Kayıtlar

kişi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Haklıyken Özür Dilemek

Resim
Pozitif düşünen bir kişi negatif cevap vermez, yeter ki sorulmak istenen soru düzgün olsun. Neden haklı olduğu halde özür dilesin insan? Çağ zaten en ufak iyi niyeti dahi istismar ederken, temiz ve hassas olan insana saf salak gözüyle bakarken neden özür dilesin? Aksine tavır alsın, muhatap anlayışsız biriyse hele kestirip atsın, hiç gerek yok uzatmaya. Haklıyken özür dilemek karşınızdaki insanla ciddi iletişim sorununuz olduğunu gösterir. Kaybetme korkusundan kaynaklanan, çaresizlik, zayıflık göstergesi bir davranıştır. Duygulara, hislere pranga vurulmuyor ama haklı durumda iken özür de dilenmemelidir. Bazı durumlarda aptallarla tartışmak hastalanmamıza neden olur, en iyisi böyle insanlardan özür dileyip egosunu şişirmesine izin verilmelidir. Anadolu'da bir deyim vardır, 'senin eşeğin kancık olsun' özeti budur özür dilemenin. Herkesi memnun etmeye çalışan insanlardan bir kısmı takdir edilme, kendini sürekli ispatlama ve değer görme gibi beklentiler ile sürekli

Dedikodu

Resim
Dedikodu yalan olunca dozu kaçınca birçok facia ve yıkımlara neden olabilir. Birileri hakkında kötü ve asılsız dedikoduysa bu yapanın kalbini de körleştirir. Sözü geçen kişinin duyduğunda hoşuna gitmeyecek her şey kötüdür. Hadsizliğin keyifli bir yanı olduğunu düşünmüyorum. Dedikodu aciz insanların yaptığı palavralardır, olmak istedikleri insanları anlatırlar. Gıybet kişinin gıyabında bulunmadığı ortamda onun duyduğunda hoşuna gitmeyecek şekilde hakkında kötü konuşmaktır veya yüz yüzeyken ona söyleyemeyeceğimiz kelimeleri sarf etmektir ve dinimize göre de haramdır. Bazı insanlar dedikodu yaptıktan sonra sıyrılmak adına ama biz olanı söylüyoruz derler, zaten olmayan bir şeyse konuşulan bu da iftiraya girer. Kul hakkına giren kişi helallik almadıkça ve o kişiyle ilgili ben senin hakkında bunları konuştum diye belirtmedikçe vay haline. Bulunulan ortamda dedikoduya başlandığında engel olunabiliyorsa ne ala yoksa ortamı terk etmek kendisini bilen kişi için en doğru olanıdır. Ded

Mantık İstikrardır...

Resim
Eğitim sadece üniversiteye gitmek değil, kendini yetiştirmek, olaylara geniş yelpazeden bakıp, objektif olabilmektir. Fikrimce iki türlü cahil var; normal cahil ve aydın cahil. Kendi yanlışlarımızı görmedimiz sürece hata yapmaya mahkumuz. Sürekli eğitim sistemini suçlayan gençlerinde dönüp biraz kendi tembelliklerine ve sıradanlıklarına bakmaları gerekiyor. Biz çektik onlar çekmesin mantığıyla her şey önlerine serilen çocuklara aslında farkında olmadan kötülük yapıyoruz. Hazır rahata, rahat tembelliğe alıştırır bu durumda da tembellere bakmak bize düşüyor. Kişinin ciddi anlamda kendisine gelecekte üniversiteden daha fazla yardımcı olacağına inandığı bir düşüncesi varsa hiç durmaması gerekir. Çok sağlam üniversitelerde okumadığınız takdirde iş hayatında büyük beklentilere kapılmayın. Yüzde doksan gibi büyük bir bölüm mezun olup kapitalizmin kölecikleri olacak. Üniversite kupa değil, kupaya gidilen yolda atılan goldür. Kupayı almak isteyen sizsiniz, nasıl gol atacağınızda sizi il

Şüphe tek gerçektir!

