Kayıtlar

geçmiş etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dünyanın Derin Anlamı!

Resim
Hayatın alfabesidir aile. Eğri, doğru bu ocakta öğrenilir, öğretilir. Güzel, merhanetli, vicdanlı çocuklar doğuran, büyüten ana babaların da ellerinden öpülür. Yaptıklarımızdan çok yapmadıklarımızdan yani denemediklerimizden pişman oluruz. Hayal olarak kalan her eylem düşüncelerimizi ve yüreğimizi kemiren bir keşkedir. Özgürlük, iradeni kullanarak seçip sorumluluklarını yüklenerek ne her şeyi istediğin gibi yapabilmektir, ne de sınırsızlıktır. Kim iradeye sahip ise o sorumluluk da almış olur ve özgür sayılır, özgürlük de başkasının özgürlük alanında son bulur. Aslında özgürlük düşünmektir. En büyük zenginliktir kimseye minnet etmeden, boyun eğmeden yaşamaktır. Saçma seçenekler olabildiğince çok. Her insan kendince özel, kendince kalabalık, pek çok şey kendi seçimimiz, her şey birbirini tamamlar iyi kötü, güzel çirkin, doğru yanlış vs. gibi. Duyarlı, farkındalıklı bir o kadar da duygusal olmak, insan olmak, vicdanı seçmek bazen hayatı sıkıntılar içinde geçirmek anlamına geli

Kullanılmayan Akıl Beyne Yüktür...

Resim
Geçmişini bilmeyen, araştırmayan, öğrenmeyen, ülkemizde yaşamayıp halimizden anlamayan insanlarla dolu her yer. Fikri olmayan, konuşmayı bilmeyen, ezbere bir şeyler söyleyip ne dediği anlaşılmayan ama bunca cahilliğe rağmen kendisine deli gibi güvenen, insanlara saygısı olmayan, kendisinden başka kimseye konuşma fırsatı vermeyen insanlar mevcut, elle tutulur bir tane cümle kuramazlar. Mantık yok, bilgi yok, fikir yok, eğitim yok, boş laf çok. Ahlak ve insani erdemlerin seviyesi tercihleri belirler, yetiştirilme tarzı ve üstüne yapılandırdıklarımız da buna katkı sağlar. İnsan öncelikle kendi ağızdan çıkan sözü kendi kulağıyla duymalı. Ama bazılarının aklına gelenler hemen dillerinden dökülüyor, diğer organlarını kullanmayı bile bilmiyorlar. Cehalet ruhun bilinçsizliğidir, dolayısıyla kullandığımız dil ve üslup davranışlarımızı, davranışlarımız düşüncelerimizi, düşüncelerimiz algımızı ve ruhumuzu yansıtmaktadır. Türkiye'de yaşayan herkes Müslüman değil, Türkiye'

Önce Kendisini Sevmeli İnsan...

Resim
Kendisini sevmeyen, kıymet vermeyen insan kimseyi sevemez. Elimizdekilerin kıymetini bilmek aynı zamanda bunu hak etmek gerekir. Sevilebilmek için çabalamadan, kırmadan yaşamak gerekir yoksa huzur yavaşça uzaklaşır. Seven sevdiğini üzmez, seven sevdiği üzülür diye kırmaz, seven seveni kaybetmek istemez. Kimse kimsenin fırtınasını çekmek için gelmiyor dünyaya. Sorunluysalar gitmeli ve hatta başka hayatlara bulaşmamalılar, kimseyi mutsuz, huzursuz etmeye hakları yok. Kıymet bilmeyenin hüznü dramatik değil tamamen adaletin gerçekleşmesidir. Hep acı çeken hangi insan iyi değildir. Acı çekmek insanı iyi biri yapar, mutluluk ise empatisiz bir canavara dönüştürür. Mutluluk acının azalmasıdır. Doğruluk, dürüstlük, iyi niyet, özgürlük, saygı, anlayış vs. bunlara önem vermeyen kimseyi sevmeyin. Birisine verilecek en önemli şey zamandır. Geri alınması mümkün olmayan tek şeydir zaman. Sonuçta hepimiz yalnızız, perde kapanır ve herkes evine gider. Önce kendisini sevmeli insan, kendisine d

Her an tektir ve özeldir...

