Kayıtlar

GÜNDEM etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Konu Atatürk olursa...

Resim
Önder olmak ön sıralarda oturup önde yürümekle değil, yüreklerdekini hissedip, beyinlerdekini okumakla olur. Atatürk, dünya ve Türk tarihinde olması gereken kutsal bir yerde şanı ve şerefiyle yerini almıştır. Onlarca savaş görmüş, ölümlerden dönmüş, ordusunun başında düşmanla mücadele ederek yeri geldiğinde göğüs göğüse çarpışarak, Gazi, Mareşal, Başkomutan unvanını hak etmiş değerli bir kişiliktir. İstanbul'u kim fethetti? dediğimizde insanlar ilk olarak Fatih Sultan Mehmet diyorlar. Aynı şekilde Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu kimdir? dediğimizde aklımıza Mustafa Kemal Atatürk gelir. Her savaşın bir simgesi bir kahramanı vardır. Müdafaa savaşlarında baştaki komutan çok önemlidir. Kimse İstanbul'un Fethini de, Cumhuriyetin kuruluşunu da bir kişiye indirgemiyor. Fatih Sultan Mehmet'in de, Atatürk'ün de arkasında örf ve adetlerine düşkün, Vatanına ve Milletine bağlı halkı vardı, insan hayatından daha kutsal bir dava yoktur. Bir Müslüman birine iftira atman

Niyetinden vurulsun herkes...

Resim
Kendinden zeki birine tavsiye vermek iyi niyet gerektirdiği kadar aptallıkta gerektirir. At gözlüklerini çıkarmadan, empati yapmadan, kendi fikri olmayıp ağızdan dolma tüfek gibi hiç düşünmeden her duyduğunu aynen tekrarlayanlar unutmayın, sorgulamak beyin gerektirir. Ders çıkartmak yürek, hayata geçirmek azim, gerçekleştirmek deha gerektirir herkesin duyarlılığı kendi dehasıdır. Şarkılar söylüyordu insanlar acı, sevgi, mutluluk içeren. Söylerken bile kendi olmama çabasındaydı her dudak. Uydurmaydı her şey. Kendine bakmamak için her şeyi görüyordu insan. Kanal değiştirmek kadar kolaydı vicdanları susturmak. İnsana saygımı korumak için insanlardan uzak duruyorum, demiş Dostoyevski ne kadar doğru söylemiş. İnsanları anlamak için vazgeçmen gereken ilk şey benliğindir. Yaşamak isteyenlerle ölmek isteyenler anlaşamaz. Yaşamak isteyenler birbirlerini öldürür, ölmek isteyenler başkalarını yaşatır. İnsanlar inanmak istediklerine inanır. Bu türün en büyük zaafi bu sanırım. Ben sadece gerç

Kefenin cebi yok!

Resim
Kefenin cebi yok. Çok zengin bir iş adamı imama gitmiş. Ben öldükten sonra çoraplarımla gömülmek istiyorum demiş. Vasiyetimde de belirtim! Beni çoraplarımla gömün. İmam da çoraplarla gömülmek şimdiye dek görülmüş mü? demiş. İş adamı bu benim vasiyetim ve öyle de olmasını istiyorum! demiş. Çocuklarına birer vasiyet yazmış. Ardından vefatı gerçekleşmiş. Çocukları vefati sonrası vasiyeti açmış ve okumuşlar. Evlatlarım mal, mülk, para istediğinizden çok miras bıraktım size. Lütfen bu mirası doğru düzgün bir şekil de kulanın. Doğru yoldan sapmayın, hak yemeyin. Çünkü vasiyet ettim ki beni çoraplarımla gömün. Bakın kirli bir çorabı bile götüremedim öteki dünyaya. Unutmayın evlatlarım kefenin cebi yok! Esprinin en ufak bir zeka belirtisi ve zarafetten yoksun olmasından ziyade, henüz bir kaç gün evvel sivil hayatı durma noktasına getirmiş bir vahşet üzerinden yapılması daha da vahim. Ortaokul çağındaki bir çocuk bile "Bu konuda espri yaparsam dikkatleri üzerime çekebilirim."

Biz Bu Enkazı Şehitlerimizin Kanıyla Elde Ettik.

Resim
Birileri 90 yıllık enkaz demiş. 90 yıl önceki Anadolu'nun bu hali daha mı uygun? Enkazı kaldıran Atatürk'tü. Dün şahsi çıkarları için Osmanlıya karşı işgalcilerle çalışanların uzantıları bugün kanla, canla alınan ülkeyi yine enkaz haline dönüştürüyor. Karadeniz kıyıları tam olarak Osmanlı sayılmazdı. İşgalci devletlerin gemileri sürekli kıyılarda dolaşıyordu. (Osmanlı denen toprak parçası, Anadolu'nun ortasında sıkışmış alandan ibaretti.) Kurtuluş Savaş'ında çok zor şartlar altında Karadeniz'den silah ve mühimmat taşınmıştır. Bizi yoktan var eden Atatürk'e borçluyuz bu ülkeyi. Bu mu enkaz? Resim de bize Osmanlı'dan kalan son topraklar gösteriliyor. Atatürk'den sonra nereden nereye geldik biraz düşünmek gerek. YAKIN TARİHİMİZİ KISACA, 1- Cumhuriyet ilan edildiği zaman 1000 kadından 5'i, 100 erkekten 7'si okur yazardı. 2- Uzun süren savaşlar nedeniyle şehirler, kasabalar, köyler yıkılmış, erkek nüfusu savaşlarla azalmıştı. 3