Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir çocuğa hayat dersi vermek gerekseydi...

Resim
Kısa bir hayat dersi vermek gerekseydi... Koşulsuz sevmeyi öğren. Hiçbir beklenti içine girmeden, önyargılı olmadan, ötekileştirmeden sev. Yüreğine vicdanı, sevgiyi ek. Yetiştirdiğimiz çocuk bizim aynamızdır, biz nasılsak o da öyle olacaktır. Ben annemden babamdan ileri, çocuğumdan geriyim.  Yaşanmışlıklardan ötürü merak ve heyecan zamanla azalıyor. Derdim ki, durma derin bir nefes al ve yürü, nasıl olsa hayat bir sürü heyecanlar çıkartacak önüne, sen hep ilerlemelisin. Hayatta hep sıkıntılar üzüntüler olmaz, mutlu olabilmeyi kendine aşıla, doğa, güneş, deniz, kum ve insanları hayatından eksik etme. İşte dans etmenin kuralları ama ayağına kimseyi bastırma. Ruhun şarkı söylerse hayat seni mutlaka dansa kaldırır. Her zaman iyiler kazanmaz, kötüler daha çok kazanır, kalp kıranlar kazanır, dostunun arkasından kuyu kazanlar kazanır ama sen bu kadar kötülüğün içinde iyi bir insan olmayı başarırsan senin kazancın hep doğruluk olur. Merhametli, vicdanlı ve sevecen bir birey ol  ama samimi görm

İnsan vardır gerisi teferruat!

Resim
İnsanlar tek dil kullansa, tüm sınırlar kalksa, dillerin, dinlerin, renklerin anlamsız savaşları bitse, insan sadece insan olabilse, aklı özgür olsa, evrendeki yaşamı koruyabilse, doğayı, insanı, hayvanları, plan yapsa ve yeni şehirler inşa etse doğayı bozmadan, yeşili kesmeden, suları kirletmeden. Böyle bir yaşamın özlemini duymak ama bu şekilde düşünenlerin sayısı günden gün azalıyor. Kendine güvenmek iyidir ama insan sadece kendi yetenekleri ve bilgisiyle başarıya ulaşamaz. İçinde yaşadığınız ülkenin şartları size destek olmuyorsa, etrafınızda size yardım edecek başka insanlar yoksa tek başınıza çok az yol alabilirsiniz. Siz ve atınız ne kadar güçlü olursanız olsun eğer çıktığınız yol üstünde dinleneceğiniz ve yardım göreceğiniz kervansaraylar devlet tarafından yapılmamışsa veya sizi başka kabiledensiniz diye içeri almıyorlarsa, o yollarda telef olursunuz. Kendimize güvendiğimiz halde, şartlar elvermediği ve birileri önümüzü kesti diye ülkeyi terk mi edelim? Eğer savaşçı gerçek bir

Yalnızlığa Yolculuk!

Resim
Yalnızlığın birden çok yüzü var herkese aynı değil. Bazılarına huzur, bazılarına azap verir. Daima güçlü olmak zorunda kalırsınız. Yalnızlığı tercih eden insanların her zaman güçlü ve başının dik olması gerekir. İnsanları anlayan insanlar genelde yalnız kalırlar, bu bir yandan üzücü, bir yandan da neşenin sembolüdür. Yalnızlık tek başına zaman geçirmek değil, gidecek, konuşacak, paylaşacak, sevecek kimsenin olmamasıdır. Derin bir kuyudur, karanlık ve ıssız. Eğer kişinin kendi tercihi ise sükunet ve huzur, değilse karamsarlık ve mutsuzluktur. Kalabalıklar içinde ruhlarını ucuza satanlar çoktur. Yalnızlık bilinçlenmektir bir şekilde, kişiye kim olduğunu, ne olması gerektiğini öğretir. Huzur, özgürlük, dengin olmayan insanlardan uzak bir hayat, alıştığın hayat, vazgeçemediğin alışkanlıklar yalnızlık bazı anlamlarda güzeldir bazen kendimize bile fazla gelirken. Dert yok, tasa yok, yanlış anlaşılma derdi yok, yalnız olmak kendin olmaktır ama herkes bunu başaramaz, bu yüzden birden çok maske

