Kayıtlar

ekonomi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Korona öncesi, Korona sonrası

Resim
Salgın öncesi ve salgın sonrası diye yaşam ikiye ayrıldı. Bazı şeyler artık eskisi gibi olmayacak. Salgından birkaç gün öncesine kadar hepimizin farklı planları, günlük telaşları vardı. Anın kıymetini bilmiyorduk hep koşturmaca içindeydik o yüzden farkına varamadık olacak şeylerin. Nelere sahip olduğumuzu, ne kadar şükretmemiz gerektiğini, sağlığın kıymetini öğrendik şimdilerde. Bizde yani Türk insanında koronadan daha tehlikeli iki hastalık var. Biri bize bir şey olmaz. Diğeri cehalet. Şu yaşananlardan ders alacak millet değiliz. Birisi kıtlık olacak erzak doldurun dedi bir baktık market stantları boşalmış. Sonra uzmanlar kolonya ve benzeri şeyler kullanın dedi fiyatları en az on katına çıkarıldı. Aldığımız tek ders kaos yaratıp bundan yararlanmak olmuş. Korona gidecek illaki. Ya sonra ne olacak. O kolonyaların, sabunların yüzüne bakılmayacak. Ziyarete gideceksin sana kolonya tutacaklar nazikçe teşekkür edip geri çevireceksin. İnsanoğlu ders almayan bir nefse sahip. O yüzden nef

Gerçekçi Tasarruf Önlemleri

Resim
Türkiye gerçekten özgürlükler ülkesi, herkes elindeki gücü istediği gibi kullanabiliyor, yeter ki karşısındaki kendisinden güçsüz olsun. Halkın yarısının neler döndüğünden haberi yok. Hatta haberi olmadığından da haberi yok. Sürekli siyaset, ekonomi, futbol ve seks konuşup hiçbirinde başarı sağlayamayan tek güzide toplum olduğumuz gerçeğinden hareketle birçok önerme ülkemiz için geçerli değil. Biz kesinlikle istisnai bir toplumuz. Her türlü sosyolojik, psikolojik tez bizde çöker. Öğretim cehaleti engellemiyor, eğitim gerekiyor. Herkes halinden memnun görünüyor. İnsanımız en azından alabiliyorum ya hiç almasaydım mantığına bürümüş her şeyi. Maalesef alamayacağımız günler çok yakın. Açlık sınırı üç ise bizim asgari ücretimiz iki ama nedense kimsenin canına tak etmiyor bu durum. Kepçe ile kaldıranın damlayan suyundan istifade eden orta tabaka ses çıkarmadıkça her şey daha da kötüleşecek. Sorsan adalet ve huzur istemeyen insan çıkmaz dünyada oysa adaleti ve huzuru istemeyen yin

Dünya Görüşü

Resim
Dünya görüşü, sanat, kültürel, insani duygular, merhamet, dürüstlük, toplumsal barış, huzur, refah gibi birçok önemli değeri içinde barındıran bir başlıktır. Yani düşünmenin konu edildiği her durumda gündeme gelen, farklı bakış açıları olan bir kavramdır. İnsanın kendisini bilmesi, bilinçlenmesi ve bu bilinçle toplumları inşa etmesi kültürel birikimdir, değer hükümleridir ve ideolojilerde kendini gösterir. Dünya görüşü konularının bazen nesnellikten yoksun oluşu, bilimsel bir dünya bilgisi ortaya koymayışı, bir dünya görüşünü çürütmek için başka bir dünya görüşüne başvurulması gibi hususlar çoğu kimseyi olumsuz düşünmeye sevk etse de insanların dünya görüşü genellikle olumludur. Dünya görüşü bilgisi kendi benliğinde zaten olumlu ve temizdir. Bütün insanlığı ilgilendiren önemli değerlerin bir bütün halinde olduğu tek bir bedendir. Fakat günümüzde kendi benliğinden uzak mecralara hizmet etmektedir. Her türlü kötülüğün baş mimarı insanoğludur ama iyilikte de baş mimarlık rolünü üstl

Sabit Kur Nedir?

