ile pamuk ipliğine bağlı bir hayatın içindeyiz. İyisiyle, kötüsüyle kıymetini bilmeli hayatın çünkü insana ikinci bir şansı vermiyor. Kimse çaresiz kalmadıkça sınırlarını keşfedemez. Kimbilir kaç kez yalnız ve çaresiz kalmış, kaç kez köşeye sıkışmış, her seferinde çırpınarak çıkıp o çaresizliklerden beslenmişizdir. Her şeyin bittiği yerde korkularda bitmiştir, kaybedecek şeyi olmayanın eforunu tüketeceği farklı istekleri kalmaz, artık tek bir amaç oluşur ve bütün gücünü o amaç için kullanır. Yaşıyorsam hala yaşamam gereken, değiştirmem gereken bir şeyler var demektir. Bunu da atlatırsın neler neler atlattın diyorum kendi kendime, kolay olmuyor ama olana kadar kendimle konuşuyo

Gündüz Karanlık, Kör Olduk...

Resim
Bir fikre eylem eşlik etmiyorsa o fikir sadece beyinde işgal ettiği hücre kadar büyüyebilir. Geldiğimiz yerde kalıyoruz bir türlü gelmek istediğimiz yere gelemiyoruz. Tam geldik derken yine aynı yer tam bir kısır döngü. Ömrümüz ne olduğunu anlamadan sabır ile tavır arasında bitiyor. İnsanlar karşılarındaki insana verdikleri cevaplarla karakterlerini belli ediyorlar. Çoğu insan dinlemeden anlamaya çalışıyor, günümüz insanının birbirini anlamamasının en büyük nedeni de bu. Kendi fikri olmayan insanlar başkaları adına konuşur, kararları da onlar yerine başkaları verir. Bu özgür olduğun halde köle hayatı yaşamaya benzer ki, başkalarının düşüncesi bir nevi köleliktir. Kimse sorumluluk almak istemiyor. Çünkü sorumluluk rahatlığa ters düşer, kimsede rahatını bozmak istemiyor. Sorumluluk almakta bir beceri işidir. Tecrübeli olacaksın, cesur olacaksın ve aldığın sorumluluğun farkında olacaksın. Sorumsuzluk daha basittir o yüzden çoğu insan bundan kaçar. Sorumluluğun artısı ise insan

Herkes Birbirine Ayna

Resim
Herkes birbirine ayna. Bizim yansıttıklarımızın karşımızdakinde bıraktıkları ve başkalarının yansıttıklarının bizde bıraktıkları. Hayat tüketmektir her şeyi, tüm bu yaşadıklarımızın hepsi tasarlanmıştır. Herkes hayatı boyunca hep bir şey arar, kimi kendini, kimi sevgiyi, kimi kaynağı ve sonunda da bu dünyadan selamını vererek gider. Geldiği yeri unutan gideceği yeri asla bulamaz. Geldik, yaşadık, gidiyoruz. Ne güzel söylemiş Mevlana 'Hamdım, yandım, piştim.' Çoğu insanda bir hava bir ahkam, özün belli sen bellisin neyin havası neyin kafası. Geldiği yeri unutan bir gün unutulmaya mahkumdur. Bir lokma ekmeği çoluk çocuk kazanmaya çalışıp evine getirenler şimdi bir basamak yükseldi diye şu an ki yoksulu fakiri görmezden gelip hatta aşağılayarak bakıyor. Rızkı verende, alanda Allah'tır. Yüksekten uçan yere sert düşer. Geçmiş geleceğimizi inşa eder, unutmadan ama günümüze de taşımadan. Hayatın kendisinin anlam olduğunun farkına vardığımda, teker teker anlamsızlaşmaya

Bakmak Görmek Değildir, Görmek Dikkat Etmektir!