Kişisel Gelişim

Resim
Kişisel gelişim insanı bütüne götürür. İnsanın en faydalı halidir, kişinin kendini fark etmesidir. Neleri yapabildiğinin yapamadığının, nelere kızıp, nelerle mutlu olduğunun, hayattan ne beklediğinin ve amaçlarına nasıl ulaşabileceğinin farkında olmasıdır. İyi olduğu alanlarda iyiyim diyebilmesi, bilmediği yada yetersiz kaldığı alanlarda ise bunu gurur meselesi yapmadan bilmiyorum diyebilecek erdeme sahip olabilmesidir. Kişisel gelişim insanın olgunlaşması, kendisini tanımasıdır. Kendimizi tanımadan, potansiyelimizin farkına varmadan, gözlerimiz sürekli dış dünyaya dönük yaşayıp gidiyoruz. İç dünyamızın farkına varılması, için öğrenilmesi ve geliştirilmesidir kişisel gelişim. Ego duyguların şişirilmiş halidir. Genel anlamda kişisel gelişim egoyu yok eder. Hayat paylaşılınca güzel, ben kimimim, neyim, neydim, ne olacağım bunları bilen hiçbir şeyden korkmaz, özgüveni sağlam olan kişiler zaten hayatla da barışıktır. Kendisine faydası olanın çevresine de faydası olur. Fikrimce kişisel geli

Yurt Dışında Yaşamak

Resim
Gelişmiş ülkelerde gelir dağılımı daha dengelidir. Kişi başına düşen milli gelir yüksektir. Nüfusun büyük bir bölümü sanayi ve hizmet sektöründe istihdam edilir. Tarım sektöründe çalışanların oranı azdır. Nüfus artış hızı düşüktür. Sağlık ve eğitim hizmetleri gelişmiştir. Altyapı gelişmiştir. Tarımda modern yöntemler kullanılır. Araştırma geliştirme faaliyetlerine ayrılan kaynak yüksektir. Doğum ve ölüm oranları düşüktür. Kentsel nüfus fazladır. Nitelikli iş gücü fazladır. Okur yazarlık oranı yüksektir. Teknolojik imkanlar fazladır. Toplumun geneli çekirdek ailelerden oluşur. Maddi ve soysal kıyaslama yapılamaz, çünkü Türk ekonomisi gün geçtikçe daha da aşağıya gidiyor. Ama en zoru nedir diye sorarsanız, gittiğiniz ülkenin lisansını (dilini) bilmiyorsanız 3-0 geriden başlarsınız, ilk hedef dil olmalı. Sonra adaptasyon var, eski hayata özlem var. Para da bir yere kadar, en zor mücadele kendini geliştirememek olur. O ülkenin yurttaşını arkadaş edinmek isterseniz, çıkarı olanları ayrı tut

Gelişler, Gidişler

Resim
Gidenin arkasından üzülmezsen geldiğinde sevinir misin? Gidişine üzülmediğin birinin gelişine sevinmek göreceli kavram kişiye göre değişir. Geri döneceğini bildiğin için üzülmediysen geldiğinde sevinirsin ama geldiğinde seni aynı bulur mu, bunu bilemeyiz. Gider görünenler çoğunlukla gitmez. Bunun farkında olan kişi gitmediğinden, gidemediğinden emindir bu yüzden de çok fazla üzülmez. Gittiğine üzüldüysen dönüşüne sevinmezsin, bir kere üzen tekrar üzer. Gitti diye üzülmediğine de zaten geldi diye sevinmezsin, üzülmediğiniz kişinin dönüşü sadece egonuza hizmet eder. Herhangi bir duygu taşıtmamış, boşluk oluşturmamışsa dolduracağı bir yerde yoktur, varlığı da, yokluğu da anlam taşımıyordur. Kendimizi yeteri kadar seversek başkasının sevmesine ihtiyaç duymayız. Hayatın ve insanların yanımızdan, yaşantımızdan çekip gitmesine üzülmeyiz. Giden gittiğinde eksiltmiyorsa döndüğünde de hiçbir etki yaratmamalıdır. Aşırı samimiyet ilişkileri yıpratır. Bir bakarsın dost bildiğin karşına geçmiş, en s