Resim
Kuru sabitlersen faizi serbest bırakmak gerekir. Bu ortamda da kısa sürede faiz %60, %80 olur. Büyük bir hızla yüksek enflasyon, ekonomik kriz ve resesyona doğru koşuyoruz. Temerrüte düşer ve iflasa gidersek sonucu çok ağır olan durumlarla karşı karşıya kalırız. Sabit kur dövizin karaborsaya düşmesidir. İstediğin kadar sabit fiyat koy piyasa dalgalı kur devam eder. Sabit kurda doları üç liraya çekersen serbest piyasada yüz liraya kadar satarlar. Azerbaycan, İran, Venezuela vs. Bu durumda dibi çok daha erken buldurur. Sabit kura geçilecek olursa Türkiye'ye önceden döviz getirmeyenler de döviz getirecekler. Fazla analize de gerek yok, sabit kur rejiminin sonuçlarını görmek isteyenlerin Azerbaycan'ın 10 yıl önceki haline bir de şimdiki haline bakmaları yeterli. Çözüm bulmayı düşünen yok. Sen, ben nasıl dolara ne oldu ya diyorsak ülkeyi yönetenler de aynı tepkiyi veriyor. Merkez bankasının dövize etkisi sadece baz puan bazında görülüyor ki onun da etkisi olmuyor. Ekonom

Kendi Kendine Muhalefet

Resim
Emir vererek, kızarak ekonomilerdeki sorunlar çözülseydi eğer kriz diye bir şey olmazdı dünyada. Ranta dayalı sistemlerde üretim ve dış satım yoksa, harcamalar kontrolsüz ve adaletsizse, sağduyu ve mantık çerçevesi içinde değil, popülist ve günlük hesaplarla iş yapılıyorsa çöküş kaçınılmaz olur. Üretime dayalı kurallarına göre işleyen bir ekonomik sisteme sahipseniz ne olursa olsun paranız değer kaybetmez. Bul karayı al parayı hesabı dolar, TL, borsa arasında kumar oynamak zorundasın ve bu sistemde her zaman kasa kazanır, dürüst, doğru emekçiye yer yoktur köle olarak sisteme figuran olarak katılırsın. Biraz olsa da makro ve para ekonomisi okumuş bir insan, ihracatın rekor kırmamış, varlıklar arasındaki transferinde ihracat olarak gösterilmiş olduğunu anlar. Yani tüm zamanların ihracat rekorunun kırılmadığını... Çalışmaktan çok açılış yaparsanız zengin oluyor, soluğu Uruguay'da alıyorsunuz. Tokatlanan binlerce kişi de memleketi çok sevdiği için yurttaş olarak yaşamaya deva

İyi Ki Çok Param Olsaydı!

Resim
Bir çok ve birbirinden farklı sektörler toplu sözleşme konusunda anlaşmazlık nedeniyle greve gitti, bu grevler hızla milli güvenliği tehdit ettiği açıklaması ile ertelendi. İnsanlar maaşına zam istiyor çünkü geçim sıkıntısı yaşıyor. Grev erteleniyor az maaş alan çalışan alışveriş yaptığı marketi terk edip daha ucuzuna yöneliyor. Sonra mahalle marketi neden iflas ediyor diye konu başlığı açılıyor. Girdi, işlem ve çıktı döngüsü her açıdan ve her anlamda planlanmalı açık, boş, askıda hiçbir yer kalmamalı. Girdi ve çıktılar şirketlerin kar maksimizasyon hesabına göre ayarlanır. Bu döngüde eğitimden üretime kadar olan her şey olmalıdır. İnsanların ihtiyacı olmayan şeylere bile ihtiyaç duyma konusunda profesyonelleşmesi kapitalizmin klasik taktiğidir. Gereksiz üretim ise dünya kaynaklarını sömürmektir. O çok beğenip gıpta ettiğimiz ülkeler bunu yapıyor ve teknoloji kirliliği ile insanları doğadan iyice uzaklaştırıp düşünemeyen toplumlara çeviriyorlar. Çin gerçeği varken ortada bir