Resim
Bakmak görmek değildir, görmek dikkat etmektir. Bir olayı yüz kişi görse, yüzü de farklı anlatır, aynı olayı yüz kişi yaşasa, yüzü de farklı yaşar. Yani bizleri etkileyen asıl neden yaşadıklarımız değil, onları nasıl algıladığımızdır. Herkesin bakış açısı farklıdır. Nasıl algılıyorsak pencereden onu görüyoruz, herkesin manzarası farklı. Manzaramızı doğduğumuz andan hatta ana rahmine düştüğümüz andan itibaren bizim dışımızdaki koşullar belirliyor. Bu yüzden kimseyi manzarasından dolayı ne yargılayalım, ne de eleştirelim. Dikkat etmeden bakanların kimisi bakar görmez, kimisi görür abartır, kimisi hayalperesttir hayalle gerçeği karıştırır. İyi bakan, dikkat eden, doğru yorumlayan ise gerçeği yakından görür.  Zamanında zorluk çekmiş insanların bakış açıları çoğunlukla daha adaletlidir. Rahat bir hayat sürmüş insanlar ise genellikle senaryoyu istedikleri gibi çizer ve pazara sürerler. Bir insanın içinde merhamet, hoşgörü, insani duygular olduğu zaman her şeyi farklı gözl

Temiz Su Kendini Kirletir Mi?

Resim
Hayat yarısının bitiş çizgisi yok, her şeyin bir bedeli var. Ne ekersen onu biçersin, ne kadar bedel o kadar başarı, azimde bir başarıdır sabırda, direnmekte ama önce istemek gereklidir. Kusursuzluk memnuniyetsiz göstermekten başka işe yaramıyor, keşke kusurlu yaşasaydım. Zaman öğretiyor hayatın baharını da, ayazını da. Zamansız fırtınalar dalları kırıp geçiyor. İyi havalarda fırtınayı hesaba katmak ise işimize gelmiyor. İnsan insanlık sıfatı ile insan olur. Bu sıfat noksan ise onda insanlık eserlerini bulursun ama insanı değil. Küfler zararlı mantarlardır. Uyusa zararlı, uyansa daha zararlı. Ne gözler var görmez baktım yetmez mi der. Her şeyi bildiğini sanır bilmediğini bilmez. Duyduğunu duyan, baktığını gören, uyuduğu sanılan bir olur mu, uyuyan gözleri kapalı olsa da beyni çalışan? Bekle diyor zaman belki yarın. Uyanmak güzel şey de bir uyanabilsek keşke. Anne karnındayken uykudayız, doğumdan ergenlik çağına kadar annemiz babamız uyutur sonra okulda hocalar uyutur, asker

Duygularımız Doğru, İnsanlar Yanlış...

Resim
Savaştıkların seni yener. Sevdiğin her şey ise amacına hizmet eder. Yaşam ve hayat tarlasına bunları ekiyoruz kendimizce ama yaşamda değişmeyen ilkeler de vardır. Birlikte yaşamak, uzlaşmak, dayanışma içinde olmak, ortak yaşama kültürü geliştirmek önemli ve gereklidir. Gülmek beyin hücreleri tarafından salgılanan endorfin salgısını artırarak vücudumuzu rahatlatır. Hayatın en güzel eylemidir, her ne varsa sizi bundan alıkoyan onları yok edin. Gülmek için mutluluğu beklemeyin sonra belki tebessüm bile edemezsiniz. Hiç kimse bizden daha mutlu değil bunu gördüğünüz zaman şikayet etmeyi de bırakırsınız. İnsanlar çeşitli dertlerle sınanıyor, kimsenin hayatı bir diğerine benzemiyor. Hangi kapının ardında hangi dert var görebilmek için gönül gözünle bakmak gerekiyor. Ancak gönül gözü anlar dilsiz acıları ve mutlulukları. Hayat alıştırarak öğretir insana olgunluğa erişmeyi, kimi, neyi, ne kadar ciddiye almak gerektiğini. İnsanlığa karşı yeterince nefretle dolduğun zaman ironik bir şekil

