Kayıtlar

devletler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kaliteli birey, kaliteli toplum demektir!

Resim
Erdemli insan olmak kendi sorumluluğumuzdur. Başkalarından önce kendimize bakmak zorundayız. Kaliteli birey kaliteli toplum demektir. Devletler halkın içinden çıkar, vicdan insanın kendisini toplumdan ayrıştırarak olan bir şey değildir. Toplum vicdanının oluşumu devletleri de biçimlendirir ve aydınlık, ahlaklı bir toplum oluşturur. Gerçekler doğruları görmemizi sağlayan ışıklardır. Beğensekte, beğenmesekte gerçeklik mutlak oluşumdur ve insanı kabule zorlar. Devlet sorumluluklarını toplumun yararına tam olarak yerine getirerek gelişmenin yolunu açık bırakıp, kişilere özgür nitelikli ve eşit adaletle muamele gösterir. Huzur ve barış için ön koşulun işlevsel olması, devletin gelişmesinde ve büyümesinde toplumun katılımı ile mümkündür. Bireysel iradeler devletler için potansiyel büyümeyi beraberinde getirir. Devlet ve birey ilişkisinde bireyi korurken, gelişimini kısıtlamaz. Yüksek hedeflere ulaşan bireyler devletin her bölümünde fayda sağlayacağından, zincirleme bir ilerleme ve

İslam ve İslamcı (İslamist)

Resim
İslam ayrı, İslamcı (İslamist) ayrı. İslam; “As Selamün Aleykum” der; benden sana zarar gelmez demektir. İslamcı ise  “İslam'ı iktidar yapacaklarını söyleyip aslında kendilerini iktidara getirenler” demektir. Günümüzde ise bir çok kişi İslamı kan dökerek, savaşarak kazanmak gibi algılıyor. İslam kelimesinin terör ile aynı cümle içinde kullanılması bile rahatsız edici. Bunu dünyanın bir çok yerinde planlı olarak söylüyorlar. Bunun arkasındaki projeyi anlamıyorlar mı veya görmezden mi geliyorlar muamma. Konu İslam ve hepimizin terör ile dini bağdaşlaştırma algısını normalleştirme çabası. Daeş nedir, neden kurulmustur? Bunlara para ve silahı kim vermiştir? Bütün büyük güçler bunlarla savaştıklarını beyan etmelerine rağmen neden bitirilememektedir? Biz hala sen haklısın, ben haklıyım da takılı kalıp, laf ebeliği yapıyoruz. İnsanlar bölünüyor kim olursa olsun kardeş, arkadaş, dost, mezhep ve siyaset olmadan yıllarca birlikte yaşarken şu anda ki durum nedir? İnsanlar kutuplaştı ve

Fazla Değer Aptalı Kral Yapar!

Resim
Sultan II. Abdülhamid'in kendi ordusundan korkması, ordunun çok sayıda alayının aynı zaman da bir araya gelmesini gerektiren büyük çaplı manevraları gerçekleştirmesine izin verilmemesi anlamına da gelmekteydi. Sultanın korkuları onun modern teknolojiye bakışını da etkilemekteydi. Başlangıçta, Puccini'den petrole kadar, Avrupa'dan gelen her yeniliğe ilgi duymaktaydı. Fotoğrafçılığı özellikle sever, onu bir silah olarak kullanırdı. Devlet erkanına ait fotoğrafların olduğu dosyalar tutar ve bir kimseyi huzura kabul etmeden önce o kişinin fotoğrafını incelerdi. İmparatorluğun her tarafına fotoğrafçılar yollayarak oraların durumlarını görüntülemiş ve içlerinde okulların ve diğer ilerici konuların fotoğrafları olan büyük, varaklı yeşil albümleri, Osmanlı İmparatorluğundaki modernleşme hareketini göstermek için İngiliz, Fransız, Alman ve Amerikan devletlerine göndermişti. Öte yandan, elektrik Abdülhamid'in içine bir korku düşürmüştü. Belki de "dinamo" ile &qu

Hep Bir Umut Vardır!

Resim
Cahil bir toplum özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. (Friedrich Nietzsche) Ancak belli bir olgunluğa erişmiş insanlar kendilerini eleştirir ve başkalarınında eleştirmesine izin verirler. Hata yapmanın insani bir durum olduğunu hata yaparak ilerleyeceğimizi deneyimleyerek farkındalık yaratacağımızı bilmek, anlamak yüksek bir bilinç gerektirir. Düşünmeden kabul gören bir teslimiyet başka zihinlere kelepçelenmiş gönüllü bir tutsaklıktır. Aptal ve cahil olan insanlar sonuna kadar aptal ve cahil kalıyorlar nedense. Bunu eğitimle taçlandıranlar oluyor bazen içlerinde sadece. Toplumların başlarına ne geliyorsa bu doğal seçilimlerinden kaynaklı olarak geliyor. Dolayısıyla zekinin varlığını sürdürebilmesi için aptal olanlar yok oluyorlar. İstanbul’da İktisat Fakültesini kuran Alman Prof. Neumark sizde, demişti; “önemliler”, değerli değil; “değerliler”de önemli değil. (Bir kaç makalem de kullandım bu sözü. Sevdiğim ve doğruluğu gözl

Yasalar! Siyasetçilerin bakış açısına göre mi değişir?

Resim
ANAYASA MAHKEMESİ'nden, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a açıklama geldi. AYM’nin Erdem Gül ve Can Dündar kararını “iptal kararları, gerekçesi yazılmadan açıklanamaz” diyen Bekir Bozdağ’a, AYM yaptığı yazılı bir açıklama ile yanıt verdi.  AYM, “yasa iptali” ile “hak ihlali” kararlarını birbirinden farklı olduğunu belirterek, “bunları birbirine karıştırmayın” dedi. AYM tarafından yapılan açıklamada, bazı gazetelerin Anayasa Mahkemesi’nin verdiği“iptal kararları” ile “ihlal kararlarını” birbirine karıştırdığı ifade edilerek, şöyle denildi; “1 Mart 2016 tarihinde bazı gazetelerde “iptal kararları” ile “ihlal kararları”nın karıştırılmasından kaynaklanan yanlış değerlendirmeler yapıldığı görülmüştür. Anayasa’nın 153. maddesinin birinci fıkrasında “İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.” hükmü yer almaktadır. Anılan kural, Anayasa Mahkemesinin iptal davası ve itiraz başvurusu sonucu vermiş olduğu “iptal kararları” için geçerli olup bireysel başvuru sonucu vermiş olduğu “ih