Döviz Kurlarındaki İniş Çıkışlar

Resim
80 milyon nüfus, yüzde sekseni şehir ve kasabalarda yaşıyor. Saman bile ithal edilirse, çiftçilik ve hayvancılık bittiyse ilk önce gıda enflasyonu başlar. Tüketmeye devam ederek karşılanamayan ürünlerin ithalat hacminin artışı ile kurun artmasına katkıda bulunulur. Betona yatırım yapmaktan kurtulamayan ülke ekonomisinde dış pazara yönelik üretim yapamıyorsan ve ihracatta sınıfta kalıyorsan kurun artmasına daha da katkıda bulunursun. Böylece AR-GE araştırmalarından habersiz ülke ekonomisi de sınıfta kalır. Ekonomisi dışa bağımlı olan, her ihtiyacını dışarıdan alan bir ülkeyle güç sahibi ülkeler istedikleri zaman oynarlar. Önce üretmeyi bileceksiniz ki paranız güçlü olsun. Üretime yönelik yatırım yok, doların piyasalarda bol olduğu zamanlarda aklımız, fikrimiz inşaat, rant, arabaydı, üretmeden bol keseden tüketimin sonuçları bunlar. ABD, dolarını piyasalardan yeni fed başkanıyla geri çekecek keşke parayı zamanında lüks yerine üretime yönelik yatırımlara harcamayı düşünebilseydik.

Hazıra dağ dayanmaz!

Resim
Tüketim hastalığı yalnız satın alınabilen ürünlerden ibaret değildir. Türkiye'nin dış borcu 420 milyar dolar, dünya ülkelerinin borç sıralamasında yerimizi almışız. Oysa ki bir zamanlar şöyle denmişti, biz dışarıya ait bütün borçları sıfırladık, bundan sonra her yeni doğan bebek borçlu değil alacaklı olarak dünyaya gelecek. Ama buradan baktığımız zaman durum hiçte öyle gözükmüyor. EUROSTAD verilerine göre Türkiye'nin toplam dış borcu 420 milyar $. Kamu borç stoku 109.2 milyar. Merkez bankası pozisyon açığı 1.8 milyar. Kamu, özel ve yabancı bankaların sendikasyon kredileri 186 milyar. Özel şirketlerin yatırım finansman kredileri 110.6 milyar. Şahıslara ait borçlar 4.9 milyar. Bu rakamlar önümüzdeki 10 yıl hiç borç almadığımız takdirde ödeyeceğimiz toplam borç ve faizler. Hazıra dağ dayanmaz derler. Borcu yaparken TC, kanun ve yasaları yaparken partili. Ülkemizdeki ekonomik sınıfları şöyle tanımlayabiliriz; Üst sınıf bütün parayı elinde tutar ve vergi ödemez. Orta

Küresel Sermaye

Resim
Neden ekonomisi güçlü bir ülkede dolar bu kadar sert düşüp, çıkıyor. Ne çıkışı, ne de inişi akıl ve hesap işi değil gibi görünüyor. Küresel sermaye, ülkelerde kendilerine hizmet edecek iş adamlarına maddi yardım yapar. Bu maddi yardımlar sayesinde bulunduğu ülkede büyük bir ekonomik güç olurlar. Bankalara, gazetelere, medyaya girerler, özel kolejler, vakıf üniversiteleri kurup, zeki beyinleri sistemden alıp kendilerine bağlar, yurt dışına gönderir, dil öğrenmelerini sağlarlar. Verdikleri medya desteğiyle halkın gözünü boyar, her yere kendi adamlarını getirirler ve bu yerlerde bunların çıkarları doğrultusunda yönetilir. Bir çok ülke bu şekilde yönetiliyor. Rusya'yı da ele geçirmeye çalışan küresel sermaye Putin'in gazabına uğradı. Putin geçmişte profosyonel bir KGB ajanıdır ve Rus derin devleti tarafindan siyasete atılması sağlanmış, önce belediye başkanı olarak göreve başlamış sonrada Rusya devletinin başına geçmiştir. Putin bunlara hapis cezası vererek şirketlerine de