Finali Doğrunun Gücü Yapar

Resim
Bazıları düşünür yapar, bazıları düşünür yaşar. Herkes konuşur ama önemli olan anlaşılmaktır. Doğruyu söylemek kadar zor, boş konuşmak kadar kolay bir şeyde yoktur. Gün bitsin ama ömür bitmesin isteriz. Kendi yarattığımız gerçekliğe inanır, kendi yazdığımız senaryolarda her zaman başrolde kendimizi oynar, her şeyi kendimiz için yapar, kendimiz için aşık olur, kendimiz için ağlarız. İnsanlar belki tam anlamıyla kötü değildir ama iyi hiç değildir. Doğruya doğrudur diyen kim? Doğruda, güçte sürelidir, keser döner sap döner misali gider, gelir yolunu bulur. Ne tam doğru vardır, ne de tam yanlış bakış açısına göre değişkendir yani subjektiftir mekana ve zamana göre değişir. Tek bir doğru yoktur herkesin doğrusu farklıdır. Bir çocuğa göre çikolata yemek doğruyken, doktoruna göre yanlıştır. Her güçlünün doğrusu kendine önemli olan doğrunun gücüdür. İnsana güç veren doğru olanı yaptığından emin olmasıdır. Doğrunun güçlüsü başta galip gelsede finali doğrunun gücü oynar. Doğrunun g

İyi Niyet Kişilik Yapısıdır!

Resim
İyi niyet bir davranış değil kişilik yapısıdır. İyi niyetli olmak iyidir ama tedbiri de elden bırakmamak gerekir. İyi niyet bazen karşındakini yönlendirme taktiklerinden birisidir, bazen de karşıdaki üzerinde üstünlük kurmaktır. İyi niyet kötülük taşımayan bir düşünceyle hareket etmektir. Bu insana ait olan bir davranıştır, kimileri gösteriş olarak veya karşısındakinin gözlerini boyamak içinde kullanabilir. Hangisi olduğu ise karaktere bağlıdır. Ben iyi niyetle yaklaşmıştm diyen biri için genel olarak sorun iyi niyetle yaklaşmakta değil, karşı tarafın art veya ters davranışları dolayısıyla usanç ve gına gelmesindedir. Çoğu zaman iyi niyet sandığımız durum ise kötü niyet karşısında ezilmiş sıradan bir niyettir. İnsanlara şans tanımalıyız, iyi niyetimiz bizi koruma sınırında olmalı. Karakterin temiz ve dürüst ise, zorlasan da kötü niyetli olman mümkün değildir, en fazla tokat yedikçe biraz daha dikkatli olmaya çalışırsın. Zayıf anları yaşamadan kimin sırtını döneceğini bilemezs

Toplumun Mutluluk Standartları Değişti

Resim
Tükenen her şey ihtiyaç dürtüsünü azaltır, ihtiyaç kalmayınca mutlu da etmez. Mutluluğun bir doyum noktası, bir sınırı olmadığı için insanoğlu hep daha fazlasını ister. Yani mutluluk yüklenen anlama, zamana, mekana, kişilere, şartlara göre değişen bir kavram ölçülebilen bir tanımı yok. Her şeyin bir bitimi var, bugün sevdiğini yarın sevemeyebiliyorsun fikrimce bu yüzden içinde bulunduğumuz anı yaşayıp mutlu olmak gerekir sonuçta mutluluk bir amaç değil, mutlu olmak için bir çaba gerekmiyor, mutluluk anlık bir şey onun için çabaladığımız ve bunu bir amaç olarak gördüğümüz sürece mutsuz olmaya da mahkum oluyoruz. Yaşımız ilerledikçe bizi mutlu eden şeylerin aslında biz onlara anlam yüklediğimiz için mutlu ettiklerini anlıyoruz ve hayata bakış açımız değişiyor, sanki mutluluk bir topa benziyor biraz yuvarlandığında arkasından koşuyor durduğunda ayağımızla tekmeliyoruz. Zaman her şeyi değiştiriyor beni, seni, onu, içi, dışı, kavramları, duyguları... Önceden bizi mutlu eden şeyler