İnsan İkiyüzlülüktür!

Resim
Her gün içinde olduklarımız önemsiz gibi geliyor bizlere, güneşin doğması çok değerli örneğin hiçbir servet karşılayamaz ama kaç kişi bunu görüyor. İnsanoğlu zeki olduğunu düşünür, öyle zekidir ki, kendi yaşam alanlarını daraltıp insanlığın yok olmasının zeminini hazırlar. Buna karşılık doğanın intikamı acı olacak. Heyelan, deprem, sel, tsunami gibi doğal afetlerin önünde duracak bir teknoloji yok, bir gün tek bir taş bile bırakmayacak doğa. Her şeyi doğaya göre yorumlarsak milliyetçi ideolojiyi yadsıyacak çok fazla argüman görebiliriz. Doğa milliyetçiliği değil bireyselliği emrediyor. Bireyselliği, yaşamayı ve hayatta kalmayı emrediyor. Var olma içgüdüsü, kabile içgüdüsüne daima baskın gelir bu doğanın bir kanunudur. Doğa sanattır, sanatçı olamaz. Her sanat eseri o sanat eserini yapanın üstün yeteneğini sergilemek, vermek istediği mesajları aktarmak için vardır. Doğa tüm canlılara verilmiş bir hediyedir. İnsanın gücü evrende bozgunculuk çıkarmaya yetmiyor yoksa evren bile yok olurdu.

Saygı Ve Sevgi...

Resim
Saygı ve sevgi birbirinden farklı bağımsız kavramlardır. İkisi de aynı yerde bulunabilecekleri gibi birbirlerinin zıddı da olabilirler. İnsanın içinde hangi duygu daha yoğunsa ilk kırılma o duyguda başlar. Sevdiğiniz bir şeye saygı duyabilirsiniz ama saygı duyduğunuz bir şeyi sevmeyebilirsiniz. Bu hoşgörü ve tevazu ile alakalıdır. Uygulamada çoğunlukla korkulan insana saygı duyulur, bazı saygılar sevgisiz zorunlu saygıdır, sevgi ise bambaşka bir duygudur. Sevmediğimiz birine saygı duyabiliriz ama saygı duymadığımız birini sevemeyiz. İkisininde birbirinden etkilendiği durumlar vardır ama her zaman değil. Güzel insanlar umarım güzel insanları bulur bir gün. İyi insan olmak görsellikte değil kalpte olur. Yalnız ruhuna dokunanı değil, ruhuna dokunduğunu da al ki hayatına, o seni severken sen izleyici kalma. Günümüzde çabuk sevip, hızlı tüketip, kolay vazgeçiyoruz çünkü. Sevilen kişiler değil, eylemler olduğu için, en ufak olayda filim kopuyor. Bencillik had safhada, hemen herkes çekemem di

Duyarlı insanların varlığı umuttur...