Para

Resim
Kabahatin büyüğü Lidyalılar ve Fenikeliler de. Parayı biri buldu diğeri ticaret yolu ile yaydı, menfaat denilen yan ürünü de beraberinde para getirdi. Sevgiyi, erdemi ve barışı böylece bozdular. Gerçi her konuda bir suçlu bulmak kolay insanoğlu bir türlü paylaşmayı öğrenemedi çünkü. İnsanlar arasında kötülüklerin büyük çoğunluğu özel mülkiyetle başlamakta. Bütün bu savaşlar, haksızlıklar hep para yüzünden oluyor. Menfaatler yerine şahsi iyi niyetler tüm insanlığın başarısı olmalı. Doğru olduğunu bildiğimiz şeyler uygulamaya geçildiğinde işe yarar yoksa sözde kalır, bizlerde 'he' der geçeriz. Dünya malı dünyada kalır, geriye bırakılacak miras insanlık adına yapılan güzellikler yada açgözlü, yalancı, hırsız, zalim olarak hatırlanmaktır. Dünyanın nüfusu yedi milyarı geçti. Beşinci sanayi devrimi başladı. Şehirleşme kölelerinin sayıları arttı. Günümüzde bir çoğumuz sistemin esir ettiği modern köleler olduk. Bir kişiyi yada toplumu köle yapmak istersen ona bir şekilde ya

Beyinler kısa devre yaptı...

Resim
Evrende hiçbir şey tesadüf değildir. İnsanoğlu bilmediği, anlayamadığı yasaları açıklamakta tesadüfü kullanır. Beynimize saldırılıyor farkında değiliz. Tüm değerler siliniyor, beynimiz biçimlendiriliyor, bilgisayarımıza yeni programlar yükleniyor. Bizi biz yapan değerler elden giderken habersiz seyrediyoruz. Beş duyumuz ve zihnimiz gizlice ele geçiriliyor. Sonuçta algımız giderek değişiyor, dünyayı artık bu pencereden görüyoruz. Bizi yanıltarak irademizi ele geçirmeye çalışan bu karanlık savaş bizleri uyutuyor, aldatıyor ve tüm değerlerimizi yok ediyor. Görmemiz istenenleri görüyor, yapmamız istenenleri yapıyor, sinsi bir savaşın kurbanı oluyoruz. Yaşamsal sorunlar da bile beyinler donmuş durumda, insanlar boş boş bakıyorlar. Her çeşit zihinsel aldatma sonucu dostu düşman, düşmanı da dost görmeye başlıyor, kendimizden bile şüpheye düşüyoruz. Sanki zaman tünelinde aklımız ve dimağımız kayboluyor. Akıl tutulması işte bu. Bilinçaltına gönderilen sinyallerle körpe beyinler yıkanıyor,

Ekonomi, maaş, para...