Hayatın Anlamı

Resim
Hayatın anlamı senin hayata olan bakışında gizlidir, o anlamı senden başkası bilemez. Yaptıklarımız düşüncelerimizi belirliyor, biz neyi anlamlı görüyorsak hayatta ona göre anlamlı yada anlamsız oluyor. Hissettiğimiz duygulara göre değişir hayatın anlamı, bazen kazandıklarımız ve değer verdiklerimizdir. Kimine göre ailesidir hayatına anlam katan, kimine göre ailesinden uzaklaşmaktır. Bazıları için yaşadığı durum, bazıları için aynı durumun aksi halidir. Genel olarak hayatın anlamı yok, herkes duygularıyla, hisleriyle hareket ediyor, mutluluk hissettiklerimizle başlıyor ve bitiyor hayatın anlamı da bunlarla belirleniyor. Onurlu ve duyarlı yaşamak, kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapmamak hayatı anlamlı kılar, anlamsız kılan ise amaçsız ve bencil yaşamaktır. Severek gerçekleştirebileceğin hedeflerinin ve umutlarının varlığı hayatı anlamlı kılar. Hedeflerinin ve umutlarının tükendiği yerde hayatta anlamını kaybeder. Amaçlanan şeyi hayata uyarlayarak amaç edinmek hay

Önce Kendisini Sevmeli İnsan...

Resim
Kendisini sevmeyen, kıymet vermeyen insan kimseyi sevemez. Elimizdekilerin kıymetini bilmek aynı zamanda bunu hak etmek gerekir. Sevilebilmek için çabalamadan, kırmadan yaşamak gerekir yoksa huzur yavaşça uzaklaşır. Seven sevdiğini üzmez, seven sevdiği üzülür diye kırmaz, seven seveni kaybetmek istemez. Kimse kimsenin fırtınasını çekmek için gelmiyor dünyaya. Sorunluysalar gitmeli ve hatta başka hayatlara bulaşmamalılar, kimseyi mutsuz, huzursuz etmeye hakları yok. Kıymet bilmeyenin hüznü dramatik değil tamamen adaletin gerçekleşmesidir. Hep acı çeken hangi insan iyi değildir. Acı çekmek insanı iyi biri yapar, mutluluk ise empatisiz bir canavara dönüştürür. Mutluluk acının azalmasıdır. Doğruluk, dürüstlük, iyi niyet, özgürlük, saygı, anlayış vs. bunlara önem vermeyen kimseyi sevmeyin. Birisine verilecek en önemli şey zamandır. Geri alınması mümkün olmayan tek şeydir zaman. Sonuçta hepimiz yalnızız, perde kapanır ve herkes evine gider. Önce kendisini sevmeli insan, kendisine d

................ bıraktım!

Resim
Öncelikle Allah'a Zamana İnsanları Geçmişi geçmişte Akışına Umut etmeyi Çaba göstermeyi Yarını düşünmeyi Boşa kürek çekmeyi Beni kullanan insanları Öfkelenmeyi Kızmayı Konuşmayı Gereksiz akrabaları Sürekli para isteyenleri Kendime yalan söylemeyi Duygularımı Güvenmeyi Çok iyi insan olmayı İnanmayı Değiştiremediğim şeyleri Değiştirebilme arzusunu Kötü niyetli herkesi İnsanlara güvenmeyi Başkaları için yaşamayı Başkalarını kendimden çok düşünmeyi Başkaları üzülmesin diye onların istedikleri gibi olmayı Üzülmeyi Umutsuzluğu Hayal kırıklığını Güvenmeyi Umut etmeyi Bir şeyler beklemeyi Konuşmayı Susmayı Ağlamayı Tartışmayı Birilerinden bir şeyler beklemeyi Sevmeyi Aşık olmayı Herkes için iyi şeyler istemeyi Gülmeyi Beklemeyi Değer vermeyi Aptallığı Ucuz insanlara fazla değer vermeyi Aldanmaları Olaylara üzülmeyi Hayatımdaki faydasız insanları Hayal etmeyi Alışkanlıklarımı Bırakmayı Hayata dair güzel umutları geride Dünyayı İnsanl

Her şey karşılıklı...