Resim
Sorular beraberinde ön yargılar getirir o yüzden biz insanlar tatmin olmayız. Bu fikre sahibim, şu görüşü doğru buluyorum demeden önce düşünün ve etrafınızı inceleyin. Hiçbirimiz doğruluğun temsilcisi değiliz ve fikirlerimiz mutlak doğru olmak zorunda değil. Hiçbir fikri sahiplenme, her fikir yanıltıcıdır. Fikirlerinde bu denli çok yanılan bir varlık için her fikirden şüphe duymak doğal bir davranış olmalıdır. Günümüze gelinceye kadar çeşitli kavramlara ve olgulara dair yüzlerce fikir, görüş ortaya konuldu. Kişiler bu görüşleri ortaya koyarken doğruluklarına inanıyor ve güveniyorlardı. Bir takım bilimsel veriler, felsefi kuramlar, teoriler, bulgular ve argümanlar ile desteklenince ve temellendirilince görüşler daha da bir doğru gözüküyordu. Ama hiçbiri tam doğruluk kazanmadı ve kazanmayacak. Fikirler bilgiyle inşa edilir. Bilginin de türleri vardır; dinsel bilgi, sezgisel bilgi, bilimsel bilgi gibi. Bilimsel bilgi yanlışlanabilir bilgidir. Yanlışlanamayan bilgiler üzerine kurul

İyi görünmek rol, iyi olmak gerçektir!

Resim
Kurtlar için mutlak özgürlük, kuzular için ölüm demektir. (Isaac Berlin) Bir insana tamamen güvendiğinizde iki sonuçtan birini elde edeceğiniz kesindir. Ya yaşam boyu dost, ya hayat boyu ders. Ama güven olmadan yaşam da olmuyor, ne kadar hayal kırıklığı yaşansa, ne kadar gardımızı alsakta bir yerden bir şekilde sarsılıyoruz, yani akılla da olmuyor bazı şeyler. Günümüz iletişim kopukluğunun yarattığı problemlerin temeli anlayışsızlık. Fedakarlıklar tek taraflı yapılınca hüsranla sonuçlanıyor. Çünkü hayat zıtlıklardan ibaret. İyi kötü, güzel çirkin, yapan yapmayan, vefalı vefasız, hep karşı karşıya getirilir ve imtihan dediğimiz olay orada başlar. Sabrımız, iyi niyetimiz ölçülerek yüce divana hazırlanırız. Dünyadaki yaşam sürecinin 80 yıl olacağını varsayalım, ölüm ötesinde insan sadece saniyelik yaşamını algılayabilecek. Tıpkı uykuda gördüğün rüyanın uyandığında aklında kalanı kadar anlatabileceklerinden ibaret. Sen yoluna insanlığa bırakabileceğin güzel şeylerin peşinden koşanl

Buğday tarlasına ekmek anlatılmaz...

Resim
Hiç bir zaman sevgiye yön verebileceğinizi düşünmeyin, sevgi eğer sizi o değer de bulmuşsa kendi yönünü zaten kendisi çizecektir. Önceliğin kalbinin attığı şey olacak hayatında. Ve biraz düşünmek gerek, emeğime fedakarlığıma değecek mi diye? Evet diyorsak mutluluk kaçınılmazdır. Aşk biz birbirimizi sevdiğimiz müddetçe hep beraber olduğumuz duygu. Seni görmesem ne olur gördüklerim yetiyorsa.  Sevginin gücünü hafife alanlar kaybolurlar karanlık çukurlar da.  Sana değer veren kişinin peşinden git. Karanlıklarını aydınlatan ışık olsun.  Gülüşünün olduğu yere bahar gelir. Dışarıdaki mevsim kimin umurunda. Seni fark eden sevecektir. Buğday tarlasına zaten ekmek anlatılmaz. Bazen hiçbir şey denmez ama yine de bilirsin seni sevdiğini. Onsuz ben yarım güçteyim, gelsin diğer yarı gücüm olsun.  Ne ben onsuz tam olayım, ne de o bensiz.  Hep diğer yarım ve ben onun diğer yarısı olsun. Olmayalım tek başımıza, ayrı gayrı. Yetmeyelim kendimize, bir olalım y

Doğru Adama, Doğru Kadın...