Resim
Toplum yaşamında ağırlığını üzerimizde en çok duyduğumuz kurumdur devlet. Her yönden kuşatmıştır bizi her şeyiyle etkiler, karışmadığımız ve en az tanıdığımız da odur. Devletin ne olduğunu bilemeyiz çoğunlukla. Dünya ekonomisinin genel durumu ise; biri çıkıp devlet hazinesinin değer karşılığını gösterin dese ve buna devletleri mecbur kılsa dünya ekonomisi birden çöker. Üretimin ekonomik değerin yegane kaynağı olduğu gerçekliğinden kopup borsa oyunlarıyla, kredi sistemiyle değer üretenlerin ekonomileri ellerinde patlayacak bir gün. Maaş devlet ananın gözünde her daim çocuk kalırmış, analar evlatlarının büyüdüğünü görmek istemezler. Maaş bildim bileli hep cüce kaldı gelişim bozukluğundan dolayı veya bilinmeyen bir hastalığı var, doktora götürsek belki tedavisi vardır. Aslında büyümek istiyor ama izin vermiyorlar ve durmadan tepesine vuruyorlar. Nasıl büyüsün genleri ile oynanmış büyümez, eksen tohum tutmaz, beddua almış hiç büyüme küçük kal diye. İki cm büyüyene kadar arkadaşları o

UFACIK BİR ÜLKE DÜNYAYI SALLIYOR

Resim
İsrail'in NATO üyeliğinin önündeki engeli kaldırdık. Şimdi her hangi bir Müslüman devlet, İsrail ile çatışmaya girerse NATO müdahale edecek. İsrailliler, çocuk yaşlarından itibaren silahlarla haşır neşir olup, ömür boyunca kadın, erkek askerlik yapan bir millet. Bizim savaşçı ruhumuz elimizden alındı. Her şeyi ekonomiyle elde etmedi İsrail, bilek gücüyle de savaşlardan galip çıktı. Askerlik nedir, savaşmak nedir bilmeyen Araplardan toprak aldı. Bir ülkenin ve milletin dünya ile rekabet edebilmesi için öncelikle eğitime önem vermesi gerekiyor. Din ile insanlar sadece ruh temizliği ve düzgün yaşam eğitimi vs. alabilir. Teknik eğitim ise ekonomi ve akademik eğitimle ancak baş edilebilir. Yani şunu demek istiyorum; Çalıştır kafanı, beynini, ilmini, gücünü senin de tankın, silahın, füzen vs. olsun. Dua ile kanser ilacını bulamazsın. Dua senin için kansere karşı ruhunu güçlendirmen için gerekli, huzurun için gerekli. Hristiyan dünyası Müslümanlardan bilim, kültür, siyaset ve sos

Can yakanın canı olmaz!

Resim
O kadar çok taviz verildi ki ışığı gören geliyor. Ülkedeki bütün yabancıların geri gönderilmesi gerekir ki temizlik böyle yapılır. Ülkeye giren kişilerin ne olduğu araştırılmadan alınmasına izin verilmemeli ve kimliği araştırılmalı. Çünkü bütün terör eylemlerini gerçekleştiren kişiler yabancı uyruklu. Gelecekte daha büyük sıkıntılar çekeceğiz yurdumuz da bulunan yabancılardan ne oldukları belli olmayan bu kişilerden. Ülkeyi mesken edinenleri, elini kolunu sallayarak girenleri, vatandaşlık verilecekleri / verilenleri ne yapacağız ülkeyi ringonun ahırına çevirdiler ve bunların ülkeye girip çıkmasına göz yumanlar önce size sormak lazım. Ülkemiz yaşanacak yer olmaktan çıktı her yer bunlarla dolu ve hala da göz yumuluyor. Yabancıların elini kolunu sallayarak ülkemizde kayıtsız, belgesiz dolaşmaları her zaman tehlikedir. Ayrıca işsizliğin olduğunu biliyoruz ve kaçak çalışanlar ekonomiye zarar veriyor. Savaştan kaçarak sığınmacı olarak kalanlara iyi niyetli davranıyor olabiliriz ama her

