Kayıtlar

dedikodu etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İş Arkadaşlarıyla Özel Hayatında Görüşmek İstemeyen Kişi

Resim
İş arkadaşlarıyla günlük hayatta görüşmeyen insan işi eve taşımayan insandır. İşyerinde kalmaları, özel hayata dahil olmamaları daha makbuldur gereksiz samimiyete gerek yok. Zaten hep bir aradayız herkeste bir çıkar, dolandırıcılık, menfaat. Ne kadar az görsek o kadar iyi. İşyerinin kapısından çıkınca herkes benim için yabancıdır. Fazla samimiyetten doğan sorunlar oluyor ve bunlar ister istemez iş hayatına da yansıyor, en güzeli uzak kalmak hatta sosyal medya da bile olmalılar. Çoğu kişi sevmediği işlerde çalıştığı için çalışmadığı saatlerde işi hatırlatıcı bir şey görmek istemiyor, buna iş arkadaşları da dahil. Aslında iş ortamına göre değişkenlik gösterir. Samimiyetinden emin olunan kişiler varsa görüşülebilir. Patrona, şefe, müdüre yaranmak için arkandan bin türlü dümen çeviren bir ortam varsa hiçbir zaman görüşme, hatta çık o işten mutlu ol. Geçmişte çalıştığım bir işyerinde iş arkadaşlarım sürekli iş dışında da buluşurdu, gitmediğim içinde ben aykırı olurdum. Başka i

Dedikodu

Resim
Dedikodu yalan olunca dozu kaçınca birçok facia ve yıkımlara neden olabilir. Birileri hakkında kötü ve asılsız dedikoduysa bu yapanın kalbini de körleştirir. Sözü geçen kişinin duyduğunda hoşuna gitmeyecek her şey kötüdür. Hadsizliğin keyifli bir yanı olduğunu düşünmüyorum. Dedikodu aciz insanların yaptığı palavralardır, olmak istedikleri insanları anlatırlar. Gıybet kişinin gıyabında bulunmadığı ortamda onun duyduğunda hoşuna gitmeyecek şekilde hakkında kötü konuşmaktır veya yüz yüzeyken ona söyleyemeyeceğimiz kelimeleri sarf etmektir ve dinimize göre de haramdır. Bazı insanlar dedikodu yaptıktan sonra sıyrılmak adına ama biz olanı söylüyoruz derler, zaten olmayan bir şeyse konuşulan bu da iftiraya girer. Kul hakkına giren kişi helallik almadıkça ve o kişiyle ilgili ben senin hakkında bunları konuştum diye belirtmedikçe vay haline. Bulunulan ortamda dedikoduya başlandığında engel olunabiliyorsa ne ala yoksa ortamı terk etmek kendisini bilen kişi için en doğru olanıdır. Ded

Dedikodu

Resim
Bir kadın, komşularından birisi hakkında bir dedikoduyu yayıp duruyordu. Birkaç gün içinde bütün köy dedikoduyu duydu. Dedikodunun kurbanı, derinden yaralandı ve incindi. Dedikoducu kadın daha sonra yaptığından pişman oldu ve çok üzüldü. Hatasını nasıl tamir edebileceğini sormak için bilgeye gitti. "Pazara git." dedi bilge. "Bir tavuk al ve onu kestir. Eve dönerken tüylerini yol ve yol boyunca yere at." Nasihatın garipliğine şaşırsa da, denileni yaptı kadın. Ertesi gün bilge bu defa şu tavsiyede bulundu: "Şimdi git ve dün attığın bütün o tüyleri topla ve bana getir." Kadın aynı yolu izledi ama umutsuzluk ve korku içinde gördü ki, rüzgar bütün tüyleri uçurup götürmüştü. Saatler süren arayışın sonunda elinde sadece birkaç tüyle dönebildi. "Görüyorsun." dedi yaşlı bilge. "Onları yere atmak mümkün ama geri toplamak imkansız. Dedikodu da öyle. Dedikodu yapmak ne kadar kolaysa, dedikoduyla işlediğin hatayı telafi etmen de o kadar zordur

İnançlar mantığın işleyişini gösterir!