Resim
Duyarlı insanların varlığı umuttur... Umudu olan insan nerede olursa olsun karanlığı aydınlatır. İnsan neye değer verirse ona kulak kesilir, o yüzden neye önem vereceğine dikkat etmeli, seçici olmalı, bizden istenen sadece insan olarak kalabilmek. Hayattaki kazanımlar kendi başlarına değil güvene dayalıdır ve her yanılgı bir derstir hayat akışımızı değiştirir. Değiştiremeyeceğin şeyleri sorun etmeyince yaşamı da akışına bırakıyorsun, yanlışı yaşamayınca doğruyu bulamıyor insan. Çok şey bilmeye gerek yok. Sevginin, emeğin ne demek olduğunu bilen insanların kıymetini bilin yeter. Dostluk güzeldir karşılaşınca, aşk güzeldir çıkar olmayınca, tuttuğun şeyleri bırakma onlar senin tarafından çekilmeyi beklerler. İnsanın idealleri olmalı sonsuzluk gibi, özlemi olmalı özlemle açan çiçekler gibi, hayat güzel doğru olanı yaşayıp yaşattığın zaman. Mutluluk hayattan ne istediğini bilmek ve o isteği gerçekleştirebilmek için gerekli çabayı göstermektir. Her şeye rağmen gerçekleşmiyorsa yolunu yeniden

Matematik Uygulamalı Felsefedir

Resim
Matematik uygulamalı felsefedir! Evren matematiksel dengeli bir enerji sistematiğine sahiptir. Bu nedenle deneyimlerde yaşanacak duygusal denge aydınlanmaya giden kapının anahtarıdır. Matematik evrenle iletişim kurmamızı sağlayan dildir. Felsefe ise evrendeki şeylerin işleyişini anlama arayışımızdır. Dolayısıyla matematik olmadan felsefe, felsefe olmadan da matematik olmaz. Evrenle iletişim kurmadan yani matematik olmadan işleyişleri anlama arayışı yapılamaz yani felsefe olmaz. Tam tersi işleyişlerinde de anlama arayışı yapılmadan yani felsefe olmadan evrenle iletişim kurulamaz. Bilim 'bilmiyorum' diyerek öğrenmek, araştırmak, gerçeği bulmak ve gerçeğe giden yollar inşaa etmektir. Aynı evrim gibidir, sürekli değişerek ve uyum sağlayarak ilerler ama hep gerçeğin peşindedir. Yalanlarla örülü bir dünyada yaşayıp düşündüğünü zannedenler gerçeğin farkında değillerdir, bunların düşünme organları sadece bir kastan ibarettir. Bilim inanmak değildir, inanma eylemi sadece sanrıdır. İnsan

Beklemek

Resim
Geç kalma ihtimali ve sonuçlanmaması diğer fırsatları kaçırmana neden oluyor, hayatı ucundan yakalamana bile izin vermeyen bir şey beklemek. Beklemek kadar insanı yıpratıp yoran başka bir şey yok. Hayatımız beklemekle geçiyor, suyun kaynamasını beklerken kahve içmekten vazgeçiyoruz bazen. Beklemek ve belirsizlik içten içe çürütüyor insanı, beklentiler içinde geçen bir ömür, boşa gayretler, kabul olmayan dualar, gereksiz teselli ve ümitler. Beklemek saçma sapan sonu olmayan bir zaman kaybı. Olmayan insanlara olmayan değerler anlamlar yüklemek, elinden bir şey gelmeyen insanların birinin elinden tutup götürmesini beklemek. O beklendiği için gider, sen o gittiği için beklersin, kaybolmuşluktaki hayalin peşinden umut diye hayal kurarsın, umudun senin zincirin olur, sen ise onu kurtarıcın olarak görürsün, insan umudu kadar kırılır kırıldığı kadar da yorulur. Hayatımızda yaşananları beklemeye almadan karar verip sonuca bağlamak en güzeli ve en doğrusudur. Kişisel özgürlüğümüzü de bu şekilde

