İçi boşaltılmamış bir şey kalmasın!
1926'da yürürlüğe giren Medeni Kanun ile birlikte reşit yaşta resmi evlilik zorunluğu, tek eşle evlilik esası ve kadın-erkek eşitliği gibi kavramlar hayatımıza girmişti... O yıllarda Türk kadın haklarını savunan bir sivil toplum örgütü yoktu ve kadınlar bilinçsizdi. Atatürk bu hakları kadınlara verdi. Kendisi Türk kadınını onurlandıran liderdir. İşte bu yüzden biz Atam, tek adam, Atatürk diyoruz... Giderek karanlığa gömülüp, kötü bir yaşama itiliyoruz ve her şeyin kendiliğinden düzeleceğini sanıyoruz. Düzenimiz bozulmasın diye gözümüzü, kulağımızı kapatmış durumdayız. "Bu ülke böyle değildi" diyenlere, "beğenmiyorsan çek git" diyorlar. İşte tam da bunu diyenler, bu toprakları bu hale getirenlerdir. Cehennemi öbür tarafta aramasınlar, Cehennem yeryüzünde, tam da ülkemin olduğu yerdeymiş meğer... İnsanı kendi topraklarından soğutmak, dünyaya karşı, hayata karşı bakarken, endişe ve korkular ekmek istenilen. Hayata hep güzel pencerelerle bakmaya çalışıyoruz