Resim
Biraz sabır, haklılık, işi bilme başarıyı getirir. Yaşanan kötü günün sabahında yeniden yola çıkacak gücü bulan insan güçlüdür. Bazen bir orkestra şefi gibi olmak, sırtımız seyirciye dönük kim ne derse desin hayatı yaşamak, doğrularınla yürümek gerek. Kısacık hayatımızda kendimize birini örnek alarak gerçek beni yok saymamak gerek. Sadece kendimiziz bir başkası değil ama herkes başkasının hikayesinde kahraman ve kendi hikayesinde çaresiz. Artık kimse küçük şeylerden mutlu olmuyor. İyi bir şey görüp yaşadıklarında biraz daha istiyorlar. İstedikleri şeyleri aldıklarında da tümden bir mutsuzlukla baş başa kalıyorlar. Anı yaşamak için bir çaba göstermek gerekmediğinden belki de farkına varamıyoruz. "An" kavramı beynimizde farklı anlamlarla karşılanıyor, anı oluşturan parçalar hiç beklemediğimiz bir anda bir araya gelerek uyum içinde yükseliyor, bedenimiz ve ruhumuz yoğunlaşan duygularla doluyor. Böyle bir anda plan ve hesap yapmak yerine bir süreliğine kendimizi salabilme

Ekip biçme meselesi!

Resim
Sorunlarınız zaten etrafınızdakilerin çoğunun umurunda olmaz üstüne üstlük sevindirir. Kimsenin yara izi bir başkasında sızlamaz o yüzden nasılsın sorusuna iyiyim sağol dışında cevap vermeye gerek yok. Bundan da ne kadar güven o kadar mutluluk formülü çıkıyor ki, yaşananlar düşünülünce bu sözün doğruluğu hissediliyor. Eksiksiz ve kusursuz bir hayatı isteyenler değil, bulundukları halden hoşnut olmasını bilenler mutlu olabilirler. Bu sırra erenler mutluluğa kavuşmak için ne işlerinin düzelmesini ne de zengin olmayı bekler. İçinde bulundukları şartları en iyi şekilde değerlendirerek mutlu olmasını bilirler. Gerçekleri idrak ederek yaşanılanlar evrensel duygular ve hislerdir. Kendi gerçeğini farkedip örnekler duymak, sadece bizim sorun yaşamadığımızı bilmek, neden ve sonuçları görmek, bunu bilincimiz doğru kabul ettiğinde buna inanırız, bununda gelecekteki yaşamımızı daha kaliteli hale getireceğine inanırsak değişim gerçekleşir. Dünden öğrendiğimizi bugün uygulayamıyorsak dünün bi

HAZİNENİN KAPAĞI BİZDE...

Resim
Seçimlerimiz kendimizde ki en güzel aynamızdır... Ben o aynaya baktığımda doğruyu da, yanlışı da görüyorum... Bunlarla yaşamak zorundayım. Bahaneler üretmek yerine, çözümler bulmak zorundayım... Geçmişimizin üzerinde durup düşündüğümüz her saniye geleceğimizden çalıyoruz... En büyük kaybımız, aslında yaşarken içimizde öldürdüklerimizin farkında olmamak veya umursamamak. Çoğu insan nasıl yaşamak istediğine yaşı ilerledikten sonra karar veriyor. Bu cesareti kendinde ancak o zaman görmeye başlıyor. Halbuki hayattaki tek başarısızlık denememektir. Bence denememek korkudur. Çünkü, insanlar beklentileri kadar mutludurlar. Deneyip başarısız oldukları zaman mutsuz ve aşağılanmış hissedecekler. Denemek yerine uzaktan başkalarını seyretmek daha kolay gelir. Başarısızlık durumunda; iyi ki ben denememişim diye kendini teselli eder. Tam tersi durumda ise bir kıskançlık içerisine girer. Neden ben yapmadım, gitmedim, gelmedim, almadım, vermedim vs. Ama bunların hiçbirisini yapmazsa

İkinci el insan olmak.!

Resim
Çoğumuz ikinci el insan haline geldik. Okuyoruz, üniversiteye gidiyoruz, bilgi sahibi oluyoruz.  Bu bilgiler başka insanların, düşündüklerinden ve söylediklerinden oluşuyor.  Topladığımız bilgileri, başkalarının bilgileriyle karşılaştırıyoruz. Orijinal  hiç bir şey yok.  Yalnızca tekrar ediyoruz, yine tekrar ediyoruz, yine tekrar ediyoruz.  Biri bize farklı bir şey sorduğunda cevap veremiyoruz.  Herkesi aynı kefeye koyamasak da, yüzdenin çok üstü bu durum da.  Yaşamaya başladıktan sonra ölüm anına kadar öğrenen canlılarız.  Bu bizi öğrenci yapar. Devamlı öğrenip alaka kurup fayda üretimi için beyin devamlı çalışıyor.  Beynimizin yarattığı bütün bu kargaşa değil mi zaten bizi insan yapan?  Hiçbir hayvanın beyni böyle şeyler yapabiliyor mu?  Tabii burada yine mutlu ve iyi bir insan olmayı başarmak beynimizi,  beynimiz aracılığıyla ne kadar yönetebilmemize bağlı. Olumlu yönünü beslersek sakin, mutlu, iyi bir insan.  Olumsuz yönünü beslersek mutsuz, aksi, çekilmez ve  kötü bir insan