Zenginin doları, züğürdün çenesini yorar

Resim
TL, 2016'da Dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimi. Sadece gelişmekte olan ülkeler değil, son altı ayda Suriye Poundu karşısında da değer kaybetti. Üretmeyen vergiye dayalı ülke, üreten ülkelere kafa tutuyor. Sonra dolar neden yükseliyor? Siyasilerin tavırları sayesinde yükseliyor ve Türk Lirası değer kaybetmeye devam ediyor. İhracatımızın 64 milyar doları Avrupaya. Rusya'nın ambargosunda perişan olduk, birde Avupa ambargo uygularsa ülke ne hale gelir düşünün. Tehditler sadece iç piyasada etkili olur. Hayatın gerçekleri, realitesi var sıfır sorun politikalarından geldiğimiz haller, çevremizde bir tane dostumuz yok. Avrupa'nın gümrük birliğini de devre dışı bırakacağını düşündünüz mü? Gerçekleri yok sayamayız şalter onların elinde. Hani Türkiye İMF'ye borç verebilecek durumdaydı? Hani ekonomimiz adeta uçuyordu? Ne oldu, kanadı mı kırıldı? Türkiye battı, köprüler, hava alanları yabancılardan borç alınarak yapıldı. Hiçbirinde olmayan özkaynak zaten kullan

DOLARA uçmayı öğrettik...

Resim
Bir millet parasıyla güçlüdür, para biriminiz kadar itibarınız vardır dünyada. Ekonomi yönetimi, temeli sağlamlaştırmak yerine öncelikle güven ortamını sağlamalı, iş dünyası hukukun ve medeni yasaların yerle bir olduğu dönemlere güvenmez. Sermaye hava hareketleri gibidir, bir yerden diğer bir yere aktığında bunu görmeniz mümkün olmaz. İstediğin kadar reformlar, ekonomik paketler hazırla üreten bir ülke değilsen ihracat, ithalat dengen yoksa batarsın. Dolar 3.40 ve ülke sabaha daha fakir uyandı. Ecevit'e yazar kasa atan o adam nerede acaba, yine lazım oldu. Ülkede DEVALÜASYON ( Bir devletin resmi para biriminin diğer ülke dövizleri karşısında değer kaybettirilmesidir. Bu yolla ithal malları pahalılaşırken yerli malların fiyatı da aşağı çekilmiş olur) oluyor kimseden ses çıkmıyor. Para var ki onu da döviz yapmışlar, kendi paraları varken elin parasına değer verdirmişler. Ekonomi de bir sorun gözükmüyordu ama niye böyle oldu ki? Ekonomiyi yabancı yatırımcıya, inşaata bağlars

OHAL SÜRECİNDE İFLAS ERTELEME ERTELENDİ

Resim
Resmi Gazete'de 31.07.2016 tarihinde yayınlanan 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesiyle; Olağanüstü halin (OHAL) devam ettiği süre içinde, sermaye şirketleri ve kooperatiflerce 2004 sayılı İcra ve İflas kanunun 179. maddesi ile düzenlenen iflas erteleme talebinde bulunulamayacak ve iflas erteleme yönünde yapılan başvurular mahkeme tarafından reddedilecek. İflas ertelemesi borçlunun olduğu gibi alacaklının da yararını koruyor, geçici dar boğaz içinde olan şirketlerin bu durumdan kurtulması ve yeniden faaliyetlerini sürdürebilmesi için kanun tarafından düzenleniyor. Şirket yönetim kurulu şirketin mali durumunun iyileştirilebilir olduğunun mümkün olduğuna dair iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflas erteleme isteyebiliyor. Haciz baskısından kurtararak ticari faaliyetlerine devam etmesini sağlıyor. Normal iflas değil, iflas edilmesi durumunda devletin el koyup borcu da üstlenmesi gereken iflaslardır bunlar yani banka gibi. Kötü niyetli bazı şirketler diğer şi