Resim
Dik duranlar hayatı yeterince tanımış, görmüş, geçirmiş ve dik durmak zorunda kalmıştır. Büyüdükçe, olgunlaştıkça, yükseldikçe insanlara saygıdan eğilirler ezik oldukları için değil. Ve bilirler ki kendi ellerinden başka tutunacak el yok nereden ve nasıl bakarsa bakılsınlar. İnsanın annesi bile onu karşılıksız sevmezken bunu bir yabancıdan nasıl bekleriz. İdeal aşk beklentisi buysa hayal kırıklıkları kaçınılmaz ama yine de başka türlüsü kabul edilemez geliyor. Aslında kimse karşısındakini maskesiz görmek istemez, bu çirkinliğe kimse katlanamaz, gerçeğine tahammül edemez. Bir çok insan var ailesine rest çekip ayrı evde yaşayan, birbirlerini yıllardır görmeyen, üç karış toprak, üç kuruş para için birbirini silmiş ebeveyn, evlat ve kardeşler. Tüm iyi şeyleri sadece bir olay silip harcıyor, onlarca yaşanmışlıkları sonlandırabiliyorsun ve buna getirilebilecek bir açıklama yok. Hepimiz bir gün öleceğiz ama hiç ölmeyecekmiş gibi kalp kırmaya, zarar vermeye devam ediyoruz. İnsanlar

Her an tektir ve özeldir...

Resim
Biraz sabır, haklılık, işi bilme başarıyı getirir. Yaşanan kötü günün sabahında yeniden yola çıkacak gücü bulan insan güçlüdür. Bazen bir orkestra şefi gibi olmak, sırtımız seyirciye dönük kim ne derse desin hayatı yaşamak, doğrularınla yürümek gerek. Kısacık hayatımızda kendimize birini örnek alarak gerçek beni yok saymamak gerek. Sadece kendimiziz bir başkası değil ama herkes başkasının hikayesinde kahraman ve kendi hikayesinde çaresiz. Artık kimse küçük şeylerden mutlu olmuyor. İyi bir şey görüp yaşadıklarında biraz daha istiyorlar. İstedikleri şeyleri aldıklarında da tümden bir mutsuzlukla baş başa kalıyorlar. Anı yaşamak için bir çaba göstermek gerekmediğinden belki de farkına varamıyoruz. "An" kavramı beynimizde farklı anlamlarla karşılanıyor, anı oluşturan parçalar hiç beklemediğimiz bir anda bir araya gelerek uyum içinde yükseliyor, bedenimiz ve ruhumuz yoğunlaşan duygularla doluyor. Böyle bir anda plan ve hesap yapmak yerine bir süreliğine kendimizi salabilme

Uzakta olan birini sevmek...

Resim
Güçlü insanların yaşayabileceği yaşam şekli. Güçsüz tipler zaten aşkın hakkını veremedi. Uzaklık iki kafa arasındaki mesafeden ibaret, oraya ulaşamadıktan sonra ha yakın olmuş, ha uzak aynı. Aşk illa gözle görmek değil, yüreğinle hissedebilmektir. Kontrolsüz yakınlıklarda tüketebilir aşkı, bazen insanlar birbirlerine çabuk ulaşırlarsa çabukta bitebilir her şey. Mesafeler ancak ruhen uzak insanlarda olur, ruhları beraber olan sevgilerde mesafe düşünülemez bile, düşünülüyorsa o sevgi değildir zaten. Kafka Milenayı hep uzaktan sevmiştir. Başınızı yastığa koyduğunuzda avuçlarınızda bir yürek atar. Düş mü, gerçek mi yoksa yastığın marifetimidir bilinmez. Duygular bağımsız bir şekilde alır başını gider. Çok uzakta olsa, sarılamasanda, mutlu olduğunda, hüzünlü olduğunda yanında olamasa da eğer güveniyorsan o kalbi acıtmayacağına dünyanın öbür ucunda olsa da devam eder. Mesele sevdaysa kanun da, kural da, şartlar da bir yere kadar olur. Seven yüreğinde sevileni besleyebilirse yürür g

Tanıyınca hemen kaç...