Resim
Ben nerede hata yapıyorum dedikten sonra akılda oluşan destansı liste. Mantığını kullanmayı reddeden birisiyle tartışmaya girmek, özeleştiri yapmadan ve sadece olaya kendi açısından bakarak, kendi mantığına göre başkalarının doğrularını anlamamak, onları mantıksız görmek en büyük cahilliktir. Düşünmeyen, sorgulamayan, akıl etmeyen, onun bunun fikirleriyle dedikodu yapan cahillerden yüz çevirin, zamanınızı harcatmaktan başka bir işe yaramazlar. Cahil insanla tartışmak çıldırtıyor, hiç bulaşmayın kafanız rahat olsun. Cahilin kendine göre yürüttüğü cahilce bir mantık vardır ve başka bir mantığın doğru olabileceğini asla düşünmez bu nedenle tutunduğu şey onun kimliğidir. Bir düşünceye körü körüne bağlanan, kimlik sahibi olamayanlardan uzak durun. Mantık kullanılması isteğe bağlı olan bir şey değil, bir dünya görüşünün pratiğe yansımış halidir. Hepimizde mantık var ama her hangi bir olaya yaklaşım kişinin mantığının olup olmadığı bize gösterir. İnsanların hayatına yön veren dünya görü

Dedikodu

Resim
Bir kadın komşularından birisi hakkında bir dedikoduyu yayıp duruyordu. Bir kaç gün içinde bütün köy dedikoduyu duydu. Dedikodunun kurbanı derinden yaralandı ve incindi. Dedikoducu kadın daha sonra yaptığından pişman oldu ve çok üzüldü. Hatasını nasıl tamir edebileceğini sormak için bilgeye gitti. "Pazara git." dedi bilge. "Bir tavuk al ve onu kestir. Eve dönerken tüylerini yol ve yol boyunca yere at." Nasihatin garipliğine şaşırsa da denileni yaptı kadın. Ertesi gün bilge bu defa şu tavsiye de bulundu: "Şimdi git ve dün attığın bütün o tüyleri topla ve bana getir." Kadın aynı yolu izledi ama umutsuzluk ve korku içinde gördü ki rüzgar bütün tüyleri uçurup götürmüştü. Saatler süren arayışın sonunda elinde sadece birkaç tüyle dönebildi. "Görüyorsun." dedi yaşlı bilge. "Onları yere atmak mümkün ama geri toplamak imkansız. Dedikodu da öyle. Dedikodu yapmak ne kadar kolaysa, dedikoduyla işlediğin hatayı telafi etmek de o kadar zord

Aziz Sancar Çalışmak. Bence Zeka ve Çalışmak.

Resim
Çoğu insan zekaya inanır, ben inanmıyorum, bizi birbirimizden ayıran emektir, ben çalışmaya inanıyorum. Prof. Dr. Aziz Sancar Bence ikisi de birbirini dengeleyen bir durumdur. Tek başına bu durumun pek bir önemi yok. Ben emeğe de, zekaya da, çalışmaya da inanırım. Zeka emek ve çalışma ile birleştirilince fark yaratır. Tembellik varsa zeka işe yaramaz diye düşünüyorum. Zeka insanları birbirinden ayırır. Ülkemizde de bilim adına başarıya imza atmış insanlar var. Sahip olduğumuz bilgiyi depolamak yetmez. Nerede, nasıl, ne zaman vs. kullanacağımızı bilmek gerekir. Çünkü kullanılmayan / kullanılamayan zeka zeka değildir. Zekayı çalıştırmak da emek ister. Zeka çalıştıkça gelişir. Zekanın sınırları zekayı çalıştırmakla dolayısıyla da çalışmakla artar. Bu bakımdan zeka kişiler de farklı düzeydedir. Fakat bu kişinin onu işletmesi ile alakalı bir durumdur. Bir insanın disiplinli çalışmayı düşünmesi ve bunu kararlılıkla uzun süre yapması bile bir zeka örneğidir. Çalışmak ve doğru çalış