Dürüst Olmak Kaybettirir

Resim
Önümüzdeki tepeleri eritmeye çalışırken arkamızda büyüttüğümüz dağları görmeliyiz. Ön yargılardan arınmalıyız çünkü belli bir aşamadan sonra insanın düşüncesine sınır koyar, oysa bilim ve bilgi sınır kabul etmez. Kolaya alışmak zora sokar, zora alışmak kolaylaştırır. Kolay ve zordan ziyade doğru olanı yapmak önemlidir ve asıl budur zor olan. Zor olan ise her zaman doğrudur düz mantık evir çevir aynı son. Herkesle her şeyin paylaşılmaması gerektiğini bildiğin halde yine yapmak ve bunların yol, su olarak dönüşünü izlemek. Dürüst olmak kaybettirir, tecrübeyle sabittir. Zıttı anlamları ise tesadüf diyerek etkisizleştirmektir.  Neyi yapmam dediysem hepsini yaptım o yüzden artık her şeye yaparım gözüyle bakıyorum. Yediğin kazıkların toplanmasıyla birlikte kendini bulmak. Kendinden başka kimsenin önemli olmadığını öğrenmek. Dünyayı ve insanları değil ancak kendini ve tepkilerini değiştirebilirsin. Büyük idealler hayallerden geçiyor ve artık kötü bir şey olmasın yeter demeye başlıyorsun. Aile

Yolculuğun kendisidir hayat

Resim
Karşımızdakiler bilip bilmeden insanlar hakkında atıp tutmaya başladığında, saygısızca ve üslup bilmeden davrandığında, herhangi bir konuda bilgisi olmadığı halde kesin konuştuğunda bunu hisseder ama bazen zamana verip yaşayıp görmek isteriz.  Önümüz arkamız, sağımız, solumuz düşmanlık duygularıyla beslenmeye başladı. Oysa ki düşmanlığı değil, insanlığı beslemek gerekiyor. Zamanla herşey hiç beklenmedik bir anda, bir olayla gün yüzüne çıkar, iyiyle kötüde böylece daha net olarak anlaşılır. Herkes bir şekilde nefret doludur ama iyi gözükmeye çalışır. Çünkü gücü nefret ettiklerine yetmez. Ne zaman ki güce erişir işte canavar o zaman ortaya çıkar.  Evrende herkesin bir etkisi vardır. Negatif insanlar sizi hasta edebiliyorken, pozitif insanlar sizi iyileştirebilir. İletişim kurduğumuz kişilerin niteliği, yaşamdaki sağlık ve mutluluğumuzun da kaynaklarıdır. Her şeye gereksiz anlam yüklememek lazım, çünkü takıntılarımız bir süre sonra saplantılarımız haline gelebiliyor. Ardından bu saplantın

Parla ışığında kör olsunlar!

Resim
Herkes çok zeki, herkes çok yetenekli, herkes çok başarılı. Böyle insanlara bilimsel bir ad verebilir miyiz? Bunların fıtrati ve cehalet sorunları vardır, birde kibirlilerdir ki sanırsınız dünyaya bir faydaları olmuş, kendilerine bile hayırları yok ki ama böyle devam etsinler sonuçta herkes kendi karakterini yansıtır. Denize düşüp, yılana sarılıp onu bile sokacak insanlardır bunlar. İnsanın doğasında var ama özgüvensiz toplumlarda ve benliği zayıf olanlarda daha çok görülüyor. Okumuş, okumamış cahilden uzak durmalı zaten yoksa illaki bir zararını görürsünüz. İnsanın insanı tanıması için sadece sözlü iletişime, onunla çok zaman geçirmesine gerek yok. Duruşu, gülüşü, bakışları bile bir insanın iyi olup olmadığını ele verir. Güçlü bir kişilik ortaya koyduğunda, başarılı bir grafik çizdiğinde insanlar vahşi bir şekilde saldırıya geçerler. Kadınların gücü belki yetmez ama onlarda yok etmeye çalışan erkeklerin sinsi işbirlikçileri halini alırlar. Doğruların aslına ulaşmadan yalanların gerçek

Anlamayanlar anlayanları anlamsızlaştırıyorlar!