Resim
Yıllar önce Havai'de başlık parasına benzer bir uygulama revaçtadır. Bir erkeğin sevdiği kızla evlenebilmesi için kızın ailesine belli sayıda inek vermek zorundadır. İnek sayısının 10 adet olması gerekmekle birlikte kızın özelliklerine göre bu sayı değişebilmektedir. Adada iki kızı olan bir adam yaşamaktadır. Kızlardan büyük olanı bizdeki deyişle kabul görmeyen, çirkin, şanssız bir kızdır ve babası ona 3 inek fiyat biçmiştir. 2 inekli bir teklifi de kabul edecektir ve hatta iyi bir pazarlıkla 1 ineğe fit olmaya bile razıdır. Bir gün adanın zenginlerinden Johny Lingo bu eve geldiğinde herkes onun diğer kızı isteyeceğini düşünür. Oysa yaşlı adamı sevince boğarak büyük kıza talip olur. Herkes en azından isteneni yani 3 inek ödeyeceğini düşünürken Johny yanında 12 tane inekle gelmiştir. O dönemler de normal bir balayı ortalama bir yıl sürmektedir ama gelin ve damat iki yıllık balayı planlamıştır. Damatla gelinin dönmesinin beklendiği gün ahaliden biri dönüşlerini haber vermey

Ego! Ben merkezli düşünme

Resim
Başkalarının kalplerini incitmekten kaçın. Çünkü başkasına verdiğin acının zehri er ya da geç sana geri döner. (Kızılderili Atasözü) Bir tarafın çıkarı - karşı tarafın kaybı = Menfaat. (Bence) Belki de illa bir tarafın kaybetmesine gerek yoktur. Bütün güçleri birleştirip bir çıkar sağlamak da menfaat değil midir? Sorunun kaynağı çıkar sağlamayı istemek değil. Diğerlerinden üstün olduğuna inanmak isteği. İlişkilerimizdeki temel sorunlardan biri karşımızdaki ister ailemizden biri, ister sevgilimiz, dostumuz, arkadaşımız olsun birbirimizin düşünce, duygu ve davranışlarımızı yanlış anlamamız, yani tam anlamıyla birbirimizi tanımıyor olmamızdır. Eksik ve kompleksli insanlar kendilerini övmeye ve övünmeye ihtiyaç duyarlar. Çalıştığım bir yerde sürekli kitap tavsiye eden birisi vardı. Gelene geçene ezberlemiş arka yüzü tavsiye ediyor veriyor ve geri istiyor. Ben çok akıllıyım havası. Elinde benim başka bir isim altında yazdığım gelişim üzerine bir kitap mevcut. Artık iyice t

Mutluluğun peşinden gitmek...

Resim
500 kişi bir seminerdeydi. Birden konuşmacı durdu ve bir grup çalışması yapmaya karar verdi. Herkese bir balon vererek başladı.  Herkes gazlı kalemle balonuna adını yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı. Katılımcılar odaya alındı ve 5 dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi.  Herkes deli gibi kendi adını aramaya başladı, insanlar çarpıştılar, bir birlerini ittirdiler, tamamen bir kaos ortamı oluştu. 5 dakikanın sonunda kimse kendi balonunu bulamamıştı. Konuşmacı bu sefer herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan kişiye o balonu vermesini söyledi.  Bir kaç dakika içinde herkes kendi balonuna kavuşmuştu. Konuşmacı dedi ki: "Yaşamımızda bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor.  Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir.  Ve insanların yaşam amacı da budur. Mutluluğun peşinden gitmek." Tiffany Moore Ba