Kayıtlar

APTAL etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bilgi Hasadı...

Resim
Tüm kalıplardan ve kurallardan arınmak için bilgi arzusunu kendi tekeline alan sistemlerde çatlaklar yaratmak zaruri bir mesele haline gelir. Bilgiye sorgulayarak ihtimalleri çoğaltarak, bağımsız bir merak dürtüsü, kalıplardan, tabulardan, kurallardan arınmış tertemiz bir vizyon sahibi olarak ulaşılır. Herakleides döneminde anlam kazanan PHİLOSOPHİA deyiminin anlamı; durup dinlenmeden bilgiyi, doğruyu aramaktır. Düşünme, uygulama, deney vs. ile burada varılmak istenen doğru ve gerçektir. Temeli İonia'da atılan felsefenin hiç durmadan aradığı şey budur. Hedefe empirik bir yol (Sokrates) ile mi, yoksa kendi düşünce dünyamıza çevrilerek mi, ulaşırız? Kendi iç dünyamıza evrilmek ve empirik yol ile bütünleşme bu konuda yararlı olacaktır. Platon görüşüne göre, felsefe yapmak felseficilerin, yönetmek yöneticilerin, savaşmak askerlerin göreviydi, bu da belli bir kast yapısı oluşturuyordu. Bu anlayış bugünde farklı düzeylerde devam etmektedir. Fikrimce bilgiye ulaşabilmek iki kavram

Deli miyiz neyiz ama yürekliyiz!

Resim
Zihne değil egoya değer vermiş insanların üstünlük kurduğu günümüzde, zeki ve akıllı olmak aslında en büyük deliliktir. Bu işler emek işi hadi demekle olmaz :) Delilik aklı özgür bırakmaktır, dokunulmazlıktır. Kontrollü delilik zekanın göstergesidir. Deliler de akıl kalıntıları hep vardır ama aptal hep aptaldır onlarda akıl aramayın. Algı ve sezgisi farklı olanlar genel olarak dışlanırlar, sıradışı insanlar çevreleriyle fazla ilgili değillerdir bundan dolayı da onlara adlar verilir. Ama ben mi sıradanım yoksa beni sıradanlaştıranlar mı sıradan tartışılır. Yine de bu düşünceleri bir tebessüm oluşturuyorsa delinin yüzünde, bir zarar gelmez böyle bir düşünceden de bize. Bazı insanlar kötülüğü ve art niyeti akıl olarak görürler çünkü. Aslında kelimeler her şeyi anlatmaya yeter ama insan beyninin anlatmaya izin verip vermemesi önemlidir, kendisini kontrol edebilmesi. Kimse kendinden daha akıllı birisini karşısında görmek istemez ve bunun içinde deli diyerek dışlar. Düşünceleri kend

Beynin Sahibini Bulmadan Çözemeyiz...

Resim
Her gül yaşamla buluşunca kokusunda bütünleşir. Bazı Güller ise bereketsiz topraklar da kirli sularla gelişirse güneşten çok karanlık köşelere terk edilirse dikenlerinden ibaret olmaya mahkum olurlar. Sonrasında Güneşin altında hak edilmemiş yerdeymiş gibi düşünülür. Kimse kötülüğe hizmet için dünyaya gözlerini açmaz ruhunu kirleten etmenler olur. Bakışını nereye çevirirse görüşü o olur, nasıl düşünürse karşılığında onu görür. İçleri kin, öfke, nefret, dışları tebesüm, sevgi, dostluk kokan insanların arasında yaşıyorsak kimseden de beklentiniz olmaz. Ve hiç birimiz daha olgunlaşamadık. İlla ki şaşırıyoruz / şaşırtıyorlar. Beklentilerden kurtulup anda yaşamayı öğrendikten sonra hayat çok daha rahat. Yaşananları sadece deneyim olarak görmeye başlayınca olumlu olumsuz, iyi kötü demeden kabulleniyor insan ve mutsuz olmak için neden kalmıyor. Hiç bir mutluluk sürekli değil, sürekli olan değişim ve ona ayak uydurabilmek. En büyük mutluluk mutsuzluğun kaynağını yok etmek. Hiç bir başarı

Hep Bir Umut Vardır!

Resim
Cahil bir toplum özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. (Friedrich Nietzsche) Ancak belli bir olgunluğa erişmiş insanlar kendilerini eleştirir ve başkalarınında eleştirmesine izin verirler. Hata yapmanın insani bir durum olduğunu hata yaparak ilerleyeceğimizi deneyimleyerek farkındalık yaratacağımızı bilmek, anlamak yüksek bir bilinç gerektirir. Düşünmeden kabul gören bir teslimiyet başka zihinlere kelepçelenmiş gönüllü bir tutsaklıktır. Aptal ve cahil olan insanlar sonuna kadar aptal ve cahil kalıyorlar nedense. Bunu eğitimle taçlandıranlar oluyor bazen içlerinde sadece. Toplumların başlarına ne geliyorsa bu doğal seçilimlerinden kaynaklı olarak geliyor. Dolayısıyla zekinin varlığını sürdürebilmesi için aptal olanlar yok oluyorlar. İstanbul’da İktisat Fakültesini kuran Alman Prof. Neumark sizde, demişti; “önemliler”, değerli değil; “değerliler”de önemli değil. (Bir kaç makalem de kullandım bu sözü. Sevdiğim ve doğruluğu gözl