Resim
Hücreler bireyleri, bireyler toplumları oluşturur. Bazı toplumlarda ise hücreler yanlış çalışıyorlar. İnsan olmak dinin ötesinde bir kavram kaç kişi bunu başarabiliyor. Sen iyi değilsen din sana ne yapsın. Din insanı düzeltmez eğitimin insana katkısı olabilir. Dini doğru anlayıp, ne anlattığını iyi öğrenirse, öğrendiklerini hayata geçirirse ancak o zaman din iyi insan olmaya yardımcı olabilir. Vicdan yoksunu birinde din, ilah aramayın, yaptıkları sadece gösteriş ve kandırmacadır. Vicdanların satılık olmadığı bir dünyada sadece iyi insanlar ve kötü insanlar vardır. Kötü Hindular iyi Hindular, kötü Müslümanlar iyi Müslümanlar, Kötü Hristiyanlar iyi Hristiyanlar vs. olmaz. Ya iyi bir insanızdır yada kötü bir insanızdır. Din bir kriter değildir, insanlık kriterdir. İyiler ve adiller gerçek anlamda iyi ve adil olsalardı dünyada kötülük diye bir şey olmazdı. Kötülük iyilerin adil davranmadığında doğar. Aydınlar adil davranması gerekirken kötülerin sırtından geçinirler, bu yüzden eksik toplum

Altının Yükselişi

Resim
Altın her yerde en güvenli yatırımdır. Halk piyasada güvensizlik görürse altına yönelir. Kapitalizmin kapital kısmı paradan çok mala güveni ifade eder. Para zaten malı temsil eder. Paralar da değersizleşince en değerli mal güvenilen değer olur. Ülkemizde teori ile realite paralel seyretmez. Halk belirsizlik ortamında altına yönelir, yani talep eder. Altın küçük yatırımcı ve geniş halk kitleleri için her zaman en güvenli limandır. Zannediyor musunuz ki, bankalardaki döviz hesapları güvende, merkez bankasının net rezervinin eksiye düştüğü bu ekonomide. Bunu öngörenler TL'de de kalmayıp altına yöneliyor. Güven endeksi sıfıra inmiş durumda maalesef dahada yükselecektir altın fiyatları. İstatistiklere bakılırsa piyasaya dolar sürülüyor, yoksa altının bu kadar çıkıp da doların yerine demir atması imkansız. Ne zaman ki sürecek altın kalmadı barajını patlatıp fırladı, dolar bitince de yükseklik barajı imkansız görünmüyor. Dolar basıldıkça ons fiyatı artar, dolayısıyla altın fiyatları da ar

Acısıyla, tatlısıyla...

Resim
  Hayat acısıyla, tatlısıyla anlamlı ve güzel. Yaşama sanatı ise acı ve tatlı arasındaki dengeyi kurmak, kurabilmektir. Hayat olduğu gibidir, her an her şey olabilir, yaşarken yaşamdan tat almaya bakmak, güzel şeyleri istemek, zevk veren şeyleri yapmak iyidir. Acı, keder, hayalkırıklığı ve hayata dair yaşayabileceğimiz sorunlardan geçmemiş bir kişinin olgunlaşmasını bekleyemeyiz, kendisine ait hikayesi olmayanların başarısı da olamaz. İnsan doğar, huzur ve güven ortamı arar. Sonra merak ve öğrenme başlar. Öğrenirken bazen haz duyar, bazen acı duyar. Acıdan kaçamazsa önce tahammül başlar, sonra acıdan yana olan tercihlere başlar ki, hazdan yana olan tercihleri terk ederse ruhsal kaosa kapılır. Acıdan haz duymaya başlayan bireyler yıkım ve yok oluşa zemin yaratırlar. Böyle bir yaşam kişiyi çevresine karşı duyarsızlaştırır, acımasızlaştırır, hayatındaki sorunları büyütür. Acı çekmemek için görmemezlikten gelinen sorunlar çözümsüz kalarak kişiyi daha da çıkmaza sokar. Acı, acı çekmek içins

İyiliği emret kötülükten men et!