Resim
Sürekli sizi eleştirenler. Burnundan kıl aldırmayanlar. Boş vakitlerin de sizi arayanlar. Yalnız kalmamak için sizi isteyenler. Gözü dışarıda olanlar. Yürümeyen ilişkiler için hep karşı tarafı suçlayanlar. Sürekli haklı çıkmaya çalışanlar. Kendi isteklerini dayatanlar. Sizi değiştirmeye çalışanlar. Size bağıranlar. Geçmişi unutmayan kinciler. Anne, baba ya da geçmiş ilişkilerinin hırslarını sizden çıkaranlar. Sürekli eski sevgilisinden bahsedenler. Eski eşiyle, sevgilisiyle barışmak isteyenler. Görüşenler. Hem ilişkiyi yönetmek isteyen, hem de adım atmayanlar. Geçmiş ilişkilerindeki terk edilme ve öfkelerini size yansıtmaya çalışanlar. Arayınca sen aradın, aramayınca neden aramadın, diyen dengesiz tipler. Sürekli sen bunu dedin, sen bunu yaptın diyenler. İş için bir yere gittiğinizde bozuk atanlar. Kadın hem çalışsın, hem de yemek pişirsin, bana hizmet etsin diyenler. Olmayacak hayaller kurmamalı insan. Hayalleri de yaşamları ile paralel olmalı. Hayale de, sevg

Esaretin cesareti!

Resim
Çok konuşulup az söylendiğinde, boş zaman değerlendirilmeyip, boşa geçen zaman yaratıldığında, gidenin değil, kalanın terk eden olması yaşandığında, işte o zaman hayatı yaşamadığını, hayatın seni tükettiğini anlarsın... Kendi aklınla yaşamak kendi kendini adam etmektir, zeka ve bilgiyi kullanarak etinden kemiğinden kendini inşa etmektir. Aslında herkes kendini yaratır ve çabalar acı vermeye başladığında kendisini zorlamaya devam edebilen kazanır. Merdivenler yorucu olduğu kadar insanı güçlü kılar, hep son adımda daha ne kadar var dersin. Yeter ki umudun olsun azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz. Kendinde olanları objektif olarak yargıla sonuçta sen kazanacaksın. Sen varsan herkes var sen yoksan kimse yok, önce sen. Kendini sev çünkü sana bir tek sen gerekiyor. Dünya denilen yere geldik, gidiyoruz. Ne ağlamaya, ne yanmaya değecek hiçbir şey yok, seni sevdiğim kadar yaşıyorum, yaşadığım kadar da seviyorum hayat. Kolay değil yaşamak, hayatın bütün darbelerine göğüs germenin oluştur

Beynin Sahibini Bulmadan Çözemeyiz...

Resim
Her gül yaşamla buluşunca kokusunda bütünleşir. Bazı Güller ise bereketsiz topraklar da kirli sularla gelişirse güneşten çok karanlık köşelere terk edilirse dikenlerinden ibaret olmaya mahkum olurlar. Sonrasında Güneşin altında hak edilmemiş yerdeymiş gibi düşünülür. Kimse kötülüğe hizmet için dünyaya gözlerini açmaz ruhunu kirleten etmenler olur. Bakışını nereye çevirirse görüşü o olur, nasıl düşünürse karşılığında onu görür. İçleri kin, öfke, nefret, dışları tebesüm, sevgi, dostluk kokan insanların arasında yaşıyorsak kimseden de beklentiniz olmaz. Ve hiç birimiz daha olgunlaşamadık. İlla ki şaşırıyoruz / şaşırtıyorlar. Beklentilerden kurtulup anda yaşamayı öğrendikten sonra hayat çok daha rahat. Yaşananları sadece deneyim olarak görmeye başlayınca olumlu olumsuz, iyi kötü demeden kabulleniyor insan ve mutsuz olmak için neden kalmıyor. Hiç bir mutluluk sürekli değil, sürekli olan değişim ve ona ayak uydurabilmek. En büyük mutluluk mutsuzluğun kaynağını yok etmek. Hiç bir başarı