ESNAFLARIN KREDİ FAİZ BORCU SİLİNECEK

Resim
Gümrük Bakanı Bülent Tüfenkci, Ramazan Bayramı öncesi Şırnak, Silopi ve diğer terör bölgelerin de zarar gören esnafın faizleri silinecek diye yola çıkıldı ama daha sonra TÜM TÜRKİYE'deki ESNAFLARIN FAİZLERİNİN SİLİNMESİNE karar verildiğini söyledi. Türkiye genelinde 110 bin esnafın 392 milyon lira faiz borcu bulunuyor. Kalan miktar yani ANAPARA ise yapılandırılarak taksitler halinde ödenebilecek. Yapılandırma için başvuru tarihi TESKOMB (Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği) tarafından esnafa duyurulacak. Takip edilmesi gerekir. En rahat takibi nereden yapabiliyorlarsanız; asılan matbu evraklar, İnternet, yayın organları vs. Fikrimce işini seven esnafımız kötü günlerin bir sonu vardır elbet. Dibe vurduktan sonra daha aşağısı olamayacağı sadece gidilecek yön yukarısı kaldığı için yükseliş başlayacaktır. Bazı şeyler elimizde değildir. Her şeyi deneyip sonucun değişmediğini görüyorsak bırakalım insin en dibe ne inecekse sakinlik

Yunanistan savaş istiyormuş!

Resim
Ne kadar zengin olursan ol. Yiyebileceğin kadar yersin. Denize testiyi daldırırsan alabileceği kadar su alır. Ekonomisi ve işsizlik oranı yüksek olan ülkeleri yönetenler, savaş diyerek kendi koltuklarını kurtarma derdine giriyor. Örneğin Rusya, Ukrayna, Türkiye, Suriye, Ermenistan, Yunanistan vs. Yunanistan ülkesindeki ekonomik krizi atlatmak için Türkiye'ye saldırma isteğinde ve bunun sonucunda TÜRK ASKERİ karşılık vererek Selanik'e TÜRK bayrağını dikecek. Aynen Kıbrıs'a girdiğimiz gibi. Bir daha da çıkaramayacaklar. Türkiye'de binlerce Yunan vatandaşı yaşıyor. Yunanlılar hangi savaşta, hangi zaman da bize iyi niyet beslediler? Ben öyle bir tarih hatırlamıyorum. Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu fırsat bilip yararlanmaya çalışan, iştahı kabaranlar elbet bugünler de geçer / biter. Sinir sistemimiz bozuk. Bir avuç kadarsınız, geçmişiniz belli, battınız paranız yok. İç savaş asıl siz de. Sefillik içinde yaşıyorsunuz. Yunanistan'a yolunuz düşerse duruml

Evren kapısını açıyor. 9 Mayıs’ta dileklerimiz gerçekleşebilir.

Resim
9 Mayıs’ta yüzyılımızın en önemli olaylarından biri gerçekleşecek. MERKÜR GÜNEŞ'in kalbine geçecek ve belli bir saat diliminde orada kalacak. Bu olay çok önemli kapılar aralayacak. 9 Mayıs Pazartesi günü gökyüzünde nadiren gerçekleşecek olan bir olay meydana gelecek. Her türlü yazılı, sözlü, görsel iletişimi simgeleyen Merkür; Dünya ile Güneş”in arasından geçiş yapacak. Bir yüzyıl içinde bu olay sadece 13 defa meydana gelir (BİR YÜZYIL). Yani 9 MAYIS 2016 gökyüzü açısından tarihi günlerden birine tanıklık edecek demektir. Bu geçiş esnasında Merkür tam olarak Güneş’in kalbinde olacak buna CAZİMİ deniliyor. 9 MAYIS 2016 günü gerçekleşecek olan Merkür’ün Güneş’in kalbinde olma olayının etkisi tam bir sene boyunca hissedilecek. BU SAATLER DE BEYNİNİZE FORMAT ATIN VE GELECEKLE İLGİLİ İSTEKLERİNİZE YER AÇIN. EVRENİN EN UYGUN ZAMANI DİLEKLERİNİZİ SİZE GERİ GÖNDERMESİ İÇİN BU SAATLER :) Bir gezegenin Güneş’in kalbinde olması, Güneş ile bir gezegenin aynı burçta-aynı derecede-aynı