Resim
İnsanları sözleriyle değil, hareketleriyle ölçmeye kalkınca çoğu insanı teraziye koymaya bile değmiyor. Yalnız doğup, yalnız ölüyoruz en iyisi bir başkasına umut bağlamamak çünkü insan en büyük hayal kırıklığıdır. Biz çok hoşgörülü olduğumuzdan herkesi başa getiriyoruz. Peki ne oluyor sonra? Sus, konuşma, görme, duyma, eleştirme. Yapılan haksızlıklara susmak mı gerekir?Sabır mücadele etmektir yapılanı kabul etmek değil, susmak hiç değil. Ve bunun için de güzel bir söz vardır, 'haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır' diye. Kötülerin her yaptığına katlanılacak olursa masumların hakkı ne olacak? Şikayet etmek kötü huymuş. Olumsuzluklar karşısında konuşacaksın elbette öyle her şeye sus pus olunmaz, tanıdığımız gibi kalmıyor insanlar. Bu tepkinin adı şikayet değildir. Fazla tahammül art niyet olarak kullanılabiliyor, tahammül edilecek durum var edilmeyecek durum var, yeri gelince şikayet hak aramaktır, şikayet etmeme tahammül değil insanı köleleştirmektir. Anlatma kötünün yaptı

Dolar Nasıl Yükseliyor

Resim
Dünyanın geleceğini %99 nüfusu oluşturan halklar değil %1'i oluşturan petrol baronları, silah baronları, medya baronları, para baronları ve elitler belirliyor. Senaryonun çizildiği bir dünyada halklar sadece birer figüranlar. Bir siyasi partinin kurulup ülke çapında örgütlenebilmesi için büyük bir sermaye gerekir, bu para halktan kişilerde olmadığı zaman siyasi hareket sermaye hareketine dönüşür. Nato ülkelerinde iş adamlarının verdiği finans desteği ile siyasi partiler kuruluyor. Holding patronları kendi adamları birinci ve ikinci sıradan milletvekili adayı gösterilip, medya desteği ile halkın gözünü boyarak görevlere geliyorlar. Siyasi parti küresel sermayenin adamlarını diskalifiye etmek istediği zaman basın ve yanındakiler karşı saldırıya geçer. Ülkemizdeki bazı holdingler iç piyasadan büyük miktarda dolar alıp ülke dışına çıkartıp, dolar arz ve talep dengesini bozar ve değerini artırırlar. Bir dönem piyasayı kontrol eden holdingler iç piyasadan %80 dövizi sanal yolla bir

Film Yeni Başladı

Resim
Çoğu ülke başkanları Covid-19 bitse bile hayat eskisi gibi olmayacak diye uyarıda bulunuyorlar. Yapmaya çalıştıkları dünyayı kıyamet senaryolarıyla korkutup istedikleri yeni dünya düzenini getirmek. 2015 yılında Çin'de sivrisinek fabrikası kuruldu, sözde amacı hummaya karşı alınan bir önlemdi. Çekirge istilası, arı istilası acaba doğal yöntemlerle mi geliyor. Biyolojik silahlarla yaşanan bir savaşın içindeyiz. Film başladı ve maalesef devam filmi daha çok şey göreceğiz. İnsanoğlu kendi elleriyle dünyayı çekilmez bir yer haline getirdi. Yarı açık cezaevindeymiş gibi yaşamaya alışacağız. Bu gidişle 2021'de dinazorlar karşılayacak bizi. Gelen gideni aratırmış 2020'yi aramamayı umalım ama 2021 daha kötü olacak. 2020 keşke bitse diyenler çoğunlukta, bitse ne olacak bir ocak 2021'de Corana virüsü olmayacak mı? Bu hastalık üç, beş aya bitmez. Nasıl bitsin cahiller kapı kapı geziyor, maskeli maskesiz dolaşanlar, okullar tatil çocuklar sokakta maskesiz ve kucak kucağa ka